#1
|
||||
|
||||
CeZa iLe röPorTaJ
Yerli Plaka”yı eski albümlerinden nasıl ayırabilirsin?
Önceki yaptıklarımdan hem söz olarak, hem de sound kalitesi olarak daha farklı ve daha iyi olduğunu düşünüyorum. Şu ana kadar biriktirdiğim şeyleri döktüm albümün içine. Daha önceki albümlere göre daha fazla şahsi konular var. Son zamanlarda artık çok fazla üzerime gelinmeye başlandı. Onlara karşı çok fazla cevaplar verdim. Yine sosyal durumlar, dadaist şeyler var. Çok yönlü bir albüm oldu. “Üzerime fazla gelindi” diyorsun ama diğer yandan her kesimden en çok sevilen, en çok övgü alan rapçi de sensin… Negatif olanlar bana daha çok dokunuyor. Türkiye’de zaten bir işi beceremeyen veya o işten hoşlanmayanlar eleştiri getiriyor. Ama ben işimi yapmaya devam edeceğim ve onlar beni eleştirdikçe ben gaza geliyorum, daha fazla üretiyorum. Öfke duyuyorsun ama diğer yandan da üzülüyor musun? Tabii ki çok üzülüyorum. Ama sadece kendim, Ceza açısından değerlendirmiyorum bu durumu. Sonuçta müzik özgürlüktür. İnsanların sokakta rap dinliyorum, rock dinliyorum diye bölünmesi bile çok saçma. Şimdiden böyle bölünmeler olursa gelecekte futboldaki veya politikadaki gibi olacak her şey. Gençler festivallerde bile bir araya gelemiyorlar. Festivallerin çıkış amacı özgürlük ve barıştır. Ama Türkiye’de bu böyle değil. Albümün ismi yerli plaka… İnsanlar rap müzik için hep Amerikan müziği, Amerikan emperyalizmi, özentilik falan diyor. Ama sonuçta ben burada doğdum ve bu müziği Türkçe yapıyorum. Türkü ve Türk Sanat Müziği dışındaki tüm müzikler bize batıdan veya başka bir kültürden gelmiş. İnsanların gözüne sadece rap’in batması beni çok uyuz ediyor. O yüzden “yerli plaka”. Albümde en çok dikkati çeken şey tabii ki popüler müziğimizin kraliçesi Sezen Aksu ile yaptığın düet; ‘Gelsin Hayat Bildiği Gibi’. Bu nasıl gerçekleşti? Ben çok istedim. Benim çok hayranlık duyduğum bir sanatçı. Çok duygusal ve kendi hayatımla ilgili bir şarkı yaptım. Ve sonra Sezen Aksu acaba söyler mi diye düşündüm. Firmama söyledim ve bir teklif götürdük. Kendisi de seve seve kabul etti. Bir araya geldiğimizde beni 2002 “Med Cezir” albümünden beri takip ettiğini söyledi. Türkiye’deki müziğin çehresini iyi bir şekilde değiştirebileceğimi düşündüğünü söyledi bana. Baya motive etti beni. Parçayı dinlettik ve sözleri verdik. O da çok etkilendi ve şarkıyı hissetti. Sezen Aksu’dan sonra kimle düet yapmanın hayalini kurabilirsin? Çok teklif geliyor. Arabeskçilerden bile geliyor. Kiminle yapmak isterim? Orhan babayla belki bir şey olmasını isterim. Fatih Erkoç da olabilir. Yeni albümün sound’unu nasıl tanımlıyorsun? Gençler beni taklit ettikçe ben tarzımı değiştireceğim. Herkes hızlı söylemeye çalışıyor Türkiye’de. Böyle bir şey dünyada yok. Ben bunu 15 yıl önce yapmaya başladım. Her rap’e başlayan genç hızlı söylemeye çalışıyor. Ben de sözleri, sound’u, vokal tarzını değiştiriyorum. “Yerli Plaka” için, “Med Cezir” ve “Rap Star” karışımı diyebilirim. Hem sample’lar var, hem canlı enstrümanlar var, midi yazılan bölümler var. En dikkat çeken özellik sound’un temizliği ve anlaşılır olması. Senin rap stilinin en büyük özelliği hız. Bu albümde daha mı fazla yavaş vokal var? Bu albümde üç dört parça hızlı, geri kalanı yavaş. Kendini hangi stilde daha başarılı buluyorsun? Ben sonuçta rap yapıyorum, hızlı veya yavaş olması fark etmez. Önemli olan anlaşılır olmak ve duyguyu verebilmektir. Hangi kelimeyi nerede kullandığınız, nasıl