![]() |
![]() |
#11
|
|||
|
|||
![]() O'na deki... Giderken beni de beraberinde ¤¤¤ürdü. Ondan geriye kalanları da ben kaldırdım. Mektupları kutuların içine bıraktım. Resimler diğerlerine ait resimlerin hemen yanında duruyor. Şiir pek yazmamıştı zaten... Ama nafile Yazdıkları yalnızca bir kağıt parçasının üzerinde olsa da okuduğumda sesi kulaklarımda yankılanıyor. Resimlerine ne zaman baksam göz kapakları kımıldıyor. Evde dolaşırken ayaklarıma anılar dolanıyor. Gülümsemesi duvarlara asılı resimlerin üzerine takılmış kalmış. Ne kadar uğraşsam çıkmıyor. Mavi koltukta hala sıcaklığı duruyor ve kimi zaman bir alelade tişört henüz onun kokusunu atamamışken elime geliveriyor. İşte o an deliriyorum. Panik içinde kendimi dipsiz bir kuyunun içinde çırpınırken buluyorum. Duvarlar üzerime geliyor Dışarı Koca bir yaz Ben ne kadar ağladıysam Güneş saygı ile bulutların arkasında kaldı. Şimdi Ne güneşli günler Bir ben varım. Milyarlarca insan bir yana nükleer bir savaşın ardından yapayalnız kalmış gibiyim dünyada Üstelik de onsuz... Yani eskisinden daha güçsüz Koca bir çukur Anlar ve anılar o çukurun mezar taşları gibi başımda dikiliyor. BİZ O'na de ki... Biz onunla bembeyaz yağan bir karaaltında gece yarısı yürüyüşlerinde üşümeyen ayak izleriydik. Yeşilliklere bakan bir pencerenin gerisiydik. Bir fenerin beklediği kumsalda güneşe yüzünü veren çakıl taşlarıydık. Bir otel odasında umulmadık bir anda karşılaşmış sürgünde yorgunluktan uyuyakalan iki bedendik. Aynı marka iki araba gibiydik. Kara kaplı beyaz sayfalı bir defterde kağıt ile kalemin arasına giren bir yalnızlık şiiriydik. Altın sarısı Kahverengi derinliklerdik... O zamanlar adı artık pek de lazım olmayan O bir gözyaşıydı Ben bir umuttum Biz Onunla diğerlerinden farklı gibiydik. Şimdi o yokken benim önümde kaçak Ve yazın en uzun günü Sonra resmi törenler başlıyor. Düş kaçkınları insanın en anlatılamayacak Yani hayat Biz olmasak da |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|