Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi

Bir tasarımcı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] aklındaki modelleri boş bir kağıda çizerek tasarlar. Tasarımcının o ana kadar gördüğü her şey[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] tasarımını şekillendireceği örnekleri oluşturur. Çünkü doğadaki her form[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] her şekil bir tasarımdır. Hiçbir tasarımcı daha önce hiç görmediği[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hiçbir şekilde bilgi sahibi olmadığı bir şeyi tasarlayamaz.
İsterseniz öncelikle bir tasarımcının yeni bir tasarım meydana getirirken izlediği yolu aşama aşama inceleyelim: Tasarımcı öncelikle[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] tasarlayacağı materyalin kullanım amacını[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] işlevini belirler. Daha sonra tasarımın kullanıcısını ve onun ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] tasarımın sınırlarını tespit eder.
Dünyadaki meslek grupları arasında belki de en sakin ve rahat şartlarda çalışanlar endüstri ürünleri tasarımcılarıdır. Bunun nedeni iyi bir tasarımın[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] çok çalışıp gayret göstermenin yanında[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] o an insan aklına iyi bir fikir veya detayın gelmesi ile alakalı oluşudur. Bu aşamada tasarımcının elinin altında bulunan[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] boş bir kağıt ve kalemden başka bir şey değildir. Bu arada tasarlayacağı materyalle ilgili olarak daha önce dizayn edilmiş örnekleri de araştırdığını ve incelediğini unutmamak gerekir.
Aylarca süren eskiz çizimlerinde tasarımcı belki de yüzlerce dizayn çizer. Daha sonra bunlar incelenir ve içlerinden işlev/estetik oranı en elverişli ve üretime en uygun olan bir veya daha fazla çalışma seçilir. Bundan sonra üretim sürecinde çıkması muhtemel detaylar üzerinde çalışılır.
Önce tasarımın ufak ölçekli bir modeli yapılır. Böylece çizimler ilk defa üç boyuta çıkmış olur. Daha sonra tasarımın bitmiş şeklinin görülebilmesi amacıyla birebir boyutlardaki bir modeli de yapılabilir. Bütün bu işlemler zannedildiği kadar kısa sürmez[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bilakis senelerce vakit alabilir. Daha sonra[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] oluşturulan heykel model üzerinde bazı deney ve testler yapılır. Kullanıcıya olan uygunluğu araştırılır.
Piyasaya yeni çıkan bir tasarım[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ilk başta doğal olarak görünüşü ile ilgi çeker. Müşterilerinin beğenisini kazanır. Genelde bir malın satışındaki ilk faktör şekil[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] renk gibi öğeleri içeren dış görünüşüdür[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] daha sonraki faktör ise fonksiyonudur.
Görüldüğü gibi bir ürünün tasarımı için[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ilk adımdan üretim aşamasına kadar oldukça zahmetli bir süreç gerekir. Oysa tüm tasarımların gerçekte tek bir sahibi vardır ve O'nun için yaptığı işlerde hiçbir zahmet yoktur. Allah tüm canlıları kusursuzca ve tek bir "ol" emriyle yaratmaktadır. Bir ayette bu gerçek şöyle bildirilir:

"Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bir işin olmasına karar verirse[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ona yalnızca ol der[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] o da hemen oluverir." (Bakara Suresi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] 117)

Örneksiz yaratma ve yoktan var etme gücü yalnız Allah'a mahsustur. İnsan ise sadece olanları kopya eder. İşin daha derinine inilecek olursa[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] tasarımı yapan insanın zaten en güzel surette tasarlandığı gerçeği ile karşılaşırız. Allah canlıları ve insanı yoktan var etmiş ve insana da bir tasarlama yeteneği vermiştir.
Sadece insan becerisiyle yapıldığını sandığımız birçok şeyin tasarımı ise[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] gerçekte doğada mevcuttur. Büyük bir bilgi birikimi ve insanların yıllar süren araştırmaları sonucu ortaya çıkan yapılar veya teknolojik ürünler[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] doğada zaten milyonlarca yıldır durmaktadır.
Bunun farkında olan tasarımcılar[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] mimarlar ve bilim adamları canlıların yaratılış özelliklerini kendilerine örnek alarak[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yeni modeller üretme yoluna gitmişlerdir.
ndi kullandıkları tekniklerle doğadaki mükemmel teknikler arasında çok büyük bir fark olduğunu da hayretle fark etmişlerdir. Bu da onları doğaya hakim olan üstün bir Akıl Sahibi'nin varlığına götürmüştür. Çünkü tüm bu inceliklerin tesadüflerle oluşmasının imkansızlığını görmektedirler. Bilim yoluyla kavradıkları bu üstün aklın sahibi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kuşkusuz göklerin ve yerin Rabbi olan Allah'tır.
Söz gelimi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] önceleri "V" biçimli yapılan gemi pruvalarına[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yunuslar incelendikten sonra[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] "yunus burnu" adı verilen bir çıkıntı yerleştirilmiştir. Çünkü[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yunusların burun tasarımlarının[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] suyun en mükemmel biçimde yarılması için ideal olduğu anlaşılmıştır. Elbette yunusun sadece burun yapısı değil[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] taşıdığı tüm özellikler kendisi için idealdir çünkü her biri "kusursuzca yaratan" (Haşr Suresi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] 24) Allah'ın eseridir.
Bu bölümde[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yunus örneğinde olduğu gibi doğadan taklit edilerek yapılan modellere yer verecek ve Allah'ın yaratışındaki üstünlüğe dikkat çekeceğiz. Canlılardaki herbiri tasarım harikası olan bu özellikler[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Allah'ın büyüklüğünü takdir etmek bakımından önemlidir. Burada yer verilen canlıların özellikleri milyonlarca yıldır yani yaratıldıkları andan beri vardır. Oysa insanoğlu bunları ancak son bir iki yüzyıldır taklit edebilmektedir. Allah'ın yüceliğini görebilenler için[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] doğadaki herşey böyle özelliklerle donatılmıştır. Bu durum bir ayette şöyle belirtilmiştir:
"(Bunlar[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]) 'İçten Allah'a yönelen' her kul için 'hikmetle bakan bir iç göz' ve bir zikirdir." (Zariyat Suresi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] 8)