kestiğiniz gibi şeyler de var, insanları etkileyenler de bunlar. Hızlı da olsa, yavaş da olsa bende çıkıyor bunlar. Çünkü artık ben rap dinlemiyorum, bana hiçbir şey vermiyor, Amerikalılar veya x bir grup. O yüzden farklı tarzlardaki müzikleri dinliyorum, onlardan bir şey edinmeye çalışıyorum. Çünkü ben rap’i artık çözdüm. Anlatılabilecek olan şeyleri, bu işin edebiyatını çözdüm. Yeni şeyler yapmaya çalışıyorum. Farklı insanların dinlemesi için farklı şeyler dinliyorum. Rap dinlemiyor musun hiç? Çok fazla dinlediğimi söyleyemem. Neler dinliyorsun? Bu aralar çok fazla new age dinliyorum. Beni çok dinlendiriyor. Onun dışında rock sound’u veya elektronik altyapısı olan triphop şeyler dinlemeye başladım. Klasik müzik dinliyorum ayrıca. MTV’den de günümüz sound’larını takip ediyorum. Türk hiphop dünyasında, özellikle yeraltında gördüğün ve ileride başarılı olacaklarına inandıkların var mı? Alaturka Mavzer çok iyi. Sahtiyan, Ayben, Mode XL, Derin Darbe, Emre var Kadıköy’den gelen… Geliyor, başlıyor da, biz onlardan önce başladık, öyle bir avantajımız var. Benim gibi olan daha fazla insanın çıkması lazım. Şimdi rap grupları çıkıyor, kliplerini Kral TV’de bile döndürebiliyorlar ama bir işe yaramıyor. Senin tek avantajın onlardan önce çıkmak da değildi, sen çok daha hırslıydın. Evet, şimdiki gençlerde o hırsı göremiyorum. Benim eskideki imkansızlığıma rağmen, düşün o zamanlar evde bir bilgisayar olması bile büyük bir olaydı, o yüzden şimdiki rahatlıktan dolayı mı bilmiyorum o hırsı göremiyorum. Senin hayallerin de Kral tv’de klip yayınlatmaya indirgenmemişti, büyük hayallerin vardı… Evet, dünyayı gezmek, bu benim hayalimdi ve dünyayı geziyorum şu an. Aldığım eğitim sisteminin bana verdiği diploma bana bunu sağlamayacaktı. Elektrik idaresinde çalıştım yedi sene, senede bir kere yurtdışına tatile çıkmak istesem param yetmez. Şimdi Anadolu’yu karış karış geziyorum, Hollanda, Almanya, Norveç.. her yere gidebiliyorum. Yurtdışı hedefin var mı? Hiç İngilizce şarkı yapmayı düşündün mü? Şimdi Avrupa’nın en büyük hiphop festivali Splash festivaline katılacağım. İlk defa bir Türk katılacak bu festivale. Orada olmak benim için büyük bir onur. Dört beş yabancı albümde konuk vokal olarak katıldım. Şimdi Portishead benden şarkı istedi. Gorillaz’ın olduğu bir compilation’da Dj Scratch ve Roots ile bir şarkımız olacak. Avrupa’da performanslarımızdan sonra insanlar “keşke Türkçe bilseydik” diyorlar. Ben buna inanıyorum, nasıl buradaki insanlar anlamadığı halde Eminem’i arabalarında evlerinde dinliyorlarsa onlar da bizi öyle dinleyebilirler. Fatih Akın’ın belgeselinde baban çıkmıştı, orada senin küçükken gazeteleri kendi başına hızlı hızlı okuduğundan bahsetmişti. Bunun gibi, gençlere tavsiye edebileceğin öğrenme metodları var mı? Ben hala en başta yaptığım gibi kendimi odaya kaparım. Gözlerimi de kapar, freestyle yaparım. Kendimi bir konserde hayal ederim. Ve yazıyorum. Benim antrenmanlarım bunlar. Eskiden taa ilk başlangıçta yazmadığım için başka yazılanları okuyarak rap yapıyor gibi yapardım, taklit ederdim. Ama en iyisi kendi yazdığınız şeyi söyleyerek veya Freestyle yaparak çalışmak. Ayrıca bol kitap okumaları lazım. Ben maalesef çok kitap okumam, araştırma yaparım, belgesel izlerim, ansiklopedi okurum. Ama ben istisnayım. Bu müzik düşünce ve konuşmaya dayalı olduğu için eğitimlerini, bu ülkede ne kadar zor olsa da, devam ettirmeleri gerek. Kelime hazinesi çok önemli