Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi

Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi (https://seversintabi.com/)
-   biyoloji (https://seversintabi.com/biyoloji/)
-   -   Mitoz Bölünme (https://seversintabi.com/biyoloji/6865-mitoz-bolunme.html)

ceyLin 16 November 2008 18:25

Mitoz Bölünme
 
MİTOZ BÖLÜNME

Mitoz bölünmenin başlangıcını saptamak olanaksızdır. Fakat hücrede bazı değişiklikler olur; hücre içeriği jel haline geçer[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] metabolizma durur[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] çekirdeğin hacmi hızla büyür. Kromatid iplikleri belirginleşir ve boyanmaya başlar. G2 evresinin tamamlanması[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kromozomların türlere özgü şekil ve sayıyı kazanmasıyla mitoz bölünmeye geçilir. Işık mikroskobunda kromozomlar artık rahatlıkla görülebilir. Bu süre yaklaşık bir saat sürer. Bu evredeki hücreler küre şeklindedir ve etrafındaki cisimlere kuvvetle bağlanmamıştır. Mitoz bölünme; profaz[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] metafaz[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] anafaz ve telofaz diye dört evreye ayrılır.

Profaz
Başlangıcında çekirdek içinde ince uzun kromatid iplikleri halinde görünen kromozomlar[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yavaş yavaş helozon şeklinde kıvrılarak kalınlaşmaya başlar ve görülebilir duruma geçer. kalınlaşma ve kısalma anafaza kadar devam edebilir. Bu arada eş kromozomlar birbirlerinden fark edilemeycek kadar sıkıca bağlıdırlar. Bu evrede birbirine sentromerlerle bağlanmış olarak duran kromozomların her birine kromatid denir. Sentrozomlar ayrılarak her biri bir kutba gitmeye başlar ve aralarında iğ iplikleri oluşur. Profazın sonuna doğru iğ iplikleri ile kromozomlar arasında bağlantı kurulurken[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sentrozomlardan hücre zarına uzanan iğ iplikleri de oluşur ve çekirdek zarı eriyerek kaybolur[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kromozomlar sitoplazma içerisine dağılır.

Metafaz
Kromozomlar çok kere bir çember gibi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bazen de karışık olarak ekvatoral düzlem üzerinde dizilirler. Genellikle küçük kromozomlar merkezde[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] büyükler çevrededir. Diziliş türlere özgü bir özellik gösterir. Kromozomlar eşit olarak kutuplara çekileceğinden[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ortada belirli bir denge kurulana kadar beklenilir.
Profaz 30-60 dakika sürmesine karşılık[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] metefaz ancak 2-6 dakika sürer. her bir kromozomun sentromeri belirgin olarak ikiye bölünür ve kromatidler tam olarak birbirinden ayrılır.


Anafaz

Ekvatoral düzlemdeki kardeş kromozomlar kutuplara bu evrede taşınırlar. Kasılma özelliği olan sentrozomların iğ iplikleri sayesinde kromozomların yarısı bir kutba[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] diğer yarısı öbür kutba gider. Kromozomların kutuplara ulaşmasıyla bu evre sona erer.
Bitki hücrelerinde sentrozom bulunmadığı için kromozomların taşınması sitoplazma hareketleriyle ve sitoplazma kökenli iğ ipliklerinin yardımıyla olur. Bu evre de yaklaşık olarak 3-15 dakika sürer.

Telofaz


Kromozomlar daha az boyanmaya başlar. Çekirdek zarı yavaş yavaş oluşur. Kromozomlar uzayıp incelmeye başlar. Bölünme açısından çekirdek dinlenmeye geçerken[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hücre metabolizması aktif hale geçer.

Bu evrenin oluşumu sürerken bir yandan da sitoplazma boğum yapmaya başlar. İğ ipliklerine dik olarak boğumlanan sitoplazmanın o bölgede jel hale geçerek iki oğul hücrenin stoplazmasını ayırdığını ileri süren görüşlerde vardır. Stoplazmanın boğumlanarak ayrılması sürecine sitokinez denir. Telofazın başlangıcından iki yeni hücrenin oluştuğu ana kadar geçen süre 30-60 dakikadır.

MAYOZ BÖLÜNME

Bütün döllerde kromozom sayısının değişmez kalabilmesi için (sperm ve yumurtanın birleşmesinden kromozom sayısı iki katına çıkacağından dolayı) farklı bir hücre bölünmesi gelişmiştir. Mayoz bölünme ismini alan bu tip bölünmede[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kromozom sayısı yarıya indirgenir. Mayoz bölünmenin sonunda meydana gelen gametler diğer vücut hücrelerinin aksine n sayıda kromozom taşır (bazı bitkilerde ve bir hücrelilerde bireyin kendisi yaşantısı boyunca haploid kromozomlu olduğundan mayoz bölünmeye gerek kalmaz). Normal olarak soma hücrelerinde 2n kromozomlardan homolog olanlar[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] boyuna[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sinaps dediğimiz aralıklarla birbirinin yakınında uzanırlar. Bu homolog kromozomların her biri ayrı bir kutba giderek[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yalnız bir tanesinin bir gamete verilmesi sağlanır. Homolog kromozomlar aynı büyüklüğe ve şekle[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] keza benzer kalıtsal faktörlere sahiptir. Gerek yumurta gerekse sperm oluşumu son iki hücre bölünmesine kadar aynı kurallara göre yürütülür. Daha sonra spermatogenezis (sperm oluşumu) ve oogenesiz (yumurta oluşumu) farklı şekilde meydana gelir.
Mayozda da mitoz gibi profaz[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] metafaz[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] anafaz ve telofaz diye dört evre vardır. Bu evreler arada interfaz olmaksızın peş peşe iki kez gerçekleşir ve sonuçta dört yavru hücre meydana gelir. Mayoz bölünme ile mitoz bölünme arasındaki en büyük farka profazda rastlanır.
İnterfaz
Bölünmeye hazırlık evresidir. Mitozdaki interfaza benzemekle birlikte hücrelerin mitozdaki gibi büyüklüklerinin ve hacimlerinin artması gerçekleşmez.
Profaz-I
Kromozomlar kısalıp kalınlaşmaya başlarken[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] anadan ve babadan gelen homolog kromozomlar sinaps halinde ya yan yana parelel uzanırlar ya da birbirinin üzerine kıvrılırlar. Kısalma sonucunda kromozomlar mitozdaki gibi görülmeye başlar. Her kromozom iki kromatitten yapıldığından[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] homolog kromozomlar dörtlü demetler halinde görülür[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bu görünüşe tetrat denir. Canlının vücudunda homolog kromozom kadar tetrata rastlanılır (insanda 23 tane). Kromozomların sentromerleri ayrılmamıştır. 4 kromatid için iki sentromer vardır.
Ayrıca mitozdan farklı olarak bu evrede tetratlar arasında parça değişimi gerçekleşir. Krossing-over denilen bu parça değişimi tür içinde çeşitliliği sağlar. Bu evrenin sonunda çekirdek zarı parçalanarak kaybolur.
Metafaz-I
Çekirdek zarının parçalanması sona ermiş[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sentrozomlar kutupulara çekilmiş ve iğ iplikleri ortaya çıkmıştır. Sentromerleri çift olan tetratlar ekvatoral düzlem üzerine dizilir.
Anafaz-I
Bu evrede tetratlar ikiye ayrılarak kutuplara giderler. Ana ve babadan gelen kromozomlar rasgele olarak birbirlerinden ayrılırlar (özelliklerimizin bazılarının anadan bazılarının babadan geçmesinin nedeni). Bu evrede kromozom sayısı indirgendiğinden kutuplara taşınan yani oğul hücrelere geçecek olan kromozom sayısı vücut hücrelerinin kromozom sayısının yarısı kadardır.
Telofaz-I
Hücrenin iki kutbunda bulunan kromozomlar uzayıp incelmeye başlar. Etraflarında çekirdek zarı oluşur. Sitoplazmanın boğumlanmasıyla da haploid sayıda kromozoma sahip iki yavru hücre oluşur.
Buraya kadar geçen olaylar mayoz-I olarak adlandırılır. Bundan sonra mitozdakinin aksine arada interfaz evresi olmaksızın profaz-II'nin başlamasıyla mayoz-II başlar. Mayoz-II mitoz bölünmenin hemen hemen aynısıdır. Hücrelerdeki haploid kromozom sayısı korunarak profaz-II[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] metafaz-II[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] anafaz-II ve telofaz-II gerçekleşerek mayoz bölünmenin sonunda n kromozom sayısına sahip 4 yavru hücre meydana gelir.


