#351
|
|||
|
|||
Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim
Seni özlemenin Ne demek olduğunu sor bana Yetmiş iki dilde anlatabilirim Kitabını yazabilirim sayfalarca. Yalnızlığın rezilliğini Kokuşmuşluğunu Ve çıplaklığını da. Ama hiç kimse Kavuşmanın güzelliğini Sormasın bana / anlatamam. Ben sana hiç kavuşmadım ki! Bilmiyorum Dudakların nasıldır. Sıcak mı ateş topu kadar Yoksa soğuk mu Buza kesmiş bir bardak su gibi? Kıvrımlarına Kırmızı karanfiller mi tutunmuş Küle gizlenmiş kor mu var? Tenime değdiğinde dudakların Cemre mi düşer bedenime Mızrap değen bir saz teli gibi Titrer mi yüreğim bilmiyorum. Ben hiç dudaklarına dokunmadım ki! Bir kadını sardığında kolların Ürkek ceylânlar Nasıl kurtulur tuzağından? Dolu yemiş yaprak gibi Nasıl titrer bir yürek? Ellerin nasıl okşar bir bedeni Goncalar Nasıl güle döner sıcaklığınla / bilmiyorum. Hiç sana sarılıp yatmadım ki! Kısacası: Tatmadım kavuşmayı / anlatamam. Ama Seni özlemenin kitabını yazabilirim. Anlatabilirim daldaki kuşa / topraktaki solucana. Yokluğunda yıllardır Özlemine dayanmayı öğrendim Yokluğuna katlanmayı Aşağılık avunmayı öğrendim nasılsa Ustası oldum beklemenin Tükenmek pahasına. Ama hiç kimse / kavuşmayı İki derenin birbirine karışıp Sarmaş dolaş aktığı yatağın yorgunluğunu Sormasın bana anlatamam. Çünkü seninle ben Ayrı kaynaktan doğmuş Sularında hasretleri taşıyan Başka denizlere koşan iki ırmağız. Birbirimize uzak topraklarda tüketirken yılları Aynamızda ayrı gökleri yansıtırız. İşte onun için İki dere nasıl karışır birbirine Nasıl sığar iki nehir bir yatağa /bilmiyorum. Seninle Hiç aynı yatakta coşmadım ki! Sen bana /yalnızca Ve sadece Kahpe sensizliği sor Rezil beklemeyi özlemeyi sor. Tanrı şahidimdir Kurda kuşa Dağa taşa bile anlatabilirim. Demem o ki uzaktaki yakınım: Vuslatlara yabancıyım Ama Seni özlemenin kitabını yazabilirim. Kâmuran Esen |
#352
|
|||
|
|||
Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)
Yiğit harmanları yığınaklar
Kurulmuş çetin dağlarında vatanların. Dize getirilmiş haydutlar Hayınlar amana gelmiş Yetim hakkı sorulmuş Hesap görülmüş. Demdir bu... Demdir Derya dibinde yangınlar Kan kesmiş ovalar üstünde Mayıs... Uçmuş bir kuştüyü hafifliğinde Çelik kadavrası korugan'ların. Ölünmüş canımölünmüş Murad alınmış... Gelgelelim Beter bize kısmetmiş. Ölüm böyle altı okka koymaz adama Susmak ve beklemek müthiş Genciz namlu gibi Ve çatal yürek Barışa bayrama hasret Uykulara derin kaygısız rahat Otuziki dişimizle gülmeğe Doyasıya sevişmeğeyemeğe... Kaç yol ağlamaklı olmuşum geceleri Asıl bizim aramızda güzeldir hasret Ve asıl biz biliriz kederi. İçim bir suskunsa tekin mi ola? O Malta bıçağıkınsızuyanık Ve genç bir mısradır Filinta endam... Neden neden alnındaki yıkkınlık Bakışlarındaki öldüren buğu? Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri... Nasıl da almış aklımı Sürmüş filiz vermiş içimde sevdan Dost düşman söz eder kendi kavlince Kınanmak yiğit başına. Bu ne ayıp ne de yasak Öylece bir gerçek kendi halinde Belki yaşamama sebep... Evet ağlamaklı oluyorum demdir bu. Hani kurşun sıksan geçmez geceden Anlatamam nasıl ıssız nasıl karanlık... Ve zehir - zıkkım cıgaram. Gene bir cehennem var yastığımda Gel artık... Ahmet Arif |
#353
|
|||
|
|||
Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)
Aşk pazara düştü gülüm
Tezgahlara düştü aşk Ucuz şarkılara düştü Kötü şiirlere düştü aşk Bir gece yarısı Bir kadının elinde gül oldu sokağa düştü Bir damla gözyaşıyla yere düştü Aşk tezgahlara düştü gülüm Hesaplara düştü aşk Kanayan bir kalbin içinden ortaya düştü Aşk haberlere düştü gülüm Manşetlere düştü aşk Aşk pazara düştü gülüm Tezgahlara düştü aşk İbrahim SADRİ |
