Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi
 

Go Back   Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi > Yaşamın İçinden > Parapsikoloji > Parapsikoloji üzerine haber ve makale
Yardım Topluluk Takvim Bugünki Mesajlar Arama

gaziantep escort gaziantep escort
youtube beğeni hilesi
Cevapla

 

LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 30 January 2009, 10:41
Banned
 
Kayıt Tarihi: 26 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Uğursuz Elmas « Paranormal Olaylar

Birçok elmas, uğursuzluklarıyla anılmıştır. Bunlar kimin eline geçene, onu felâkete sürüklediklerine inanılır. Bunlardan biri Mavi Elmas'tır. Sahiplerinden birinin adından ötürü, Hope Elması diye tanınır. 119,5 kıratlık bu eşi az bulunur elması, 1642'de Jean Tavernier adında bir Fransız gezgini Avrupa'ya getirmiştir. Elması Hindistan'da bir Buda heykelinin gözünden koparmıştı.

Bir Hintli rahip, bu davranışının kendisine uğursuzluk getireceğini söyledi. Gerçekten de uğursuzluklar birbirini kovaladı; Tavernier, elması Fransa Kralı XIV. Louis'e satmıştı. Aradan bir yıl geçmeden, Tavernier'i İspanya'da köpekler parçaladı. Fransa Kralı XVI. Louis ise elması karısı Marie Antoinette'e armağan etmişti. Onun da başına gelmeyen kalmadı.

1830'da Daniel Elias adında bir İngiliz, elması 200.000 liraya Banker Hope'a sattı. Hope. elması aldıktan kısa bir süre sonra, iflas etti. Daha sonra, çıldırarak öldü. Kanitovsky adında bir Rus prensi, bu söylentilere inanmayıp elması satın aldı, gözdelerinden soylu bir kadına armağan etti. Çok geçmeden, kadını bir başka dostu bıçakla öldürdü. Elmasın yeni sahibi Yunanlı Simon Monkaricies'ti. Açıkgöz adam, elması çok yüksek bir fiyatla, Sultan Abdülhamit'e sattıysa da, az sonra karısı, oğlu ile birlikte bir kazaya kurban gitti. Abdülhamit'in sonunu da bilirsiniz.

Böylece uğursuzluklar zinciri sürüp gitti. Devrin tanınmış kadınları bu elması takmak için birbirleriyle yarış ettiler, birçoğunun başına hiç umulmadık felâketler geldi. Son olarak Mavi Elmas'ı Yunanlı armatör Onasis'in karısı Tina almıştı. Ancak, o da hiç umulmadık bir zamanda, çok sevdiği kocasından ayrılmak zorunda kaldı. Uğursuz elmas şimdi Amerika'da bir müzededir.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 30 January 2009, 10:41
Banned
 
Kayıt Tarihi: 26 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Uğursuz Elmas « Paranormal Olaylar

Hayaletler ile Karşılaşma

Hayaletlerin tarihçesi hakkında kesin bir bilgimiz yok. Ama her toplumda görüldükleri rapor edilmiştir. Son yıllarda özellikle batıda bu konu enine boyuna araştırılıyor. Hayaletlerin davranış biçimlerinden, görünümlerinden ve insan üzerindeki fiziksel etkilerine kadar geniş bir yelpaze ele alınıyor. Bütün bu çalışmalar hayaletlerin bilimsel açıklamasına olduğu kadar, ölüm ve ölüm ötesine, ölüm ötesi yaşama da cevaplar getiriyor.

Batıda yapılan çalışmalar o denli kapsamlı bir şekilde ilerlemektedir ki hayaletlerin hayvanlar üzerindeki etkilerini bile araştırma konusu yapmışlardır. Bu alanda yapılan araştırmalarda kedilerin köpeklere nazaran hayaletlerden korkmadığı ama sinirlendiği tespit edilmiştir. Kedilerin hırçınlaştıkları, buna karşın köpeklerin korkup bir yerlere saklanmak istedikleri görülmüştür.

Köpek, hayaleti fark ettiğinde kuyruğunu bacaklarının arasına alıp kanepenin altına saklandığına birçok kişi şahit olmuştur. Yurt dışında yapılan çalışmalarda hayaletlerin tespit edilmesinde köpeklerin bu özelliklerinden faydalanarak hayalet bulucu olarak kullanıldıkları görülmüştür.

BEDENSİZ VARLIKLARIN ETKİSİ

Türkiye'de yaşanan bu sıradışı olaylar, dünyanın hemen her köşesinde de yaşanmaktadır. Bu nedenle her yıl çeşitli ülkelerde toplanan Uluslararası Resmi Parapsikoloji toplantılarında örneklerin bilimsel değerlendirmeleri yapılır ve ortak bildiriler kamuoyuna sunulur.1999 yılında Cenevre'de yapılan toplantının hemen sonrasında bedensiz varlıkların etkisi adlı açıklama şöyledir:

Bedeni terk ettikten sonra "Öte Aleme" tam uyum sağlayamayan ve dünyadan kopmakta tereddüt gösteren bazı varlıkların, bu tür olayların meydana gelmesine sebebiyet verdikleri bilinmektedir. Bu tip varlıklar, kendilerini insanlara duyurabilmek ve bazı isteklerini yerine getirebilmek için bazı olayları meydana getirebilmektedirler.