[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]Böcekler ve Robot Teknolojisi
Böceklerle ilgilenen sadece mimarlar değildir. Elektronik mühendisleri de robot teknolojisini geliştirmek için böcekleri gözlemlemeyi ihmal etmezler. Böceklerin bacakları model alınarak yapılan robotlar[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yere daha dengeli basmaktadır. Ayaklarının ucuna özel vantuzlar yerleştirilen böcek robotlar[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sinekler gibi duvarda yürüyebilmektedir. Bir Japon firmasının böceklerden esinlenerek yaptığı robot[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] tavanda yürüme özelliğine sahiptir. Firma[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] üzerine hassas alıcılar yerleştirdiği bu robotu köprülerin alt yüzeylerini kontrol etmekte kullanmaktadır.48 Amerikan ordusunun uzun zamandır mikromakineler ile yakından ilgilendiği bilinmektedir. Profesör Johannes Smith’e göre[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] aynen karınca görünümündeki bir robotu bir milimetreden küçük bir motor rahatlıkla hareket ettirebilecektir. Bu şekilde yapılacak bir robotun[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] karınca ordusuyla düşman radarlarına[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] uçak motorlarına ya da bir bilgisayar terminaline rahatlıkla girip zarar verebileceği hesaplanmaktadır. Nitekim Japonya’nın iki büyük endüstri kuruluşu Mitsubishi ve Matsushita ortak çalışma ile karınca robotlar için ilk adımı atmış durumdadır. Bu ortak çalışmanın ürünü 0[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]42 gram ağırlığında ve dakikada 4 metre yürüyebilen bir mini robot olmuştur.

[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL][Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]

Böcekten Modern Tren İstasyonuna
1987 yılında Fransız politikacılar[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hızlı tren TGV'nin işleyeceği hatta bulunan Lyon-Stolas İstasyonu için mimar Santiago Calatrava'yı çağırdılar. Amaçları istasyon için nasıl bir yapı düşündüklerini anlatmaktı. Bu yeni istasyon[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] görkemli[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] çarpıcı ve atılımcı nitelikler taşıyan bir simge olmalıydı. Calatrava[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] istekleri dinlerken önündeki bir kağıda bir böcek resmi çizdi. İlham kaynağı bir böcek olan bu istasyon dinazor kemiği görünümüdeki beton sütunlarla desteklendi. Ayrıca yapının bir böcek kabuğunda rastlanabilecek canlılıkta yeşil ve mavi renklerle aydınlatılması da ihmal edilmedi. İstasyon[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Temmuz 1994'te açıldığında politikacıların tüm isteklerini karşılayan ihtişamlı bir eser ortaya çıkmıştı.

Gemi pruvası - Yunus [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]Yunusların burun çıkıntısı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] modern büyük gemilerin pruvasına model olmuştur.
Günümüzde inşa edilen büyük gemilerde "V" şeklindeki pruvalar yerine yunusların burun çıkıntısına benzer bir yapı kullanılmaktadır. Bu biçimdeki pruva su yüzeyini daha iyi yarmakta[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] böylece daha az enerji harcamasıyla daha süratli yol alınması sağlanmaktadır. Yunus burnu şeklindeki bu tip pruvalardan % 25’e ulaşan oranda yakıt tasarrufu sağlamaktadır.

[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]Concorde - Yunus

Yunus pruvası aynı zamanda Concorde’un tasarımcılarına da model olmuştur. "Mühendisler[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] havanın Concorde'un dış yüzeyinde yaptığı sürtünmeyi engellemek için yaptıkları çalışmada yunus balığının iğ biçimindeki burnundan etkilendiler. Bu balığın kuyruk yüzgeci suyun içinde adeta bir motor görevi görüyor. Concorde'un da motorları yunustaki gibi arkaya yerleştirilmiş ve mükemmel bir sonuç elde edilmiştir."

