Syst3m
31 August 2009, 13:36
İSTANBUL - Uluslararası denetim şirketi KPMG’nin Türkiye’deki şirketinin hazırlamış olduğu ‘Yöneticilerin Bakış Açısı ile Türkiye’de Suiistimal’ adlı rapor[Only Registered Users Can See Links] işdünyasının azımsanmayacak bir bölümünün rüşvet konusunda ‘esnek’ olduğunu ortaya koydu. KPMG Türkiye’nin araştırma şirketi GfK Türkiye ile birlikte hazırladığı araştırmayı cevaplandıran 146 yöneticiden yüzde 28’i rüşvet verilebileceğini kabul ediyor. Rüşvetçilerin 7 puanlık bölümü ise “Rüşvet iş hayatının gereklerinden biri” diyor.
Zorunlu durumlarda[Only Registered Users Can See Links]
Geri kalan 21 puanlık bölümü oluşturanlar ise[Only Registered Users Can See Links] rüşvetin iş dünyasında kullanımının ancak ‘zorunlu durumlarda kabul edilebileceğini’ söylüyor. Yani o ya da bu gerekçeyle rüşvetin kullanılabileceğini söyleyenlerin oranı yüzde 28 gibi hayli yüksek. Katılımcıların yüzde 72’si de yönettikleri şirketlerdeki ‘rüşvete hiç tolerans göstermediklerini’ söylüyor. Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin (Transparencey International) 2008 Yolsuzluk Endeksi verilerine göre[Only Registered Users Can See Links] Türkiye’nindünyadaki 180 ülke arasında 58’inci sırada yer alması[Only Registered Users Can See Links] endeksin hazırlandığı 30 ülke içinde bu konuda ‘en tehlikeli 4. ülke’ olması araştırmanın sonucunu da destekliyor.
Araştırmanın bir diğer ilginç yanı ise[Only Registered Users Can See Links] katılımcıların yüzde 88’inin ‘Sizce Türkiye’de iş dünyasında rüşvet veriliyor mu ya da destek/bahşiş/hediye ödemeleri yapılıyor mu?’ sorusuna ‘Evet’ demesine karşın[Only Registered Users Can See Links] yüzde 72’sinin bu konuda çalıştıkları şirketlerin hiç tolerans göstermeyeceğini ifade etmesi. Yani herkes rüşvetin varlığını kabul ediyor[Only Registered Users Can See Links] ancak hiç kimse kendisine toz kondurmuyor.
Krizle birlikte arttı
Rapora göre[Only Registered Users Can See Links] rüşvetin kamu kurumlarına yönelik olanı suiistimalde yüzde 62’lik oranla ikinci sırada yer alıyor. Yöneticiler tüketim ürünleri[Only Registered Users Can See Links] otomotiv ve otomotiv yedek parçaları sektörlerindeki şirketlerin kamu kurumlarına en fazla rüşvet verdiklerine inanıyor.
Ekonomik krizle birlikte daha da öne çıkan ‘suiistimal’ kavramının Türkiye’deki şirketler üzerindeki etkileri de artıyor. Suiistimal disklerine karşı alınması gereken önlemler ve korunma metodları hakkında farkındalık yaratmayı hedefleyen araştırmaya göre[Only Registered Users Can See Links] en çok karşılaşılan suiistimal çeşidi şirket varlıklarının çalınması. Şirketler özellikle danışmanlık[Only Registered Users Can See Links] reklam[Only Registered Users Can See Links] temizlik gibi hizmet harcamaları yoluyla hem çalışanları[Only Registered Users Can See Links] hem de tedarikçiler tarafından suiistimal ediliyor.
Yöneticiler şirketlerin suiistimal riskiyle karşı karşıya kalmalarında en çok tedarikçilerin etkili olduğunu[Only Registered Users Can See Links] bunda da üst düzey yönetimin[Only Registered Users Can See Links] hizmet sağlayıcıların[Only Registered Users Can See Links] diğer çalışanların[Only Registered Users Can See Links] müşterilerin[Only Registered Users Can See Links] hükümetin (düzenleyici otorotiler dahil) ve yönetim kurulu üyelerinin etkili olduğunu belirtiyor.
