#143
|
||||
|
||||
Cevap: İLişme Yalnızlığıma ...
Ağladığımı Görme Sakın! Bakma nemli gözlerime! Bir iç çekiş görürsün o zaman... Pişmanlık değil o süzülen yaşlar. Belki de bir hüzün Ya da sensizliğin denizinde Sevgisizliğinin diplerindeki benim işte onlar... Çağlıyor sensizliğin en acımasız şelalesi. Düşüyorum o vakit Parçalanmış hislerimle en derine... Sonra Boğuluyorum gözyaşlarımın akıntısında, Tutunamadan bir dala Alıp atıyor beni sonsuzluğa... Sonsuzluk da sen oluyorsun, Sonra Dolduramıyor o an göz yaşlarım boşluğu, Büyüyor giderek yalnızlığım... Sensizlik yanı başımda kapılmış oluyor akıntıya, Sürüklüyor o zaman beni Çaresizliğe çaresizce... Gözlerim yaşla dolu Ama boş bakıyor aynı senin gibi. Hüzünlerim boş bir noktaya dalmış Seni göremez oluyor aniden... Ne bir çaresizlik bu ağlama Ne de bir güçsüzlük bu! Sensizliğe de ağlamıyorum aslında! Belki de sadece karşılıksız sevgime. Bakma o yüzden gözlerime Ve sakın ağladığımı görme!.... |
#144
|
||||
|
||||
Cevap: İLişme Yalnızlığıma ...
Siyah bir elbise aldım daha geçenlerde. Herkes sordu bana "Bu elbisenin rengi neden böyle?" Bir cevap için yordumsada kendimi Anlamazlar diye korktumda Söyleyemedim bir türlü Sebebi "Yanlızlıktır" diyemedim. Siyah ile yanlızlığı Buluşturdum bu elbisede Benim de hayatım Malasef budur işte. Soluk ve renksizdir siyah Bir acı, matem havası İnsanın içini karartan Ölümün ve yanlızlığın sesi. Can bir kuş gibi durmuyor ki yerinde Keşke dursaydı kalırdım hep bir köşede O köşe başında soğuk bir direk Ve ben onun yerinde Bir gün...... Siyah siyah atarken okula adımlarımı Siyah ayakkabılarımla Yine siyah hayallere daldım Siyah gözlerini görürüm belki Düşüncesiyle... Siyah benim işte, Siyah benim Yanlızlığım Siyah benim can dostum Siyah bir elbise aldım geçenlerde Siyah ve yanlızlığımı buluşturdum Bu elbisede... Siyah korkutur aslında beni Siyah yaşartır gözlerimi Çünkü hatırlatır siyah Her gördüğümde seni Yani anlayacağın Siyahla yaşamak benim işim. |
#145
|
||||
|
||||
Cevap: İLişme Yalnızlığıma ...
gel" desen gelirdim gittiğin uzak da bendim dağ gibi bir ihanetten düştüm bu kendime son gelişim ölümbaz öpüşler kusuyorum ceplerime kendimi suçüstü yakalıyorum ve kentsizliğimin isimsizliğini Araz'a uyak düşüyorum gözlerime senden düşler sürüyorum ıslak bileklerim kan bayr..... yatıyor bana en büyük tehdit yine ben oluyorum.. sonra bir durağa yaslanıyorum sonra bir kente ve sen gidiyorsun ben kanıyorum diyorlar ki; kendini dinleme hiçbir şey söylemiyorsun.. oysa "gel" desen gelirdim biliyorsun .. bu kentte her yağmur kendini ağlar aklıma düşsen yalnızlık oluyorum ağzımdaki uykudan öpmüyorsun nicedir nerde kimi üşüyorsun artık kendini yakan bir ateşim kendimize birbirimizden düşler yapamıyoruz şimdi boş duraklara yaslanıyorum boş kentlere oysa "gel" desen gelecektim yeni utançlar biriktiriyorum eski günahlarıma cüzamlı ruhlar cehennemine gidiyorum ben kirli sözlerimi temize çekme oysa "gel" desen gelecektim gözlerim ihanete ihbar taşıyor .. kuşkulu bir cinayeti fısıldıyor kaşlarına sözü namluna sürmelisin şimdi en yaralı yanımdan vurmalısın beni çünkü uçmak düşmeyi göze almaktır .. susuşuna kan döküyor gözlerim sen gözüne çiğ kaçtı sanıyorsun oysa bilmelisin Araz'ım kimsenin içi görünmez ve hiç bulamadıklarını asla yitiremezsin bak şimdi aramızda sessiz kalıyor söylenecek bütün sözler her sabah akşam oluyorsun alnından ellerine damlıyorsun yüzündeki yağmurla iniyorsun kente içine dert oluyorsun kentin dışına yağmur yüreğinde dağılıyor kristal şehirler duvarların kan öksürüyor ve sen başkalarının gözlerini yüzümde aramamayı öğreniyorsun beni bir durağa yaslıyorsun beni bir kente gidiyorsun oysa "gel" desen gelecektim biliyorum Araz'ım insan kendini