Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi

SAĞIR[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] KÖR[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] DİLSİZ VE TOPAL HANIM!

İmâm-ı A'zam'ın babası Sâbit[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] daha bekar iken temiz ahlâklı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] takvâ ve verâ sâhibiydi. Zühdü[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] salahı ve ilmi pekçoktu. Yüzünde bir nur vardı. Bir gün bir dere kenarında abdest alıyordu. Suda bir elma gördü. Elmayı alıp[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] abdestten sonra elinde olmayarak dişledi. Fakat tükrüğünde kan gördü. Kendi kendine; "Şimdiye kadar bana böyle bir hal olmamıştı. Buna sebep ısırdığım elma olmalı." dedi ve buna pişman oldu. Elma sâhibini bulup helallaşmak için dere boyunca gitti. Nihâyet ısırdığı elmanın ağacını buldu. Ağacın sâhibini aradı. Onun cömerd ve ihsân sâhibi biri olduğunu öğrendi. Oradakiler; "Çok cömert ve ihsân sâhibidir. Elma ağacındaki bütün elmaları alsan[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] alma demez. Bir tane elmadan ne çıkar." dediler. Sâbit aramalardan sonra[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bahçenin sâhibini buldu ve; "Ya elmanın parasını al[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yahut helâl et." dedi. Bahçe sâhibi onun haramlardan ve şüphelilerden sakınma husûsundaki gayretini görüp[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hareketinin doğru olup olmadığını kontrol etmek istedi. Sâbit'e; "Helâl etmem için ne vereceksin?" diye sordu. Sâbit; "Altın istersen altın[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] gümüş istersen gümüş." dedi. Bahçe sâhibi; "Ben altın[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] gümüş istemem. Kıyâmet gününde senden dâvâcı olmamamı istiyorsan[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bir teklifim var. Onu kabûl edersen hakkımı helâl ederim." dedi. Sâbit; "Teklifin nedir?" diye sordu. Bahçe sâhibi; "Benim bir kızım var; gözleri görmez[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kulakları duymaz[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] dili söylemez[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ayakları yürümez. Bunu sana nikâh etmek istiyorum. Kabûl edersen elmayı sana helâl ederim. Yoksa[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yarın kıyâmet günü Allahü teâlânın huzûrunda seni mahcûb ederim." dedi. Sâbit kendi kendine; "Ey dîninde sâbit olan Sâbit! Kıyâmette tehlike ve sıkıntılara mâruz kalmaktansa buna dünyâda katlanmak daha iyidir." deyip kabûl etti. Bahçe sâhibi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] teklifinin kabûl edildiğini görünce[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] böyle bir kimseye kızını vereceği için çok sevindi. Nikâhı yapıldı. Gece olunca Sâbit üzüntü ile nikâhlısının bulunduğu odaya girdi. Orada[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] gâyet süslü[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] güzel[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sağlam[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] görür[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] işitir[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] konuşur[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yürür bir hanımla karşılaştı. Hanım efendi kalkıp Sâbit'i karşıladı. Saygı dolu ifâdelerle konuştu. Sâbit kendi kendine; "Yâ Rabbî! Bu ne iştir. Hayal mi yoksa rüyâ mı?" dedi. Hanımın kendi nikâhlısı olduğundan şüphelenip odadan geri çıkmak istedi. Hanımı; "Niye çıkıyorsun ey Allahü teâlânın sevgili kulu? Senin helâlin benim!" dedi. Sâbit ona; "Baban seni bana kötüledi. Kördür[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sağırdır[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] dilsizdir[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kötürümdür." diye târif etti. Sen ise ne güzel yürüyorsun ve ne iyi konuşuyorsun. Niçin böyle söyledi. Şaştım doğrusu. Muhakkak bunda bir hikmet vardır." dedi. Nikâhlısı kız; "Bu bir sırdır[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] izin ver açıklayayım. Babamın sözünde yalan yoktur. Dînini kayıran ve seven bir insandır. Seneler oluyor bu evden dışarı çıkmış değilim. Şimdiye kadar hiçbir yabancı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yüzümü görmedi. Ben de bir yabancı yüz görmedim. Bu sebeple gözlerim harama kördür. Kulağım bir yabancı sözü duymamış ve günâh işlememiştir. Bunun için günâha karşı sağırdır. Ayaklarım günah yerlerine gitmez[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bunun için kötürümüm. Dilimden hiç kötü söz[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] günâha sebeb olan bir kelime çıkmadı. Onun için dilsizim. Babamın sözlerindeki hikmet budur." dedi.

Bu sözleri duyan Sâbit bin Zûtâ Allahü teâlâya şükretti ve; "Yâ Rabbî! Sen her şeye gücü yetensin." dedi. Haramlardan ve şüphelilerden sakınma ve iffet esasları üzerine kurulan bu evlilikten; ilim[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] irfân ve takvâ sâhibi olacak olan Nûmân isminde bir çocuk dünyâya geldi.