KPMG Türkiye Başkanı Bülent Ejder’e göre[Only Registered Users Can See Links] özellikle organize yani birden fazla kişinin birlikte hareket ederek gerçekleştirdiği suiistimalleri ortaya çıkarmak hayli güç. Ejder[Only Registered Users Can See Links] şirket içindeki kişilerin tanıdıklarına kurdurdukları şirketlere yaptırılan şişirilmiş fiyatlı işlerin[Only Registered Users Can See Links] hiç yapılmamış işler karşılığında kesilen faturaların ekonominin büyüdüğü dönemlerde kolaylıkla gözden kaçabileceğinin altını çiziyor.
Bülent Ejder[Only Registered Users Can See Links] akşam saat 20.00’den sonra girilen muhasebe kayıtlarının[Only Registered Users Can See Links] yıl içinde numaraları birbirini izleyen faturaların[Only Registered Users Can See Links] belirli dönemlerde tekrarlanan rakamların şüphe uyandırdığını söylüyor.
Ejder’e göre suiistimal yaparak mal varlığını artıran yöneticilerin ilk yaptığı iş spor otomobil almak. Bu da kimi kez suiistimallerin ortaya çıkartılmasına katkıda bulunuyor. Belirlenen suiistimallerin nedenleri incelendiğinde ise ilk sırada suiistimal önleyici kontrollerin yeterli olmayışı geliyor. Yani suiistimalleri önlemek isteyen şirketlerin ilk yapacağı iş Nasrettin Hoca fıkrasındaki gibi ‘Eşeği sağlam kazığa bağlamak’ olmalı. Ahlaki değerlerin az olması[Only Registered Users Can See Links] hırs ve açgözlülük[Only Registered Users Can See Links] kontrolllerin şirket yöneticileri tarafından çok fazla önemsenmemesi de belirtilen nedenler arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Araştırmaya göre[Only Registered Users Can See Links] suiistimallerin şirketlere maliyetini tam olarak tahmin etmek mümkün değil. Çünkü tüm suiistimal vakaları tahmin edilemiyor. Ancak tespit edilen suiistimal olaylarının yüzde 24’ünde toplam finansal kayıp 1 milyon TL’nin üzerinde. (Radikal)
‘Yazılımımızda 65 suiistimal senaryosu var’
KPMG Türkiye’ye göre suiistimal olayları iki şekilde fark ediliyor. Birincisi şirket içinden yapılan ihbarlarla. İkincisi ise patron[Only Registered Users Can See Links] genel müdür ya da üst yönetim ‘bir şeyler seziyor’. Bunun üzerine de KPMG’nin kapısı çalınıyor. Ardından olayın büyüklüğüne göre bir araştırma ekibi oluşturuluyor. Ekibin olmazsa olmaz kişileri adli muhabebeci ve adli bilişim uzmanı. Denetim ve muhasebe geçmişi olan kişiler şirket içi denetimden geçiriliyor ve daha sonra bu alanda uluslararası yetkili kuruluş olan ACFE’den (Sertifikalı Yolsuzluk Araştırmacıları Birliği) sertifika alıyorlar.
Bunların görevi KPMG’nin tüm dünyadaki deneneyimlerinin ya da karşılaştığı olayların yer aldığı bilgisayar yazılımlarıyla suiistimalleri ortaya çıkartmaya çalışmak. Ekipteki adli bilişimci ise[Only Registered Users Can See Links] suiistimal yaptığı şüphelenenen kişi ya da kişilerin kullandığı şirkete ait bilgisayarların imajını (hard diskininin kopyalanması) alıyor. Bu bilgiler özel yazılımla taranıp şüpheli işlemler ortaya çıkartılıyor. Ayrıca silinen bilginin kurtarılması[Only Registered Users Can See Links] e postaların incelenmesi de bu elemanın işi.
İdil Gürdil[Only Registered Users Can See Links] KPMG’nin özel muhasebe tarama yazılımında 65[Only Registered Users Can See Links] satınalma tarama programında ise 130 suiistimal senaryosu olduğunu belirterek[Only Registered Users Can See Links] “Dünyada KPMG ofislerinin karşılaştıkları ilginç senaryolar sürekli yazılıma ekleniyor” dedi. KPMG batılı ülkelerde bu ekiplerde kimi zaman eski FBI ajanlarını[Only Registered Users Can See Links] eski gazetecileri ve eski polisleri de çalıştırıyor. Kimi zaman detektif kiralayıp şüpheli şahsı yasal sınırlar dahilinde izlettiriyor. Ancak Batı’da çok yaygın olan dedektifle izleme yöntemi Türkiye’de bir kez kullanılmış. Şirketin tuttuğu dedektif bir bankayla ilgili suiistimal olayında şüpheliyi 15 gün izleyip raporunu vermiş.
