Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi
 

Go Back   Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi > Eğitim - Öğretim > edebiyat - turkçe - dilbilgisi
Yardım Topluluk Takvim Bugünki Mesajlar Arama

gaziantep escort gaziantep escort
youtube beğeni hilesi
Cevapla

 

LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 27 November 2008, 16:17
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Post Önemli ŞairLerimiz

A.Vahap Akbaş ( 1954)
1954 Batman doğumlu. Batman Lisesi ve İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu. Öğretmen ve yöneticilik yaptı. Halen Çorlu'da öğretmenlik görevini sürdürmektedir. Şiir ve yazıları çeşitli gazete ve dergilerde yayımlandı. Bir süre Yeni Devir gazetesinde kültür-sanat sayfasını yönetti. Şiir ve roman dallarında çeşitli ödüller aldı.

ESERLERİ
Efgân, Gül Kıyamı, Kuş Olsun Yüreğim, Dünyayı Kaplayan Ağaç, Mavi Sesli Şiirler, Hüzün Coğrafyası, Bir Şehre Vardım, şairin yayınlanmış şiir kitaplarıdır.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 27 November 2008, 16:17
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Post Cvp: Önemli ŞairLerimiz

Abdi Paşa (nişancı) - (17.12.1691)
Osmanlı devlet adamı ve tarihçi. Asıl adı Abdurrahmandır. İstanbulun Anadoluhisarı semtinde dünyaya geldi. Doğum tarihi belli değildir.
Eğitim ve öğretimini Enderun-ı hümayunda tamamladı. 1648de Saray-ı Hümayunun Büyük Oda kısmında ilk resmi vazifesine başladı. İki sene sonra Seferli Koğuşuna atandı. Bu vazifede 1659a kadar kalan Abdi Paşa, Has Odaya tayin edildi. 1665te tuğra çekme vazifesi verildi. 1668de sır katipliğine getirilen Abdi Paşa ertesi sene Temmuz ayında vezirlik rütbesi ile nişancılık nasbına tayin edilerek saraydan ayrıldı. Uzun süre bu vazifede kalan Abdi Paşa Çehrin Seferi sırasında İstanbul kaymakamı oldu (1678). Ertesi sene dördüncü vezirliğe terfi etti. İkinci vezir iken 1682de Basra valiliğine tayin edildi. On sene kadar çeşitli illerde valilik yaptı. 1690da Kandiye, sonra Sakız muhafızlığına getirildi. Sakız muhafızı iken 1692 yılında vefat etti.

ESERLERİ

Abdi Paşa, devlet hizmetleri dışında Vekayiname adlı Osmanlı tarihi ile meşhur olmuştur. Bu eserini Has Odada vazifeliyken Dördüncü Mehmed Hanın isteği üzerine yazmaya başlamıştır. Eserin dili oldukça sade olup, üslubu güzeldir. Dördüncü Mehmed Han zamanı için birinci derecede kaynak olan bu eser, daha sonraki tarihçiler tarafından kullanılmıştır. Eser henüz yayınlanmamış olup, yazma nüshası Topkapı Sarayı Kütüphanesinde mevcuttur.

Abdi Paşanın, ayrıca edebi sahada da çalışmaları vardır. Abdi mahlası ile yazdığı şiirlerini bir Divanda toplamıştır. Ayrıca Kab bin Züheyrin Kaside-i Bürde�sine ve Divan-ı Urfideki bazı şiirlere şerhler yazmıştır.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 27 November 2008, 16:18
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Post Cvp: Önemli ŞairLerimiz

Abdullah Öztemiz Hacıtahiroğlu
1929 yılında Malatya'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Malatya'da tamamladı. İÜ Tıp Fakultesi (1949) mezunu. Gemlik Sosyal Sigortalar Kurumu ve Gemlik Azot Sanayi Müessesi'nde ve serbet olarak doktorluk yaptı.

Günümüzde aruz ölçüsünü ustalıkla kullanılan şairlerin başında gelir. Şiirleri, 1946 yılından itibaren Yedigün, Hergün, Büyük Doğu, Çınaraltı, Türk Yurdu, Türk Dili, Yelken, Türk Edebiyatı, Diriliş, Hisar, Milli Kültür dergilerinde yer aldı. Yeni İstiklal (1965) ile Milli Gazete'de Mayın Tarlası ve Isırgan Çiçekleri başlıkları altında şiirleri yayınlandı. Diriliş Dergisinde şiirleri yanında biyografi yazıları da yazdı.

