PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Empedokles Kimdir-Felsefesi-Sözleri-Eserleri


Syst3m
22 August 2009, 01:49
Empedokles Sicilya Adasının güney kıyılarında bulunan Akragas (ya da Agrigentum) şehrinden. Ailesinin şehrin siyasi hayatında pek sözü geçermiş; kendisi de bir aralık başta bulunmuş[Only Registered Users Can See Links] krallık bile önerilmiş kendisine[Only Registered Users Can See Links] ama kabul etmemiş[Only Registered Users Can See Links] demokrasiyi öğütlemiş. Fizikçi[Only Registered Users Can See Links] hekim[Only Registered Users Can See Links] hatip[Only Registered Users Can See Links] mucizeler gösteren ve arındıran rahip olarak Güney İtalya kentlerinde dolaşmıştır. Ölümü de efsaneleştirilmiştir: Kendisini Etna Yanardağı'na atmış olduğu söylenir – belki de onu Tanrılaştırmak için yapılan çabalardan biri bu -.

Siyasi sürgün olarak Peloponnes’te ölmüş olması ihtimali daha büyük. “Peri physeos” (Doğa üzerine) ve “ Katharmoi” (Arınmalar) adlı iki eseri vardır. Empedokles’in öğretisinin çıkış noktası[Only Registered Users Can See Links] bir yandan Parmenides’in savıdır: Meydana gelme ile yok olma diye bir şey yoktur aslında. Ama öbür yandan da Empedokles duyuların bize gösterdiği bir olguyu[Only Registered Users Can See Links] meydana gelme ile yok olmanın görünüşünü[Only Registered Users Can See Links] bu olayları açıklamaya çalışır.

Ona göre[Only Registered Users Can See Links] insanların meydana gelme dedikleri şeyi temel maddelerin bir karışması[Only Registered Users Can See Links] yok olma dedikleri de bu karışmanın dağılmasıdır. Çok büyük parçalardan kurulmuş olan temel maddelerin kendileri[Only Registered Users Can See Links] (bunlara Empedokles[Only Registered Users Can See Links] Rizomata panton= her şeyin kökenleri diyor) meydana gelmemişlerdir[Only Registered Users Can See Links] yok olmazlar[Only Registered Users Can See Links] değişmezler[Only Registered Users Can See Links] bunlar Parmenides’in bengi varlığı gibidir. Doğa bilgisinin gelişmesinde çok önemli bir yeri olan öğe (element) kavramını ilk olarak ortaya koyan Empedokles olmuştur denilebilir.

Öğe[Only Registered Users Can See Links] burada[Only Registered Users Can See Links] kendi içinde bir cinsten[Only Registered Users Can See Links] niteliği bakımından değişmeyen[Only Registered Users Can See Links] artık bölünemeyen[Only Registered Users Can See Links] yalnız çeşitli hareket durumlarına geçebilen madde demektir. Bu anlayışla da[Only Registered Users Can See Links] Parmenides’in “Varlık” kavramı işe yara bir hale getirilmiş oluyordu. Bu öğeler de[Only Registered Users Can See Links] Empedokles’e göre[Only Registered Users Can See Links] dört tane imişler: Toprak[Only Registered Users Can See Links] su[Only Registered Users Can See Links] ateş[Only Registered Users Can See Links] hava. Empedokles’e göre[Only Registered Users Can See Links] bu dört öğe[Only Registered Users Can See Links] evren yapısının ancak gereçleridir. Evren bu gereçlerden kurulmuştur. Dört öğenin kendileri[Only Registered Users Can See Links] tıpkı Parmenides’in “Varlık”ı gibi değişmez tözler olduklarından[Only Registered Users Can See Links] bunların kendisinde bir hareket nedeni bulunamaz; yani bunlar kendiliklerinden birbirleriyle karışamazlar[Only Registered Users Can See Links] kendiliklerinden bir karışmayı bozamazlar. Onun için doğa açıklamasında[Only Registered Users Can See Links] bu dört öğenin yanı sıra bir de hareketin bir nedeni[Only Registered Users Can See Links] hareket ettirici bir güç de gerek. Empedokles’e göre [Only Registered Users Can See Links] dört ana – öğeyi birbiriyle karıştıran[Only Registered Users Can See Links] bunların karışımlarını yeniden çözen neden de sevgi ile nefrettir. Empedokles’in bu anlayışında[Only Registered Users Can See Links] madde ile kuvvet (oluşu sağlayan neden)[Only Registered Users Can See Links] ilk olarak[Only Registered Users Can See Links] iki ayrı ilke olmuşlardır. Aynı zamanda bir hekim olan Empedokles[Only Registered Users Can See Links] canlıların dünyasına da yakın bir ilgi göstermiştir. Ona göre[Only Registered Users Can See Links] bitkiler ilk organizmalardır ve hayvanlar gibi canlıdırlar. Empedokles’in insan üzerinde de ilgi çekici gözlemleri var: Kan[Only Registered Users Can See Links] insan hayatının ana-taşıyıcısı ve düşünmenin merkezidir. Kanda öğeler[Only Registered Users Can See Links] en olgun bir biçimde birbiriyle karışmışlardır. İnsanın bütün yetenekleri[Only Registered Users Can See Links] bu karışımın olgunluğuna bağlıdır. Bir doğa bilgini olarak duyuların gösterdikleri üzerinde önemle duran Empedokles’in sensualist bilgi öğretisine göre[Only Registered Users Can See Links] biz evreni biliyoruz[Only Registered Users Can See Links] çünkü biz de onunla aynı özdeniz[Only Registered Users Can See Links] biz kendimiz de dört öğeden kurulmuş olduğumuzdan[Only Registered Users Can See Links] aynı öğelerden kurulmuş olan bir varlığı biliriz.