bulmamalı, hep aramalı gittiğin yerden başlıyorum öyleyse gece cinnetlerimi de alıp yanıma denize bakmayı bilmeyenler bir gün mutlaka boğulur .. işte bundandır gözlerinden kaçışlarım .. ömrümden düşürdüğüm sol anahtarlarına takılıyorum hep ve hayat yüklü kamyonlar geçiyor üstümden .. hadi bana en militan kelimelerle saldır batır içime cümlelerini beyhude bir dehşet bırak bana hak ediyorum .. gizlilikten ölmek üzere olan bir akrep sızıyor içime can kaybından ölüyorum .. yorgun söylentiler kanıyor solgun yaralarımdan kırılır mı bilmem hüznümde taşıdığım kin kinim kendime susuşum sana küsüşüm tüm dünyaya .. üstü kalsın ihanetimin.. "gel" desen gelecektim yine bir tren geçiyor içimden sen kesiliyorum gülüşümün karşılığı saçların bir rüzgarın öyküsünü taşıyor süsle beni ey aşk geçtiğin yerleri öpüyorum kirpiğinden yapılma bir darağacına geceyi asıyorum yoksun bu yağmurlar ıslatmıyor beni bir durağa yaslanıyorum sensiz gidişinin en sessiz harfinden yırtılıyorum "gel" desen gelecektim oysa .. içine her düşen kendi keşfi sanıyor seni oysa sen melekleri bile kıskandıracak kadar kendinsin ve kendini acıtmak istiyorsun ama güller kendine batamaz bilmiyor musun ?? "gel" mi diyorsun .. herkes kendi gördüğüne bakar peki hayatın rüzgarında kime yelkeniz ? kıpırdamadan duramayız bir aşk boyu hadi en kanadığımız yerden susalım .. "gel" desen gelirdim "git" dedin ve gittin!!! |
#146
|
||||
|
||||
Cevap: İLişme Yalnızlığıma ...
Yalnızlığın hangi tarafındayım bilinmez...
En çok da yabancıyım kendime.Saklandıkça yaşadığım yalanlardan... Gözümü her açtığımda hissettiğim korku; avuçlarıma damlayan bir hayal kırıklığı, bir acı oldu... Nasıl yürüdüm, ne zaman geldim ben bu yalnızlığa?... Daha kapıyı bile çalmamıştım, ne çabuk açtın... Müsadenle yüreğimi aramaya geldim, kendi kimliğimde yitirdiğim yalnızlığımda... Doğuştan mı yalnızım, yoksa yalnızlığım da mı doğdum? Ne zaman geldim unuttuğum bu zaman kavramından, bu bomboş kalabalıklardan sıyrılıp... Beni buraya getiren hayallerim, umutlarım, göz yaşlarım, hayal kırıklıklarım ve yıkımlarım....biliyorsun... Eğer gelmeseydim kalacaktım enkazın altında. Kusura bakma rahatsız ettim seni yalnızlığım. Eğer yalnız değilsen ben gideyim...Ama ben ne zaman gelsem sen yalnızsın...Yok hayır biliyorum, uzun zamandır buradayım. Her gitmek istediğimde senden, aslında hiç gidemediğimi anladım sana dönüşlerimde... Sanki bir kördüğüm oldun boğazıma düğümlenen... Madem geldim anlatayım izninle... Bir hayal kapısında doğdum.Yalan insanların adına sevgi dedikleri ve iki dudak arasında tükettikleri yaşamda buldum kendimi... Neye uğradığımı anlamamıştım daha. Taptım, inandım, güvendim sadece iki dudak arasında dökülen cümlelere, harcanan yüreğimin eridiğini göre göre. Göz göre göre... Aslında gözüm kör olmuştu, kulağım duyardı sadece. Bense yüreğimde yanan ateşin kor olmasını seyrettim ve kendi küllerimden yeniden doğmaya çalıştıkça, bir tokat daha yedim yalan hayattan. Öleceğimi bile bile, göre göre, göz göre göre, kör olduğumu bile bile... Şimdi anlıyorum, çok iyi anlıyorum, ama neye yarar; kör olmuş gözlerim, yüreğimi arar olmuşum yalnızlığımda... Ve yine ve şimdi yüreğimde yanan ateşin adına hayal koydum. Çünkü sevgi sadece dudaklardaki cümlelerde yaşanan yalan olmuş... Ne umut, ne sevgi cümlelerde anlam bulamazdı yüreğimdeki kadar... Ama su gibi akan zaman, bir nehir oldu şimdi gözlerimde, gittikçe uçuruma akan. Her geçen gün yaşadığım yaşanmamışlıkları, yalanları tokat gibi vursan da yinede yanındayım yalnızlığım, Yüreğimdeki mavi için... Umutlarımı aramaya geldim, hayallerimi, yüreğimi aramaya geldim... Nasıl yürüdüm ne zaman geldim ben bu yalnızlığa...? |
#147
|
||||
|
||||
Cevap: İLişme Yalnızlığıma ...