Denetim James Bondlarının işleri arttı
Suiistimal Önleme ve İnceleme Bölümü[Only Registered Users Can See Links] dünyanın büyük denetim ve danışmanlık şirketlerinin özellikle krizle birlikte önemi en çok artan bölümlerinden biri. FORENSIC olarak adlandırılan şirketlerinin bu bölümünün işi çeşitli bilimlerden ve denetim tekniklerinden yararlanarak[Only Registered Users Can See Links] şirketlerde yaşanan suiistimalleri ortaya çıkarmak. Yani FORENSIC bölümünde çalışanları[Only Registered Users Can See Links] denetim şirketlerinin James Bondları olarak adlandırmak mümkün.
Önlemler arttı
KPMG Türkiye Suistimal Önleme ve İnceleme bölümü Başkanı İdil Gürdil[Only Registered Users Can See Links] FORENSIC’in öneminin tüm dünyada küresel krizin etkilerinin yaşandığı 2008 yılında arttığını belirterek[Only Registered Users Can See Links] “Bizim iş hacmimiz yüzde 50 arttı. Dünyanın birçok ülkesinde de benzer şekilde artış gösterdi. Örneğin[Only Registered Users Can See Links] İtalya’da bu oran yüzde 117[Only Registered Users Can See Links] Rusya’da yüzde 29[Only Registered Users Can See Links] Hindistan’da yüzde 31[Only Registered Users Can See Links] Singapur’da yüzde 57[Only Registered Users Can See Links] Doğu Avrupa’da ise yüzde 57. Kriz nedeniyle baskı unsurları arttığı[Only Registered Users Can See Links] şirketler de önleme tedbirlerini ve iç kontrolleri fazlalaştırdıkları için daha fazla suistimal ortaya çıkartılıyor” dedi.
KPMG Türkiye Başkanı Bülent Ejder de[Only Registered Users Can See Links] “Ekonomi daralınca şirketler de daralıyor. Büyüme dönemlerinde göze çarpmayan suistimaller[Only Registered Users Can See Links] küçülme dönemlerinde sırıtıyor. Artık suistimal yapan yöneticiler ya da kişiler hiç tatile çıkmasalar[Only Registered Users Can See Links] masalarını hiç terk etmeseler bile yakayı bir şekilde ele veriyorlar” diye konuştu.
Zorunlu durumlarda[Only Registered Users Can See Links]
Geri kalan 21 puanlık bölümü oluşturanlar ise[Only Registered Users Can See Links] rüşvetin iş dünyasında kullanımının ancak ‘zorunlu durumlarda kabul edilebileceğini’ söylüyor. Yani o ya da bu gerekçeyle rüşvetin kullanılabileceğini söyleyenlerin oranı yüzde 28 gibi hayli yüksek. Katılımcıların yüzde 72’si de yönettikleri şirketlerdeki ‘rüşvete hiç tolerans göstermediklerini’ söylüyor. Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin (Transparencey International) 2008 Yolsuzluk Endeksi verilerine göre[Only Registered Users Can See Links] Türkiye’nindünyadaki 180 ülke arasında 58’inci sırada yer alması[Only Registered Users Can See Links] endeksin hazırlandığı 30 ülke içinde bu konuda ‘en tehlikeli 4. ülke’ olması araştırmanın sonucunu da destekliyor.
Araştırmanın bir diğer ilginç yanı ise[Only Registered Users Can See Links] katılımcıların yüzde 88’inin ‘Sizce Türkiye’de iş dünyasında rüşvet veriliyor mu ya da destek/bahşiş/hediye ödemeleri yapılıyor mu?’ sorusuna ‘Evet’ demesine karşın[Only Registered Users Can See Links] yüzde 72’sinin bu konuda çalıştıkları şirketlerin hiç tolerans göstermeyeceğini ifade etmesi. Yani herkes rüşvetin varlığını kabul ediyor[Only Registered Users Can See Links] ancak hiç kimse kendisine toz kondurmuyor.