KAYNAK

Felsefe Tarihi; Prof. Macit Gökberk; Remzi Kitabevi

Ek Bilgiler

Empedokles (M.Ö. 494 - M.Ö. 434)[Only Registered Users Can See Links] Sicilya adasının güney kıyılarında Akragas (ya da Agrigentum) şehrinin sözü geçen ailelerinden birine mensup bir filozof ve bilim adamı.


Doğa filozoflarından biri olan Empedokles[Only Registered Users Can See Links] kendinden önceki doğa filozoflarının temel töz (arkhe) olarak belirlediği[Only Registered Users Can See Links] su[Only Registered Users Can See Links] ateş ve havaya[Only Registered Users Can See Links] toprağı da ekleyerek[Only Registered Users Can See Links] hepsini bir arada kullanan ilk düşünür olmuştur. Empedokles'e göre bu dört temel eleman[Only Registered Users Can See Links] sevgi ve uyuşmazlık (iticilik) gücü ile birleşip ayrılırlar. Bir başka deyişle sevgi ve uyuşmazlık da[Only Registered Users Can See Links] maddeyi meydana getiren asal tözlerdendir ve değişimleri açıklamak için kullanılmışlardır.

Havanın ayrı bir töz olduğunu deneysel olarak kanıtlamış[Only Registered Users Can See Links] merkez kaç kuvvetini kısmî olarak izah etmiştir. Nefes almanın mekaniği ile güneş tutulmasının mekaniği hakkındaki savları[Only Registered Users Can See Links] ayın yansıyan ışıkla parıldadığını[Only Registered Users Can See Links] bitkilerde cinsiyetin olduğunu ve Dünya'nın küre biçiminde olduğunu ileri sürmesi ile ışığın bir yerden bir yere gitmesi için zaman geçmesi gerektiği konusundaki sözleri bilim adamı yönünü gösterir. Kanın[Only Registered Users Can See Links] insan hayatının ana taşıyıcısı ve düşünmenin merkezi olduğunu söyler. Empedokles'e göre; temel öğeler kanda[Only Registered Users Can See Links] en olgun biçimde bir araya gelmişlerdir. İnsanın tüm yetenekleri ise bu karışımın olgunluğuna bağlıdır.

Dini açıdan Pisagor'cudur. "Orpheic" öğretiden de etkilenmiş ve Tanrı olduğunu iddia edip[Only Registered Users Can See Links] bunu kanıtlamak amacıyla Etna dağı kraterine atlayarak ölmüştür.

Ek Bilgiler 2

Parmenides Varlığın var olduğunu ve özdeksel olduğunu savunmuştu. Empedokles yalnızca bu konumu değil[Only Registered Users Can See Links] ama ayrıca Parmenides’in temel düşüncesini[Only Registered Users Can See Links] varlığın doğmayacağını ya da yitip gidemeyeceğini[Only Registered Users Can See Links] çünkü yokluktan doğmayacağını ve yokluğa geçemeyeceğini de benimsiyordu.

Özdek[Only Registered Users Can See Links] o zaman[Only Registered Users Can See Links] başlangıçsız ve sonsuzdur; yok edilemezdir. Öte yandan[Only Registered Users Can See Links] değişim yadsınamayacak bir olgudur ve değişimin yanılsama olarak bir yana atılması artık savunulamazdır. O zaman yapılacak tek şey değişim ve devinim varoluşu olgusunu Parmenides’in Varlık -ki ona göre özdeksel olduğunu anımsayalım- ne varlığa gelir ne de yok olur biçimindeki ilkesi ile uzlaştırmanın bir yolunu bulmaktır.

Empedokles bu uzlaşmayı nesnelerin bütünler olarak varolmaya başladıkları ve varolmaya son verdikleri görgülenimin gösterdiği gibi- ama kendileri yoke dilemez özdeksel parçacıklardan oluştukları biçimindeki ilke aracılığıyla yerine getirmeye çalışıyordu. ‘Ancak karıştırılmış olanın bir karışım ve karşılıklı değişimi vardır. Töz bu şeylere insanlar tarafından verilen addan başka bir şey değildir.

Parmenides’in varlığın değiştirilemezliği ilkesini kendi yolunda yorumlayarak[Only Registered Users Can See Links] bir tür özdeğin bir başka tür özdek olamayacağını[Only Registered Users Can See Links] ama temel ve bengi özdek ya da öğe türlerinin -toprak[Only Registered Users Can See Links] hava[Only Registered Users Can See Links] ateş ve su- bulunduğunu savunuyordu. Dört öğenin tanıdık sınıflaması öyleyse Empedokles tarafından bulunmuştu[Only Registered Users Can See Links] gerçi bunlardan öğeler olarak değil ama ‘herşeyin kökleri’ olarak söz ediyor olsa da. Toprak su olamaz[Only Registered Users Can See Links] ne de su toprak olabilir: dört özdek türü değiştirilemez ve en son parçacıklardır ki[Only Registered Users Can See Links] birbirleriyle karışarak dünyanın somut nesnelerini oluştururlar Empedokles etkin kuvvetler konutlamayı zorunlu görüyordu.