PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Depresyon Doğum Sonrasında


ceyLin
23 November 2008, 15:14
Hazırlayan: Doç. Dr. Selçuk Kırlı
Uludağ Üniv. Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı
Doğum yapan kadınlarda[Only Registered Users Can See Links] doğumdan sonraki bir yıl içinde bazı psikiyatrik sorunlar diğer zamanlara göre daha sık ortaya çıkabilir. Bu sorunlardan birisi de yaklaşık doğum yapan her 10 kadından birinde gelişen doğum sonrası depresyondur. Genellikle doğumdan sonraki 2-8. haftalar içinde başlar ve en az iki hafta en çok bir yıl kadar sürer. Tedavi görmeyen kadınlarda 3 ay- 1 yıl arasında kendiliğinden düzelir.
Doğum sonrası depresyonun bulguları doğum yapmayan kadınlardaki depresyondan farklı değildir[Only Registered Users Can See Links] ancak normal involüsyonel fenomenden (kilo kaybı[Only Registered Users Can See Links] uykusuzluk vb.) ya da doğum sonrasındaki ilk günlerde %50-70 sıklıkla görülen annelik hüznünden ayırt edilmesi güç olabilir. Bununla birlikte doğum sonrası depresyonda ailesine karşı sevgisizlik ve bebeğine karşı zıt duygular daha ön plandadır. Doğum sonrası depresyonun diğer bulguları; duygu durumun baskılanması[Only Registered Users Can See Links] aktivitelere ilginin azlığı[Only Registered Users Can See Links] iştah değişikliği[Only Registered Users Can See Links] yorgunluk[Only Registered Users Can See Links] uyku bozuklukları[Only Registered Users Can See Links] çocuğun bakımında güçlükler[Only Registered Users Can See Links] suçluluk hissi[Only Registered Users Can See Links] kendine güven azlığı[Only Registered Users Can See Links] konsantrasyon güçlüğü[Only Registered Users Can See Links] psikomotor retardasyon ya da ajitasyon ve intihar düşünceleridir.
Doğum sonrası depresyonun nedenleri kesin olarak bilinmemektedir. Hızlı fizyolojik değişikliklerin rolü olabileceği düşünülmektedir[Only Registered Users Can See Links] ancak hangi etmenlerin daha fazla neden olduğu açık değildir. Bununla birlikte bazı risk etmenlerini taşıyan kadınlarda doğum sonrası depresyonun daha sık görüldüğü bilinmektedir. Bu risk etmenleri; kadının ya da eşinin işsizliği[Only Registered Users Can See Links] sosyal desteğin yetersiz olması[Only Registered Users Can See Links] evlilikle ilgili sorunlar[Only Registered Users Can See Links] beklenmedik yaşamsal olaylar (ölüm[Only Registered Users Can See Links] ayrılık vb.)[Only Registered Users Can See Links] planlanmamış gebelikler[Only Registered Users Can See Links] çok doğum yapmış olma[Only Registered Users Can See Links] daha önceki gebeliklerde depresyon geçirilmesi[Only Registered Users Can See Links] anne sütü ile beslememe[Only Registered Users Can See Links] kayıpla sonlanan gebelik ve doğum deneyimleri[Only Registered Users Can See Links] erken anne-bebek ayrılığı ve bebeğin bakımı ile ilgili duyulan kaygılardır.
Gebelik sırasında ya da daha önce geçirilen majör depresyon öyküsünün doğum sonrası depresyon gelişimi açısından risk yarattığı bildirilmektedir. Anne sütü ile beslemenin genel yararları iyi bilinmektedir. Doğum sonrası depresyon açısından ele alındığında ise anne sütü ile beslemenin olumlu ve olumsuz etkileri olabilmektedir. Anne sütü veren kadınlar[Only Registered Users Can See Links] kendilerine ayıracak zamanlarının çok az oluşu[Only Registered Users Can See Links] emzirme nedeniyle uykusuz kalmaları[Only Registered Users Can See Links] ilaç kullanmaları gerektiğinde bebeğe zararı olacak endişesi duymaları gibi nedenlerle kolaylıkla negatif duygu durumuna girebilirler. Bunun yanında anne sütünün hızla kesilmesinin bazı hormonal değişiklikler yoluyla depresif belirtileri daha da kötüleştirdiği düşünülmektedir.
Doğum sonrası depresyon sık görülmesine karşın çoğu kez tanı konulamamaktadır. Bu durumun başlıca nedenleri kadının negatif duyguları nedeniyle kendini yalnız hissetmesi ya da utanması[Only Registered Users Can See Links] rutin kontrol için çağrıldığı 6. doğum sonrası haftaya kadar doktorla görüşme olanağı bulamamış ya da hangi doktora başvuracağını kestirememiş olması[Only Registered Users Can See Links] yeni doğan bebeğin verdiği heyecanla yakınmalarını dile getirememesi olabilir. Çoğu kadın sorunlarını depresyon olarak algılamaz[Only Registered Users Can See Links] yine çoğu bu konuda destek arayışı içinde değildir. Bu konuda yardım arayışında olan bir kadın da çoğu kez bebeğinin doktorundan bu konuda bir yardım alabileceğini düşünmez. Ağır doğum sonrası depresyonu olan kadınların yalnızca %50′den azı belirtilerini depresyon olarak değerlendirmektedir.
Kadında doğum sonrası depresyon tanısı konulunca; bireysel ya da aile psikoterapisi[Only Registered Users Can See Links] farmakolojik tedavi ve sosyal servislerin desteğinden yararlanılabilir. Aynı zamanda planlanmamış gebelikler ya da işsizlik gibi risk etkenleri aile planlaması yöntemleri ya da iş olanaklarının sağlanması ile azaltılabilir.