PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Epictetus Kimdir-Felsefesi-Sözleri-Eserleri


Syst3m
22 August 2009, 01:52
55-135 yılları arasında yaşamış Stoalı filozof ve ahlakçıdır.

Azad edilmiş bir köle olan Epiktetos'un Stoacılığının temelinde[Only Registered Users Can See Links] özgürlük[Only Registered Users Can See Links] tanrısal kayra[Only Registered Users Can See Links] insanlık ve ahlak düşüncesi bulunur. Kendisine bilge kişi olarak Sokrates'le Diogenes'i örnek almış olan Epiktetos[Only Registered Users Can See Links] temelde ahlak ile ilgilenmiş ve gerçek eğitimin[Only Registered Users Can See Links] bütünüyle bireye ait olan tek şeyin bireyin iradesi ya da amacı olduğunu kavramaktan başka bir şey olmadığını iddia etmiştir. İnsan[Only Registered Users Can See Links] ona göre[Only Registered Users Can See Links] iradeden bağımsız olan iyi ya da kötü hiçbir şey bulunmadığını öğrenmeli ve olayları öngörmeye ya da yönlendirmeye kalkışmayıp[Only Registered Users Can See Links] yalnızca onları anlama çabası göstermelidir.

İnsanın kendisinin dışındaki şeylere düşkünlük gösterme[Only Registered Users Can See Links] yani kölelikle[Only Registered Users Can See Links] ahlaki amacını hayata geçirme[Only Registered Users Can See Links] eşdeyişle özgürlük arasında bir tercihte bulunması gerektiğini savunan Epiktetos'a göre[Only Registered Users Can See Links] bir insana başka bir insan zarar vermez[Only Registered Users Can See Links] ona yalnızca kendisi zarar verebilir. Akademik tartışma ve teoriyi hor gören Epiktetos'un mesajı[Only Registered Users Can See Links] Stoalıların birçoğu gibi[Only Registered Users Can See Links] entelektüellere[Only Registered Users Can See Links] yönetici sınıfa değil de[Only Registered Users Can See Links] ortalama insana yönelmiştir.

Siyaset alanında[Only Registered Users Can See Links] Epiktetos[Only Registered Users Can See Links] insanı[Only Registered Users Can See Links] Tanrı'dan başka insanları da içeren büyük bir sistemin üyesi olarak görmüştür. Ona göre[Only Registered Users Can See Links] her insan öncelikle[Only Registered Users Can See Links] kendi toplumunun bir yurttaşıdır. Ama o[Only Registered Users Can See Links] bir yandan da[Only Registered Users Can See Links] tanrıların ve tüm insanların oluşturduğu daha büyük bir topluluğun üyesidir. Kent devleti bu topluluğun yalnızca kötü bir kopyasıdır. İnsanlar akıllı yanlarıyla[Only Registered Users Can See Links] Tanrı'nın çocuklarıdırlar ve kendilerinde tanrısal öğeler taşırlar. Bundan dolayı[Only Registered Users Can See Links] insanlar[Only Registered Users Can See Links] Epiktetos'a göre[Only Registered Users Can See Links] kentlerini ve yaşamlarını Tanrı'nın iradesine göre yönetmeye çalışmalıdır.

Epiktetos'un İki Temel Kuralı

Stoacı Epiktetos'un ahlak felsefesinin temelinde bulunan iki kural: 'İradenin dışında[Only Registered Users Can See Links] iyi ya da kötü olan hiçbir şey bulunmadığını kabul etmemiz gerekir' ve 'Olayları öngörüp yönlendirmeye çalışmak yerine[Only Registered Users Can See Links] onları yalnızca bilgelikle kabul etmeliyiz'.

Epiktetos'a göre[Only Registered Users Can See Links] insan için iyi olan tek şey iradedir ve en önemli erdem bilgeliktir. Bilgelik ise[Only Registered Users Can See Links] insanın kendisini doğanın ayrılmaz bir parçası olarak görmesiyle ve doğanın seyrine ayak uydurmasıyla elde edilir. İnsan kendisini dünyanın gidişinden sıyırıp ayıramadığına göre[Only Registered Users Can See Links] yapılacak en iyi iş dünyanın gidişini olduğu gibi benimserse[Only Registered Users Can See Links] kendisini gereksiz sıkıntı ve tedirginliklerden kurtarır.

Epiktetos'un bu anlayışına göre[Only Registered Users Can See Links] insan bir dramdaki aktöre benzer. Dünya ve dünyanın tarihiyle ilgili bu dramda[Only Registered Users Can See Links] insan yalnızca bir oyuncudur. Oyuncu oynayacağı rolü seçemez[Only Registered Users Can See Links] dekora[Only Registered Users Can See Links] oyunun kendisine etkide bulunamaz. Tanrı ya da akıl ilkesidir ki[Only Registered Users Can See Links] her insanın bu tarih içinde ne olacağını belirler. Dünya sahnesinde bir tiyatro eserindeki oyuncuya benzeyen insan[Only Registered Users Can See Links] hiçbir etkide bulunamayacağı şeyler karşısında kayıtsız kalmak durumundadır. Onun kontrol edebileceği tek bir şey vardır: Kendi tavrı ve tutkuları.

O[Only Registered Users Can See Links] bir başkasına daha iyi bir rol verildiği için kıskançlık duymamalı[Only Registered Users Can See Links] makyajı yapan burnunu çirkin gösterdiği için[Only Registered Users Can See Links] kendisini aşağılanmış hissetmemelidir. Yani[Only Registered Users Can See Links] insan kendisine ne verilmişse onunla yetinmeli[Only Registered Users Can See Links] erişemeyeceği[Only Registered Users Can See Links] sahip olamayacağı şeyler için[Only Registered Users Can See Links] açlık[Only Registered Users Can See Links] kıskançlık duymamalıdır. Bütün bu duygular onu mutsuz kılar. Öyleyse[Only Registered Users Can See Links] yapılması gereken şey[Only Registered Users Can See Links] akla uygun olmayan duygular[Only Registered Users Can See Links] tutkular karşısında[Only Registered Users Can See Links] kişinin güçlü olması[Only Registered Users Can See Links] bağımsızlığını kazanmasıdır. Bu bağımsızlığa giden yol ise[Only Registered Users Can See Links] bilgelikten geçer. İnsan kendisini bu olumsuz duygulardan kurtarabilirse[Only Registered Users Can See Links] yani duygusuzluk haline ulaşabilirse[Only Registered Users Can See Links] bilge insana özgü olan huzur ve mutluluğa kavuşabilir. Zira[Only Registered Users Can See Links] yalnızca bilge insan rolünün ne olduğunu bilebilir.