#1
|
|||
|
|||
Bolu-gÖynÜk
GÖYNÜK Göynük hem Ankara hem İstanbul'dan kolayca ulaşılabilecek bir konumdadır. Aynı zamanda hem gelirken, hem giderken birçok farklı güzergah takip ederek farklı tarihi ve doğal güzellikleri görme şansınız da var. Özellikle çok acelesi olmayan Ankara-İstanbul arasında seyahat eden doğa tutkunları için ormanların içinden, bağ ve bahçelerin arasından geçerek Ankara veya İstanbul'a yol almak, beğendiğiniz bir yerde durup piknik yapmak çok keyifli olabilir.. OSMANLI DÖNEMİNDE GÖYNÜK Göynük'te ilk Osmanlı akınları 1292'de görüldü. Ertuğrul Gazi'nin yakın dostu Samsa Çavuş ve Sülemiş Mudurnu Yaylasında Hristiyan-Müslüman yakınlaşmasını sağlamışlardı. Köse Mihal'in yol göstermesi ile Sakarya suyunu geçen Osman Gazi, Samsa Çavuş ile buluştu. Göynük, Taraklı ve Mudurnu kalelerini içine alan hücumda büyük başarı sağlandı. Nihayet Osman Gazi'nin son dönemlerinde 1323 yılında Göynük ve civarı fethedilerek Osmanlı toprağı oldu. Orhan Gazi devrinde 1333 yılında Geyve, Göynük, Mudurnu üzerinden Bolu'ya gelen İbn-i Batuta, bu havaliyi yalnız Türkmenlerle meskûn görmekle kalmıyor. Aynı zamanda hemen her uğradığı şehir ve kasabada Ahi zaviyelerinde konakladığını belirtiyor. Muhtemelen bir otorite boşluğundan sonra 1330'lu yıllarda Orhan Gazi'nin oğlu Gazi Süleyman Paşa Taraklı, Göynük, Mudurnu civarına gelmiş ve hakimiyeti yeniden tesis etmiştir. Aşıkpaşazade'nin ifadesiyle; "Süleyman Paşa dahi o kadar adalet gösterdi ki, bütün o memleketlerin halkı derlerki, Ne Olur? Eski zamanlardan beri bunlar bize beğ olaydılar! çok köyler bu Türk kavmini gördüler. Müslüman oldular. O memlekette ne kadar mülkler vardır ki hepsi Süleyman Paşa'nın verdiği karar üzerine durur". Göynük'te Gazi Süleyman Paşa'nın yaptırdığı Camii ve Hamam halen mevcut olup, hizmet vermektedir. Evliya Çelebi de Göynük'e yaptığı seyahatte "8 mahallesi 2000 kadar evi vardır, ahalisi tamamen Türktür. 20 Sıbyan mektebi varsa da medrese yoktur" demektedir. Ayrıca Gazi Süleyman Paşa tarafından yaptırılan Camii ve Hamamın yapılışını hikaye etmektedir. AKŞEMSEDDİN HAZRETLERİ TÜRBESİ Fatih Sultan Mehmet'in hocası Akşemseddin'in Göynük'deki Türbesi 1464 yılında Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılmıştır. Kefeki taşından yapılmış kasnaksız bir kubbe ile örtülü altıgen planlı bir yapıdır. Girişi doğu yönündedir. Kapının üzerinde sivri kemerli bir alınlık yer alır. Türbenin içi çok sadedir. Kubbenin oturduğu pandantifler ilgi çekicidir. Her kenarda, altta ve üstte ikişer sıra halinde yer alan pencerelerden üst sıradakiler geç devre ait renkli camlı alçı şebekelerle süslenmiştir. Akşemseddin'in sandukası 2.50x0.50 metre boyutunda, kapıdan içeri girince sağdadır. Ceviz üzerine kabartma yazı ile süslü olan bu sanduka Osmanlı ağaç işçiliğinin güzel bir örneğidir. Kapaklar nar çiçeği kabartması ile süslenmiştir. Türbede ayrıca Akşemseddin'in oğulları Sadullah ile Emrullah çelebilerin sandukaları