ESERLERİ:
Sessiz Gürültü , Dini ve Ahlaki Şiirler Antolojisi, Naatlar...
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 27 November 2008, 16:18
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Post Cvp: Önemli ŞairLerimiz

Abdurrahman Kadrizade ( 1894)- (1939)
Kırım Türk Edebiyatı

Kırım şairlerinden Abdurrahman Kadrizade (1894-1939) medrese tahsilini tamamladıktan sonra Arap, Fars ve Rus dillerini öğrenmiştir. "Yanı Dünya" gazetesinde çalışırken siyasi kitapları, ders kitaplarını ve edebi eserleri Kırım Türkçesi'ne tercüme eder. Diğer Türk boylarının folklorunu ve Kırım sözlü edebiyatını çok iyi bilir. Kadrizade, halk arasında anlatılan masalları, tekerlemeleri, yırları çınları ve atasözlerini derleyerek gazetelerde yayınlar. Kadrizade, masallardan fıkralardan faydalanarak "Molla Nefsi", "Aksak Temir ve Nasreddin", "Çırk Mırk mı, Mırk Çırk mı?", "Nasreddin Oca ve Karısı" gibi satirik eserler de yazmıştır.

Abdurrahman Kadrizade 1927 senesinde "Kızma Be Yau!", "Birkaç Öğütler" veya "Öğütlerim" gibi şiirlerinde insan hayatındaki eksikleri, çirkinlikleri tenkit ederek kendi düşüncelerini, öğütlerini anlatır.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 27 November 2008, 16:19
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Post Cvp: Önemli ŞairLerimiz

Abdülhak Molla ( 1786)- (1853)
Hekim ve şair. 1786 (H. 1201)da İstanbulda doğdu. 1853 (H. 1270)te vefat etti. Devrinin meşhur şahsiyetlerinden olup, pekçok ilim ve fikir adamı yetiştirmiş bir aileye mensuptur. Babası Osmanlı Devletinde Divan-ı hümayun haceganlığı vazifesinde bulunan şairliği ile de meşhur Mehmed Emin Şükuhi Efendidir.

Abdülhak Molla, büyük kardeşi Behçet Efendi gibi medrese öğrenimi yanında hekimlik (tıp) tahsili de yaptı. Eski sarayda hekim olarak vazife aldı. Halet Efendi hem onu hem de ağabeyi Behçet Efendiyi himaye etti. Ancak aleyhinde bulundukları gerekçesiyle, 1821�de Mustafa Behçet Efendi ile birlikte İstanbuldan Keşana sürüldüler. Küçük kardeşleri Hızır İlyas Efendinin aracılığı ile bir sene sonra affedilip İstanbula döndüler.
Abdülhak Efendi bundan sonra Yeni Saray hekimliğine, 1827'de Asakir-i hassa hekimbaşılığına tayin edildi. Medresede yetişmiş olması sebebiyle ona o devrin ilim rütbelerinden Selanik sonra da Yenişehir Mollalığı; 1829da Mekke payesi, 1832de İstanbul payesi verildi. 1833te hekimbaşılığa ve Mekteb-i Tıbbiyye-i Adliyye-i Şahane nazırlığına seçildi. 1836da Anadolu kadıaskerliği payesi verildi. Fakat aynı sene payesi alınıp, hekimbaşılıktan çıkarıldı. 1839 (H. 1255)da yeniden vazife verilip Anadolu kadıaskeri ve ikinci defa hekimbaşı oldu. 1841de Rumeli kadıaskerliği payesi verildi. 1845te hekimbaşılığı vazifesinden ayrıldı. 1847de Maarif Meclisi başkanlığına ve üçüncü defa hekimbaşılığa tayin edildi. 1852 senesinde de Reis-ül-ülema ünvanı verildi. Bu vazifeyi aldıktan bir sene sonra altmış yedi yaşında iken İstanbulda Bebek semtinde vefat etti. Sultan İkinci Mahmud Han Türbesinin bahçesine defnedildi.

Abdülhak Molla bir takım tıbbi yeniliklerin getirilmesinde ön ayak olmuştur. Hekimbaşı iken Tıbbiyye okulunda yeni bir proje uygulandı. Salgın hastalıklara karşı karantina teşkilatını kurdurdu ve Çiçek aşısı yapılmasını mecburi hale getirdi. Bebekte kendi yalısında bir eczahane açmış ve burada bir nükte olarak Ne ararsan bulunur derde devadan gayrı mısraını levha halinde asmıştır.

