Syst3m
5 September 2009, 02:40
Homeros Antik Yunanistan'da yaşamış İyonyalı ozandır.
Batı Edebiyatı'nın ilk büyük eserleri sayılan İlyada ve Odysseia Destanları'nın yaratıcısı veya derleyicisi olduğu kabul edilir. Yaşamı hakkında çok az bilgi vardır. Kendisinden çok sonraları gelen Klasik Çağ yazarlarınca Truva Savaşı sırasında (Milattan Önce 12. yy) yaşadığı rivayet olunmuşsa da[Only Registered Users Can See Links] destanlarında kullandığı dilden hareketle[Only Registered Users Can See Links] günümüz araştırmacılarınca Milattan Önce 8. veya 9. yüzyıllarda[Only Registered Users Can See Links] Batı Anadolu'da büyük ihtimalle Smyrna'da (bu günkü adıyla İzmir) yaşadığı ifade edilir.
Ancak gerçekte Homeros isimli bir şair yaşadıysa bile bu destanları yaratan veya derleyen tek bir ozan olmadığını düşünen araştırmacılar da vardır. Hayatıyla ilgili bir başka rivayet ise kör olduğudur. Fakat destanlarındaki betimlemelerin canlılığından[Only Registered Users Can See Links] destanlarını yazdığında kör bile olsa bir zamanlar gözlerinin gördüğü anlaşılır.
Yazdığı destanlar Klasik Çağ Yunan Edebiyatı'nı ve Mitoloji'sini derinden etkilemiş ve bunların aracılığıyla da bütün batı edebiyatına etki etmiştir.
İrlandalı yazar James Joyce'un Ulysses'i[Only Registered Users Can See Links] İngiliz yazar Shakespeare'in Troilus ve Cressida'sı[Only Registered Users Can See Links] Romalı şair Virgil'in Aeneid'i Homeros'un destanlarından derin izler taşıyan eserlerdendirler.
Ek Bilgiler
Eski Yunan kültürünün en parlak örneklerinden olan ve Yunan mitolojisini temellendiren iki epik destandan sözedeceğiz bugün; "İlyada" ve "Odysseia"dan[Only Registered Users Can See Links] Yaklaşık 3000 yıl öncesine[Only Registered Users Can See Links] İ.Ö 1000'li yıllara kadar uzanır dünyanın en sevilen fantastik hikayelerinin ortaya çıkışı. Bilgi yarışmalarının kolay sorularındandır bu destanların yazarı. Homeros yanıtına hepimiz katılırız[Only Registered Users Can See Links] ama böyle bir insanın gerçekten yaşayıp yaşamadığı hakkında kesin bir bilgi de yok elimizde. Bazı edebiyat tarihçilerine göre[Only Registered Users Can See Links] tarihin fantastik yorumları olan "İlyada" ve "Odysseia"[Only Registered Users Can See Links] yüzlerce yıl içerisinde[Only Registered Users Can See Links] birçok şairin katılımıyla vücut bulmuş anonim eserlerdir. Ancak[Only Registered Users Can See Links] kim ve kimler tarafından kaleme alınırsa alınsın[Only Registered Users Can See Links] insanlık tarihinin yarattığı en önemli metinler oldukları asla tartışılmayacaktır.
İLYADA
Homeros imzalı iki destan birbirini tamamlayıcı niteliktedir ve yirmi yıla yayılan ana hikaye "İlyada" ile başlar. Çanakkale yakınlarındaki Truva (Troya) kenti kuşatması; savaş[Only Registered Users Can See Links] kahramanlık[Only Registered Users Can See Links] dostluk[Only Registered Users Can See Links] aşk[Only Registered Users Can See Links] ihanet[Only Registered Users Can See Links] intikam gibi duyguların işlenmesine zemin teşkil etmiştir. Tanrıça Hera[Only Registered Users Can See Links] Athena ve Afrodit arasındaki güzellik yarışmasının hakemi yapılan Paris[Only Registered Users Can See Links] -aldığı rüşvet sonucu- Afrodit'i birinci ilan eder. Afrodit'in Paris'e verdiği rüşvet[Only Registered Users Can See Links] ölümlü kadınların en güzel Helen'dir. Ancak Helen[Only Registered Users Can See Links] Lecademon kralı Menealos'un karısıdır. Tanrıçanın büyüsü ile Paris'e aşık olan Helen[Only Registered Users Can See Links] onunla birlikte Troya kaçar. Öfkelenen Menelaus[Only Registered Users Can See Links] kardeşi Agamemnon[Only Registered Users Can See Links] yarı ölümlü kahraman Akilleus[Only Registered Users Can See Links] insanların en kurnazı Odysseus ve bazı Yunan prensleri ile birlikte Troya'ya çıkarma yapar. On yıl süren savaşlardan bir sonuç alınamayacağı sanılırken[Only Registered Users Can See Links] Odysseus'un bulduğu bir hileyle; o ünlü tahtadan at esprisiyle[Only Registered Users Can See Links] kentin kapılarını açmayı başarır kuşatmacılar ve İllios (Troya) kenti düşer[Only Registered Users Can See Links] adalet yerini bulur.
