Syst3m
22 August 2009, 02:08
Not: Fichte[Only Registered Users Can See Links] "Fihte" diye okunur.
Johann Gottlieb Fichte Oberlausitz (Saksonya) - İ.S.1762 Küçük bir köydeki fakir bir dokumacının oğludur Fichte. Dokuz yaşına kadar dokumacılık ve çobanlık yapmış. Varlıklı bir çiftlik sahibi şans eseri onun zekasını fark etmiş ve himayesine alarak bir okula başlatmış. Ancak bu kişinin ölmesi ile tekrar yoksulluk ve sıkıntı çekmeye başlayan Fichte üniversiteyi çok zor bitirebilmiş. Özel ders vererek para kazanmaya çalıştığı sıralarda bir öğrencisi sayesinde Kant'ın felsefesiyle tanışmış ve o günden sonra tüm hayatını onun felsefesini geliştirmeye adamıştır.
Fichte[Only Registered Users Can See Links] Kant'ın bir başlangıç yaptığına ve bu başlangıcın bir sisteme kavuşturularak tamamlanması gerektiğine inanmıştır. Bu sisteme ulaşmak için de bir çıkış noktası arar. Ona göre bu çıkış noktası sujedir[Only Registered Users Can See Links] bilinçtir.
Burada iki yol vardır;
Objeyi çıkış noktası almak[Only Registered Users Can See Links] ki o zaman objenin yanında nasıl oluyor da bir suje[Only Registered Users Can See Links] bir bilinç var olabiliyor sorusu ile karşılaşırız. Ona göre bu soru çözümsüzdür ve insanı determinizm ve mekanizme sürükler ve bu durumda özgürlük diye bir şey olamaz.
Sujeyi çıkış noktası almak[Only Registered Users Can See Links] bu durumda ise bilincin objeyi nasıl tasarımladığı sorusu ile karşılaşırız ve bu sorunun çözümü vardır.
Fichte'ye göre bilincin özü eylemdir. Böylece yola çıkan Fichte Kant'ın yanlış düşünme diye adlandırdığı diyalektitiği kullanarak ilerler. Ona göre bütün bilgimiz üç adımlı diyalektik bir hareketle oluşur.
Objeyi "a[Only Registered Users Can See Links] a'dır" gibi ortaya koyup kavramak.
Objeyi "a[Only Registered Users Can See Links] non-a değildir" gibi öteki objeler ile karşılaştırarak ayırt etmek.
a ve non-a'yı içine alan bir kavram ile sınırlamak.
Onun verdiği bir örnek şöyle;
Altını görüp tanırım.
Onu bakırdan ayırt ederim.
Onu bakır karşısında şu yada bu nitelikle sınırlanmış bir "maden" olarak kavrarım. Şimdi "ben" kendi özünü bilmek isterse önce kendisini bilmesi[Only Registered Users Can See Links] düşünmesi gerekir.
Bu ise Fichte'ye göre bir eylemdir. Yine sonraki eylem ile "ben"[Only Registered Users Can See Links] "ben olmayanı" karşısına koymalıdır ki kendisini ayırt edebilsin. Bu "ben olmayan"" 'da doğa ve doğanın nedenselliğidir. Bu noktada doğa kendimizi bilmemizin bir aracıdır. Ancak Fichte'ye göre bilmek değil eylemek esastır. Bu nedenle bu noktada kalınamaz[Only Registered Users Can See Links] "ben" 'in amacı eylemdir yani özgür olan özünü gerçekleştirmek.
Fichte'de ahlak felsefesinin temeli özgürlük sorunudur. Anlak öğretisinin formunu sağlayan özgürlüktür. Ancak bu özgürlük bir eylemdir. İnsan bu eylem ile özgür olur. Bu eylemin amacı da özgürlük olmalıdır[Only Registered Users Can See Links] yoksa eylem dış amaçlara yöneldiğinden özgürlük gerçekleşmez. Bu eylemin uygunluğuna da vicdan karar verir. Vicdan'ın Fichte'de özel bir yeri vardır. Kant[Only Registered Users Can See Links] "Genel bir yasa olmasını isteyebileceğin bir ilkeye göre eyle" demişti[Only Registered Users Can See Links] Fichte "Vicdanına göre eyle" der. Burada Fichte'ye göre iyi olan[Only Registered Users Can See Links] eyleme halidir[Only Registered Users Can See Links] çünkü eyleme geçmek özgürlüğün gerçekleşmesidir. Kötü olan ise eylemsizliktir çünkü özgürlüğü yok eder. Ancak buradaki eyleme hali olarak doğal gereklilikler veya içgüdüler göz önünde bulundurulmaz[Only Registered Users Can See Links] bu tür eylemler insanı edilgin yapar. Kişi doğal yönünü aşıp kendi "Ben" 'inden dolayı eyleme geçmelidir ki özgür olabilsin. Doğal yön bu amaç için sadece bir araçtır.