HÜCRE BÖLÜNMELERİ

Hücreler ya canlıların büyüyüp gelişmesi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] rejenerasyonu ve dokularının yenilenmesi ya da üreme faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla bölünür. Bölünmelere detaylarıyla geçmeden önce hücrelerin niçin bölündükleri konusundaki görüşlere yer verelim. Hücre[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] büyüklük bakımından belirli bir sınıra ulaştığı zaman[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kuramsal olarak ikiye bölünmesi gereklidir. Çünkü hücre genel olarak bir küre şeklinde düşünülürse[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] büyümede hacim yüzey orantısı r3 / r2 'dir. Yani hacim yarıçapın küpüyle artarken[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yüzeydeki büyüme yarıçapın karesine bağımlı kalır ve bir süre sonra hücrenin yüzeyi gerek besin alış verişini gerek artık maddelerin atılımını ve gerekse gaz alış verişini bütün hücreye sağlayamayacak duruma gelir ve hücre[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yüzeyini artırmak amacıyla bölünmeye başlar. Ayrıca büyüyen hücrede sitoplazma çekirdek oranı arttığından ve çekirdeğin etki alanı sınırlı olduğundan bu durum hücreyi ölüme sürükleyebilir[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] dolayısıyla hücreyi bölünmeye zorlar. (Bu fikri 1908 yılında ilk defa HERTWIG ortaya atmıştır.) hücrenin içine yapay olarak iki çekirdek yerleştirildiğinde ya da çekirdek içindeki kromozom sayısı iki katına çıkarıldığında[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hücrenin hacmi normal büyüklüğünün iki misli olabilir. Bu[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] çekirdeğin sınırlı bir etkiye sahip olduğunu kanıtlar. Uygun x-ışınına tutulan hücrelerde kalıtsal materyal çoğalması olur; fakat bölünme meydana gelmez ve sonuçta hücre büyümesiyle birlikte hızlı hücre çoğalması da görülür (kanserleşmede olduğu gibi). Bölünecek büyüklüğe ulaşan amipin (normal olarak iki günde bir bölünür) protoplazmasından bir miktar kesersek (100 gün süreyle) bölünme durur ve tekrar büyümeye başlar. Bu uygulama sonsuz olarak sürdürülürse[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] amip[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bölünmeden hayatta kalabilir.
Bölünmeye başlayan bağ doku hücrelerinin çapı yaklaşık % 12 kadar artar. Buna karşın büyüklüğü sınırlandırılmış hücrelerde büyüme durur.
Bir hücreli canlılarda mitoz aynı zamanda üremeyi sağlar. Her canlıda ve aynı bireyin farklı dokularındaki hücrelerin mitozla bölünme hızı tamamen farklıdır. Örmeğin bağırsak mukozasındaki[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] epidermisteki[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kan hücrelerini üreten dokulardaki hücrelerin sürekli bölünmesine karşılık[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] diğer dokuların hücreleri belirli zamanlarda[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sinir ve retina hücreleri ise 20-25 yaşın üstünde (insanda çoğunluk ana karnında 4. aydan itibaren sonra) hiç bölünmez.
Mitoz bölünmenin amacı ana hücredeki kalıtım materyalinin eşit şekilde yavru hücrelere verilmesidir. Bir hücrelilerdeki amitoz bölünmede[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hem iğ iplikleri işe karışmaz hem de kalıtım materyali yavrulara büyük bir olasılıkla eşit verilmez. Mitoz bölünme sürekli bir olay olmasına karşılık[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] izlemede ve anlamada kolaylık olsun diye evrelere ayrılarak incelenir. Dinlenme sırasında[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kromozomlar boyanmaz. DNA miktarı 2n'dir (G1-Evresi). Daha sonra DNA kendini eşler. DNA miktarı 4n'dir. İnce kromatid iplikler şeklinde boyanırlar (S-Evresi). Üçüncü evre koyu boyanan kromozomlara sahip[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] 4n'li evredir (G2-Evresi). Son evre ise mitoz bölünmeni gerçekleştiği ve kromozom sayısının 2n'e indiği evredir (M-Evresi). Hücredeki tüm yapıların birleşerek[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] daha sonra iki yavru hücreye verilmesini sağlayan bu döngüye hücre döngüsü denir.
Bitki ve hayvanlarda hücre döngüsünün tamamlanması yaklaşık 20 saat kadar sürer. Bu sürenin yaklaşık bir saati mitoz bölünmeye ayrılmıştır. Geri kalan süre interfazdaki büyüme için kullanılır. en uygun beslenme ve sıcaklık koşullarında dahi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] herhangi bir hücre çeşidinin bölünme süresi sabittir. Uygun olmayan koşularda bu süre uzayabilir. Fakat her hücrenin optimumdan daha hızlı büyümesini hem de optimumdan daha hızlı döngüsünü sağlamak olanaksızdır. bundan şu sonuca varabiliriz; her hücrenin döngü süresi kusursuz bir zamanlamayla gelişecek şekilde programlanmıştır. Bu program iki aşamada yürütülür. İlkinde kromozomlardaki kalıtsal materyal iki katına çıkarılır[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ikincisinde ise hücrenin diğer organelleri çoğaltılır.
Döllenmiş yumurtalarda bölünme[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] alışılmışın tersine bir saatte ya da daha az bir süre içerisinde tamamlanır. Çünkü yumurta hücresine[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yumurtanın olgunlaşması sırasında her çeşit molekülden bol miktarda verilmiştir. Böylece yumurta hücresi hızla bölünerek gittikçe daha küçük hücreleri yapar. Bunlardaki hücre döngüsünde büyüme evresi yoktur[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yalnız bölünme için hazırlık yapılır. Bu nedenle yaklaşık bir saatte bir bölünebilir.