vardır. Göynük İlçesinde her yıl 29 Mayıstan bir önceki pazar günü Akşemseddin Hazretleri'ni anma günü düzenlenmektedir. Büyük katılımların olduğu bu günde bilimsel nitelikte sempozyumlar da gerçekleştirilmektedir ZAFER KULESİ Göynük'e gelenlerin gözüne ilk çarpacak yapılardan biride zafer kulesidir. Yüksek bir yerleşim alanına kurulmuş olan beldede kurtuluş savaşının başarılarını sonsuzluğa ulaştırmak istercesine halkın en coşkulu duygularını yansıtan bu anıtsal kule yapılmıştır. Göynüğün hemen her yerinden görülebilen bu kule Kaymakam Hurşit Bey önderliğinde 1923 - 1924 yılları arasında sekizgen bir temel üzerinde ahşap mimari biçimde üç katlı olarak yapılmıştır, 1960'da restore edilen kule, eski görünümünü korumaktadır. GAZİ SÜLEYMAN PAŞA CAMİİ Gazi Süleyman Paşa tarafından (1331 - 1335) yılları arasında yaptırılmıştır. Tek kubbeli ve tek minareli olan cami, 1948 ve 1960 yıllarında restore edilmiştir. Bugün camiinin kubbesi yoktur. Cami ilk Osmanlı eserleri içinde, Bolu'da en güzellerinden olanı ve sağlam kalanıdır. Ağır taş duvarları ile tarihsel yapıların alaturka kiremitleri nasıl hareketlilik sağlıyorsa, pencereler, cam ışıklıklar da ayrı bir güzelliği oluşturur. SÜNNET GÖLÜ Göynük-Bolu yolunun 20. km.sinden sağa saptıntan 4 km. sonra bir toprak yol ile Sünnet Gölü'ne ulaşılır. Bu yol üzerinde alabalık çiftlikleri vardır. Eğer köy hayatından ve hayvanlardan hoşlanıyorsanız bunlardan birinde oturup tavuklar, horozlar, ördekler, kazlar, kediler ve köpekler ile beraber balık ızgaranızı afiyetle yiyebilirsiniz. Hayvanları sevmiyormusunuz? Sorun değil siz isteyin, yanınıza yaklaştırmazlar. En derin yeri 22 m olan göl, 820 m rakımda yer almaktadır. Alanı 18 hektardır. Kurudağ ve Erenler tepesi arasındaki dar ve derin vadide bir heyelan çukurunda oluşmuş olan sünnet gölü, etrafında bulunan dereler ve bazı yer altı su kaynaklarından beslenmektedir. Milli park ilan edilen gölün etrafı karaçam ağaçları ile çevrilidir. Gölde mercan ve alabalık bulunmaktadır. Göl kenarında Orman işletmesine ve Mudurnu tavukçuluğa ait tesisler bulunmaktadır. Gölün kış manzarası da doyumsuz güzelliktedir. Baharda su seviyesinin yükselmesi ile göl içinde bütünü su altında kalan ağaçlar ve yosun türleri gizemli bir atmosfer yaratır. Özellikle gün batarken gölün ürkütücü göründüğünü söyleyebiliriz. Göl piknik, yürüyüş, kamp, sportif balıkçılık ve konaklamak için mükemmel bir yerdir. Göl kıyısındaki tesislerde bu etkileyici manzarayı seyrederek yemek yiyebilir, çevrede bol oksijenli yürüyüşler yapabilirsiniz. Çevrede bir çok yürüyüş yolu bulacaksınız. KONAKLAMA Otel Göynük : 0 374 451 6278-79 Hacı Ali Paşa Konağı : 0 374 451 6821 - 0 532 560 2773 Sünnet Gölü Tesisleri : 0 374 464 1030
__________________
[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] |
Benzer Konular |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Over (Yumurtalık) kanseri | ceyLin | Kadın Hastalıkları | 0 | 23 November 2008 15:43 |