Abdülhak Molla, hekimliğinin yanında ayrıca şairliği ile de tanınmıştır. Divan edebiyatında kuvvetli şiirleri vardır. Bu şiirleri matbu değildir.

ESERLERİ

Şiirlerinden başka eserleri şunlardır:
1. Tarih-i Liva: Elli bir yaprak olan bu vakayiname, İkinci Mahmud Hanın Rami Kışlasında bulunduğu zamana ait kayıtlardır. Matbu değildir.
2. Rüzname: Yazma olan bu eseri, Sultan İkinci Mahmud Hanın hastalığı ile ilgili olarak hekimbaşı sıfatıyla yazmıştır. O devirde yaptığı tıbbi incelemelerinden bahsetmiştir.
3. Hezar Esrar: Hekimlik ile ilgili bir eserdir. Ağabeyi Mustafa Behçet ile birlikte hazırlamıştır. Bu eser yarım kalmış, bilahare oğlu Hayrullah Efendi tarafından tamamlanıp, 1867de yayınlanmıştır.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 27 November 2008, 16:19
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Post Cvp: Önemli ŞairLerimiz

Adnan Şükür ( 1942)
HAKKINDA YAZILANLAR

Bir ailenin başarısı

Türkmen milletinin pek çok başarılı olan insanları vardır başka milletler gibi , gönül isterdi ki bu başarıların devamını kendi memleketimizde sürdürmek, ne yazık ki başka ülkelerde sürdürmeye mecbur kalıyorlar. Bu başarılı ailelerden birisini ziyaret ettik ve aile reisine bir kaç soru sorduk ,

İsminizden başlayalım Sayın.....?
İsmim Adnan Şükür 1942 Kerkük doğumluyum , evliyim 3 erkek çocuk sahibiyim ( Timuçin 23 yaşında , Levent 18 yaşında , Yüsüf 10 yaşında )

İlk okula 1948 de Fayseliye mektebinde başladım orta ve liseyi de şarkiye ve musallada bitirdim sonra 1963 ta beden eğitimi üniversitesine başladım , 1968 de mezun oldum ,18 sene kerkükte spora hizmet verdim çeşitli vazifelerde. Bunlardan : 1969 dan 1983 kadar sevre kulübünde yönetim kurulu üyesiydim aynı zamanda Basketbol antrenörlüğünü kısa bir müddet idare ettim , 10 sene Atletizm federasyonunun sekreterliğini yaptım , müderris olarak Darelmuallimi , Fidai Filistin ve Tahir lisesinde görev yaptım .
Hangi sporcular başarılı oldu sayenizde ? sorusuna şöyle yanıt verdi
Irak şampiyonu Sead Namık 800 ve 1500 metrede , Asya�da Irak�ı temsil eden 3000 metrede Burhan Reşit , Irak şampiyonu Nuri Şükür 800 metrede , Irak Şampiyonu İhsan Dara 400 metre engelde , Sahip Mehdi Disk atma , Hadi Mehdi Gülle atmada ve pek çok başarıya imza attık sporcu arkadaşlarımla beraber bunlardan , Kasım Dev , Muhammed Bala , İbrahim
Mecit , Necat İzzet , Adil Abdullah , Kerim Efendi......
Spora verdiğiniz hizmet yeterlimiydi ? sorusuna da......
Hayır değildi , imkanlar kısıtlı olmasaydı iki mislini verebilirdim .
Ne zaman Irak�ı Terk ettiniz ?
1986 senesinde Irak�ı Terk ettim şuanda Danimarka da Yaşıyorum .
Genç sporcularımıza ne tavsiye edersiniz ?
Düzenli antrenman yapmak , hocaların sözlerine saygı duymak ve düzenli yemek .
Çocuklarından biraz bahis edermisin ?
Hay hay efendim , Büyük oğlum Timuçin�i sporda bir nevi başarılı ettim , şuanda 800 metre koşmakta Danimarka Kulüpler arası şampiyonudur .
O bir oğlum Levent�iyse ,Takma ismi DJ Turkman Souljah , DJ Mix Müziğinde mütemadiyen başarıdan başarıya koşuyor , Bu sene Danimarka birincisi oldu ve İsveç şampiyonu olduktan sonra Londra�da Dünya şampiyonasına katılmaya hak kazandı , ne yazık�ki ön sıralarda yer alamadı , lakin ileride daha iyi sırada yer almasına inanıyorum çünkü henüz 18 yaşında ve büyük heves içerisindedir .
Görüşmemizin sonunda S. Adnan beyin ailesine çok teşekkür ettik ve kendilerine daha iyi başarılar diledik.
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 27 November 2008, 16:19
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Post Cvp: Önemli ŞairLerimiz