ceyLin 16 November 2008 18:25

Cevap: Mitoz Bölünme
 
Hücre

Canlıların temel yapı ve işlevsel birimi hücredir. Bütün canlılar bir ya da daha fazla hücreden meydana gelmiştir. Kalıtım materyali hücrede bulunur. Modern Hücre Teorisi'ne göre yeni hücreler varolan hücrelerin çoğalması ile oluşur.
Bu teoriyi şöyle açıklayabiliriz: Canlılarda gördüğümüz her türlü yapısal ve işlevsel faaliyeti hücrede görebiliriz. Yani bir hücre büyüme[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] boşaltım[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] üreme[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hareket gibi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] canlılığa özel işlevleri tek başına yerine getirebilir.
Bütün canlılar hücrelerin biraraya gelmesiyle oluşmuştur. Tek bir hücreden meydana gelen amip[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] terliksi hayvan ve milyarlarca hücreden meydana gelen insan. Canlılığın en büyük özelliklerinden birisi hücresel yapıya sahip olmalarıdır.
Her türlü özelliğimizin oluşmasını sağlayan kromozomlar hücrede bulunur. Kromozomlar[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] prokaryot (ilkel çekirdekli) canlılarda stoplazma içerisine dağılmış olarak bulunurken[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ökaryot (gerçek çekirdekli) canlılarda çift kat zarla çevrili çekirdek organelinin içerisindedir. Kromozomlar sayesinde ana-babadaki özellikler[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] genç hücrelere ve tabii ki yavrularına geçer.
Anorganik ve organik evrim süreci dışında hiçbir hücre[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] durduk yerde ortaya çıkmaz. Ancak varolan hücrelerin mitoz veya mayoz bölünme geçirmesiyle oluşur. Mitoz bölünme[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bir hücreden aynı özellikleri taşıyan iki yavru hücrenin meydana gelmesidir. Büyüme ve gelişme sırasında vücut hücrelerimiz bolca mitoz bölünme geçirerek çoğalırlar.
Mayoz bölünme ise[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bir hücreden dört yavru hücrenin meydana gelmesidir. Üreme hücrelerinde görülen bir bölünme şeklidir. Canlıların çeşitlenmesine ve farklı özellikler kazanmasına olanak sağlar.
Hücrenin Bölümleri
Hücre Zarı
Singer-Nicholson adlı iki bilim adamı tarafından ortaya atılan "Akıcı-Mozaik Zar Modeli" ile açıklanır. Bu modele göre hücre zarı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] tek katlı lipid tabakasından meydana gelmiş[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] karbonhidrat ve protein molekülleri lipid tabakasına gömülü durumdadır. Lipid tabakası sürekli hareket halindedir.
Stoplazma
Hücre zarı ile çekirdek arasını dolduran canlı sıvıdır. Büyük bir kısmı sudur. Içerisinde organel denilen çeşitli görevleri üstlenmiş ve özelleşmiş yapılar bulunmaktadır.
Endoplazmik Retikulum
Çekirdek zarı ile stoplazma ya da hücre zarı arasında uzanan iletimle görevli kanal ve borucuklar sistemidir.
Golgi Aygıtı
Hücrenin bazalında bulunan iç içe geçmiş tabak görünümünde zar sistemidir. Yağ sentezi ve lizozomların paketlenmesinde görevlidir.
Lizozom
Tek katlı zarla çevrili[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] içerisinde sindirim enzimleri bulunduran organeldir.
Mitokondri
Hücrenin enerji santralidir. Oksijenli solunumun gerçekleştiği yerdir.
Kloroplast
Sadece bitki hücrelerinde bulunan bu organel[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] fotosentezin yani besin üretiminin gerçekleştiği yerdir.
Sentrozom
Bu organel sadece hayvan hücrelerinde bulunur ve bölünme esnasında kromozomların kutuplara taşınması görevini üstlenmiştir.
Çekirdek
Hücrenin en önemli organeli ve yöneticisi konumundadır. Dış tarafı çift kat zarla çevrili[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] içerisi ise karyoplazma denilen sıvı madde ile doludur. Ayrıca kromozomlar ve çekirdekçik de burada bulunur.

CANLILARDA ÇOĞALMA
Üreme: Canlıların neslini devam ettirebilmek için ken*dine benzer bireyler meydana getirmelerine üreme veya çoğalma denir.
İki tip üreme vardır. Bunlar
1. Eşeysiz üreme
2. Eşeyli üreme
Eşeysiz üreme ile eşeyli üremeyi karşılaştırmalı olarak öğrenelim.
Eşeysiz çoğalma (üreme)
• Temelini rnitoz bölünme oluşturur.
• Erkeklik ve dişilik yoktur (Cinsiyet yok)
• Tek bir ata canlı bulunur.
• Yavru bireyler ata canlıdan mitoz bölünme ile oluşur.
• Oluşan canlıların bütün genetik özellikleri ata canlı-ntn aynısıdır.
• Canlıların çeşitliliğinde etkisi yoktur.
»Otuşan bireylerin ortam şartlarına dayanıklılıkları ay*
nıdır.
Eşeyli çoğalma (üreme)
• Temelini mayoz bölünme oluşturur. (Mitoz bu tip üremede hücre sayısını arttırır.)
• Cinsiyet vardır. (Erkek ve dişi olmak üzere iki birey bulunur.
• Bu tip üremede mayoz bölünme ile önce gametler oluşur[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] daha sonra gametler birleşir (döllenme) zigot oluşur. Zigot da mitozla gelişerek canlıyı oluşturur.
• Eşeyli üremede canlılar arasında gen alışverişi oldu*ğundan oluşan canlılar anne ve babadan farklı özelliklere sahip olur. Bu da ortam şartlarına daha dayanıklı bireylerin oluşmasını sağlar.

