Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi

Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi (https://seversintabi.com/)
-   Filozoflar Ve Felsefi Sözleri (https://seversintabi.com/filozoflar-ve-felsefi-sozleri/)
-   -   Mihail Bakunin Kimdir-Felsefesi-Sözleri-Eserleri (https://seversintabi.com/filozoflar-ve-felsefi-sozleri/74557-mihail-bakunin-kimdir-felsefesi-sozleri-eserleri.html)

Syst3m 5 September 2009 02:30

Mihail Bakunin Kimdir-Felsefesi-Sözleri-Eserleri
 
Mihail Aleksandroviç Bakunin (30 Mayıs 1814 – 13 Haziran 1876) tanınmış bir Rus anarşisttir. Anarşist düşünürlerin ilk kuşağının temsilcilerindendir ve “anarşizmin babaları” olarak anılan düşünürlerden biridir.

Yaşamı

Bakunin Moskova'nın kuzeybatısında[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Torzok ve Kuvşinovo arasındaki Piramukhino köyündeki aristokrat bir ailenin çocuğudur. 14 yaşındayken Topçuluk Üniversitesinde askeri eğitim aldığı St. Petersburg'a gitti. Eğitimi 1832 yılında tamamlandı ve Rusya İmparatorluk Muhafız Alayı'na düşük rütbeli bir subay olarak atandı ve Minsk'e[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Gardinas'a[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Litvanya'ya (artık Belarus) gönderildi. Babası Bakunin'in askeri ya da sivil göreve devam etmesini istiyorduysa da[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] o 1835 yılında ikisini de terk ederek[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] felsefe okumayı umut ettiği Moskova'ya geçti.

Bakunin Moskova'da eski üniversitelilerden oluşan bir grupla arkadaşlık kurdu ve ardından sistematik bir idealist felsefe çalışmasına başladı. Özellikle de Schelling[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Fichte ve Hegel'e yoğunlaştı. Başından beri o ve arkadaşları çalışmalarını[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] o dönem modern bilimin başkenti sayılan Berlin'e bir seyahat yaparak tamamlamak istiyorlardı. Bakunin'in ailesi bu yolculuğun masraflarını karşılamayı reddetti; ama sonunda yumuşadılar ve 1840 yılında yolculuğa çıktı.

O sıralar Bakunin'in planı üniversitede profesör olmaktı (arkadaşlarının deyimiyle “doğruluğun rahibi”). Fakat daha sonra “Sol Hegelciler” adı verilen radikal öğrencilerle karşılaştı ve onlara katıldı. Berlin'deki sosyalist harekete dahil oldu. Buradan Proudhon ve George Sand'le karşılaşacağı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Polonyalı sürgünlerin lideriyle tanıştırılacağı Paris'e geçti. Paris'ten İsviçre'ye seyahat etti. Burada bir süre kalarak sosyalist hareketlerde etkin olarak bulundu.

İsviçre'deyken[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Bakunin Rusya hükümeti tarafından Rusya'ya çağrıldı ve çağrıyı reddetmesi üzerine mallarına el konuldu. 1848 yılında Paris'e döndüğünde[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Rusya'ya karşı ateşli bir saldırı başlattı ve bu Bakunin'in Fransa'dan sürülmesine neden oldu. 1848'in devrimci hareketleri kendisine demokratik ajitasyon yapan köktenci bir kampanyaya katılma fırsatını verdi ve 1849 Mayısındaki Dresden ayaklanmasına katılması nedeniyle tutuklandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. Bununla birlikte idam hükmü ömür boyu hapse çevrildi ve Rus yetkililere teslim edildi. Hapsedildi ve 1855 yılında doğu Sibirya'ya gönderildi.