ODYSSEIA
Dostu Agamemnon'un yanında savaşmak için karısı Penelope ve oğlu Telemakhos'u geride bırakarak Troya'ya doğru yola koyulan İtaka kralı Odysseus'un savaşın bitimi ile başlayan olağanüstü serüvenlerini anlatır "Odysseia" destanı. Kurnaz ama biraz sivri dillidir kahramanımız; dönüş yolculuğunda tutulduğu fırtına karşısında deniz tanrısı Poseidon'a meydan okuyunca[Only Registered Users Can See Links] tanrının gazabına uğrar ve bir türlü evinin yolunu bulamaz. On yıl sürer Ege denizinin bir yakasından bir yakasına savruluşu (bugün bir iç deniz gibi görünen Ege[Only Registered Users Can See Links] antik çağlar için bir okyanus algılamasındadır ve böylelikle mesafe kavramının yaşanılan bölge ile sınırlı olduğunu bir kez daha anlarız). Tek gözlü[Only Registered Users Can See Links] insan yiyen devleri[Only Registered Users Can See Links] gemicileri baştan çıkaran sirenleri ve Yunan mitolojisinden çıkıp gelen daha nice tehlikeyi savuşturan Kral[Only Registered Users Can See Links] ülkesine döndüğünde karısını -kendisinin vasiyetine uygun olarak- evlilik hazırlıklarında bulur. Yarışmayı kazanan prens olacaktır kraliçenin eşi. Kılık değiştiren Odysseus[Only Registered Users Can See Links] teker teker yener koca adaylarını ve hem karısına hem de tahtına kavuşur.
Batı Edebiyatı'nın ilk büyük eserleri sayılan İlyada ve Odysseia Destanları'nın yaratıcısı veya derleyicisi olduğu kabul edilir. Yaşamı hakkında çok az bilgi vardır. Kendisinden çok sonraları gelen Klasik Çağ yazarlarınca Truva Savaşı sırasında (Milattan Önce 12. yy) yaşadığı rivayet olunmuşsa da[Only Registered Users Can See Links] destanlarında kullandığı dilden hareketle[Only Registered Users Can See Links] günümüz araştırmacılarınca Milattan Önce 8. veya 9. yüzyıllarda[Only Registered Users Can See Links] Batı Anadolu'da büyük ihtimalle Smyrna'da (bu günkü adıyla İzmir) yaşadığı ifade edilir.
Ancak gerçekte Homeros isimli bir şair yaşadıysa bile bu destanları yaratan veya derleyen tek bir ozan olmadığını düşünen araştırmacılar da vardır. Hayatıyla ilgili bir başka rivayet ise kör olduğudur. Fakat destanlarındaki betimlemelerin canlılığından[Only Registered Users Can See Links] destanlarını yazdığında kör bile olsa bir zamanlar gözlerinin gördüğü anlaşılır.
Yazdığı destanlar Klasik Çağ Yunan Edebiyatı'nı ve Mitoloji'sini derinden etkilemiş ve bunların aracılığıyla da bütün batı edebiyatına etki etmiştir.
İrlandalı yazar James Joyce'un Ulysses'i[Only Registered Users Can See Links] İngiliz yazar Shakespeare'in Troilus ve Cressida'sı[Only Registered Users Can See Links] Romalı şair Virgil'in Aeneid'i Homeros'un destanlarından derin izler taşıyan eserlerdendirler.
