Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi

Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi (https://seversintabi.com/)
-   Evlilik ve cinsel yaşam (https://seversintabi.com/evlilik-ve-cinsel-yasam/)
-   -   Evlenince Bir Çift Ayakkabımı Olacağız? (https://seversintabi.com/evlilik-ve-cinsel-yasam/70242-evlenince-bir-cift-ayakkabimi-olacagiz.html)

Syst3m 17 August 2009 11:38

Evlenince Bir Çift Ayakkabımı Olacağız?
 
[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]



Bu bir gelenekti[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]



gelinlik kız kulağını kapıya dayar dinlerdi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]



genç kız kalbini kadere dayar beklerdi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]


Kapının pervazına dokununca[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sivrilmiş bir kıymık elini hafifçe çizdi. Bir kaç kandamlası birikti[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] karardı ama akmadı. Küçük bir “ah” dedi ve sonra yuttu bu “ah”ı.
İçeride bir dünya kurulduğunu biliyordu ama ya bu dünya kalbinin enkazı üstüne kuruluyorsa? Gittikçe sıkıntı bastı. Holde dolanıyor[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] biraz sonra bitecek bir mahpusluğun geçmek bilmeyen son dakikalarını yaşıyordu. Kapıların hepsi asi bir gelin gibi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] gri kilitleri boyunlarına takınmıştı. Duvardaki resim çerçeveleri bu holün dış âleme açılan tek pencereleriydi sanki. Yarı karanlık bu yer belki altı metrekareydi ama içinde büyüttüğü evhamlar her kareyi doldurmaya yetiyordu.





Bir an ayakkabılara ilişti gözü. Çatlamış betonun üzerine çıkarılmış[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] birbirinden bağımsız ama birbirinin tamamlayıcısı bir çift ayakkabı… “karı-koca gibi” dedi içinden. Biri nereye giderse öteki de oraya gider; kâh biri öndedir[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kâh diğeri… Biri tenden soyununca diğeri de soyunur[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] biri eskiyince diğeri de eskir ama nedense biri hep diğerinden önce delinir. Arkadan vuranı da çoktur[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] destek olanı da… “ayakkabı işte” dedi bir çifti tutup düzeltirken… Ayrı duran “iki” yi “bir” ledi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] uçlarını aynı yöne çevirdi.
Gelen gencin ayakkabısıydı bunlar[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] biraz eskiceydi. Demek ki giyecek daha iyi bir ayakkabısı yoktu. Bunlara ihanet etmediğine ve hemen değiştirip atmadığına göre kanaatkâr birisidir diye düşündü… Demek ki bir ucu Hz. İsa’dandı…



Ayakkabı bağlarına takılmış ot tohumları çarptı gözüne birden. İçinden “öndeki yoldan değil arkadaki patikadan gelmiş” dedi. Evin önü asfalttı ve tüm mahalleli bu yolu kullanırdı. Kimse kestirme olan arazi yolunu sevmezdi. Sanki toprak ve çamur kendilerine çok uzakmış gibi kaçarlardı bu patikadan. Oysa o çok severdi bu yolu[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yalnızlığını yolun iki tarafına saça saça yürürdü. Saçtığı yalnızlıklar toprağa karışırdı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kendisi felaha. “o yolu kullanmış” dedi. Bu tohumlar benim de eteğime yapışır her seferinde. Toprağı seviyor dedi ve minik bir gülümseme ekledi düşüncelerine. Demek ki bir ucu Hz. Âdem’dendi.



Bir ara kapı aralandı ve ellerini gördü misafirin. İri ve damar damardı elleri. Okumuş diyorlardı ama elleri neden yıpranmış acaba dedi içinden. Bu bir anlık bakışa perçinlenen resim; sanki bünyesinde mücadeleyi besliyordu. “Eller bulutlar gibi hafifse dokunmamıştır demire yahut küreğe; beyazsa ve kararmamışsa[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ne mürekkep izinden nasip almıştır[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ne de duvar sıvasından”. Çalışan o eller sıva karmış[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] mala tutmuş gibiydi… Demek ki bir ucu Hz. İbrahim’dendi.



Şimdi sesini duyuyordu gencin[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ağır ağır konuşuyordu. Kelimeleri; bir kemalat torbasına elini daldırıp seçer gibi alıyor ve dudaklarına yerleştiriyordu. Sesi ahenkliydi. “Kaba söz[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kaba bir bedenden çığ gibi düşer[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] düştüğü yeri hayattan koparır. Katı ve sertçe söylenmiş her harf[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] diğer harflerden zifte batırılarak ayrılmıştır kenara. Serkeş bir dile değdiğine pişman olup ortasından kırılır nazlı elifler…” O çok nazikti. Sesi kuşdiline çarpıp dönüyor gibiydi. Demek ki bir ucu Hz. Süleyman’dandı.



Ne güzeldi dilinde en sevgili. Efendimizden bahsediyordu. Kendiyle birlikte efendimizin aşkını da getirmişti. Yastık örtüleri daha da beyazlamış[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] çiçekli danteller gülümsemişti. Cama meyleden sardunya[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bir yaprağını bu tarafa çevirmişti. Sehpadan düşen tespih sanki vecde gelmişti. Efendimiz diline değmişti ya sanki tüm oda aydınlanmış[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] eşyaların özünde kandiller yanmıştı. Sevindi onun efendisini sevdiğine. Demek ki bir ucu Hz. Muhammed Mustafa’dandı. (sav)



Methini çok duymuştu gencin ama yüzünü hiç görmemişti. “Boyu posu[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kaşı gözü bir tavada eritmeli takva ölçeğine dökmeli dedi sessizce. Tüm beşerin gözlerini bir zindana hapsedip[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hadi gönül gözlerinizi açın diye bağırmalı.”





Kasları yavaş yavaş gevşiyordu nedense. “çok komik dedi biz şimdi evlenince bir çift ayakkabı mı olacağız?”[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] gülümsedi. Ben eteklerimi kapı eşiklerine değdirerek geçerken onun bir bakışından anlayacağım acıktığını ve o aynanın karşısında tıraş olurken bir bakışımdan anlayacak sofranın hazırlandığını.
Sonra bir anda açıldı kapı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] az önce zindana kilitlediği gözlerin içinden sıyrılan o iki göz esaretten kaçıp çoktan yerleşmişti gencin yüzüne.
Bir an ruhunda yağmurlar başladı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] midesinde bir dağ peydahlandı sanki dizleri sağa sola kayan ayaklarına hükmedemez oldu. Kafasını çevirdi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] boynunu çevirdi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kaşlarını-ağzını-burnunu çevirdi ama gözlerini bir türlü çeviremiyordu. Kapıyı açan kimdi bilmiyordu[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yine o bilinmeyen kişi kapıyı kapattı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] gözleri de kapının sarı tahtasına kapandı… Dakikalardır dolanıp duran ayaklar o an sabit kaldı ve içinde yükselen dağın karları ağır ağır çözülmeye başladı… Bir koku vardı içinde… Kardelenler kokar mıydı?



Güzellik;
Hafif[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] esen bir rüzgâr gibi ferahlatıcı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]
Pürüzsüz bir denizde yansıyan ışık gibi sakin…
Ay gibi haledendi…
Ve güzelliği çocukların ellerine bölüştürülen ekmek gibi sıcacıktı. İşte o an anladı gencin demek ki bu hali de Hz. Yusuf’tandı…
Ve yine anladı ki o kıymık elini neden peşinen kanatmıştı!




Ayşegül Genc


Saat: 15:38

Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2