#1
|
|||
|
|||
Assos
Assos , günümüzdeki yerleşim yeri Behramkale Köyü ile içiçe, çanakkale nin Ayvacık ilçesinde, M.ö. 1000 li yıllardan bu yana, kesintisiz olarak yaklaşık 3 bin yıldır yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır.Bölgede bulunançoksayıda antik yerleşme merkezinin en önemlilerinden birisidir. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL], ünlü filozof Aristo nun burada evlenmesine neden olacak güzellikte saklı bir cennettir
[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Tarihi evlerden oluşan köyde, Ortaçağ mimarisini andıran yapılar arasında dolaşırsınız. Tepelerde binlerce yıllık taşların üzerinde yürürken, pırıl pırıl denize karşı kurulmuş olan bu antik kentin sakinlerinin, ne kadar şanslı olduklarını düşünürsünüz. Yıkıntıların arasında geçmişin izlerini ararken, burnunuza çarpan kekik kokularını da görmezden gelemeyin bu arada.Dolaşırken size mal satmak isteyen satıcıların ısrarlı satış taleplerinide hoş görün. Mö.VII yüzyılda Midilli den gelen Methymnalı ların kurduğu sanılan Assos ta ilk kazılar, 1881-1883 yılları arasında, Clark ve Bacon başkanlığındaki Amerikan kazı ekibince gerçekleştirilmiştir. Ancak yıllar sonra 1980 yılında, Prof.Dr.ümit Serdaroğlu başkanlığındaki Türk arkeolog ve uzmanlardan oluşan bir ekip, tekrar başlamış kazılara. Sonuçta, yılların emeği ile ortaya Antik Tiyatro gibi muhteşem eserler çıkmış ortaya.2005 vefat eden Prof Dr.ümit Serdaroğlu vasiyeti üzerine Behramkale Köy Mezarlığına defnedilmiştir. Assos olgusununu ;Assos-Behramkale(Köy içi) , Assos- iskele(Liman), Assos-Kadırga(Kadırga Plajları ve Kadıga Koyu) ve Assos-Yakın çevresi ile beraber; bu gün 2500 kişiyi ağırlayabilecek kapasiteli turizm bölgesi olarak algılamak lazım.Yeniden başlayan kazı çalışmaları, köyün ve yakın çevrenin hareketlenmesine neden olmuş. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] en çok bu bölgede önümüze çıkmaktadır. Limanda (iskelede) yer alan yapılar, orjinal mimarisinin bozulmamasına dikkat edilerek onarılmış ve otel motel gibi konaklama tesislerine dönüştürülmüş.Ayrıca köy içinde ve yakın çevre köylerde ev pansiyonculuğu başlamış ve ev yemeklerinin yapıldığı küçük lokantalar oluşmuştur.Bölgenin en iyi plajlarını Kadıga Koyunda olması nedeniyle Kadırga Plajlar nda ve Koyda, hızla oteller moteller ve benzeri tesiler oluşmuştur.Behramkale nin doğu ve batısındaki köyler hepsi yamaçlarda sanki birer duvar apliği gibi durmaktadırlar.Her köyün heme altındaki güzel koylardada ev yemeklerinin yapıldığı küçük lokantalar,pansiyonlar ve küçük oteller oluşmuştur.Bu gün ASSOS temiz havası, denizi, balıkçılığı ve ören yerine olan bağlantısıyla şipşirin bir tatil yöresidir. Hem denize, hem de karaya egemen bir tepeye kurulan Akropol, 3 kilometre uzunluğunda bir surla çevrilidir.Akropolün kuzeyinde içiiçe günümüzün Behramkale köyü yer almaktadır.işçiliği ve mimarisi açısından döneminin en önemli surlarından biri olarak nitelendiriliyor. özellikle, birbirinden ayrı biçimlerde yapılmış kapıları, gelen ziyaretçileri büyülüyor. Bölgede ucuz konaklama imkanı olarak seçilen en önemli merkezler pansiyonlardan oluşuyor. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ülke geneline göre fiyatları çok düşük seviyelerde. Athena Tapınağıiö 530 da, Akropol ün en yüksek yerine (236 metre yüksekte)kurulmuştur. Assos kalıntılarının en önemli yapısıdır.Aynı zamanda gün batımında,iki şarap kadehi ve bir şişe şarapla ziyaret edilmesi gereken en önenli yerdir.Dorik üslupta olmasına karşın, iyon üslubunun özelliği olan çatıaltı frizi vardır. Yanlarda 13er, ön ve arkada 6şar sütunla çevrili pepiteros planındadır (bir dizi sütunla çevrili). iki basamaklı podyum, günümüze ulaşabilmiştir. Kazılarda ana bölümde bulunan Helenistik Dönem çakıl mozaik döşeme ve sunak, daha sonra yok olmuştur. Tapınagın kabartmaları, Paris, Boston ve istanbul Arkeoloji müzelerindedir. Dorik başlıklar, sütun kaideleri ve öbür mimari kalıntılar, çevrede görülebilir. Agora Akropolün güney yamacındadır. çevresinde dönemin resmi yapıları yer almaktaydı. Agora Tapınağı nın, iö II. yüzyıldan kalıntıları görülebilir. Bu yapı daha sonra kiliseye dönüştürüldüğünden, özgün planı hakkında bir bilgi yoktur. Bouleuteiron (Meclis) Agoranın doğusundadır. Kürsü, heykeller ve küçük anıtsal yapılardan oluşuyordu. Gymnasium iö II yüzyılda yapılmıştır. Agora ile batı kapısı arasındadır. Dört yanı Dorik üsluptaki sütunlarla çevrili, taş döşeli bir avlu biçimindedir. 32X40 m ölçülerindedir. Girişteki yarım daire şeklindeki basamaklar, günümüze ne yazıkki ulaşamamıştır. Kuzeydoğusunda Bizans döneminden kalan bir kilise ile güneybatısında da bir sarnıç bulunmaktadır. Tiyatro iö II yüzyılda Agora nın yakınına kurulmuştur. Son yüzyıla dek tümüyle korunan yapı, günümüzde restorasyon çalışmalarıyla kullanılabilir hale getirilmeye çalışılmaktadır. Geleneksel Grek tiyatro planına uygun olara, at nalı biçiminde olduğu sanılmaktadır. Roma döneminde yenilenmiştir. Stoa önü sütunlu, üstü örtülü galerilerdir (revak). Biri Agoranın kuzeyinde, öbürü de güneyindedir. Kuzeydekinin iö III yüzyılın sonunda ya da II yüzyılın başında yapıldığı sanılmaktadır. iki katlı, Dorik üsluptadır. Alt katta, sütunların arası dörtgen panolarla süslenmiştir. ikinci katın duvarında, tavanı oluşturan ağaç kütüklerin yerleştiği delikler görülebilmektedir. Aynı dönemden olan güney stoa, üç katlıydı. Orta katta 13 dükkan bulunuyordu. Alt katta ise sarnıç ve 13 hamam yer almaktaydı. Nekropol Helenistik ve Roma dönemlerindendir. Nekropol ün batı ve doğu kapılarını bağlayan yol boyunca, mezar ve anıtlar sıralanmıştı. Batı kapısının kuzeyinde, Publius Varius un mezar kalıntıları bulunmaktadır. Hüdavendigar Camii XIV. yüzyılda, I.Murad döneminde, Assos yıkıntıları arasında yüksek bir tepeye kurulmuş görkemli bir yapıdır. Bizans ve Roma dönemi kalıntılarının kullanılmış olması ilginçtir. Alçı mihrabı süsleyen yaprakların içi, kabartma rumilerle bezenmiştir. Mihrap nişinin yanlarında sütuncuklar vardır. Ana mekan, 8 köşeli kasnağa oturan bir kubbeyle örtülüdür. Son cemaat yerinin iki yanı kapalı olup yanlarda basık kemer, ortada uzunlamasına tonozla örtülüdür. Minaresi yoktur.ihtiyaç olduğunda halen camii olarak kullanılmaktadır. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Köprüsü XIV. yüzyılda Tuzla çayı üstüne yerel taşlardan yapılmıştır. Sivri kemerli yan gözler 7 metre, orta göz 15 metre yüksekliğindedir. Köprüyü bugün yayalar kullanmaktadır. Kaynakça: [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] |