Bakunin Amur bölgesine gitmek için izin talep etti ve buradan kaçmayı başararak Japonya'ya[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ardından da 1861 yılında Amerika Birleşik devletlerinden İngiltere'ye geçti. Geri kalan yaşamını batı Avrupa'da[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] özellikle de İsviçre'de sürgünde geçirdi. 1869 yılında Sosyal Demokratik Birliği kurdu. Bununla birlikte Birinci Enternasyonal'in uluslar arası bir organizasyon olduğu ve yalnızca ulusal organizasyonların üyeliğe kabul edildiği bahanesiyle Bakunin'in kurduğu birlik Birinci Enternasyonal'e alınmadı. Oluşturulduğu yıl dağılan bu birliği oluşturan çeşitli gruplar daha sonra Enternasyonal'e ayrı ayrı katıldılar.

1870 yılında Bakunin Lyons'taki başarısız bir ayaklanmaya önderlik etti. Ayaklanma daha sonra Paris Komünü için örnek teşkil etti. Karl Marx ve Friedrich Engels daha sonra bu komünü onayladılar ve onu proletarya diktatörlüğünün bir örneği olarak tanımladılar; bununla birlikte Marx Lyons'taki ayaklanmanın erken ve maceracı bir ayaklanma olduğu görüşündeydi. Çünkü başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Aynı zamanda da Bakunin'in etkinliğinde olması böyle bir değerlendirmeyi getirebilirdi.

Bakunin'in 1872'deki Lahey Kongresi'nde Marx'ın üstün gelmesiyle Enternasyonal'den tasfiye edilmesi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Marksist düşüncenin devletin nihai çözülmesinden önce kurulmasını öngördüğü işçi devleti görüşü ile Bakunin'in böyle bir ara basamağa gerek olmadığına dair görüşü arasındaki uyuşmazlığın açık bir temsili oldu. Marx'ın (dehasını kabul ederek) yaptığı sınıf çözümlemesini ve kapitalizme ilişkin öne sürdüğü ekonomik teorilerini kabul etmekle birlikte[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Devlet ve Otorite hakkındaki görüşlerini de son derece aciz[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yetersiz buluyordu. Marx'ın küstah ve kibirli olduğunu ve yöntemlerinin komünist devrimi tehlikeye atacağını düşünüyordu. Bakunin Yahudi kökenli olduğu için Marx'a saldırarak anti-semitist olduğunu da açığa vurdu diyenlerde vardır. Fakat ilginç olan Marx'ın redaktörlüğünü yaptığı Neue Rheinische Zeitung'da Bakunin'in Rus ajanı olduğunu iddia eden bir haberin ciddi imiş gibi yayınlanması ve Avrupada tüm burjuva basınının ve bunlara hakim yahudi kökenlilerin bu sözde haberi sık sık tekrarlamaları karşısında Bakunin anti-semitist sayılabilecek ifadeler de kullanmıştır. Bu haber özellikle Marx'a çok yakın Utin (daha sonra çardan özür dilemiş ve rusyada yaşamasına izin verilmiştir) tarafından sürekli gündemde tutulmuştur.

Bakunin 1873 yılında Lugano'da bir köşeye çekildi ve 13 Haziran 1876'da Bern'de öldü.

Politika Üzerine Görüşleri

Bakunin hangi isim ya da biçim altında olursa olsun[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Tanrı da dahil olmak üzere tüm dış otorite sistemlerini reddediyordu. Ölümünden sonra 1882 yılında basılan Tanrı ve Devlet adlı eserinde şöyle yazıyordu:

"İnsanın özgürleşmesi yalnızca buna bağlıdır[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] çünkü o doğanın yasalarına itaat eder; onlar insana dışarıdan insani ya da ilahi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kolektif ya da bireysel her ne olursa olsun herhangi bir yabancı irade tarafından empoze edildiği için değil[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kendisi onları böyle kavradığı için."


Yorgun Yürek 5 September 2009 02:32

Cevap: Mihail Bakunin Kimdir-Felsefesi-Sözleri-Eserleri
 
Böylece doğa kanunlarının farkına her insan kendisi varır. Bakunin'in akıl yürütmesi sonunda bu kanunların kendi doğasının kanunları olduğu için[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bireyin bunlara uymaktan başka çaresinin olmadığı ve bu nedenle politik organizasyonların[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yönetimlerin ve yasaların derhal yok olacağı düşüncesine varır.