Ahmed-i Dai - (11.10.1420)
Germiyanlı olarak bilinmektedir. Kütahya'da kadılık yaptı. Önce Emir Süleyman'ın sonra da Mehmet Çelebi'nin himayesine girdi.1421 yılında öldü. Bursa'da öldüğü sanılmaktadır.

ESERLERİ
Çengnâme ve Tezkiretü'l-Evliyâ adlı kitaplarıyla ün yaptı. Türkçe ve Farsça Dîvân'ları vardır.
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 27 November 2008, 16:19
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Post Cvp: Önemli ŞairLerimiz

Ahmet Baytursunulı ( 1873)- (1937)
Kazak Edebiyatı

Ahmet Baytursunulı

Kazak kültürü denince akla ilk gelenlerden birisi de Ahmet Baytursunulı (1873-1937)dır. O çok yönlü birisidir: şâir, yazar, dilci, etnograf. Kazak halk edebiyatı ve musikîsinden derlemeler meydana getirmiş, eğitimin çağdaş usullerle yapılmasını savunmuştur. Tursunulı, Rus şâiri Kirolovdan Kazak Türkçesine çevirdiği masalları Kırık Mısal Kırık Misal adıyla yayımlamış, Arap harfli Kazak imlâsını belirlemiş ve Kazak Türkçesinin ses bilgisi, şekil bilgisi ve terminolojisini meydana getirmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 27 November 2008, 16:20
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Post Cvp: Önemli ŞairLerimiz

Ahmet Er
Horasan'dan Anadolu'ya geçen Oğuzların bazı boyları Batı Anadolu'ya ulaşmıştır. Ceddi Hayran'ı Mahmud Dede (Yatağan Mahmud) ile soy kütüğünün nesilden nesile aktarılan bilgilerle İmam-ı Ali Rıza'ya uzandığı rivayet edilen Ahmet Er, 1927 yılında Manisa ilinin Akhisar ilçesinin Sünnetçiler Köyü'nde doğmuştur. Baba adı Şevket, annesi Hüsniye hanımdır.

İlk okulu doğduğu köyde bitirmiş, orta okulu Akhisar'da tamamlamış, 1947 yılında Bursa Işıklar Askeri Lisesi'nden mezun olmuş ve aynı yıl Kara Harp Okulu'na girmiştir. 1950 yılında Akar Harp Okulu'ndan Teğmen rütbesi ile orduya ve jandarma sınıfına katılan Ahmet Er, memleketin birçok yerlerinde ordunun çeşitli kademelerinde görev ifa etmiştir.

1951 yılında Bulgaristan'dan Türkiye'ye iltica eden üçyüz bin Türk'ün ızdırabını "Göçmen" isimli üç perdelik bir dram yazmıştır. Bu piyes Türkiye'de "yüz milli piyes"in içinde yer almıştır.

1957 senesinde Milli Savunma Bakanlığı'nca açılan Radyofonik Temsil yarışmasında Kosova Meydan Muharebesi'ni konu alan "Meçhul Süvari" isimli radyofonik temsili ile ödüle layık görülmüştür. Bu temsil Ankara Radyosu tarafından 1957 ve 1960 tarihlerinde iki defa 1960'da İstanbul radyosunda da bir defa olmak üzere temsil edilmiştir.

27 Mayıs 1960 harekatı içinde de görev alan Ahmet Er, Milli Birlik Komitesi üyesi olarak hizmet etmiştir. Daha sonra otuz sekiz kişilik Milli Birlik Komitesi üyeleri arasında meydana gelen itilaf sonucu yurt dışına gönderilen "Ondörtler" grubu arasında yer almış ve 13 Kasım 1960'da Libya Büyükelçiliği Devlet Müşavirliği'ne atanmıştır. 1962'de yurda dönmüş ve doğduğu köye yerleşmiştir.

