Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi
 

Go Back   Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi > Genel Kültür > İslam Dünyası > Dini Şiirler - Resimler ve Videolar
Yardım Topluluk Takvim Bugünki Mesajlar Arama

gaziantep escort gaziantep escort
youtube beğeni hilesi
Cevapla

 

LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 8 July 2009, 10:40
Yorgun Yürek - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
♥ GüLerken AğLadığını,MutLu OLanLar BiLmez
 
Kayıt Tarihi: 3 March 2009
Mesajlar: 35,077
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart İsrail zamanın da herkesi baştan çıkaran kadın ve tevbesi

İsrail zamanın da herkesi baştan çıkaran kadın ve tevbesi

Allah’tan korkanlar tövbe ederler ve o tövbeleri üzerinde sabit olurlar.Ölmeğe razı olurlar, tövbelerini bozmağa razı olmazlar. Bir kişi tövbe etse ve Salihler sohbetine devam eylese, nefsi şeytana karşı çıkıp, onunla cenk etmiş gibi olur. O, Hak yolunda gaza eden gazilere benzer. Bunun için, nefisle mücahedeye GAZAYI EKBER demişlerdir.Nitekim Fahrı Alem sav efendimiz Buyurmuşlardır:

Küçük cihaddan, büyük cihada dönüyoruz.

Büyük cihad buyurdukları, nefisle yapılan cihattır. Nefse karşı gelmek, onun arzularını kırmaktır. Bunun için, Ankebut suresi 6 . ayetinde : (Kim mücahede ederse, ancak kendi için mücahede eder) buyurulmuştur.

Bu sebeple tövbesini bozmak ve Salihler sohbetinden uzaklaşmak, harp meydanından kaçmak gibidir. Eğer, Salihleri inkar ederek tövbesini bozarsa, kafir saflarına kaçmış gibi olur. Nefsini yenemeyerek tövbesini bozarsa, müslümana kaçmış gibi olur. İkisi de iyi değildir.

Eğer tövbesini bozmaz ve Salihler meclisinde itikat üzere bulunursa hem GAZİ , hem HACI ve hem de ŞEHİTTİR. Bir çokları, bu yolda can vermiş tövbelerini bozmamışlardır. Onlardan birisinin kıssasını sana anlatayım da gör bak nasıl şehit olmuşlardır:


BENİ İSRAİL ZAMANINDA HERKESİ BAŞTAN ÇIKARAN KADIN

Mansuru Ammar der ki:

Beni İsrail zamanında fevkalade güzel, fakat çok azgın bir kadın vardı. Güzelliği ile halkı aldatır, ortaya fitne salardı. Evinin kapısını daima açık bırakırdı. Kapının tam karşısında bir sedir üzerinde açık saçık otururdu, geleni geçeni fitneye sokardı. Bu kadını, kim görse derhal aşık olurdu. Onun tuzağına düşer ve bir daha görebilmek için, her defasında bir altın verirlerdi.

O şehirde, gayet abid bir zat yaşıyordu. Bir gün, nasılsa yolu bu kadının evi önüne düştü. Geçip giderken, ansızın gözü o güzel kadına ilişti, bir müddet gözlerini ondan ayıramadı ve bir çokları gibi o da bu aşiftenin fitnesi tuzağına düştü. Hemen evine gitti , nefsi ile mücahedeye başladı. Fakat, baktı ki, mücahede ile nefsini yenemiyor. Bu defa Allahu Tealaya yalvarıp yakarmaya başladı. Fakat, ne çare ki gönlünü kadından bir türlü ayıramıyordu. Nesi var, nesi yoksa hepsini sattı ve eline geçen altınları alarak, doğruca o kadının kapısına gitti ve:

-Ey dilber, dedi. Şu altınların hepsini al ve beni bir gece valsın bağından kâmüran eyle.

Fettan kadın, altınları aldı ve biçare aşıka bir zaman tayin etti ve o saatte gelmesini söyledi. Sözleşilen saate kadar aşk ateşi ile yanıp tutuşan biçare, nihayet sevdiği kadının evine gitti ve içeri alındı. Kadın, kendisini sedirin üzerine oturttu. Eli ayağı titreyen bedbaht aşık kadına el atar atmaz, içine Allah korkusu düştü ve gönlüne: (Sen abit ve zahid bir kişi olasın, meşayih önünde tövbe etmiş bulunasın, bunca yıldır ibadet ve taatten ayrılmayasın da, sonunda gelip bir kötü kadının kapısına düşesin. Allahdan korkmaz ve peygamberden utanmaz mısın? Allahü Teala, senin şu çirkin ve kötü halini görmüyor mu?) ilhamı geldi. Kokusundan, bütün vücudu ürperdi ve titremeğe başladı. Rengi değişti, sararıp soldu. Kadın, onun bu halini görerek sordu:

-Ey sofi! Sana ne oldu ki böyle titriyorsun?

