![]() |
![]() |
|
#1
|
|||
|
|||
![]() VERA İÇİN
Bir ağaç var içimde fidesini getirmişim güneşten. Salınır yaprakları ateş balıkları gibi yemişleri kuşlar gibi ötüşür. Yolcular füzelerden çoktan indi içimdeki yıldıza. Düşümde işittiğim dille konuşuyorlar ![]() komuta ![]() ![]() İçimde ak bir yol var. Karıncalar buğday taneleriyle bayram çığlıklarıyla kamyonlar gelir geçer ama yasak ![]() İçimde mis kokulu kızıl bir gül gibi duruyor zaman. Ama bugün cumaymış ![]() ![]() çoğum gitmiş de azım kalmış ![]() |
#2
|
|||
|
|||
![]() YAŞAMAYA DAİR (1-2-3)
1 Yaşamak şakaya gelmez ![]() büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir sincap gibi mesela ![]() yani ![]() ![]() yani bütün işin gücün yaşamak olacak. Yaşamayı ciddiye alacaksın ![]() yani o derecede ![]() ![]() mesela ![]() ![]() ![]() yahut kocaman gözlüklerin ![]() beyaz gömleğinle bir laboratuarda insanlar için ölebileceksin ![]() hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için ![]() hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken ![]() hem de en güzel en gerçek şeyin yaşamak olduğunu bildiğin halde. Yani ![]() ![]() yetmişinde bile ![]() ![]() ![]() hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil ![]() ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için ![]() yaşamak yanı ağır bastığından. 1947 2 Diyelim ki ![]() ![]() yani ![]() ![]() bir daha kalkmamak ihtimali de var. Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına ![]() hava yağmurlu mu ![]() ![]() yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz en son ajans haberlerini. Diyelim ki ![]() ![]() diyelim ki ![]() Daha orda ilk hücumda ![]() yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün. Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu ![]() fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu. Diyelim ki hapisteyiz ![]() yaşımız da elliye yakın ![]() daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının. Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız ![]() insanları ![]() ![]() yani ![]() Yani ![]() hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak... 1948 3 Bu dünya soğuyacak ![]() yıldızların arasında bir yıldız ![]() hem de en ufacıklarından ![]() mavi kadifede bir yaldız zerresi yani ![]() yani bu koskocaman dünyamız. Bu dünya soğuyacak günün birinde ![]() hatta bir buz yığını yahut ölü bir bulut gibi de değil ![]() boş bir ceviz gibi yuvarlanacak zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız. Şimdiden çekilecek acısı bunun ![]() duyulacak mahzunluğu şimdiden. Böylesine sevilecek bu dünya 'Yaşadım' diyebilmen için... 1948 |
#3
|
|||
|
|||
![]() YİNE SANA DAİR
Sende; ben ![]() ![]() Sende; ben ![]() ![]() Sende uzaklığı ![]() Sende; ben ![]() Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine Ve kan ter içinde ![]() ![]() Ve bir avcı iştahıyla etini dişlemek senin. Sende ![]() ![]() ![]() Fakat asla ümitsizliği değil.. |
#4
|
|||
|
|||
![]() YİNE MEMLEKETİMİN ÜSTÜNE SÖYLENMİŞTİR
Memleketim ![]() ![]() ![]() ne kasketim kaldı senin ora işi ne yollarını taşımış ayakkabım ![]() son mintanım da sırtımda paralandı çoktan ![]() şile bezindendi. Sen şimdi yalnız saçımın akında ![]() enfarktinda yüreğimin ![]() alnımın çizgilerindesin memleketim ![]() memleketim ![]() memleketim... |
#5
|
|||
|
|||
![]() YUMDUM GÖZLERİMİ
Yumdum gözlerimi Karanlıkta sen varsın Karanlıkta sırtüstü yatıyorsun Karanlıkta bir altın üçgendir alnın ve bileklerin Yumulu göz kapaklarımın içindesin sevdiceğim Yumulu göz kapaklarımın içinde şarkılar Şimdi orda herşey seninle başlıyor Şimdi orda hiçbir şey yok senden önceme ait Ve sana ait olmayan |
#6
|
|||
|
|||
![]() sensizlikle flört etmeyi sen değil
sensizlik bilir sesi ses/sensizliği sensizlik bilir korkma ![]() ellerinden tuk! çok ağrımış kendinin ![]() ve ayaz kendinin hep avuttuğum düşler için bana bir gül ver... * bak ![]() teknelerde kol kola bahar sulara inmiş dağlar için ![]() bir gül ver söküldüğüm günler için -ve önce kendinin ellerinden tut!- * kendimin ellerinden tutunca içimden nehirler gibi akmak geliyor yollara çıkmak ![]() geberesiye içip salaş meyhanelerde buralardan böyle ceketsiz kaçmak geliyor tutunca kendimin ellerinden pusulasız gemilerde yatmak yaşlı ve şefkatli bir azizenin koynunda sabaha dek kıpırtısız susmak geliyor sevgilim ![]() ![]() ömrümün içinden akmak geliyor... * sessizlik sensizliği ezbere bilir sensizlik her şeyi bilir... korkma ![]() ellerinden tut! sonra bana aşkı öğretmeyen kendimin ellerinden; bak ![]() günlerin avlusuna yeni yeni çocuklar inmiş dağlar için ![]() avuttuğum düşler için bana bir gül ver bir gül pusulasız gemiler ![]() * ben bütün yeşillerimi inatçı ayazlara çaldırdım sen kendinin ellerinden tut ve kendine benim Yılmaz Odabaşı |