rap’te. Sen nasıl kelime hazineni genişletiyorsun? Sözlük okuyorum ben. Bilmediğim bir kelime duyduğumda, sözlüğe bakıyorum hemen. Bir kelimeye ihtiyaç duyduğumda sözlük açıyorum. ‘Sen Oyna Dilber’de Kıraç ve benzeri Anadolu rockçılar sarf ettiğin mısralar var… Evet onlar ve onlara inanan insanlara… Sonuçta rock müzik yapıyorsunuz, istediğiniz gibi giyinip istediğiniz gibi hareket edebiliyorsunuz ama insanlar size bir şey demesin diye yaptığınız şeyin başına “Anadolu”yu koyuyorsunuz. Boys Anılar diye gay bir grup vardı, onlar da aynı şekilde “Biz Anadolu çocuğuyuz” diyorlardı ama takıldıkları imajlarıyla bunun hiç alakası yoktu. Ben de o zaman “Anadolu rap” yapıyorum diyeyim, millet beni bağrına bassın. Kıraç’la bu sürtüşme devam eder mi? Bir sürtüşmemiz yok. Ben bir terbiyesizlik yaptım. Ben duygusal bir insanım, planlı değildi o. Sürekli mail’lar alıyordum “rap’e böyle diyor, sen buna yanıt vermeyecek misin” diye. Bir sinir anında patladım işte. Haklı durumdayken kendimi haksız duruma düşürdüm kendimi. Özür dilerim ama bundan sonra kimse sataşmasın. Anadolu rock için mesela halkı yansıtmıyorlar diyorsun ama sen de müzikten para kazanmaya başladığından itibaren her müzisyen gibi halktan kopmuşsundur. Herhalde belediye otobüsüne binmen pek kolay olmuyordur mesela. Evet maalesef. Ben şu anda lüks olarak sadece bir araba alabildim kendime. Hala kirada oturuyorum, Sarıyer’de. Asosyal takılıyorum, gece hayatım hiç yok, kulübe falan hiç gitmem. Sokakta yaşamadan sokağın müziğini yansıtırken zorlanıyor musun? Sokakta olmam mümkün değil. Siz bir albüm çıkartıp parayla sattıktan sonra zaten underground’dan çıkıyorsunuz. İşte bu yüzden şarkı sözlerim de değişti, öbür türlü olay sömürü olurdu. Her dönem yaşam durumum neyse ona göre şarkı yaparım. Mesela ben şimdi o problemlerden bahsetsem, “ezildik kakıldık” dersem ayıp olur. Seninle yapılan röportajları okuduğum zaman sanki hayatında sadece rap varmış gibi bir izlenim geçiyor. Bu adam boş vakitlerinde ne yapar, ne eder diye sorarım kendime. Şimdi de sana sorayım Çok fazla belgesel seyrediyorum. Basketbol oynuyorum arada. Ama basketbol oynarken bile rahat olamıyorum, insanlar geliyor fotoğraf çektirmek imza almak istiyorlar. Otomobillere karşı bir merakım var. Arabamla bir tur atmayı seviyorum. Ne marka araban? Audi. Şarkı sözlerini nasıl yazıyorsun? Sözlerinde kaleme dair söylediğin şeyler var, hep kalemle mi yazıyorsun? Evet. Mavi kalem tercihim. Ama o kalemleri saklayamıyorum, insanlara hediye ediyorum, bak şu şarkıyı şu kalemle yazmıştım diyerek. Ama müsveddeleri saklıyorum. Kayıt cihazı taşıyor musun yanında? Bak aklımdaydı, şimdi sen hatırlattın. Bugün yarın alacağım ve yanımda taşıyacağım. Bazen arabada giderken cümleler aklıma geliyor. Kaydedemediğim için unutuyorum. Albümde altyapıları kimler yaptı? Hollanda’dan, Almanya’dan çalıştığım prodüktörler var. Türkiye’den Roka var. ‘İt dalaşı’nı Roka yapmıştı. Süper bir şarkı. Onu dinledikten sonra metal gitarlarıyla nasıl olur diye düşünmüştüm. Evet, öyle bir şey yapmayı düşünüyorum. H2000’de 2002 yılında canlı grupla çıkmıştım sahneye. Canlı olması bana daha çok keyif veriyor. Çünkü çok büyük bir enerji çıkıyor. Radical Noise’dan Ersin ve Üç nokta bir’den Cenk’in konuk olduğu şarkılar var… Ersin’in çaldığı şarkı baya gitarlı. Rock bir şarkı. Roka aynı zamanda nişanlın. Aşkla işin karışması gibi geyikler vardır ya… Yok biz o konuda çok rahatız. Rap düşünceye