31 Mart 1965'te Alpaslan Türkeş'le birlikte CKMP'de siyasete atılan Ahmet Er, CKMP'nin 1969 Şubat ayında Adana'daki kongresinde MHP'ye dönüşümüyle birlikte, bu partinin 12 Eylül darbesine kadar Genel Başkan Yardımcılığı'nı yürüttü. 12 Eylül'den sonra, cuntanın mahkemelerinde yargılanan Er, yapmış olduğu tarihi bir savunmayla darbecilere meydan okudu.

Tahliye olduktan sonra uzun bir dönem siyasetin dışında kaldı. Sadece milli İslami değerlere bağlı ülkücü gençliğin yetişmesi amacıyla düzenlenen konferanslara konuşmacı olarak katıldı.

7 Temmuz 1992'de MÇP'den ayrılan Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının kurdukları Büyük Birlik Partisi'nde tekrar siyasete geren Ahmet Er, partinin "Kurucular Kurulu" üyeleri arasında yer aldı. Uzun bir dönem bu partinin Genel Başkan Yardımcılığı görevini sürdüren Er, sağlık şartları sebebiyle bugün siyasetin dışındadır.

Şairler-Yazarlar-Sanatseverler Derneği üyesi olan Ahmet Er, Türk-İslam kültür ve medeniyeti üzerindeki inceleme ve araştırmalarına devam etmektedir.

Çeşitli dergi ve gazetelerde makaleleri ve şiirleri neşredilmiştir.

ESERLERİ
1.Adını Siz Koyun (Şiirler demeti)
2.Göçmen (Üç perdelik piyes)
3.Meçhul Süvari (Radyofonik temsil, senaryo)
4.Hürriyet Yağmuru (Şiirler demeti)
5.Hatıralarım
6.Hak Dostları
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 27 November 2008, 16:20
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Post Cvp: Önemli ŞairLerimiz

Ahmet Poyrazoğlu
HAKKINDA YAZILANLAR

Aşık dayanışması!
Vakit 26 Haziran 2005

Ülkemizde halk ozanları hep atışmalarıyla bilinir. Herhangi bir etkinlikte bir araya gelen aşıklar, kırıp dökmeden birbirlerine laf yetiştirirler. Atışmalarıyla ünlü ozanlar dün bir dayanışma örneği sergilediler.
İstanbul Halk Ozanları Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Aşık Ahmet Poyrazoğlu'nun gecesine katılan ozanlar, arkadaşları için sazlarının tellerine vurup en güzel türkülerini okudular. Önceki akşam Zeytinburnu Öğretmenevi'ndeki programa katılan Hilmi Şahballı, Orhan Üstündağ, Mürsel Sinan, Maksut Feryadi, Aşık Fikret Ünal ve İsmail Azeri birbirleriyle atışmadılar. Aşık Fikret Ünal'ın tüm meydan okumalarına rağmen, diğer aşıklar "Bu bir dayanışma gecesidir" diyerek birlikte sahneye bile çıkmadılar. Her ozan tek tek sahneye çıkarak, arkadaşları Ahmet Poyrazoğlu'nun gecesini renklendirmeye özen gösterdi. Aşıkların dayanışma örneği salonda büyük takdir topladı.
Ercişli Ozan Ahmet Poyrazoğlu'nun sanattaki 30. yıl kutlamasına ozan arkadaşlarının yanı sıra sanatçı Celal Yarıcı, Mehmet Ündül, Osman Gümüş, Cahit Özdağlar ve Maraşlı Tacim ile Van iline ait dernek yöneticileri katıldı. Konuşma yapan sanatçı ve dernek yöneticileri Ahmet Poyrazoğlu'nun kişiliği ve sanatına olan sevgisini dile getirdiler. Milli ve manevi değerlere saygınlığı ile dikkatleri üzerine çeken Ahmet Poyrazoğlu ise kendisini yalnız bırakmayan tüm dostlarına teşekkür etti. Aşıkların sıkıntılarının çözümü konusunda devletin de destek vermesi gerektiğini belirten Poyrazoğlu, ozan dayanışmasından gurur duyduğunu söyledi.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla




Saat: 00:02


Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
gaziantep escort bayan gaziantep escort
antalya haber sex hikayeleri aresbet giriş vegasslotguncel.com herabetguncel.com ikili opsiyon bahis vegasslotyeniadresi.com vegasslotadresi.com vegasslotcanli.com getirbett.com getirbetgir.com
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort adana escort eryaman escort kızılay escort çankaya escort kızılay escort ankara eskort

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2