#7
|
|||
|
|||
![]()
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim
Seni özlemenin Ne demek olduğunu sor bana ![]() Yetmiş iki dilde anlatabilirim Kitabını yazabilirim sayfalarca. Yalnızlığın rezilliğini Kokuşmuşluğunu Ve çıplaklığını da. Ama hiç kimse Kavuşmanın güzelliğini Sormasın bana / anlatamam. Ben sana hiç kavuşmadım ki! Bilmiyorum Dudakların nasıldır. Sıcak mı ateş topu kadar ![]() Yoksa soğuk mu Buza kesmiş bir bardak su gibi? Kıvrımlarına ![]() Kırmızı karanfiller mi tutunmuş ![]() Küle gizlenmiş kor mu var? Tenime değdiğinde dudakların Cemre mi düşer bedenime ![]() Mızrap değen bir saz teli gibi Titrer mi yüreğim bilmiyorum. Ben hiç dudaklarına dokunmadım ki! Bir kadını sardığında kolların ![]() Ürkek ceylânlar Nasıl kurtulur tuzağından? Dolu yemiş yaprak gibi Nasıl titrer bir yürek? Ellerin nasıl okşar bir bedeni ![]() Goncalar Nasıl güle döner sıcaklığınla / bilmiyorum. Hiç sana sarılıp yatmadım ki! Kısacası: Tatmadım kavuşmayı / anlatamam. Ama ![]() Seni özlemenin kitabını yazabilirim. Anlatabilirim daldaki kuşa / topraktaki solucana. Yokluğunda yıllardır Özlemine dayanmayı öğrendim Yokluğuna katlanmayı Aşağılık avunmayı öğrendim nasılsa Ustası oldum beklemenin Tükenmek pahasına. Ama hiç kimse / kavuşmayı ![]() İki derenin birbirine karışıp Sarmaş dolaş aktığı yatağın yorgunluğunu Sormasın bana ![]() Çünkü seninle ben ![]() Ayrı kaynaktan doğmuş Sularında hasretleri taşıyan Başka denizlere koşan iki ırmağız. Birbirimize uzak topraklarda tüketirken yılları Aynamızda ayrı gökleri yansıtırız. İşte onun için İki dere nasıl karışır birbirine Nasıl sığar iki nehir bir yatağa /bilmiyorum. Seninle Hiç aynı yatakta coşmadım ki! Sen bana /yalnızca Ve sadece Kahpe sensizliği sor Rezil beklemeyi ![]() Tanrı şahidimdir Kurda kuşa Dağa taşa bile anlatabilirim. Demem o ki uzaktaki yakınım: Vuslatlara yabancıyım ![]() Ama ![]() Seni özlemenin kitabını yazabilirim. Kâmuran Esen |
#8
|
|||
|
|||
![]() Yiğit harmanları
![]() ![]() Kurulmuş çetin dağlarında vatanların. Dize getirilmiş haydutlar ![]() Hayınlar ![]() ![]() Yetim hakkı sorulmuş ![]() Hesap görülmüş. Demdir bu... Demdir ![]() Derya dibinde yangınlar ![]() Kan kesmiş ovalar üstünde Mayıs... Uçmuş ![]() ![]() Çelik kadavrası korugan'ların. Ölünmüş ![]() ![]() Murad alınmış... Gelgelelim ![]() Beter ![]() Ölüm ![]() ![]() Susmak ve beklemek ![]() Genciz ![]() ![]() Ve çatal yürek ![]() Barışa ![]() Uykulara ![]() ![]() ![]() ![]() Otuziki dişimizle gülmeğe ![]() Doyasıya sevişmeğe ![]() Kaç yol ![]() ![]() Asıl ![]() Ve asıl biz biliriz kederi. İçim ![]() O Malta bıçağı ![]() ![]() ![]() Ve genç bir mısradır Filinta endam... Neden ![]() ![]() Bakışlarındaki öldüren buğu? Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri... Nasıl da almış aklımı ![]() Sürmüş ![]() ![]() Dost ![]() ![]() Kınanmak ![]() Bu ![]() ![]() ![]() Öylece bir gerçek ![]() ![]() Belki ![]() Evet ![]() ![]() Hani ![]() ![]() Anlatamam ![]() ![]() Ve zehir - zıkkım cıgaram. Gene bir cehennem var yastığımda ![]() Gel artık... Ahmet Arif |
#9
|
|||
|
|||
![]() Aşk pazara düştü gülüm
Tezgahlara düştü aşk Ucuz şarkılara düştü Kötü şiirlere düştü aşk Bir gece yarısı Bir kadının elinde gül oldu sokağa düştü Bir damla gözyaşıyla yere düştü Aşk tezgahlara düştü gülüm Hesaplara düştü aşk Kanayan bir kalbin içinden ortaya düştü Aşk haberlere düştü gülüm Manşetlere düştü aşk Aşk pazara düştü gülüm Tezgahlara düştü aşk İbrahim SADRİ |
#10
|
|||
|
|||
![]() göğe baktım gözü yaşlı
yer baktım yer yaşlı sular bugun kan tanıdında eski yani küçük büyük kara kızıl tüm dertlerim burdalar sen neredesin? sen ve kuşlar göz yaşının göz yaşına benzediği kadar benziyorsunuz vurulan bir ceylanın yavrusuna söylediği şarkıyı söylüyor onlar bu sabah yine tel örgüye kondular beni acımla başbaşa bırakmadılar sen neredesin? hava soğuk dışarıda kar yağıyor her zaman ellerim üşürdü bugun içim üşüyor hasretin geldi hayalin geldi bak kokunda geliyor bu gun yakup oldum bre hey ey acıların kadını sen neredesin? Mustafa İslamoğlu |
![]() |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|