Ek Bilgiler
Eski Yunan kültürünün en parlak örneklerinden olan ve Yunan mitolojisini temellendiren iki epik destandan sözedeceğiz bugün; "İlyada" ve "Odysseia"dan[Only Registered Users Can See Links] Yaklaşık 3000 yıl öncesine[Only Registered Users Can See Links] İ.Ö 1000'li yıllara kadar uzanır dünyanın en sevilen fantastik hikayelerinin ortaya çıkışı. Bilgi yarışmalarının kolay sorularındandır bu destanların yazarı. Homeros yanıtına hepimiz katılırız[Only Registered Users Can See Links] ama böyle bir insanın gerçekten yaşayıp yaşamadığı hakkında kesin bir bilgi de yok elimizde. Bazı edebiyat tarihçilerine göre[Only Registered Users Can See Links] tarihin fantastik yorumları olan "İlyada" ve "Odysseia"[Only Registered Users Can See Links] yüzlerce yıl içerisinde[Only Registered Users Can See Links] birçok şairin katılımıyla vücut bulmuş anonim eserlerdir. Ancak[Only Registered Users Can See Links] kim ve kimler tarafından kaleme alınırsa alınsın[Only Registered Users Can See Links] insanlık tarihinin yarattığı en önemli metinler oldukları asla tartışılmayacaktır.
İLYADA
Homeros imzalı iki destan birbirini tamamlayıcı niteliktedir ve yirmi yıla yayılan ana hikaye "İlyada" ile başlar. Çanakkale yakınlarındaki Truva (Troya) kenti kuşatması; savaş[Only Registered Users Can See Links] kahramanlık[Only Registered Users Can See Links] dostluk[Only Registered Users Can See Links] aşk[Only Registered Users Can See Links] ihanet[Only Registered Users Can See Links] intikam gibi duyguların işlenmesine zemin teşkil etmiştir. Tanrıça Hera[Only Registered Users Can See Links] Athena ve Afrodit arasındaki güzellik yarışmasının hakemi yapılan Paris[Only Registered Users Can See Links] -aldığı rüşvet sonucu- Afrodit'i birinci ilan eder. Afrodit'in Paris'e verdiği rüşvet[Only Registered Users Can See Links] ölümlü kadınların en güzel Helen'dir. Ancak Helen[Only Registered Users Can See Links] Lecademon kralı Menealos'un karısıdır. Tanrıçanın büyüsü ile Paris'e aşık olan Helen[Only Registered Users Can See Links] onunla birlikte Troya kaçar. Öfkelenen Menelaus[Only Registered Users Can See Links] kardeşi Agamemnon[Only Registered Users Can See Links] yarı ölümlü kahraman Akilleus[Only Registered Users Can See Links] insanların en kurnazı Odysseus ve bazı Yunan prensleri ile birlikte Troya'ya çıkarma yapar. On yıl süren savaşlardan bir sonuç alınamayacağı sanılırken[Only Registered Users Can See Links] Odysseus'un bulduğu bir hileyle; o ünlü tahtadan at esprisiyle[Only Registered Users Can See Links] kentin kapılarını açmayı başarır kuşatmacılar ve İllios (Troya) kenti düşer[Only Registered Users Can See Links] adalet yerini bulur.
ODYSSEIA
Dostu Agamemnon'un yanında savaşmak için karısı Penelope ve oğlu Telemakhos'u geride bırakarak Troya'ya doğru yola koyulan İtaka kralı Odysseus'un savaşın bitimi ile başlayan olağanüstü serüvenlerini anlatır "Odysseia" destanı. Kurnaz ama biraz sivri dillidir kahramanımız; dönüş yolculuğunda tutulduğu fırtına karşısında deniz tanrısı Poseidon'a meydan okuyunca[Only Registered Users Can See Links] tanrının gazabına uğrar ve bir türlü evinin yolunu bulamaz. On yıl sürer Ege denizinin bir yakasından bir yakasına savruluşu (bugün bir iç deniz gibi görünen Ege[Only Registered Users Can See Links] antik çağlar için bir okyanus algılamasındadır ve böylelikle mesafe kavramının yaşanılan bölge ile sınırlı olduğunu bir kez daha anlarız). Tek gözlü[Only Registered Users Can See Links] insan yiyen devleri[Only Registered Users Can See Links] gemicileri baştan çıkaran sirenleri ve Yunan mitolojisinden çıkıp gelen daha nice tehlikeyi savuşturan Kral[Only Registered Users Can See Links] ülkesine döndüğünde karısını -kendisinin vasiyetine uygun olarak- evlilik hazırlıklarında bulur. Yarışmayı kazanan prens olacaktır kraliçenin eşi. Kılık değiştiren Odysseus[Only Registered Users Can See Links] teker teker yener koca adaylarını ve hem karısına hem de tahtına kavuşur.