Etrafımızda gördüğümüz makroskobik canlılar ve göremediğimiz mikroskobik canlılar hücrelerden meydana gelmiştir. Hücreler ancak mikroskopla görülebilecek kadar küçük[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] canlı ve çok karmaşık yapılardır. İlk defa 1665 yılında Robert Hook[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] mantar dokusunu incelemiş gözlemlediği yapılarda küçük boşluklar görmüş ve gördüğü bu boşluklara içi boş odacıklar anlamına gelen HUCRE demiştir. Ancak hücre biliminin başlangıcı Matthias Schleiden ve Theodor Scwann tarafından ortaya konan hücre teorisine dayanmaktadır. Bu teori[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] tüm canlıların hücrelerden meydana geldiğini ve canlı yapısına katılan her hücrenin bağımsız olmalarına karşın birlikte çalıştıklarını ifade eder.
Bugünkü anlamda hücre teorisi
*Bütün canhlar bir veya bir çok hücreden meydana gelir.
*Hücreler canlının en küçük yapısal ve fonksyonel birimidir.
*Hücreler kendilerinden önceki hücrelerin bölünmesi İle meydana gelirler.
*Canlının kalıtım maddeleri hücrelerde bulunur.
HÜCRENİN ŞEKLI VE büyüklüğü
Hücreler çoğunlukla mikroskobik olmakla birlikte[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] gözle görülebilecek büyüklükte olan hücrelerde vardır En küçük hücreler gametler[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bakteriler ve parazit bir hücrelilerdir. En büyük hücre ise deve kuşu yumurtasıdır. Bilinen en uzun hücre ise 1 m kadar uzunluktaki sinir hücreleridir.
Hücrelerin şekilleri farklı farklıdır. Yıldız[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] oval[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] küp[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] silindir[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] dikdörtgen vb. şekillerde olabilir. Mesela kemik hüc-releri yıldız[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] salgı hücreleri kübik[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ince bağırsağın iç ta-baka hücreleri silindirik[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bitki hücreleri kübik veya çok şekilli olabilir.

HÜCRENİN ÇEŞİTLERİ
1. Zarla Çevrili Çekirdeği Bulunmayan Hücreler
Mavi-yeşil algler ve bakteriler sitoplazmalarında zarla çevrili bir çekirdek taşımazlar. Sitoplazma içinde yaşamsal olaylan gerçekleştiren organeller de yoktur. (Ribozom hariç) Canlılığın devamı için gerekli metabolizma olayları yapıları üzerinde olur. Memeli canlıların alyuvar hücrelerinde çekirdek yoktur.
2. Zarla Çevrili Çekirdeği Bulunan Hücreler
Bu hücrelerde çekirdek çift katlı zarla sitoplazmadan ayrılmıştır. Yaşamsal olaylar hücre içinde bulunan organellerde gerçekleşir. Gelişmiş çok hücreli canlılarda yapı ve görev bakımın-dan benzer hücreler dokuları[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] dokular organlan[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] organ-lar sistemleri sistemler de organizmayı oluştururlar.
Hücre '—> Doku —> Organ —> Sistem —> Organizma
Canlılar hücre sayılarina göre;
Tek hücreli canlılar Çok hücreli canlılar
• Tek hücreden oluşurlar • Çok sayıda hücreden oluşurlar
• Bütün hayatsal olaylar tek hücre İçinde gerçekleşir. • Hücreler arasında işbirliği vardır. • Bakteriler[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Amip[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Paramecium vb. •Bİtki[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hayvan[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] insan[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] mantar... vb.

