|
|
|
|
|
#1
|
|||
|
|||
|
Camların arkasından şehrine bakmak
dişetlerimi kanatırcasına işkence görüp hala seni sayıklamak... Tuhaf değil mi? Parçalara bölünmüş zamanın uykusundayım şimdi. Senden öncesi ve senden sonrası... İki büklüm seyretmek seni. İstanbul. Mavi dokunuşlar şehri. Yüzüme bakan binlerce yüzün arasından yüzüne akmak yağmur gibi. Numarasız bir sayfayı çevirip çevirip okumak tuhaf değil mi? Bir bir yokluğunu sayıklamak. Eteğinden somurtkan düşleri döke döke gelişinden anlamalıydım gideceğini. Ki sen hala Yazılmayı bekliyorsun... Seni kusuyor yine sensizlik... Bazen sadece yazmak istiyorum. Cevap beklediğimden değil kendime söz geçiremiyorum. Ne gök ne yer tam ortasından tutuyorum hayatı başımı kaldırsam sana değmek yere bassam tenimi acıtmak bunlar korkutuyor beni... Her ne varsa sakladığım ikisinin arasında kalsın istiyorum bu yüzden. Kırdığım bizler uyku aralarında uzaklaşıyor da bir el verip tutmuyorum onları. Gerisi zaten boş geliyor suskunluğum susuşun hatta gidişin bile. Elimde kalanlarsa anılarım senli anılarım... çok... Gözümden kaçan umutların hemen yanında umutlarım beliriyor anlıyorum; en güzel karanlıkta uyunuyor. Kim bilir yerine koymaya çalışırken hayatında kendimi dikenlerine takılmışım sanki kanıyorum hala... Biliyorum mavin de olmasa yoluma yön veren kaybolup giderdim içinde yine de sustum sana. Çekmecelerimi karıştırıp da bulduğum o eski yıldızı anlattım sadece kendime ama. Sönmüş bir yıldızı İlk nefesimi... Gözlerimi... Koynumda gürülütülü bir akşamüstü yalnızlığı kol geziyor... Kederli gözlerimde sahipsiz bir renkten alıyorum seni çamura bulamadan tipiye yakalanmadan geldiğin nefesimden sırtlayarak kaçırıyorum yüzünü. Geride hiç kalıyor. Çok istedim ama olmadı işte. Atamadım poşetleyip seni çöpüme. Tütsüler yakıp sere serpe uzandığımız deniz kokulu geceleri sökemedim yüreğimin serçe kanadından... Tenimde huzur yok şimdi bak sana susamış gözbebeğimden çıkmıyor aşkla döktüğün hiçbir leke aynamda bir insan eskisi dalıp dalıp gidiyor her gece şehrine. Senki bin acımın üzerine örtüydün tırnaklarımla kazıyorum kendimi gelecekten. Ne diye? Sen yoksun işte. Pamuk tenin yastığıma düşmüyor diye... Yakındır neşteri yine dem vuracak yüzümün. Şimdiye kadar ölemedim hadi En azından bu sefer izin ver tanrıya... Aşkı yansıtan gözlerim; Şimdi tut ve göğsündeki sıcaklığa düşür beni...... Yeniden |
|
#2
|
|||
|
|||
|
Bütün hasretlerim sana
Bütün çığlıkları gözyaşlarım Su dokunur yüreğime Tın tın Günlerim birbirinden uzak. Sayfalarım yırtık Her zamanda ölmek zor derlerdi Bu eylül bir başka iştiyakım var gitmeye. Hani yoksun Hani busun Ne uzaksın ne yakın. Senden sana söylediğim türküler yaslı dudaklarımda. Giderken baktım sadece. Yüreğimide aldın bana kalan yaşlarım.Geçmiş günler bir yumru boğazımda Hatıralar hiç yıllanmayan bir kevser Anlıycan buyum şimdilerde Anlıycan sensiz hiçim. Ve Durgunum bugün. Sana yazacağım bir mektuba mutluyum diye başlamayı ne çok isterdim.Oysa herşey yalan. Zamanın ayakseslerini dinliyorum.Ömrümden her düşen bir yaprağa bakarak iç geçiriyorum.Ne gideni geri getirebiliyor nede gelene hoş geldin diyebiliyorum.Yollar uzuyor yazılar uzuyor kalemler uzuyor.Duygularım düşüncelerim bir cenderede dökülüyor.Bir firak yaşıyorum ismi hayat denilen.Bin kere ölmekmiş ayrılığın adı.Doğru demişler.Kelimeler lal Bende sukut ağırlığı Merdivenler sayısız Bitmeli ama nerde. Sürgünümün sona ereceği uzak beldeler. Sokaklar sevda yanığım Sensizlik ağırlığım Hasretini rüzgar okşuyor. Biliyorum ki bunun sonu yok. Biliyorum ki sensizliğin ötesi yok. Saliseler saniyeler seneler Sensiz ne farkeder. İklimimde kar toplu yürüyüşler Ellerim ceplerimde gözlerim buğulu. Öyle uzak ki varlığın Öyle yakın ki hasretin Geçimişin şehrayinleri yaşanır sonbaharlarımda Tıpkı sen gibi Tıpkı biz gibi Ey benim sayham Ey benim ser-efrazım İliklerimde bakışların Bakışlarımda ölüm soğukluğum Artık uyumuyorum yakamozların arasında Gönüllü prangalarım Yarım bıraktığım sensiz yürüyüşlerim Gri ve siyah.... |
|
#3
|
|||
|
|||
![]() Bu bitab yüreğimi ateşe verme artık Ben senden uzaklarda sürgünüm biliyorsun! Sonsuz serzenişimi bana çok görme artık Ben bu nankör duygudan gerginim biliyorsun! Sen gününü gün edip yaşarken hiç habersiz Ben bir sarhoş haldeyim ağlarim yerli yersizBakar köre dönmüşüm göz bebeklerim fer`sizYıllar yılı derinden vurgunum biliyorsun! Hangisi daha kötü; ayrılık mı ölmek mi?İçin için ağlarken deli deli gülmek mi?Bu yolun çıkmaz sokak olduğunu bilmek mi? Ondan hep bu noktada durgunum biliyorsun! Ben bu mahçup sevdanın mağduruyum aşikar Bir dert eksik bir fazla senden gelsin ne çıkarGelmeyecek bir an´ın her gün yoluna bakar Sabırla beklemekten yorgunum biliyorsun!!! |
![]() |
|
|