Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi

Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi (https://seversintabi.com/)
-   İslam Dünyası (https://seversintabi.com/islam-dunyasi/)
-   -   Peygamber efendimizin şakaları (https://seversintabi.com/islam-dunyasi/37743-peygamber-efendimizin-sakalari.html)

ceyLin 13 February 2009 17:53

Peygamber efendimizin şakaları
 
Peygamber Efendimiz[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Allah'ın elçisi olması dolayısıyla ciddi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] vakarlı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ağırbaşlı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] heybetli bir insandı. Bu hali zaten normaldi. Çünkü taşıdığı görev[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] üstlendiği vazife bunun gereğiydi. Ancak her haliyle o da bir insandı. Hem de çok cana yakın...

Herkese samimi ve içten davranırdı. Zaman olur[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] şakalaşır[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] tatlı ve güzel bir hava oluştururdu. Çünkü başka türlü olsaydı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] insanlar Peygamberimize yanaşamazlar[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ona soru bile soramazlardı.

Zaten insan her zaman ciddi ve ağır meseleleri konuşamaz bazen ortamın yumuşatılması[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] insanların rahatlatılması gerekir.

Herkes gibi Peygamberimiz de şaka yapar lâtifeli konuşur ama hiçbir zaman yalan söylemezdi. Çünkü şaka yollu da olsa yalan yalandır.

Ebû Hüreyre'nin rivayetine göre Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:

"Kul şaka ile de olsa yalanı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] doğru bile olsa lüzumsuz tartışmayısı bırakmadıkça tam inanmış bir mü'min olamaz."

Peygamber Efendimiz bir yandan yeri geldikçe şaka yaparken[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] diğer yandan da Sahabîlerin yersiz şaka yapmamaları konusunda uyarıda bulunurlardı.

"Arkadaşlarınla ağız kavgası yapma[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bir söz verip de tutmamazlık etme."

Etrafındakiler sordular:

"Yâ Resulallah[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] siz de şaka yapıyorsunuz."

Çelişkili gibi görünen bu durumu Peygamberimiz şöyle cevapladı:

"Evet[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ben de şaka yaparım[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] fakat şaka yaparken bile sadece hakikati söylerim."

Bunun yanında[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Peygamberimiz insanlarla alay etmez[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hafife almaz[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] dalga geçmez[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] küçük düşürmez[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] mahcup etmez[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] zor durumda bırakmaz[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] "işletme" gibi olumsuz tavırları hoş karşılamazdı.

Peygamberimizin yaptığı şakalar yerli yerinde ve mesaj doluydu. Lüzumsuz ve yersiz değildi. Daha çok gönül alıcı ve sevindirici şakalar yapardı. Çocuklarla[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hanımlarıyla[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yaşlı ve kimsesiz kişilerle şakalaşması bu türdendi.

Peygamberimiz çocukları çok severdi. Onlarla ilgilenir[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sevindirirdi. Çocuklar Peygamberimizden hiç kaçmazlar[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] nerede görseler hemen yanına gelirler[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] çevresini sararlardı.

Enes bin Mâlik anlatıyor:

"Peygamber Efendimiz insanların en güzel ahlâklısı idi. Benim Ebû Umeyr adında küçük bir kardeşim vardı. Peygamber Efendimiz bizim eve gelerek onu gördüğünde[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]

"Ebû Umeyr'i üzgün görüyorum[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sebebi nedir?" "Babam[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] 'Yâ Resulallah[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] oynadığı nugayr kuşu öldü' dedi.

(Nugayr[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] serçeye benzeyen kırmızı gagalı bir kuştur.)

"Bundan sonra Peygamber Efendimiz[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Ebû Umeyr'i ne zaman görse;

"Ebû Umeyr ne oldu senin nugayr?' diye takılırdı."

Hazret-i Enes'in kendisi de Peygamberimizin hizmetine on yaşlarında iken girmişti. Bir defasında Efendimiz kendisine:

"Ey iki kulaklı adam" diye takılmıştı.

Peygamberimiz aile içinde mükemmel bir eş[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] şefkatli ve sevimli bir babaydı. Zaman zaman eşleriyle de şaka yapar[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] onlarla olan samimiyetini geliştirirdi.

Hazret-i Âişe genç ve zeki bir hanım olduğu için Peygamberimiz ona ayrı bir ilgi gösterirdi.

Hazret-i Âişe anlatıyor:

"Ben zayıf[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ince belli genç bir hanımdım. Bir seferde Peygamberimizle birlikte bir yolculuğa çıktım. Peygamberimiz bir yerde Sahabîlere:

"Siz ilerleyin" dedi. Onlar gidince ikimiz arkada yalnız başına kaldık. Bana:

"Gel seninle yarışalım" dedi ve koşmayısa başladık. Ben kendisini geçtim.

"Aradan birkaç yıl geçmişti. Yine onunla birlikte bir yolculukta iken bir yerde Sahabîlere:

"Siz ilerleyin" dedi ve ikimiz yalnız kaldık.

"Gel yarışalım" dedi. O zamanlar ben kilo almıştım. Önceki yarışmayısı da unutmuştum. Koşmayısa başladık. Fakat bu sefer de o beni geçti. Gülümseyerek:

"Bu defaki benim seni geçişim[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] o gün beni geçişine bedel olsun' buyurdu."

PeygamberEfendimizin kendi aile içindeki bir latifesini de Numan bin Beşir rivayet ediyor:

"Bir gün Hazret-i Ebû Bekir[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] PeygamberEfendimizin huzuruna girmek için izin istedi. Kızı ve Peygamberimizin hanımı Âişe'nin Efendimize bağırdığını işitti.