ceyLin 16 November 2008 18:28

Cevap: Mitoz Bölünme
 
GENETİK KOPYALAMA

İşçilerin tulumları beyazdı; ellerinde soğuk kadavra rengi kauçuk eldivenler vardı. Işık donuktu[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ölüydü: Bir hayalet sanki!.. Yalnız mikroskopların sarı borularından zengin ve canlı bir öz akıyor bir baştan bir başa uzanan çalışma masalarının üzerinde tatlı çizgiler yaratarak parlatılmış tüpler boyunca tereyağ gibi yayılıyordu. "Bu da" dedi Müdür kapıyı açarak "döllenme odası işte..." Doğal olarak[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ilkin döllenmenin cerrahlığa dayanan başlangıcından söz etti[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] derken "Toplum uğruna seve seve katlanılan bir ameliyattır bu" dedi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] "altı maaşlık ikramiyesi de caba... Bir yumurta bir oğulcuk bir ergin; bu normal... Oysa Bokanovskilenmiş bir yumurta tomurcuk açar ürer bölünür. Eş ikizler yalnız insanların doğurduğu o eski zamanlardaki gibi yumurtanın bazen rastlantıyla bölünmesinden oluşan ikiz[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] üçüz parçaları değil düzinelerle yirmişer yirmişer." Müdür "yirmişer" diyerek sanki büyük bir bağışta bulunuyormuş gibi kollarını iki yana açtı; "yirmisi birden!.." Ama öğrencilerden biri bunun yararının ne olduğunu sormak gibi bir sersemlikte bulundu. "İlahi yavrucuğum!" Müdür olduğu yerde ona dönüvermişti. "Görmüyor musun? Görmüyor musun kuzum?" Bir elini kaldırdı; heybetli bir duruşa geçmişti. "Bokanovski süreci toplumsal dengenin en başta gelen araçlarından biridir! Milyonlarca eş ikiz; toptan üretim ilkesinin sonunda biyolojiye uygulanmış olması..."
YUKARIDAKİ PARÇA Aldous Huxley’in 1930’larda yazdığı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] geçtiğimiz ay bilim gündemini birdenbire fetheden "koyun kopyalama" deneyine değinen haberlerde sıkça gönderme yapılan[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Brave New World (Cesur Yeni Dünya) romanının girişinden kısaltılarak alınmış bir bölüm. Huxley olumsuz bir ütopya (distopya) niteliği taşıyan romanında Alfa Beta Gama Delta ve Epsilon adlarıyla[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kendi içinde genetik özdeşlerden oluşan beş farklı sınıfa bölünmüş bir toplum tablosu çiziyor. Özdeş vatandaşların üretildiği bu hayali "Bokanovski Süreci" çağdaş anlamıyla klonlama (veya genetik kopyalama) olmasa da[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sürecin yolaçtığı etik (ahlaki) ve toplumbilimsel kaygılar sekiz ay önce İskoçya’da gerçekleştirilen ve geçtiğimiz ay kamuoyuna duyurulan gelişmelerin doğurduklarına denk düşüyor. Şimdi herkesin tartıştığı son gelişmelerin insanlık için daha insanca bir dönemin mi yoksa[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hızla gerçeğe dönüşen korkunç bir distopyanın mı kapısını araladığı.
Şubat ayının 22’sinden itibaren[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] İskoçya’nın Edinburg kentinde[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] biyoteknoloji alanında tuhaf bir gelişme kaydedildiği[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] "Dünyanın sonu" "Frankenstein" gibi ifadeleri de içeren dedikodularla birlikte etrafta konu olmayısısa başladı. Bilim çevreleri de basın da şaşkındı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] çünkü[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] seçkin yazarların ve bazı bilim adamlarının birkaç gündür zaten haberdar oldukları ve konuyu "patlatmayısısı" bekledikleri bu gelişme bir biçimde basına sızmış dilden dile dolaşmayısısa başlamıştı bile. Normalde pek de ciddiye alınmayısısacak böyle bir "dedikodunun" bu denli yayılabilmesi işin içine çeşitli dallarda makalelere yer veren saygın bilimsel dergi Nature’ın adının karışmasıyla olmuştu. Gerçekten de Nature[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] dedikodu niteliğini fersah fersah aşan bir bilimsel gelişmeyle ilgili bir makaleyi 27 Şubat’ta yayınlayacağını bilim yazarlarına duyurmuş ve bu tarihe kadar "ambargolu" olan bir basın bülteni dağıtmıştı. Batı ülkelerinde yazarlar normal olarak bu ambargolara uyar hazırladıkları yazıları[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ambargonun bittiği tarihte aynı anda yayına verirler. Ancak aralarında ünlü The Observer’ın da bulunduğu bazı dergi ve gazeteler ambargoyu çoktan delmiş[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] konuyu kamuoyuna duyurmuştu bile. Haberin kaynağı olan Nature ve ambargoya saygı gösteren çoğu nitelikli dergi ve gazetede yer almaması da[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] dedikodu trafiğini artırmış[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ortaya atılan spekülasyonlarla beklenenden fazla ilgi toplanabilmişti.
Hatta[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Mart ayının başlarında koyun klonlama haberinin yarattığı ilgi ortamını değerlendirmek isteyen bazı haberciler[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] aynı yöntemle Oregon Primat Araştırmaları Merkezi’nde mayısısmunların klonlandığını öne sürdüler. Oysa Oregon’da gerçekleştirilen embriyo hücrelerinin oldukça sıradan bir yöntemle çoğaltılmasıyla yapılmış bir deneydi. Klonlama yetişkin bir canlıdan alınan herhangi bir somatik (bedene ait) hücrenin kullanılmasıyla canlının genetik ikizinin yaratılmasını açıklamakta. Kavramsal temelleri çoktandır hazır olan bu işlemin uygulamada gerçekleştirilemeyeceği düşünülüyordu.
Edinburg’daki Roslin Enstitüsünden Dr. Wilmut ve ekibi bunu başarmış gibi görünüyor. "Ben bu filmi daha önce seyretmiştim!" diyenleri rahatlatmak için hemen belirtelim ki[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] aynı ekip 1995 yılında embriyo hücrelerini kullanarak yine ikiz koyunlar üretmiş ve bunu duyuran makaleyi yine Nature dergisinde yayımlatmıştı. Bu deney de basına yansımış ancak son gelişmeler kadar yankı uyandırmamıştı. Ne de olsa bu yöntem döllenmiş yumurtanın kazayla bölünüp tek yumurta ikizlerine yol açtığı bildik süreçlerden farksızdı. Sıklıkla unutulduğu için tekrarlamakta yarar var ki Wilmut’un son başarısının önemi işe somatik bir hücrenin çekirdeğiyle başlamasında yatıyor. Bu başarının ortaklarını anarken PPL Tıbbi Araştırmalar şirketini de atlamamak gerek. Borsalarda tırmanışa geçen hisseleriyle gelişmenin meyvelerini şimdiden yemeye başlayan PPL projenin hem amaçlarını belirleyerek hem de maddi olanakları yaratarak kuzu Dolly’nin varlığının temel sebebi olmuş.