Her ne kadar ileri seviyeli varlıklar olmasalar da yine de meydana getirdikleri bu olaylar, insanları düşünmeye ve araştırmaya sevkettikleri için büyük bir önem taşır. Dünyanın çeşitli yerlerinde bu tip olaylarla karşılaşılmıştır. Ve bu bütün gelişmeler ruhun ölmüş olduğuna ve ölümden sonra da yaşamın devam ettiğinin en büyük kanıtlarından biri olarak kabul edilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 30 January 2009, 10:42
Banned
 
Kayıt Tarihi: 26 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Uğursuz Elmas « Paranormal Olaylar

Öteki Dünyadan Sesler

THOMAS EDİSON yaşadığı yüzyılın en önemli bilginidir. Amerika'ya ilk elektrik ışığını getirmesi, ününe iyice ün kattı. 73 yaşındaki mucit, üzerinde çalıştığı son aletin ölülerle konuşmak için çok önemli olduğunu bir radyo kanalında açıklayınca yer yerinden oynadı.

EDİSON'un açıklaması şöyleydi: "Eğer kişiliğimiz ölümden sonra da yaşayabiliyorsa, dünyada kazandığımız bilgiyi, anıyı ve zekayı saklaması mümkün ve mantıklıdır. Bu nedenle ölüm dediğimiz olaydan sonra da kişiliğimiz devam ediyorsa dünyada bıraktıklarımızla ilişkiye geçmek isteyecektir. Bu kişiliğin maddeyi de etkileyeceği düşüncesindeyim; bu mantık doğruysa yeterince duyarlı bir alet yaparsam bu ilişkiyi kaydedebilirim.

TEYBE KONUŞAN ÖLÜLER

THOMAS EDİSON'un ölümünde sonra yaşanan bir tesadüf, büyük bilim adamının son çalıştığı aleti ve sözlerini ispat eder nitelikteydi. Ünlü İsveçli ressam, müzisyen ve flim yapımcısı FRİEDRİCH JÜRGENSON, ıssız bir yerde kuşların sesini teybine almıştı; evine dönüp çalışmalarını dinlemek için teybini çalıştırdığında kuş seslerinin yanında zayıf insan sesleri de geliyordu; bu sesler Norveç ve İsveççe konuşarak aralarında kuşları tartışıyorlardı.

Olayı tesadüf olarak kabul eden JÜRGENSON, bir radyo dalgasının karıştığını düşündü ve tekrar bir deneme yapmaya karar verdi. Bu kez daha değişik sesler duydu; bu sesler ona sesleniyor, kendilerinin ölmüş akraba ve arkadaşları olduklarını söylüyorlardı. Uzun çalışmalar ve deneyimlerden sonra 1968'de (KAİNATTAN SESLER) adlı kitabını yazdı. Bu kitap, bütün dünyada büyük yankılar yarattı; Alman hükümeti FREİBUR Üniversitesi parapsikoloji başkanının bulunduğu bir ekibe harcamalarının hükümet tarafından karşılanacağını söyleyerek profesör ve bilim adamlarının konuyla ilgili araştırmalar yapmasını istedi.

Alınan sonuçlarda bilim adamlarının raporlarında şunlar yazılıydı: Fabrikadan yeni çıkmış kasetle sessiz ortamlarda kayıt yapılıyor; kaset dinlendiğinde tanımlanan kelimelerle konuşan insan sesleri duyuluyor; bu seslerin kökeni çağdaş bilimce açıklanamıyor ve bu seslere "hiçbir yerden gelen sesler" adı veriliyor. Alman profesör HANS BENDER, bu raporun sonuna şunu ekleyerek deneyleri hükümet yetkililerine teslim ediyor: "Bu olay insanlık için nükleer fizikten bile önemlidir."

NASA DA HABERDAR

Olay Nasa'nın da ilgisini çekiyor. CAPE KENNEDY'den iki mühendis, görevlendirilmiş bilim adamlarını ziyarete geliyor; ekibin çalışmalarını, aletlerini ve yapılan deneylerini inceleyen ziyaretçiler, sorular sorduktan ve akıl da verdikten sonra hiçbir açıklama yapmayarak Amerika'ya geri dönüyorlar.