"Resulullaha nasıl bağırırsın?' diye elini kaldırarak bir tokat atmayısa davrandı. Fakat Peygamberimiz bırakmadı. Ebû Bekir kızgın olarak ayrıldı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] çıktı.

"Ebû Bekir çıktıktan sonra Peygamber Efendimiz Âişe' ye:

"Gördün mü[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] seni nasıl kurtardım adamın elinden...' dedi.

"Aradan birkaç gün geçtikten sonra Ebû Bekir tekrar müsaade isteyerek Peygamberimizin huzuruna girdi. Bu sefer Efendimizle Âişe'yi barışmış görünce sevindi ve Peygamberimize dönerek şöyle dedi:

"Beni nasıl kavganıza kattıysanız[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] barışınıza da katar mısınız?"

"Peygamberimiz:

"Kattık[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kattık' buyurdu."

Peygamberimizin aile içinde şöyle bir latifesi de olmuştu:

Adamın biri Peygamberimizin amcasıoğlu Abdullah bin Abbas'a sordu:

"Peygamber Efendimiz şaka yapar mıydı?"

"Evet[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yapardı."

"Şakalarından bir örnek verir misiniz?"

"Bir gün hanımına bol bir elbise giydirdikten sonra;

"Güle güle giy[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Allah'a şükret ve gelinler gibi yerde sürü' diye takıldı."

Peygamberimiz kimsesiz[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] fakir[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yoksul[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] herkesin yüz vermediği[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ilgilenmediği insanlarla küçük şakalar yapar[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] kalplerini kazanırdı.

Enes bin Mâlik anlatıyor:

"Bir gün adamın biri PeygamberEfendimizin huzuruna geldi ve kendisinden bir binek hayvanı istedi.

"Peygamberimiz ona[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] 'Peki[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sana bir dişi deve yavrusu vereyim mi?' diye takıldı.

"Adamcağız[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] 'Yâ Resulallah[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ben sizden bir binek istiyorum[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] dişi deve yavrusunu ne yapayım?"

"Peygamber Efendimiz gülerek:

"Bütün develer dişi deve yavrusu değil midir?' buyurdu."

Peygamberimizin dadısı ve Zeyd bin Hârise'nin hanımı Ümmü Eymen[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bir gün Peygamber Efendimize gelir ve onu evine davet eder:

"Yâ Resulallah[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] beyim sizi davet ediyor."

"O da kim[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] hani şu gözlerinde beyazlık olan adam mı?"

"Beyimin gözlerinde beyazlık yok yâ Resulallah!"

"Evet[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] gözlerinde beyazlık var."

"Vallahi yok yâ Resulallah."

"Hiçbir insan yoktur ki[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] gözlerinde beyazlık bulunmasın."

Peygamberimizin buna benzer bir latifesini Hasan-ı Basrî Hazretleri rivayet ediyor:

Bir gün yaşlı bir kadın Peygamberimize gelerek:

"Yâ Resulallah! Cennete girmem için bana dua eder misiniz?" dedi.

Peygamber Efendimiz:

"Yaşlı kadınlar Cennete giremez" diye ona takıldı.

Bunun üzerine kadın ağlayarak oradan ayrıldı.

Peygamber Efendimiz[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Sahabîlere:

"Gidin ona söyleyin[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] 'Sen Cennete yaşlı olarak giremezsin.' Cenab-ı Hak[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] 'Biz onları yepyeni bir yaratılışla yarattık da[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] eşlerine sevgi ile düşkün hep aynı yaşta genç kızlar yaptık' buyurmuyor mu?" (Vakıa Sûresi[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] 36.)

Peygamberimizin bir başka latifesini de Enes bin Mâlik'ten dinleyelim:

"Çöl halkından Zahir adında bir adam vardı. Zahir Peygamberimize her gelişinde kendi yetiştirdiği ürünlerden hediyeler getirirdi. Şehirden çöle döneceği zaman da[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Peygamber Efendimiz ihtiyacı olan şeylerle onun heybesini doldururdu. Gelen hediyelere bu şekilde karşılık verdikten sonra da şöyle buyururdu:

"Zahir bizim çölümüz[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] biz de onun şehriyiz."

"Peygamberimiz Zahir'i çok severdi. Halbuki Zahir hiç de güzel değildi. Fizikî olarak son derece çirkin bir adamdı.

"Bir gün pazarda çölden getirdiği malları satmayısa çalıştığı bir sırada Peygamber Efendimiz gitti[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sessizce yaklaştı[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Zahir'i arkasından kucakladı ve elleriyle gözlerini kapadı.

"Zahir tutanın kim olduğunu göremiyordu. Tutan kimse bıraksın' diye çabalamayısa başladı. Bu arada göz ucuyla arkasından tutanın Efendimiz olduğunu anlayınca sırtını Peygamberimizin göğsüne iyice dayamayısa başladı.

"Zahir'in bu neşeli hareketinden hoşlanan Peygamber Efendimiz yüksek sesle:

"Bu köleyi satıyorum[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] var mı alan?' diye seslenmeye başladı.

"Zahir boynu bükük[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] mahzun bir halde:

"Yâ Resulallah[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] benim gibi değersiz bir köleye vallahi

kuruş veren olmaz' deyince Peygamber Efendimiz: "Hayır[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yâ Zahir[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sen Allah katında hiç de değersiz

değilsin' buyurdu



Saat: 05:53

Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2