Denizaltılar - Yunus

Yunusların mekik biçimindeki vücut yapıları onlara büyük bir hızda hareket yeteneği kazandırmaktadır. Ancak bilim adamları balığın bu kadar hızlı gitmesinde büyük bir rol oynayan başka bir yapı daha keşfettiler:
[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]Yunus derisi üç katmandan oluşur. Dıştaki katman ince ve çok esnektir; içteki katman kalındır ve bu katmana plastik kıllı bir fırça görünümünü sağlayan esnek kıllardan kuruludur. Katmanların üçüncüsü olan ortadaki ise süngerimsi bir maddeden yapılmıştır. Son hızla yüzen yunus balığına etki edebilecek ani bir basınç iç katmanlara iletilerek söndürülür. Alman denizaltı mühendisleri dört yıllık bir araştırmadan sonra bu özelliğe sahip sentetik bir kaplama yapmayısı başardılar. Sözkonusu kaplama iki kauçuk tabakadan olşuyor ve tabakalar arasında yunusun deri hücrelerine benzeyen kabarcıklar bulunuyordu. Bu kaplamaların kullanıldığı denizaltıların hızlarında % 250 oranında bir artış görüldü.
[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]Sonar - Yunus
Yunuslar başlarının önündeki özel bir organdan saniyede 200.000 titreşime sahip ses dalgaları yollarlar. Bu titreşimlerin yardımıyla sadece yollarındaki engelleri hissetmekle kalmaz aynı zamanda yankının özelliklerinden söz konusu cismin yönünü uzaklığını hızını büyüklüğünü ve şeklini de ayrıntılarıyla hesaplayabilirler. Sonarın çalışma prensibi yunusların bu algısıyla aynıdır Süngerin iskeleti
Deniz süngerinin cam liflerinden ve ince iğnemsi yapılardan oluşmuş birbirine geçişli bir iskeleti vardır. Bu iskelet[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] süngeri her türlü denizaltı şartından korunmaktadır. Benzer teknikle yapılan BMW binası ise denizaltı şartlarında yaşayan süngerin iskeletine oranla oldukça dayanıksızdır.
[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL][Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]Akbaba-Uçak
Akbaba[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kanatlarının ucundaki tüyleri[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bir elin parmakları gibi açarak[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kanatlarının oluşturduğu büyük hava girdaplarını küçültür (solda). Sağdaki resimde ise aynı aerodinamik yapıyı uçakta da gerçekleştirebilmek amacıyla hazırlanan model görülüyor.

[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]Helikopter-Yusufçuk
Savaş araçları ve roketler üreten MBB firması BO 105 tipi helikopteri üretirken[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Yusufçuğun yapısını ve uçuş stilini kendine örnek almış.
Helikopter üreten Amerikan Skorsky firması da yusufçuğu doğrudan helikoptere adapte ederek yeni bir tasarım yapmıştır. Yukarıda helikopterin tasarımı sırasında bu işin nasıl yapıldığı arabasamaklarıyla birlikte görünüyor. Uçak Kanatları- Yusufçuk
1930'lu yıllarda mühendisler uçakların kanatlarının uçlarını havada oluşan akımların yol açtığı titreşimlerin araca zarar vermemesi için ağırlaştırmayısa başladılar. 20 yıl sonra bilimadamları bu sistemin yusufçuğun kanatlarında öteden beri varolduğunu farkettiler. Yusufçuğun kanatlarının ucunda siyah küçük hücreler yoğunlaşarak uçak kanadının ucundaki ağırlığın görevini yapıyorlardı...

[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL][Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL][Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]Kedi balığından alınan örnek:
Kedi balığının vücudunun hidrodinamik açıdan elverişli yassı biçimi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] uçak tasarımcılarına örnek olmuştur. Yassı biçimli modeller bugün hem savaş sanayinde hem de sivil havacılıkta kullanılmayısa başlanmıştır. Örneğin Mc Donald Douglas’ın ‘Orient Express’ modeli kedibalığı görünümdedir. Sesten yaklaşık 2 kat daha hızlı olan bu yeni modelin yassı biçimi uçarken karşılaştığı hava direncinin minumum seviyede olmasını sağlamaktadır.

[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]Radar - Yarasa [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]
Görme duyuları ‘kör’ denebilecek kadar zayıf olan yarasalar ultrason denilen çok yüksek titreşimli ses dalgaları yayarlar. Bu sesler saniyede 20.000 titreşimin üzerinde olduğundan insan tarafından duyulamaz. Yarasının yaydığı ses dalgaları havadaki ve yerdeki hayvanlara veya hayvanın önündeki diğer engellere çarparak yansır. Yarasa yansıyan ve kendine gelen bu titreşimlere göre yönünü ve hareket tarzını belirler. Radarın çalışma prensibi de aynıdır.