Biçare sofi, gçlükle cevap verdi:

-Ey Hatun, içime Allah korkusu düştü.İzin ver, varıp gideyim. Sana verdiğim altınlar da sana helal olsun, dedi ve yürüdü.

Kadın arkasından seslendi:

-Dur hele, adın ne? Evin nerede?

Adamcağız, arkasına bakmadan adını ve evinin yerini söyleyerek, hızlı hızlı oradan uzaklaştı, kadın arkasından baka kaldı.

Abit, ağlayarak evine geldi ve kendi haliyle uğraşmağa başladı. Bu zatın tövbesi ve korkusu, o günahkar kadına da tesir etti ve içine korku düştü, o da ağlayarak:

-Vah bana ki, O sofinin bu ilk günahı idi. Oysa, benim ömrüm hep günahlarla geçti. Onun korktuğu Rabbi, benim de Rabbim değil midir? Benim sonum nerelere varır? Diye inleyerek kapısını kapattı, bütün açık saçık elbiselerini sattı, sırtına eski elbiseler giyerek ibadet ve taate başladı.

Aradan hayli zaman geçti. Kadın, kendi kendine:
-Gidip şu benim tövbeme sebep olan zatı göreyim, dedi ve kalktı gitti.Yol boyunca da, kendisini helalliğe kabul edip etmeyeceğini düşünüyor ve içinden bunu temenni ediyordu. O zatın kapısına geldi, bir hizmetçe kendisine kapıyı açtı ve efendisinin evde olduğunu haber verdi. Kadın:

-Bir hayırlı niyet ile geldim.Lütfetsin kapıya kadar teşrif buyursun, dedi. O zat, kapıya çıkıpta kendisini yoldan çıkaran kadını karşısında görünce bir haykırı ve oracığa düşüp can verdi.

Kadın bu hali görünce büsbütün perişan oldu. Kendisini kınadı:

-O bir kere tövbesini bozduğu için, korkusundan can verdi. Sen ise, Bunca defadır tövbeni bozdun, hiç aldırış etmiyorsun, diye söylenerek evine gitti.

Neticede o zatın gayet Salih bir kardeşi vardı. Kadın onunla evlendi ve on çocukları oldu. Kadın, bütün malını ve mülkünü Allah için kocasına bağışladı. Çocuklarının hepsi de alim ve Salih birer insan oldular.

Kardeş:

Tövbe üzerinde, gayet sıkı durmak lazımdır. Can vermeli, fakat tövbeyi bozmamalıdır. Öylesine tövbe etmelidir ki, o tövbe bereketiyle bir çokları da tövbeye gelsinler.

Hz Ömer ül Faruk R.A. buyururlarki:

Tövbeyi öyle etmelidir ki, kendisi affedildikten başka, başkaları da affedilmeli ve kurtulmalıdır.

HzAli KV.efendimizde buyururlar ki:

-Tövbe midir o ki, yalnız sahibini kurtarır. Tövbe ona derler ki, onun tevbesi bereketiyle bir çokları da kurtulabilsinler.

Ey Kardeş:

Sen ki, bunca tövbeler edersin, bir huyunu bile değiştiremezsin. Bütün kötü ve çirkin huylar, hep üzerinde durur. Bu nedendir bilir misin?

Çünkü, tövbe edersin amma şartlarını yerine getirmezsin. Kötü arkadaşlarınla düşüp kalkmaktan vaz geçmez, onlardan ayrılmazsın. Salihler sohbetine gidip, güzel sözler dinlemezsin. İşinden gücünden bir lahza ayrılıp onların yüzlerine bakmayı ganimet bilmezsin.
Şunu muhakkak olarak bilmiş ol ki, iki cihanın saadeti, Salihlerin sohbetinde hasıl olur. MÜZEKKİN NÜFUS. EŞREFOĞLU RUMİ KS
Alıntı ile Cevapla
Cevapla



Benzer Konular

Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
bayan saatlerinden seçmeler Nixie Bijuteri 0 3 August 2009 12:31
BaĞlanmayacaksin!!! ELçiN Aşk - Sevgi 0 27 March 2009 14:13
nice aNlAmI SiZiN İÇİN Ne İfAde EdİyOr? Thorin Anketlerimiz 1 11 December 2008 09:48


Saat: 06:10


Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
gaziantep escort bayan gaziantep escort
antalya haber sex hikayeleri aresbet giriş vegasslotguncel.com herabetguncel.com ikili opsiyon bahis vegasslotyeniadresi.com vegasslotadresi.com vegasslotcanli.com getirbett.com getirbetgir.com
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort adana escort eryaman escort kızılay escort çankaya escort kızılay escort ankara eskort

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2