Görevli ekip şöyle düşündü: NASA'dakilerin konuyla ilgili bilgileri vardı, kim bilir onlar o etkin kayıt aletleriyle ne sesler alıyorlardı. Nereden köken alırsa alsınlar, profesör ve bilim adamlarından kurulu bu ekibin kainattan aldıkları sesler parapsikoloji alanında adeta çığır açtı.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 30 January 2009, 10:42
Banned
 
Kayıt Tarihi: 26 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Uğursuz Elmas « Paranormal Olaylar

Nazar
Halk arasında oldukça güçlü bir inanış olan nazar değmesi olayının boş bir inanış olmadığı ve bilimsel çalışmalar alanına alınarak etkileri ve neticeleri dünyanın birçok ülkesinde değerlendirilmektedir. Nazar değmesine ilişkin düşünce çok eski ve derindir. Nazarın bazen söylenen bir sözden, bazen derinden bir bakıştan, bazen de iyi olmayan düşünceden kaynaklandığını biliyoruz. Bu nedenle kendimizi nazara karşı korumak amacıyla bazı yöntemlere başvururuz.

KEM GÖZ

Kem göz kavramı iki bölümde incelenir. Birincisi, şiddetli ve tesirli, diğeri ise belirsiz bir bakış anlamındadır. Biri kötü düşünceleri ve istekleri nakleden bir araç gibidir; diğeri ise gözün sahibi olan insanda varolan tehlikeli bir enerjinin kaynağından kendi istekleri doğrultusunda çıkan uğursuz bakış olarak değerlendirilir. Bu bakışa bir de söz unsuru karışacak olursa o zaman tehlike daha da büyük olur.

RUHSAL TESİR

Prof. Dr. Süheyl Ünver, nazar hakkındaki bir yazısında şöyle demektedir: "Bugün nazar değmesinin ruhsal mekanizmasının vücudumuzdaki atom enerjisine dönüşmesiyle ilgili olacağını bilmemiz gerekiyor. Bizde bir ruhsal tesir olduğuna göre vücudumuzdaki bazı maddelerin enerjiye dönüşmesi elbette ki mümkündür. Fikirlerimizin birgün yeni atom enerjisinin keşifleriyle ispatlanacağı inkar edilemez bir gerçektir. İnsan bir maddedir ve onun da ruh diyeceğimiz bir enerjisi vardır.

MAVİ BONCUK

Nazarın etkisine en etkili savunma mavi boncuktur. Mavi renk, çağlardan beri korunma prensibini temsil eder. O göğün rengidir. Rivayete göre Cengiz Han, babasının mavi bardağından su içerdi. Yüksek mahkeme başkanlığına verdiği emirde halkın taksim ve mahkeme kararları mavi deftere (Koko Debder) yazılsın, yasanın esasları ise ak kağıda mavi kalemle yazılarak nesilden nesile geçsin emrini verdiği söylenir.

Selçuklular, türbe ve medreselerini mavi çiniyle yapmaya özen göstermişler, gök medreseler birçok ilin süsleri olarak bizlere kalmıştır. Selçuklular mavi çininin koruyucu gücünü genellikle Ayet-el Kürsüyle takviye etmişlerdir. Bugün ise "maşallah" yazısı geniş ölçüde bu amaçla kullanılmaktadır.

DÜŞÜNCENİN ŞEKİLLENMESİ

Düşünce özel şekillere bürünmüş olan maddeden meydana gelmiştir. Bu şekiller gerçekten canlıdır, hassas ve durugörü yeteneği taşıyan kişiler tarafından görülebilirler. Düşünce şekilleri konusu uzaktan tesir ve telkin konusunun teknik temelini oluşturur. Nazar konusunda da söylenen sözün ya da düşüncenin şekil alması söz konusudur. Bu olguda aşırı beğenme, kıskançlık, aşırı heyecansal bir duygu, çekememezlik gibi durumlar söz konusuysa, elementlerinde etkisiyle düşünülen şey daha etkili olarak hedefe ulaşmış olur. Sonuç olarak da nazar dediğimiz olay gerçekleşir.

BİLİMSEL AÇIDAN NAZAR

Vücuttaki bazı enerjilerin yayıldığına ve bazı etkilerin bulunduğuna ilişkin parapsikolojik kanıtlar vardır. Nazar olayını da bu konuyla bağdaştırmak gerekir. Kirlian tekniğiyle yapılan incelemeler, vücutta değişen biyokimyasal hassasiyetleri ve yüksek iletme özeliği ile ışıldamaları göstermektedir. Prof. Dr. sitkovsky; 'Nazarın mistizmle hiçbir ilgisi yoktur. Bir insan düşündüğü zaman enerji yayar; bu enerji bazı kişilerde daha güçlüdür. Bu fiziksel ve fizyolojik bir gerçektir' demiştir.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla




Saat: 23:57


Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
gaziantep escort bayan gaziantep escort
antalya haber sex hikayeleri aresbet giriş vegasslotguncel.com herabetguncel.com ikili opsiyon bahis vegasslotyeniadresi.com vegasslotadresi.com vegasslotcanli.com getirbett.com getirbetgir.com
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort adana escort eryaman escort kızılay escort çankaya escort kızılay escort ankara eskort

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2