dayalı bir müzik ama insanların düşünceleri zamanla değişebiliyor. Eski şarkı sözlerine baktığında keşke şunu yazmasaydım dediğin düşünceler oluyor mu? Evet, oluyor. Konserlerde onları yine aynı şekilde mi söylüyorsun? Bazen söylemiyorum, susuyorum, bazen değiştiriyorum. Mesela Nefret’te ‘Şahi’ diye bir şarkı vardı. İstanbul’un surları falan… İnsanlar bunu faşist olarak algıladı. Oysa benim anlatmak istediğim şey o değildi. İstanbul’un ne fedakarlıklarla alındığı ve burasının nasıl bir şehir olduğuyla alakalıydı. Ama yine de şimdi olsa öyle anlatmazdım. Fuchs’la aran nasıl? Aranızda bi soğuk savaş vardı. Vardı. O askere gitti. Gözden ırak olan, gönülden de ırak olurmuş. Ama şimdi iyiyiz, hiçbir sorun yok. Askere gitmedin, ama eninde sonunda gideceksin. Uzun dönem yaparsan sen yokken senin tahtına biri oturur diye korkuyor musun? Hayır, daha çok benim psikolojim nasıl olur, ailem burada ne yapar diye düşüncelerim var. Başka birisi gelse, yine dönüp aynı şekilde devam edersek sorun kalmaz. Ve zaten daha iyi bir şey hissedersem, ben ondan da iyi olmaya çalışıyorum. Öyle bir hırsım var. En iyi ben olmalıyım. Ayben’in albümü çıkacak… Ümitli misin ondan? Çok iyi. Abisi olmasaydım, onun hayranı olurdum. Ben ona şarkı sözü yazmakta, rap yapmakta hiç yardımcı olmadım. Kendi başına yaptı her şeyi. Benden de örnek aldı tabii ama kendi keşfetti her şeyi. Kız olarak birçok erkek rapçiyi bile siler atar, kızlar arasında en iyisi, buna yabancılar da dahil. Avrupa’daki festivallerde ortamları gördün, buradaki soğuk savaşlar orda var mı? Daha beterleri var. Onlar direkt giriyor birbirlerine. Yumruklar, bıçaklar, sopalar… Ama bu yanlış. Türkiye toplumunda bunun olmaması lazım. Buranın kültürü şartları farklı. Herkesin ağzı var, konuşarak çözmeliyiz. Sadece rap’de de değil. Yeni nesil gençlik arasında sürekli kavga var. Rockçılar rapçilerle, rapçiler rockçılar. Birçok şey bizi böldü zaten, müzik bizi bölmesin. Eskiden 96-97 yılında bize lafa atan herkese girişirdik. Ama bunlar rockçılar falan değildi, faşo adamlardı. Biz kimsenin altında ezilmemeye çalıştık. Ama şimdi 17 yaşında bir çocuk bana küfretse ben ona saldırsam bu doğru olmaz. Ama onun yaptığı daha yanlış. Özentilikten oluyor bunlar, neye karşı olduklarını bilmedikleri için oluyor. O eski zamanlarda çok kavga ettin mi? Çok ettik ya. Benim arkadaşlarım kolları kırıldı, hastanelik oldular. Benim burnum kırıldı, hala da kırıktır. Gençlerin yerine biz kavga ettik o zamanlarda. Sadece uzun saç değil, bol pantolon giyiyoruz diye sataşıyorlardı. Siz topluma ait değilsiniz diyorlardı. Ben topluma aidim, siz asıl değilsiniz diyorduk. Ben Üsküdar’da büyüdüm. Ermeni, Rum, Yahudi komşularım vardı. Böyle multikültürel bir ortamda büyüdüm. Kendi dini inanışımı da istediğim yerde istediğim gibi yaşayabiliyorum. Bu böyleyken kimse bana sen bol pantolon giyemezsin diyemez. Biz buna karşı geldik her zaman. Ama şimdi alternatif müzik dinleyen insanlar kendi aralarında bunu yapıyorlar. Türkiye’de hala müziğe karşı olan insanlar var. O yüzden bu hesaplaşmaları bırakmamız gerekiyor. |
Benzer Konular |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
msn'de en gıcık olduğunuz davranış şekli nedir? | Thorin | Anketlerimiz | 15 | 18 June 2009 11:52 |
Merhaba | ArsenLupen | Ben Geldim | 12 | 22 November 2008 21:36 |
Daylight İngilizce Egitim Seti (80 cd Wmv) + Kitap + Sözlük | ceyLin | Proğram Arşivi | 0 | 15 November 2008 15:14 |