#354
|
|||
|
|||
Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)
göğe baktım gözü yaşlı
yer baktım yer yaşlı sular bugun kan tanıdında eski yani küçük büyük kara kızıl tüm dertlerim burdalar sen neredesin? sen ve kuşlar göz yaşının göz yaşına benzediği kadar benziyorsunuz vurulan bir ceylanın yavrusuna söylediği şarkıyı söylüyor onlar bu sabah yine tel örgüye kondular beni acımla başbaşa bırakmadılar sen neredesin? hava soğuk dışarıda kar yağıyor her zaman ellerim üşürdü bugun içim üşüyor hasretin geldi hayalin geldi bak kokunda geliyor bu gun yakup oldum bre hey ey acıların kadını sen neredesin? Mustafa İslamoğlu |
#355
|
|||
|
|||
Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)
Gözlerimin önünde ıslak dağların kabaran yalnızlığı
Ne varsa uçurumlar eşiğinde Hüzünlerle yalpalayan ne varsa Gözlerimin önünde Ve hayat gül kokulu bir sağanak yine Bir şeyler anlatmak istiyor hayat Ve alıp götürmek bir şeyleri kurt sofralarına Gün batıyor gün batıyor bukağısı paslı bir sevinç oluyor yalnızlığım Unutuyorum sevgilim suretini Durgunluğun "niçin"di unutuyorum Gün batıyor ürkek yıldızlar dolanıyor yalnızlığıma Umurumda değil ne yağmur ne ayaz Ne de kerpıç kokusu havada Unutuyorum/sabaha/kadar/ gün batıyor Sonra bir akasyayı okşuyor gözlerim Geciken sabahlara koşuyor kuşlar Gözlerimin önünde Ve hayat gül kokulu bir sağanak yine Yılmaz Odabaşı |
#356
|
|||
|
|||
Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)
Sen Bilmezsinnnn Nerelerdeyim sen bilmezsin.
Beni rüzgarına doğru sürükler bırakır gidersin. Gerçek mutluluk zor olandadır Biliyorum umrunda değil; Çünkü sen kolay aşklar peşindesin. Çöllerdeyim... Dudaklarım kuru gözlerim seni arar. Kum taneleri yüzümde çaresizliğimi anlatır. Rüzgara doğru yürürüm umarsızca ve hasretler ekerim çorak topraklara... Yangınlardayım... Kendimi kaybettim kendi içimde. Ama gözümde hala bir umut var. Sana rağmen Bedenimi yakan yangına rağmen... Ben sendeyim senin içindeyim aslında. Ama sen beni içinde öldürdün. Neden yolların sonu benim başlangıcım oldu? Sen bilmezsin Çünkü sen yalan aşklar peşindesin... |
#357
|
|||
|
|||
Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)
galiba seni sana kötü bir haberim var benim için iyi hani hep derdin ya ben senin beynine kazınmışım kalbine kurşun gibi saplanmışım beni unutamazsın evet yaptım sonunda başardım galiba seni unuttum nasıl yaptın dersen bana yaptıklarını kazıdım beynime kalbime kızdım sana aşıkoldu diye hesap sordum şimdi uğrunda harcadığım yıllarıma acıyorum yanıyorum ve en sonunda nasıl yaptıysam galiba seni unutuyorum
|
#358
|
|||
|
|||
Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv)
SÖZÜN OLMALI
O siyah saçlarda beyaz ararsan Aynaya bakacak yüzün olmalı! Azrail kapını çaldığı saat Son defa diyecek sözün olmalı! Anlarsın o zaman gerçek olanı Gerçek unutturur yalan dolanı Hayatın renginde renk bulacaksan Kıbleye dönecek özün olmalı! Gönlünde her zaman mutluluk varken Yine de bir yanın hüzün olmalı Mevkiyle makamın dara düşmeden Gerçeği görecek gözün olmalı! Aldıysan hayatın gerçek tadını Yoksulungaribin duy feryadını Mahşer'de hesabı vermeye gelsen Melekler yolunda izin olmalı! Gönüller hakikatgerisi yalan Şöyle etrafına bak zaman zaman Ahrete yolculuk başladığı an Peşinden gelecek erin olmalı! Umutlar yarının bu günler senin Ne olur yarını kimbilir kimin Tertemiz olsa da beyaz kefenin Kıymetin bilecek yerin olmalı! Cennete açılan yolun olmalı..! |
|
|