Krizle birlikte arttı
Rapora göre[Only Registered Users Can See Links] rüşvetin kamu kurumlarına yönelik olanı suiistimalde yüzde 62’lik oranla ikinci sırada yer alıyor. Yöneticiler tüketim ürünleri[Only Registered Users Can See Links] otomotiv ve otomotiv yedek parçaları sektörlerindeki şirketlerin kamu kurumlarına en fazla rüşvet verdiklerine inanıyor.
Ekonomik krizle birlikte daha da öne çıkan ‘suiistimal’ kavramının Türkiye’deki şirketler üzerindeki etkileri de artıyor. Suiistimal disklerine karşı alınması gereken önlemler ve korunma metodları hakkında farkındalık yaratmayı hedefleyen araştırmaya göre[Only Registered Users Can See Links] en çok karşılaşılan suiistimal çeşidi şirket varlıklarının çalınması. Şirketler özellikle danışmanlık[Only Registered Users Can See Links] reklam[Only Registered Users Can See Links] temizlik gibi hizmet harcamaları yoluyla hem çalışanları[Only Registered Users Can See Links] hem de tedarikçiler tarafından suiistimal ediliyor.
Yöneticiler şirketlerin suiistimal riskiyle karşı karşıya kalmalarında en çok tedarikçilerin etkili olduğunu[Only Registered Users Can See Links] bunda da üst düzey yönetimin[Only Registered Users Can See Links] hizmet sağlayıcıların[Only Registered Users Can See Links] diğer çalışanların[Only Registered Users Can See Links] müşterilerin[Only Registered Users Can See Links] hükümetin (düzenleyici otorotiler dahil) ve yönetim kurulu üyelerinin etkili olduğunu belirtiyor.
KPMG Türkiye Başkanı Bülent Ejder’e göre[Only Registered Users Can See Links] özellikle organize yani birden fazla kişinin birlikte hareket ederek gerçekleştirdiği suiistimalleri ortaya çıkarmak hayli güç. Ejder[Only Registered Users Can See Links] şirket içindeki kişilerin tanıdıklarına kurdurdukları şirketlere yaptırılan şişirilmiş fiyatlı işlerin[Only Registered Users Can See Links] hiç yapılmamış işler karşılığında kesilen faturaların ekonominin büyüdüğü dönemlerde kolaylıkla gözden kaçabileceğinin altını çiziyor.
Bülent Ejder[Only Registered Users Can See Links] akşam saat 20.00’den sonra girilen muhasebe kayıtlarının[Only Registered Users Can See Links] yıl içinde numaraları birbirini izleyen faturaların[Only Registered Users Can See Links] belirli dönemlerde tekrarlanan rakamların şüphe uyandırdığını söylüyor.
Ejder’e göre suiistimal yaparak mal varlığını artıran yöneticilerin ilk yaptığı iş spor otomobil almak. Bu da kimi kez suiistimallerin ortaya çıkartılmasına katkıda bulunuyor. Belirlenen suiistimallerin nedenleri incelendiğinde ise ilk sırada suiistimal önleyici kontrollerin yeterli olmayışı geliyor. Yani suiistimalleri önlemek isteyen şirketlerin ilk yapacağı iş Nasrettin Hoca fıkrasındaki gibi ‘Eşeği sağlam kazığa bağlamak’ olmalı. Ahlaki değerlerin az olması[Only Registered Users Can See Links] hırs ve açgözlülük[Only Registered Users Can See Links] kontrolllerin şirket yöneticileri tarafından çok fazla önemsenmemesi de belirtilen nedenler arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Araştırmaya göre[Only Registered Users Can See Links] suiistimallerin şirketlere maliyetini tam olarak tahmin etmek mümkün değil. Çünkü tüm suiistimal vakaları tahmin edilemiyor. Ancak tespit edilen suiistimal olaylarının yüzde 24’ünde toplam finansal kayıp 1 milyon TL’nin üzerinde. (Radikal)
‘Yazılımımızda 65 suiistimal senaryosu var’
KPMG Türkiye’ye göre suiistimal olayları iki şekilde fark ediliyor. Birincisi şirket içinden yapılan ihbarlarla. İkincisi ise patron[Only Registered Users Can See Links] genel müdür ya da üst yönetim ‘bir şeyler seziyor’. Bunun üzerine de KPMG’nin kapısı çalınıyor. Ardından olayın büyüklüğüne göre bir araştırma ekibi oluşturuluyor. Ekibin olmazsa olmaz kişileri adli muhabebeci ve adli bilişim uzmanı. Denetim ve muhasebe geçmişi olan kişiler şirket içi denetimden geçiriliyor ve daha sonra bu alanda uluslararası yetkili kuruluş olan ACFE’den (Sertifikalı Yolsuzluk Araştırmacıları Birliği) sertifika alıyorlar.
