PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Yönetici kendini konuşurken ele veriyor


Yorgun Yürek
28 May 2009, 12:37
Liderlerin kullandığı dil kalıpları çalışanları ile ilgili tavırlarına ve yaklaşımlarına işaret ediyor. Bunu anlamak içinse sözlerine dikkat kesilmeniz yeterli

Yöneticiniz sizi nasıl algılıyor? Bir takım oyuncusu olarak mı[Only Registered Users Can See Links] yoksa çocuklarından biri gibi mi? Bu sorunun yanıtı yöneticinizin bizzat kendi ağzıyla ifade ettiği kelimelerde gizli. Onun çalışanlarıyla kurduğu ilişkinin biçimini anlamak için sözlerine dikkat kesilmeniz yeterli. Çünkü liderlerin alışkanlık haline gelmiş dil kalıpları astları ile ilgili tavırlarına ve yaklaşımlarına işaret ediyor.
Örneğin bazı liderler çalıştığı kurumu aile olarak tanımlarken bir diğeri “biz sıkı bir takımız” gibi sporla ilgili ifadeler kullanıyor. “Bugün bizim kurtuluş savaşımız[Only Registered Users Can See Links] herkesten maksimum çaba bekliyorum” benzeri militarist bir jargon kullanan yöneticilerin yanında dini terimler kullananlar da var. Ve bu dil aslında tam olarak yöneticinizin sizi[Only Registered Users Can See Links] yani yanında çalışanları nasıl algıladığını ortaya koyuyor. Bu durumun da insanların kafalarının içinden geçenlerin kendini ağızlarından çıkan kelimelerle ifade ettiğini söyleyen Sigmund Freud’un yıllar önce tanımladığı ve terminolojiye “Freudian slip” olarak geçen dil sürçmesinden hiçbir farkı bulunmuyor.
Her lider farklı terminoloji kullanıyor
Maço lider yönetemediği birini rakip ve tehdit olarak algılarken babacan lider kendisini bir ‘iş’ ailesinin babası olarak görmek istiyor. Bu yüzden de kendisine karşı gelen birine[Only Registered Users Can See Links] gerekli gördüğü sağlıklı bir disiplin gereği yaramaz ve isyankar bir çocuk gibi davranıyor. Diktatör lider emirlere saygı ile riayet eden ve istendiğinde hiç düşünmeden kendisini adayan disiplinli takipçilere ihtiyaç duyar. Peki[Only Registered Users Can See Links] sizin yöneticiniz nasıl bir lider? Dahası sizinle nasıl bir ilişki kuruyor? Slow Leadership adlı yönetim bloğunun kurucusu ve yazarı Carmine Coyote’in liderlik terminolojileri ile ilgili verdiği örneklerlerden biri sizin yöneticinizi tanımlıyor olabilir…
• Maço lider doğal olarak maço bir dil kullanır: Onları sürekli çalışanlarından biriyle ilgili örneğin “kılıbık herifin teki” gibi bir tanımlama kullanırken görürsünüz. Ya da kendi rolünü[Only Registered Users Can See Links] birinin “kıçına tekmeyi basacak” kişi olarak tanımlar. Her ortamda kazanmayı sever. Bu yüzden böyle bir liderden “önemli olan kazanmak”[Only Registered Users Can See Links] “sadece sonuçlarla ilgileniyorum” ya da “benim için tereyağından kıl çekmek kadar kolaydı” gibi sanki çok aşırı rekabetçi bir durumdan bahsediyormuş gibi sert cümleler duyarsınız.
• Kumanda ve kontrol diktatörleri kavga terminolojisi kullanmayı sever: Eğer sürekli “ateş hattındayız”[Only Registered Users Can See Links] “kötü adamları piyasadan sileceğiz” gibi ifadeler duyuyorsanız beyni tüm dünyayı kazanılması gereken savaşlar ve alt edilmesi gereken düşmanlar serisi olarak gören bir lideriniz var demektir. Bu doğal savaşçı karakterlere göre kazananlar kahraman kaybedenlerse zavallıdır.
• Hız tutkunları hızlı konuşma tarzı ve karakteristik dilleri ile obsesyonlarını gösterir: Etrafındakileri sürekli olarak “sadede gel”[Only Registered Users Can See Links] “erken kalkan yol alır”[Only Registered Users Can See Links] “hızlandıralım” gibi ifadelerle acele ettirir. Hız tutkunu bir yöneticiyi en çok “sakin olun” ya da “aksiyon almadan önce bize biraz zaman verin” gibi ifadeler rahatsız eder.
• ‘Hırs tutkunları’ her zaman para ve ödüller hakkında konuşmak ister: Bir işe başlamadan önce harekete geçirici unsurun ne olduğunu ve o işte şirket için nasıl bir fayda olduğunu bilmek ister. Diğer başlıkları dinlemeden önce kendisine faydaların anlatılmasını talep eder. Tartışmalar onları sıkar[Only Registered Users Can See Links] fakat hesap tablolarını ve gelir projeksiyonlarını incelemek için saatlerini harcayabilir. Hatta diğer herkesin de sadece para ile motive olmasını bekler ve böyle olmayan biriyle karşılaştığında hayretler içinde kalır.
• Sporla ilgili terimler ve analojiler kullanan lider kendisini takım kaptanlığı ile koçluk arasında bir yerde görür: Bu hissiyat içindeki lider kendinde zayıf halkaları ezme ya da kovma[Only Registered Users Can See Links] saha kenarında öfke nöbetleri geçirme[Only Registered Users Can See Links] oyunun kurallarını bağırarak haber verme[Only Registered Users Can See Links] oyunu herkesten daha iyi bildiğinin ve belirlediği oyun stratejisinin hiç bir soru sormadan kabul etmesini bekleme hakkı görür.
• ‘Babacan’ lider kurumun geri kalanını aile olarak tanımlar ve yaklaşımı da bu şekildedir: Aynı samimi aile ilişkileri gibi bu ilişki de iki uçlu olabilir. Seven[Only Registered Users Can See Links] ilgilenen ve destekleyen ebeveynler kadar[Only Registered Users Can See Links] talep eden[Only Registered Users Can See Links] aile hayatının her yönünü kontrol etmeye çalışırken asıl işlevini yerine getiremeyenler de olacaktır. Bu lider suçu silah olarak kullanır[Only Registered Users Can See Links] her zaman itaat bekler ve kabul edilemez bir davranışla karşılaştığında aynı öfke nöbeti geçiren yaramaz bir çocuğun ‘kendi iyiliği için cezalandırılıyormuş’ gibi davranır.