Dr. Wilmut’un gerçekleştirdiği başarı şöyle özetlenebilir: Yetişkin bir koyundan alınan somatik bir hücrenin çekirdeğini dahice bir yöntemle başka bir koyuna ait çekirdeği alınmış bir yumurtaya yerleştirmek ve bilinen "tüp bebek" yöntemiyle yeni bir koyuna yaşam vermek. Adını ünlü şarkıcı Dolly Parton’dan alan kuzu Dolly isim annesinin değilse de DNA annesinin genetik ikizi. Dolly[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sevimli görünüşüyle kamuoyunun sempatisini kazanmış ve tüm bu süreç ilginç bir bilimsel oyun olarak sunulmuşsa da gerçekte deney oldukça iyi belirlenmiş bilimsel ve maddi hedefleri olan soğukkanlı bir süreç. Zaten Dolly’nin araştırmacılar arasındaki adı da en az varlığı kadar "soğukkanlıca" seçilmiş: 6LL3... PPL’in idari sorumlusu Dr. Ron James[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] şirket sırlarını kaybetme kaygısıyla maddi hedeflerini pek açığa vurmamakla birlikte[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hemofili hastaları için koyunlara insan kanı pıhtılaşma faktörü ürettirmeyi de içeren pek çok önemli ticari hedefin ipuçlarını veriyor.
PPL ve Roslin Enstitüsü’nün çalışmaları[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] geçmişi çok eskilere dayanan ve önemli gelişmelerin kaydedildiği bir alan olan transjenik (gen aktarılmasıyla ilgili) araştırmaların bir üst aşamayısısa[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] nükleer transfer (çekirdek aktarılması) evresine doğru ilerletilmesinden başka birşey değil. Yıllardır başarıyla sürdürülen transjenik çalışmalarda tek boynuzlu keçi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] üç bacaklı tavuk gibi görünüşte çarpıcı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yararı kısıtlı çalışmaların yanı sıra[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] insan proteinlerinin hayvanlara ürettirilmesi gibi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] modern tıp için çığır açıcı sayılabilecek başarılar kaydedildi. Son gelişmelere imzasını atan ekip[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] daha önce insan bünyesince üretilen molekülleri gen transferi yöntemiyle bir koyuna ürettirmeyi başarmıştı. Söz konusu deneyde gerek duyulan moleküllerin koyunun tüm hücrelerinde değil[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sadece süt bezlerinde sentezlenmesinin sağlanması[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] koyunun "ilaç fabrikası" olarak değerlendirilmesini beraberinde getiriyordu. Dolly başarısının en önemli potansiyel yararı da bununla ilgili zaten. Gen transferi yöntemiyle[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] istediğiniz maddeyi sentezleyebilen bir canlıya sahip olduğunuzda[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] madde verimini artırmak üzere aynı süreci zaman ve para harcayarak yinelemeye çabalamak yerine elinizdeki canlının genetik ikizlerini yaratabilirseniz[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ticari değer arz edebilecek miktarda ilaç hammaddesi üretimine geçebilirsiniz. Elinizde birkaç on tane genetik özdeş canlı biriktikten sonra[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bu küçük sürüyü doğal yollardan üremeye bırakacak olursanız[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hem "yatırımınız" kendi kendine büyüyecek[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hem de genetik çeşitlilik yeniden oluşmayısısa başlayacağından[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] tek bir virüs tipinin tüm "fabrikayı" yok etmesinin önünü alacaksınız demektir.
Biraz Ayrıntı
İskoç ekibin gerçekleştirdiği klonlama deneyinin[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] dünyanın pek çok bölgesine dağılmış sayısız standart biyoteknoloji laboratuvarında "kolayca" gerçekleştirilebileceği söyleniyor. Yine de uygulanan yöntem[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] günlük gazetelerdeki basit şemalarda anlatıldığı kadar kolay ve hemen tekrarlanabilir türden değil. İskoç ekibin başarısı ve önceki sayısız benzeri çalışmanın başarısızlığı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Wilmut’un[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] verici koyundan alınan hücre çekirdeğiyle[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kullanılan embriyonik hücrenin "frekanslarını" çok hassas biçimde çakıştırabilmesine dayanıyor. Bu yöntemle araştırmacılar[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yetişkin çekirdeğin genetik saatini sıfırlamayısısı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] tüm gelişim sürecini başa almayısısı becerebilmişler. Yöntemin ayrıntılarına girmeden önce bazı temel kavramlara açıklık getirmekte yarar var.
Çoğu memeli canlı gibi insan bedeni de milyarlarca hücreden oluşuyor. Bu hücrelerin milyonlarcası her saniye bölünmeyi sürdürerek beden gelişimini devam ettiriyor ve yıpranmış hücreleri yeniliyor. Bu hücrelerin önemli kısmı bedenimizin belli başlı bölümlerini oluşturan "somatik hücreler." Tek istisna[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] üreme hücreleri. Eşeyli üreme[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] gametlerin (sperm ve yumurta) ortaya çıktığı "mayısısoz bölünme"yle başlıyor. Cinsel birleşme sonucunda[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] spermin yumurtayı döllemesiyle de yeni bir canlının ilk hücresi "zigot" oluşuyor. Bu noktadan sonra gelişmeye dönük hücre bölünmeleri[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] "mayısısoz" değil[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] "mitoz" yoluyla ilerliyor.
Koyun ve insan hücrelerinin de dahil olduğu ökaryotik yani[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] çekirdeği olan hücreler[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] farklı gelişim evreleri içeren bir yaşam döngüsü geçiriyorlar. Bu döngüyü[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hücrenin görece durağan olduğu "interfaz" ve belirgin biçimde bölünmenin gerçekleştiği mitoz evrelerine ayırmak mümkün. Hücre[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yaşam döngüsünün yüzde doksan kadarını interfaz evresinde geçiriyor. Aslında[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bu duraklama evresi göründüğü kadar sakin değil; hücre[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] tüm bileşenlerini DNA’yı sona bırakacak biçimde çoğaltarak[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bölünmeye hazırlanıyor. Alt evreleri son derece iç içe girmiş olan interfaz evresini işlevsellik açısından G1[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] S ve G2 alt evrelerine ayırmak yerleşmiş bir gelenek. Yani[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hücrenin yaşam döngüsü bu üç evre ve M (mitoz)’dan oluşuyor. G1 evresi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] DNA dışındaki bileşenlerin çoğaldığı bir dinlenme dönemi. S[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] DNA’nın bölünmesiyle sonuçlanan bir geçiş evresi. G2 ise[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] iç gelişmenin tamamlanıp[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hücrenin mitoz yoluyla bölünmeye hazırlandığı süreci içeriyor.