Kişinin kendisini gerçekleştirmesi de üç aşamalıdır. 1. İsteme. Bu aşamada kişi hazza ve mutluluğa varmaya çalışır[Only Registered Users Can See Links] hayvanlar gibi çevresinin uyarımlarına bağlıdır[Only Registered Users Can See Links] sadece gereksinimleri karşılayacak araçlara yönelir[Only Registered Users Can See Links] iştahını doyurmaya çalışır. Özgür değildir. 2. Egemen olma. Kişinin tek amacı egemen olmaktır[Only Registered Users Can See Links] sadece iştah yerini egemen olmaya bırakmıştır. 3. Son basamakta kişi özgür olmak ister. Bu durumda kişi diğerlerinin hak ve özgürlükleri karşısında kendi haz ve egemen olma arzusunu kendiliğinden[Only Registered Users Can See Links] özgür olarak sınırlamayı bilir.
Fichte devlet ve hukuk konusunda da özgürlüğü temel alır. Ona göre hukukun tümel geçer bir yönü vardır ve bu insanın ilk ve doğal hakları olduğu fikrine bağlıdır. Kişinin özgürlük hakkı doğal bir haktır ve her kişi kendi özgürlüğünün başka kişilerin özgürlükleri ile sınırlanmış olduğunu kabul etmelidir. Ancak bu durumu koruyan bir güce ihtiyaç vardır. İşte devlet bu noktada ortaya çıkar. Ona göre kişi[Only Registered Users Can See Links] devletin otoritesini kendisi istemeli ve devletin kendisini zorlayacağı yasayı da kendisi seçmelidir. Ancak Fichte[Only Registered Users Can See Links] böyle demokratik bir devletteki vatandaşların kendi emekleri ile yaşayabilmeleri ve kaynakları hakça paylaşabilmeleri için devletin dışa kapalı olması gerektiğini savunur. Devletin ödevi ise yasaya kendiliğinden uyan kişiler yetiştirmektir[Only Registered Users Can See Links] böylece zorlayan devlet ortadan kalkacaktır.
Fichte Kant'ın felsefesinden yola çıkmıştır. Felsefesi zamanla romantiklerden etkilenmiş ve kendisinden sonraki Alman filozofları için bir kaynak oluşturarak yeni bir akımın doğmasını sağlamıştır
Ek Bilgiler
Johann Gottlieb Fichte ( 19 Mayıs 1762[Only Registered Users Can See Links] Rammenau - 29 Ocak 1814[Only Registered Users Can See Links] Berlin)[Only Registered Users Can See Links] ünlü Alman düşünürü. Felsefedeki en önemli kavrayışı[Only Registered Users Can See Links] temel çıkış noktası kendi özgürlük anlayışıdır.
Johann Gottlieb Fichte Oberlausitz (Saksonya) - İ.S.1762 Küçük bir köydeki fakir bir dokumacının oğludur Fichte. Dokuz yaşına kadar dokumacılık ve çobanlık yapmış. Varlıklı bir çiftlik sahibi şans eseri onun zekasını fark etmiş ve himayesine alarak bir okula başlatmış. Ancak bu kişinin ölmesi ile tekrar yoksulluk ve sıkıntı çekmeye başlayan Fichte üniversiteyi çok zor bitirebilmiş. Özel ders vererek para kazanmaya çalıştığı sıralarda bir öğrencisi sayesinde Kant'ın felsefesiyle tanışmış ve o günden sonra tüm hayatını onun felsefesini geliştirmeye adamıştır.
Fichte[Only Registered Users Can See Links] Kant'ın bir başlangıç yaptığına ve bu başlangıcın bir sisteme kavuşturularak tamamlanması gerektiğine inanmıştır. Bu sisteme ulaşmak için de bir çıkış noktası arar. Ona göre bu çıkış noktası sujedir[Only Registered Users Can See Links] bilinçtir.
Burada iki yol vardır;
Objeyi çıkış noktası almak[Only Registered Users Can See Links] ki o zaman objenin yanında nasıl oluyor da bir suje[Only Registered Users Can See Links] bir bilinç var olabiliyor sorusu ile karşılaşırız. Ona göre bu soru çözümsüzdür ve insanı determinizm ve mekanizme sürükler ve bu durumda özgürlük diye bir şey olamaz.
Sujeyi çıkış noktası almak[Only Registered Users Can See Links] bu durumda ise bilincin objeyi nasıl tasarımladığı sorusu ile karşılaşırız ve bu sorunun çözümü vardır.
Fichte'ye göre bilincin özü eylemdir. Böylece yola çıkan Fichte Kant'ın yanlış düşünme diye adlandırdığı diyalektitiği kullanarak ilerler. Ona göre bütün bilgimiz üç adımlı diyalektik bir hareketle oluşur.
Objeyi "a[Only Registered Users Can See Links] a'dır" gibi ortaya koyup kavramak.
Objeyi "a[Only Registered Users Can See Links] non-a değildir" gibi öteki objeler ile karşılaştırarak ayırt etmek.
a ve non-a'yı içine alan bir kavram ile sınırlamak.
Onun verdiği bir örnek şöyle;
Altını görüp tanırım.
