Genel Paylaşım Forumu     forum  

Go Back   Genel Paylaşım Forumu > > >
Kayıt ol Yardım Topluluk Takvim Bugünki Mesajlar Arama

Cevapla
 
Seçenekler Stil
  #1  
Alt 16 November 2008, 16:11
ceyLin
Guest
 
Mesajlar: n/a
Post sinirliot

Sinirliot çeşitlerinden dar yapraklı sinirliot (Plantago Lanceolata) ve geniş yapraklı sinirliot (Plantago Major Plantago asiatica) aynı etkilere sahiptir ve aynı biçimde kullanılırlar. Her ikisi de kır yollarında çimenli tarla kıyılarında nemli arazilerde bahçe ve parkların çimleri arasında pratik olarak dünyanın her bölgesinde yetişir. Yöresel olarak "sinirli yaprak" "bağa yaprağı" ve "ateş yaprağı" diye de tanınırlar. Müsilaj acı maddeler flavonlar silisik asit ve aucubin glikoziti başlıca etken maddeleridir. Bitkinin antibiyotik etkisi bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Sinirliot genellikle solunum organları hastalıklarında kullanılmaktadır. Özellikle balgamlanma öksürük boğmaca akciğer astımı ve akciğer tüberkülozunda etkilidir. Sinirliot cinslerinin tümü kök sap yapraklar çiçekler ve tohumlar olmak üzere kullanılır. Başka hiçbir eşdeğer bitkinin yapamayacağı bir biçimde kanı akciğeri ve mideyi temizler. Bu yüzden az veya kötü nitelikli kana zayıf akciğerlere ve böbreklere sahip kişiler ve sürekli zayıf kalanlar onu kullanmalıdırlar. Akciğer astımında ve bronşiyal astımda sinirliot ve kekikotu eşit karışımı kullanılabilir. Böyle bir çay harmanı karaciğer ve mesane rahatsızlıklarında da çok yararlıdır. Çay harmanı şöyle hazırlanır: İçine 1 dilim limon atılmış 1 bardak soğuk su 1 çay kaşığı dolusu nöbet şekeri ile birlikte kaynatılır 4-5 kere taşırıldıktan sonra altı söndürülür ve yarım tatlı kaşığı bitki karışımı (ince kıyılmış) bu kaynar suda haşlanır (kaynatılmaz) ve demlenmesi için 1 dakika beklenir. Ağır hastalıklarda günde 4-5 kere taze çay demlenmesi gerekir. Mümkün olduğunca sıcak ve yudumlanarak içilmelidir. Sinirliot pekmezi kanı tüm zararlı maddelerden arındırır. Her gün yemeklerden önce 1 yemek kaşığı alarak bu pekmezle gerçek bir kür uygulanabilir.
Kırsal bölgelerde yaşayanlar bitkinin çok değerli bir yara otu olduğunu bilirler. Tarlada çalışan bir çiftçi ağırca bir biçimde yaralandığında
sinirliot yapraklarını ezerek yarasının üstüne koyduğunda çok şaşırmıştım (Referans1: M.Treben). Yapraklar yıkanmamış olduğu halde yara iltihaplanmadı. Taze yapraklar ezildiğinde çatlaklara kesiklere arı sokmasına karşı kullanılabilir. Eski bir bitki kitabında şöyle deniliyor: "Örümceğin ısırdığı köpek hemen sinirliota koşar. Sinirliot onu iyileştirir." Taze yapraklar iki el arasında ovalanıp biraz tuzla karıştırılarak boğaza sarıldığında guatr küçülür. Sinirliot ayakkabının içine yatırıldığında çok yürümekten oluşan kabarcıkları iyileştirir. Her çeşit ve hatta en kötü karakterli çıban bile taze ezilmiş bitki lapasıyla iyileştirilebilir. Bu yapraklar hastalığa yakalanan bölgeye uygulandığında kötü karakterli beze hastalıklarında yardımcı olur. Ama bu tür olaylarda mercanköşk yağı veya kantaron yağı önceden o bölgeye sürülür iyice ezilmiş bitki yaprakları üstüne yatırılır ve bir bezle bağlanır. Kısa süre içinde iyileşme başlayacaktır. Linz'deki bir konferansta ezilerek lapa haline getirilmiş sinirliot yapraklarının her tür yarayı on yıldır kapanmamış olsa bile iyileştirebileceğini belirttim (Referans1: M.Treben). Beş ay kadar sonra yine Linz' de bir konferansa katıldığımda bir kadın dinleyici söz istedi: "Sinirliot yapraklarının eski yaraları da kapatabileceğine inanmamıştım. Bir komşumun bacağındaki yara 17 yıldır kapanmamıştı ve kadın artık sokağa çıkamaz olmuştu. Ona sinirliot yapraklarını götürdüm ve tarif etmiş olduğunuz gibi bacağına uyguladım. Size inanmamış olduğum için özür diliyorum. Yara çok kısa sürede kapandı ve şu ana kadar da bir daha açılmadı." Bir başka örnek daha: Savaşta yitirmiş olduğu bacağının yerine protez kullanan eski bir askerin uzun süren yaz sıcakları yüzünden bacağının keşilmiş olduğu yerde açık yaralar oluşmuştu. Bu yaralar ne merhemle ne ışın tedavisiyle ne de iğnelerle iyileştirilemiyordu. Sonunda yaralarına sinirliot yaprağı koyduğunda (Yaprak lapası) yaralar ertesi güne kadar kapandı ve adam yine calışmaya başladı (Referans1: M.Treben).
Bir keresinde ben de (Maria Treben) sinirliot kullanarak başarı elde ettim. Yıllar önce kucağıma aldığım torunum sırf yaramazlık olsun diye ağzımın kenarını ısırmıştı. Bu ısırık yüzünden bir kaç gün bayağı ağrı çektim. Sonra orayı arada sırada
sinirliot özsuyu ile nemlendirmeye başladım. Günün birinde orada kötü karakterli bir serlik oluşabileceğinden korkuyordum. Bir süre sonra gerçekten de orada bezelye tanesi iriliğinde sert bir düğüm farkettim. Hemen çayırdan bir avuç sinirliot toplayarak parmaklarımın arasında ezdim ve gün boyunca o sertliğin üzerine sürdüm. Akşama doğru azalmaya başlayan sertlik ertesi sabah tümüyle yok olmuştu. Hakikaten her hastalık için bir bitkinin yetiştiğine inanmak gerek. Yazdığım bu satırlar (M.Treben) yıllar boyunca bacaklarındaki açık yaralara katlanmak zorunda kalmış olan yaşlı kişilere de cesaret ve teselli vermelidir. Sizin yaralarınız da sinirliot sayesinde kısa sürede kapanacak ve iyileşecektir. Bu konuda yaşın hiç bir önemi yoktur. Yara ile birlikte şişlik de varsa ebegümeci ayak banyosuyapılmalıdır. Banyodan sonra yaranın kenarlarına aynısafa merhemi sürülmelidir. Trombozda da sinirliot yaprakları şiddetle önerilir.
UYARILAR: Bitkinin bilinen hiç bir yan etkisi yoktur.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Forum Seç


Saat: 04:40


Telif Hakları vBulletin® v3.8.4 Copyright ©2000 - 2025, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.