ceyLin 16 November 2008 18:30

Cevap: Mitoz Bölünme
 
Hücrelerin hangi evreyi ne kadar sürede tamamlayacakları bir biçimde programlanmış durumda. Belli bir organizmanın tüm hücreleri bu evreleri aynı sürede tamamlıyorlar. Yine de ani çevresel koşul değişiklikleri hücreleri G1 evresinde kıstırabiliyor; sözgelimi besleyici maddelerin miktarı birdenbire minimum düzeye düştüğünde. G1 evresinin belli bir aşamasında[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] öncesinde bu duraklamayısısısa izin verilen sabit bir kritik noktası var. Bu kritik nokta aşılırsa[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] çevresel koşullar ne yönde olursa olsun[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] DNA replikasyonunun önü alınamıyor. İleride göreceğimiz gibi bu noktanın denetim altında tutulabilmesi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Wilmut ve ekibinin başarılı bir klonlama gerçekleştirebilmelerinin altın anahtarı olmuştur.
Bu noktada bir parantez açarak G1[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] S[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] G2 ve M evrelerinin denetim altına alınmasının hücrenin yaşam döngüsünü olduğu kadar[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hücrenin özelleşmesini[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sözgelimi beyinden veya kas hücrelerinden hangisine dönüşeceğini de kontrol altına alabilmeyi bir başka deyişle hücrenin genetik saatini sıfırlamayısısısı sağladığını ekleyelim. Wilmut ve ekibi Dolly’i klonlayıncaya kadar bu sürecin tersinmez olduğu söz gelimi bir defa kas hücresi olmayısısısa karar vermiş bir hücrenin yeniden programlanamayısısısacağı zannediliyordu. Peki Wilmut bunu nasıl başardı?
Soruyu tersinden cevaplayacak olursak[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] diğerlerinin bunu başaramamalarının nedeninin kullandıkları somatik hücrelerin çekirdeklerini S veya G2 evrelerindeki konakçı hücrelere yerleştirmeleri olduğunu söyleyebiliriz. Eski kuramsal bilgilere göre bu yöntemin işe yaraması gerekiyordu çünkü çekirdeğin mitoza yaklaşmış olması avantaj olarak görülüyordu. Ancak bu denemelerde işler bir türlü yolunda gitmedi. Kaynaştırmadan sonra hücre fazladan bir parça daha mitoz geçiriyor ve yararsız kopuk kromozom parçaları meydana geliyordu. Bu "korsan" genler gelişimin normal seyrini sürdürmesi için ciddi bir engel oluşturuyordu. Dersini çok iyi çalışmış olan Wilmut bu olumsuz deneyleri değerlendirerek hücreyi G1 evresinin kritik noktadan önceki duraksama döneminde[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] "G0 evresinde" kıstırmayısısısa karar verdi.
Verici koyundan alınan meme dokusu hücrelerini kültür ortamında gelişmeye bırakan Wilmut[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hücrelerin geçirdiği evreleri sıkı gözetim altında tutarak bir hücreyi G0 evresinde kıstırıp bu haliyle durağanlığa bırakmayısısısı başarmıştı. Bunun için[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hücrenin besin ortamını neredeyse öldürme sınırına kadar geriletmiş[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] tüm süreci dondurarak bir anlamda genetik saati de sıfırlayabilmişti. Üstelik bu evre[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kaynaştırılacağı yumurta hücresinin mayısısısoz gelişim sırasında girdiği[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bu işlem için en uygun olan metafaz-II evresiyle de mükemmel bir uyum içindeydi. İşlemin diğer kısımları yemek tariflerinde olduğu kadar sıradan ve kolay uygulanabilir nitelikte. G0 evresindeki çekirdek metafaz-II evresindeki yumurtayla kaynaştırılıp normal besin koşulları ve hafif bir elektrik şoku etkisiyle olağan çoğalma sürecine yeniden sokulduğunda[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] her şey tüp bebek olarak bilinen[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] in vitro fertilizasyon sürecindeki işleyişe uygun hale geliyor. Zigot anne koyunun rahmine yerleştiriliyor ve gerekli hormonlarla normal hamilelik süreci başlatılıyor.
Wilmut ve ekibinin gerçekleştirdikleri hakkında bilinenler yukarıda kaba hatlarıyla anlatılanlarla sınırlı. Sürecin duyurulmayısısısan kritik bir evresi varsa[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bu ticari bir sır olarak kalacağa benziyor. Ancak herkesin olup bitenler hakkında aynı bilgilere sahip olması deneyin başarısı konusunda kimsenin şüphe duymamasını gerektirmiyor. 277 denemeden sadece birinin başarılı olması başta olmak üzere çoğu uzmanın takıldığı pek çok soru işareti var. Herşeyin ötesinde herhangi bir olgunun bilimsel gelişme olarak kabul edilmesi için[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sürecin yinelenebilirliğinin gösterilmesi gerekiyor.
Bir embriyolog Jonathan Slack çok daha temel şüpheleri öne sürüyor: "Araştırmacılar yumurta hücresindeki DNA’ları tümüyle temizleyememiş olabilirler. Dolayısıyla Dolly sıradan bir koyun olabilir." Slack alınan meme hücresinin henüz tamamen özelleşmemiş olabileceğini[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] böyle vakalara meme hücrelerinde bedenin diğer kısımlarına göre daha sık rastlanılabildiğini de ekliyor. Zaten Wilmut da bedenin diğer kısımlarından alınan hücrelerin aynı sonucu verebileceğinden bizzat şüpheli. Örneğin[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] büyük olasılıkla kas veya beyin hücrelerinin asla bu amaçla kullanılamayısısısacaklarını belirtiyor. Üstüne üstlük[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] koyun bu deneylerde kullanılabilecek canlılar arasında biraz "ayrıcalıklı" bir örnek. Koyun embriyolarında hücresel özelleşme süreci zigot ancak 8-16 hücreye bölündükten sonra başlıyor. Geleneksel laboratuvar canlısı farelerde ise aynı süreç ilk bölünmeden itibaren gözlenebiliyor. İnsanlarda ise ikinci bölünmeden itibaren... Bu durum[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] aynı deneyin fare ve insanlarda asla başarılı olamaması olasılığını beraberinde getiriyor.
Dile getirilen açık noktalardan biri de[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hücrelerde DNA barındıran tek organelin çekirdek olmayısısısışı. Kendi DNA’sına sahip organellerden mitokondrinin özellikle önem taşıdığı savlanıyor. Memeli hayvanlarda mitokondriyal DNA embriyo gelişimi sırasında sadece anneden alınıyor. Her yumurta hücresi farklı tipte DNA’lara sahip yüzlerce mitokondriyle donatılmış. Bu mitokondriler zigotun bölünmesinin ileri evrelerinde embriyo hücrelerine dengeli bir biçimde dağılıyor; ancak canlının daha ileri gelişim evrelerinde[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bu denge belli tipteki DNA’lara doğru kayabiliyor. Parkinson Alzheimer gibi hastalıkların temelinde bu mitokondriyal DNA kayması sürecinin etkileri var. Bu yüzden kimileri[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sağlıklı bir kuzu olarak doğan Dolly’nin zigot gelişimine müdahele edilmiş olması yüzünden sağlıksız bir koyun olarak yaşlanabileceğini öne sürüyorlar. Şimdilik Dolly’nin tek sağlıksız yönü[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] basına teşhir edilirken sabit tutulması amacıyla fazla beslenmesi yüzünden ortaya çıkan tombulluğu.
Klonlamalı mı?
Klonlamanın özellikle de insan klonlama konusunun etik boyutu kamuoyunca[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] günlük yaşamda kültürün[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] temel bilimsel birikimin[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] tarih[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] siyaset ve toplumbilimin en yaygın ve temel kavramlarıyla tartışılabilir nitelik kazanmıştır. Nükleer enerji kullanımı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hormon destekli tarım[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ozon tabakasına zarar veren gazların üretimi gibi farklı toplum kesimlerince kolayca anlaşılabilir ve tartışılabilir kabul edilen klonlama[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] şimdiden kamuoyunun gündeminde yerini aldı. Kamuoyunun[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bilimsel ve teknolojik gelişmelerin uygulanıp uygulanmaması konusunda birtakım ahlaki gerekçelerle ne şekilde ve ne ölçüde yaptırım uygulayabileceği tartışmalı olsa da[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] şu anda kamuoyunun isteksizliği klonlama çalışmalarının daha ileri aşamalara taşınmasına en güçlü engel olarak gösteriliyor. Oysa "tüp bebek" diye bilinen in vitro fertilizasyonun[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] başlangıçtaki şiddetli tepkilerden sonra kolayca kabullenilmesi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] işin içine "çocuk sahibi olma isteği ve hakkı" karıştığı durumlarda (aynı argüman klonlama konusunda da sıkça kullanılıyor) toplumun ne kadar kolay ikna olabileceğinin bir göstergesi.