Onu bakırdan ayırt ederim.
Onu bakır karşısında şu yada bu nitelikle sınırlanmış bir "maden" olarak kavrarım. Şimdi "ben" kendi özünü bilmek isterse önce kendisini bilmesi[Only Registered Users Can See Links] düşünmesi gerekir.
Bu ise Fichte'ye göre bir eylemdir. Yine sonraki eylem ile "ben"[Only Registered Users Can See Links] "ben olmayanı" karşısına koymalıdır ki kendisini ayırt edebilsin. Bu "ben olmayan"" 'da doğa ve doğanın nedenselliğidir. Bu noktada doğa kendimizi bilmemizin bir aracıdır. Ancak Fichte'ye göre bilmek değil eylemek esastır. Bu nedenle bu noktada kalınamaz[Only Registered Users Can See Links] "ben" 'in amacı eylemdir yani özgür olan özünü gerçekleştirmek.
Fichte'de ahlak felsefesinin temeli özgürlük sorunudur. Anlak öğretisinin formunu sağlayan özgürlüktür. Ancak bu özgürlük bir eylemdir. İnsan bu eylem ile özgür olur. Bu eylemin amacı da özgürlük olmalıdır[Only Registered Users Can See Links] yoksa eylem dış amaçlara yöneldiğinden özgürlük gerçekleşmez. Bu eylemin uygunluğuna da vicdan karar verir. Vicdan'ın Fichte'de özel bir yeri vardır. Kant[Only Registered Users Can See Links] "Genel bir yasa olmasını isteyebileceğin bir ilkeye göre eyle" demişti[Only Registered Users Can See Links] Fichte "Vicdanına göre eyle" der. Burada Fichte'ye göre iyi olan[Only Registered Users Can See Links] eyleme halidir[Only Registered Users Can See Links] çünkü eyleme geçmek özgürlüğün gerçekleşmesidir. Kötü olan ise eylemsizliktir çünkü özgürlüğü yok eder. Ancak buradaki eyleme hali olarak doğal gereklilikler veya içgüdüler göz önünde bulundurulmaz[Only Registered Users Can See Links] bu tür eylemler insanı edilgin yapar. Kişi doğal yönünü aşıp kendi "Ben" 'inden dolayı eyleme geçmelidir ki özgür olabilsin. Doğal yön bu amaç için sadece bir araçtır.
Kişinin kendisini gerçekleştirmesi de üç aşamalıdır. 1. İsteme. Bu aşamada kişi hazza ve mutluluğa varmaya çalışır[Only Registered Users Can See Links] hayvanlar gibi çevresinin uyarımlarına bağlıdır[Only Registered Users Can See Links] sadece gereksinimleri karşılayacak araçlara yönelir[Only Registered Users Can See Links] iştahını doyurmaya çalışır. Özgür değildir. 2. Egemen olma. Kişinin tek amacı egemen olmaktır[Only Registered Users Can See Links] sadece iştah yerini egemen olmaya bırakmıştır. 3. Son basamakta kişi özgür olmak ister. Bu durumda kişi diğerlerinin hak ve özgürlükleri karşısında kendi haz ve egemen olma arzusunu kendiliğinden[Only Registered Users Can See Links] özgür olarak sınırlamayı bilir.
Fichte devlet ve hukuk konusunda da özgürlüğü temel alır. Ona göre hukukun tümel geçer bir yönü vardır ve bu insanın ilk ve doğal hakları olduğu fikrine bağlıdır. Kişinin özgürlük hakkı doğal bir haktır ve her kişi kendi özgürlüğünün başka kişilerin özgürlükleri ile sınırlanmış olduğunu kabul etmelidir. Ancak bu durumu koruyan bir güce ihtiyaç vardır. İşte devlet bu noktada ortaya çıkar. Ona göre kişi[Only Registered Users Can See Links] devletin otoritesini kendisi istemeli ve devletin kendisini zorlayacağı yasayı da kendisi seçmelidir. Ancak Fichte[Only Registered Users Can See Links] böyle demokratik bir devletteki vatandaşların kendi emekleri ile yaşayabilmeleri ve kaynakları hakça paylaşabilmeleri için devletin dışa kapalı olması gerektiğini savunur. Devletin ödevi ise yasaya kendiliğinden uyan kişiler yetiştirmektir[Only Registered Users Can See Links] böylece zorlayan devlet ortadan kalkacaktır.
Fichte Kant'ın felsefesinden yola çıkmıştır. Felsefesi zamanla romantiklerden etkilenmiş ve kendisinden sonraki Alman filozofları için bir kaynak oluşturarak yeni bir akımın doğmasını sağlamıştır
Ek Bilgiler
Johann Gottlieb Fichte ( 19 Mayıs 1762[Only Registered Users Can See Links] Rammenau - 29 Ocak 1814[Only Registered Users Can See Links] Berlin)[Only Registered Users Can See Links] ünlü Alman düşünürü. Felsefedeki en önemli kavrayışı[Only Registered Users Can See Links] temel çıkış noktası kendi özgürlük anlayışıdır.