Bakunin aynı şekilde herhangi bir imtiyazlı konumu ya da sınıfı reddetmiştir. Çünkü "bu ayrıcalığın acayipliğidir ve her ayrıcalıklı konum insanın kalbini ve zihnini öldürür. Ayrıcalıklı insan[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] politik ya da ekonomik fark etmez[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] zihnen ve kalben bozulmuş insandır."

Bakunin'in devrimci programını gerçekleştirme yöntemleri de onun prensiplerinden daha az anlamlı değildir. Bakunin'in tanımladığı gibi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bir devrimci özel bir ilgi ya da duyguya izin vermeyen[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] din[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] vatanseverlik ya da ahlak konusunda[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] onu kelimenin her anlamıyla varolan toplumu altüst etme görevinden saptıracak hiçbir şüphe taşımayan[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sadık bir insan olmalıdır.

Mikhail Bakunin ve Karl Marx arasındaki anlaşmazlık[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] anarşizm ve Marksizm arasındaki farklılığa ışık tutar: Anarşistler ve Marksistler aynı ortak hedefi (sosyal sınıfların ve devletin olmadığı özgür[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] eşit bir toplumun yaratılması) paylaşmakla birlikte[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bu hedefe nasıl ulaşılacağı konusunda büyük anlaşmazlıklar yaşarlar. Anarşistler sınıfsız[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] devletsiz topluma devlet aygıtı yoluyla değil emekçilerin özyönetim organları aracılığıyla ve proleterya diktatörlüğü gibi bir geçiş aşaması olmadan geçilmesi gerekliliğine inanırlar. Anarşistlere göre iktidar yozlaştırır. Marksistler böyle bir şeyin imkansız olduğuna ve anarşistlerin çok idealist olduğuna inanırlar. Devlet aygıtını yok etmeyi değil ele geçirmeyi amaçlarlar. Marksistler sınıfsız ve devletsiz topluma[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] devlet aygıtının ve planlı ekonominin olduğu sosyalizm adı verilen kademeli bir geçiş ön görürler.

Anti-Semitizm

Bakunin'in birçok anti-semitik basmakalıp sözü tekrar ettiği bilinir. Örneğin Yahudileri şöyle tanımlar: “sömürgeci bir mezhep[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] asalak insanlar[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yalnızca ulusal sınırların ötesinde değil[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] aynı zamanda tüm politik görüş farklılıklarının ötesinde sıkıca ve samimiyetle birbirine bağlanmış homurdanan tek bir parazit… [Yahudilerin] ulusal karakterlerinin temel özelliğini oluşturan ticari hırsları vardır” Bununla birlikte Samiler hakkında mı yoksa pratikteki Yahudilikten mi bahsettiği açık değildir. Ama Bakunin'in yaşamı boyunca tüm dinleri eleştirdiği[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] onun zamanında Hıristiyanlık ve Yahudiliğin Avrupa'da çok baskın olduğu dikkate alınmalıdır. Bakunin'in anti-semitizmi çoğunlukla olduğu gibi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Yahudilerin Avrupa kapitalizminin ve politikasının yönlendiricisi olduğu görüşüne dayanır. Karl Marx'la yaptığı bir polemiğin bir kısmını oluşturan şu sözü[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Bakunin'in Avrupa'daki Musevileri nasıl algıladığını gösterir:

“Bu Yahudi dünyası bugün çoğunlukla Marx'ın ve Rothschild'in komutası altındadır. Ben eminim ki bir taraftan Rothschildler Marx'ın faziletlerini takdir ediyorlar[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] diğer taraftan da Marx Rothschildler'e karşı içgüdüsel bir yakınlık ve büyük saygı besliyor. Bu tuhaf görünebilir. Komünizm ve yüksek finans arasında nasıl bir ortak nokta olabilir? Ho ho! Marx'ın komünizmi güçlü bir devlet merkeziyetçiliği istiyor ve bunun olduğu yerde – insanların emeği üzerine spekülasyonlar yapan – parazit Yahudi milleti daima varoluşunun anlamını bulacaktır…” Polemique contre les Juifs[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] 1872.


Saat: 12:53

Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2