Bilimkurgu romanları ve filmlerinde kaba hatlarıyla çokça tartışılmış olan klonlama konusunda halihazırda belli belirsiz bir kamuoyu "oluşturulmuş" durumda. Şu anda sürmekte olan tartışmaların bilinen yanlışlara yeniden düşmemesi için birkaç temel olguya açıklık getirmek gerekiyor. Olası yanılgıların en sık rastlananı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] klonlanmış bir canlının[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] (tartışmalara sıkça insan da dahil ediliyor) genin alındığı canlının fizyolojik özellikleri bir yana[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kişilik özellikleri bakımından özdeşi olacağı kanısı.
Kazanılmış özelliklerin kalıtsal yolla taşınabileceği yanılgısı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Philosophie Zooloique (Zoolojinin Felsefesi) adlı ünlü yapıtı 1809 yılında yayınlanmış olan[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Fransız zoolog Jean Baptiste Lamarck’a dayanıyor. Lamarck’ın görüşlerinin takipçileri[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] insanların gözlemlenebilir kişilik özelliklerinin önemli ölçüde kalıtsal nitelik taşıdığını savlayarak çevresel koşulların gelişim üzerindeki etkilerini neredeyse tamamen yadsıyorlardı. Oysa genetik evrim psikoloji gibi alanların ortaya koyduğu çağdaş ölçütler kazanılmış karakterlerin kalıtsal nitelik gösteremeyeceğini ortaya koyarak kişilik oluşumunda çevresel etmenlerin güçlü bir paya sahip olduğunu kanıtlamıştır.
Bu bağlamda basında da yankı bulan "koyunlar zaten birbirlerine benzerler" esprisinin aslında ciddi bilimsel doğrulara işaret ettiğinin altını çizmek gerekiyor. Klonlanmış bir koyunun[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] genetik annesinin genetik ikizi olduğu ölçülerek gösterilebilir bir gerçektir. Oysa[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] gözlemlenebilir kişilik özellikleri oldukça kısıtlı olan koyunların birbirlerine benzemeleri kaçınılmazdır. Çok daha karmaşık bir organizma olan insanoğlu[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sayısız gözlemlenebilir kişilik özelliği sayesinde[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] genetik ikizinden kolayca ayırt edilebilir.
Tüm bunların ötesinde[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] klonlanmış bir insanın sadece kişilik bakımından değil[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] fizyolojik ve bedensel özellikleri bakımından da genetik ikizinden farklı olacağını peşinen kabullenmek gerekiyor. Bir bebeğin biçimsel özelliklerinin ana rahminde geçirdiği gelişim süreci içerisinde tümüyle DNA’sı tarafından belirlendiği görüşü yaygın bir yanılgı. DNA molekülü insan geometrisine dair tüm bilgileri en sadeleşmiş biçimiyle bile bütünüyle kapsayamayısısısacak kadar küçük. Çoğu biçimsel özellik[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] akışkan dinamiği organik kimya gibi alanlardaki temel evrensel yasaların kontrolünde meydana geliyor. Bu süreçte de[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] her zaman için rastlantı ve farklılaşmalara yeterince yer var. Bir genetik ikiz[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kuramsal açıdan[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] eşine en fazla eş yumurta ikizlerinin birbirlerine benzedikleri kadar benzeyebilir. Uygulamada ise[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] benzerlik derecesi çok daha düşük olacaktır; aynı rahimde aynı anda gelişmediği aynı fiziksel ve kültürel ortamda doğup büyüyemediği için... İşin bu boyutunu da göz önünde bulunduran Aldoux Huxley[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] romanında[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Bokanovski Süreci’yle çoğaltılmış bebekleri yetiştirme çiftliklerinde psikolojik koşullandırmayısısısa tutma gereği duymuştu. Benzer biçimde[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] 1976’da yazdığı The Boys from Brazil romanında Adolf Hitler’den klonlanan genç Hitler’lerin öyküsünü kurgulayan Ira Levin klonları Adolf Hitler’in kişiliğinin geliştiği tüm olaylar zincirinin benzerine tabi tutma gereğini hissetmişti. Tüm bu "hal çarelerine" rağmen kopya insanın genetik annesinden çoğu yönden farklı olması kaçınılmaz görünüyor. Diğer tüm koşullar denk olsa bile[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kopya birey[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] aynı zamanda ikizi olan bir anneye sahip olmasından psikolojik bakımdan etkilenecektir. Sağduyumuz bize Hitler’i genlerinin değil[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Weimar Cumhuriyeti sonrası sosyo-ekonomik koşulların ve genç Adolf’un kıstırıldığı maddi ve manevi bunalımların yarattığını öğretiyor.
Tüm bunların ışığında[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] klonlama konusundaki popüler tartışmaları[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] tıkanıp kaldıkları[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] "beklenmedik bir ikize sahip olma" fobisinden kurtarılıp[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] daha gerçekçi zeminlere çekilmesi gerekiyor. Gen havuzunun (belli bir topluluktaki genetik çeşitlilik) daralması[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hayvancılığın geleneksel yapısından koparılıp biyoteknoloji şirketlerinin güdümüne girmesi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yol açılabilecek genetik bozuklukların kontrolden çıkması[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bu alanda çalışan bazı şirketlerin (söz gelimi PPL’in) tüm tekel karşıtı yasal önlemleri delerek ciddi ekonomik dengesizliklere yol açması gibi akla gelebilecek sayısız somut etik sorununun tartışılması gerekiyor. Yoksa[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] akademik organlardan dini cemaatlere kadar sayısız grup gelişmeleri "kitaba uydurma" çabasıyla[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kısır tartışmalara girebilir. Örneğin[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Budist bir araştırmacı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Dolly’nin eski yaşamında ne gibi bir kabahat işleyip de bu yaşama klonlanmış olarak gelmeyi hak ettiği üzerine kafa yoruyormuş.
Aslında biyoteknolojik tekelcilik tehdidine[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Cesur Yeni Dünya’da Aldous Huxley de işaret etmişti: "İç ve Dış Salgı Tröstü alanından hormon ve sütleriyle Fernham Royal’daki büyük fabrikaya hammadde sağlayan şu binlerce davarın böğürtüsü duyuluyordu..."
İnsanoğlunun temel kaygıları[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] şimdilik bazı temel koşullarda klonlamayısısısla çelişiyor gibi görülüyor: Bir çiftçi düşünün ki[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kendisi için tüm evreni ifade eden kasabasında herkese hayranlıktan parmaklarını ısırtan bir danaya sahip olsun. Bu danayı klonlayıp tüm sürüsünü özdeş yapmayısısısı ister miydi? Büyük olasılıkla biraz düşündükten sonra bundan vazgeçerdi. Danasının biricik oluşu ve genetik çeşitliliği sayesinde bu danaya yaşam veren sürüsünün daha da güzel bir dana doğurması olasılığı çok daha değerli. Ömrü boyunca aynı dananın ikizlerine sahip olmayısısısı kabullenmiş bir çiftçinin komşusu her an elinde daha güzel bir danayı ipinden tutarak getirebilir.


Saat: 01:39

Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2