#1
|
|||
|
|||
![]() GİZEMLİ MEDUSA HEYKELLERİ ![]() Yağlı sedir ağacından yapılmış meşaleler, gece karanlığında ölgün ölgün yanıyor ve ıslak taş duvarları yetersizce aydınlatıyordu. Soğuktu. İnsanın kanını donduran nemli bir soğuk, nereden estiği belli olmayan ıslıklı rüzgarlarla, yeraltındaki uçsuz bucaksız bu dev mağarada kol geziyordu. Meşalelerin ışıkları, tabanı kaplayan bir karış yüksekliğindeki suyun yüzeyinde, korkunç şekilli hayvan resimleri yaratıyordu. ![]() Yere batmış bir saray Kadim tarih kitaplarının tozlu sayfalarındaki kuru ve resmi ifadeli bilgileri okurken kafamızda canlanan görüntüler bunlar. Yerebatan Sarayı ya da dünyada tanınan adıyla Basilika Sarnıcı’ndan bahsediyoruz. Bizans resmi kayıtlarına göre, 7000 kölenin çok zor şartlar altında ve geceli gündüzlü çalışarak inşa ettikleri dünyanın en büyük sarnıcının içindeki mermer sütunların çoğunun üzerinde bulunan gözyaşı şekilleri, işte bu inşaat sırasında hayatını kaybeden köleler için ağlayan arkadaşlarının gözyaşlarını temsil ediyor. Kurulduğu andan itibaren zenginliğin sembolü haline gelen İstanbul, tarihi boyunca sık sık kuşatmalarla karşılaşmış. Uzun süren kuşatmalar sırasında meydana gelen su sıkıntısını önlemek için de suların depolanacağı sarnıçlar yapma ihtiyacı duyulmuş. Bunlardan en büyüğü de Yerebatan Sarnıcı. Ayasofya’nın güney batısında ve biraz ilerisinde bulunan Basilika Sarnıcı, 527-565 yılları arasında hüküm süren Bizans imparatoru I. Justinianus tarafından yaptırılmış. Sonraları suyun içinden yükselen ve adeta bir ormanı andıran mermer sütunlar nedeniyle halk arasında “Yerebatan Sarayı” olarak isimlendirilmiş. Sarnıcın yerinde daha önce erken Roma çağında yapılmış olan büyük bir Basilika varmış. Burası 476 yılında çıkan bir yangında tamamen harap olduktan sonra İlius tarafından yeniden yaptırılmış, ancak tekrar bir yangın felaketine daha uğramış. Daha sonra 532 yılında bütün İstanbul’u kasıp kavuran Nika isyanında mermerlerine varıncaya kadar tahrip edilmiş. İmparator Justinianus, yangına uğramış olan büyük basilikanın yerinde tahminen 542 yılında, kayalık olan arazinin metrelerce derine inilerek kazılması yoluyla günümüzdeki sarnıcı yaptırmış. İnşaat sırasında tam 70000 köle yeraltında çalışmış. Basilika Sarnıcı’nın suyu İmparator Valens tarafından 368 yılında yaptırılan 971 metre uzunluğundaki Valens (Bozdoğan) kemeri ile İmparator Justinianus’un yaptırdığı 115 metre uzunluğundaki Mağlova Kemeri yardımıyla şehre 19 kilometre mesafede bulunan bugünkü Belgrat Ormanları’nda bulunan Eğrikapı su taksim merkezinden getirilmiş. ![]() Medusa’nın gözleri ![]() ![]() Osmanlı’nın su sevdası ![]() Ve Binbirdirek ![]() |
![]() |
|
|