Bu gün yalnızlığımı , mutsuzluğumu satılığa çıkardım.
İlk sahibindendir. Kullanmamıştır başka hiçkimse. İlk yürek kırığımdan. İlk kalp ağrımdan. İlk kez SEVDİM SENİ deyipde yüreğime aldığımdan.Bilmiyordum ilklerin bu kadar acı vereceğini. İlk Aşkın bu kadar ağlatacağını. Çekip gittiğinde bile hala deli gibi seveceğimi. Bilmezdim onu affetmek için inadına bahaneler arayacağımı. Gece adını silip uyuyupda , sabah uyandığımda hatırlayacağımı bilmezdim. Yalnız camları kırıldı. En son yürek harbinde. Cam kırıkları hala üzerinde. Afedersiniz temizlemeye olmadı fırsatım. Ya da ne bileyim işte gelmedi temizlemek içimden. Siz aldığınızda komple geçirirsniz bir elden.Temizlersiniz iyice. Ama her cam kırıklığında nasıl acıdı canım bilmezsiniz siz. İzin verdim işte sırça camlarımın kırılmasına. Dedim ya. Son AŞK harbinden kalma. Gönül kapılarımında otomatik kilidi bozuldu. Nedense kitli kalmış. Bir daha açamadım. Zaten yüreğimde içerde kaldı. Sevgiyse dışarda. Yani anlıyacağınız kalbim sevgisizlikten öldü. tamirciye götürdüğünüzde kalbimin naaşınıda teslim edersiniz bana. Malum anılarım hep o yürekte saklıydı. Haketmiştir o şimdi anlı şanlı bir cenaze törenini. Cenazemde bir tek o vefasız olmasın. Korkarım yüreğimin yeniden canlanmasından, hayata sarılmasından. Ona bir daha , bir daha güvenmesinden. Biraz hor kullanılmıştır. Boyaları, sırçaları dökülmüştür. ee tabi kolay olmadı. AŞK'ın ardından, yaralanmış kalması. Giderken "senden intikam almam " demişti ama. Gün aşırı , artık sinirinden mi,hıncından mı yoksa aşkından mı yaptı bilmem. Gelip çizdi yüreğimi hep. Her çizdiğinde onarılmaz yaralar açtı.Sanırım onu bir yalancı boyacıya götürüp boyatmanız gerekecek. Kilometresi , o sıfırı aşalı çok oldu. Dedim ya kullanıldı biraz. Hemde hor kullanıldı. Kapanmayan yaralar açıldı. Gizli saklı ,görünmeyecek yerlerde. Ben ona güvenip inanırken o yüreğimi haince kullanmakla meşguldü. Şimdi gelelim , tüccar alıcı. Seninle pazarlığımıza. Artık AŞK yok,olmazda zaten. Bir onaydı sevdam. O da geçti sevdamdan. Ben sana anlattım tüm olan biteni , artık biliyorsun. Bu yürek ilk sahibinden Camları kırılmış Boyası dökülmüş Dışı çizik çizilmiş otomatik kilidi bozulmuş Çok saklı gizli yerleri yara almış Birazda kilometre yapmış. Söylesene kaç para eder yalnızlığım. Ne verirsen razıyım al götür yalnızlığımı..!! |