Bunların görevi KPMG’nin tüm dünyadaki deneneyimlerinin ya da karşılaştığı olayların yer aldığı bilgisayar yazılımlarıyla suiistimalleri ortaya çıkartmaya çalışmak. Ekipteki adli bilişimci ise[Only Registered Users Can See Links] suiistimal yaptığı şüphelenenen kişi ya da kişilerin kullandığı şirkete ait bilgisayarların imajını (hard diskininin kopyalanması) alıyor. Bu bilgiler özel yazılımla taranıp şüpheli işlemler ortaya çıkartılıyor. Ayrıca silinen bilginin kurtarılması[Only Registered Users Can See Links] e postaların incelenmesi de bu elemanın işi.
İdil Gürdil[Only Registered Users Can See Links] KPMG’nin özel muhasebe tarama yazılımında 65[Only Registered Users Can See Links] satınalma tarama programında ise 130 suiistimal senaryosu olduğunu belirterek[Only Registered Users Can See Links] “Dünyada KPMG ofislerinin karşılaştıkları ilginç senaryolar sürekli yazılıma ekleniyor” dedi. KPMG batılı ülkelerde bu ekiplerde kimi zaman eski FBI ajanlarını[Only Registered Users Can See Links] eski gazetecileri ve eski polisleri de çalıştırıyor. Kimi zaman detektif kiralayıp şüpheli şahsı yasal sınırlar dahilinde izlettiriyor. Ancak Batı’da çok yaygın olan dedektifle izleme yöntemi Türkiye’de bir kez kullanılmış. Şirketin tuttuğu dedektif bir bankayla ilgili suiistimal olayında şüpheliyi 15 gün izleyip raporunu vermiş.
Denetim James Bondlarının işleri arttı
Suiistimal Önleme ve İnceleme Bölümü[Only Registered Users Can See Links] dünyanın büyük denetim ve danışmanlık şirketlerinin özellikle krizle birlikte önemi en çok artan bölümlerinden biri. FORENSIC olarak adlandırılan şirketlerinin bu bölümünün işi çeşitli bilimlerden ve denetim tekniklerinden yararlanarak[Only Registered Users Can See Links] şirketlerde yaşanan suiistimalleri ortaya çıkarmak. Yani FORENSIC bölümünde çalışanları[Only Registered Users Can See Links] denetim şirketlerinin James Bondları olarak adlandırmak mümkün.
Önlemler arttı
KPMG Türkiye Suistimal Önleme ve İnceleme bölümü Başkanı İdil Gürdil[Only Registered Users Can See Links] FORENSIC’in öneminin tüm dünyada küresel krizin etkilerinin yaşandığı 2008 yılında arttığını belirterek[Only Registered Users Can See Links] “Bizim iş hacmimiz yüzde 50 arttı. Dünyanın birçok ülkesinde de benzer şekilde artış gösterdi. Örneğin[Only Registered Users Can See Links] İtalya’da bu oran yüzde 117[Only Registered Users Can See Links] Rusya’da yüzde 29[Only Registered Users Can See Links] Hindistan’da yüzde 31[Only Registered Users Can See Links] Singapur’da yüzde 57[Only Registered Users Can See Links] Doğu Avrupa’da ise yüzde 57. Kriz nedeniyle baskı unsurları arttığı[Only Registered Users Can See Links] şirketler de önleme tedbirlerini ve iç kontrolleri fazlalaştırdıkları için daha fazla suistimal ortaya çıkartılıyor” dedi.
KPMG Türkiye Başkanı Bülent Ejder de[Only Registered Users Can See Links] “Ekonomi daralınca şirketler de daralıyor. Büyüme dönemlerinde göze çarpmayan suistimaller[Only Registered Users Can See Links] küçülme dönemlerinde sırıtıyor. Artık suistimal yapan yöneticiler ya da kişiler hiç tatile çıkmasalar[Only Registered Users Can See Links] masalarını hiç terk etmeseler bile yakayı bir şekilde ele veriyorlar” diye konuştu.