| 
		 
 | 
| 
		 
			 
			#1  
			
			
			
			
			
		 
		
	 | 
|||
		
		
  | 
|||
| 
		
	
		
		
			
			 Gelmeyen Vuslat 
		Deniz kıyısında puslu bir akşam derin derin bakan gözlerin Martıların bile sessizliğe büründüğü an Ac karnına acı bir kahve içmek gibi hasretin Oltasına balık takılmayan balıkcı gibiyim sensiz Sadece beklemekteyim Elimde kırık dökük ümitlerim Nasırlı ellerim çatlak Deniz suyundaki tuzun ince sızısı Üstüm başım yırtık   halim perişan Denizin hışırtısında arıyorum seni Bir deniz kızı gibi çıkıp gelirsin hani belki! Köhne kulubemde kuru ekmek ve su Uykusuz gözler  çatık kaşlar Ve gelmeyen vuslat Gece gündüz düşünüyorum Beynime çakılmış bir çivi gibi Çıkaramıyorum seni Şimdi neler geliyor aklıma da acı acı gülüyorum sensiz kalacağımı düşünmek bile Mahşer günüydü benim için Şimdi yoksun oysa ve asla dönmeyeceksin Gittin Dalgalardaki köpükler gibi eriterek beni Ve geride içimi sızlatan acın kaldı Alfabemden o beş harfi kaldırdım İsmini kazıdıgım masayıda denize fırlattım alıntıdır  | 
| 
		 
			 
			#2  
			
			
			
			
			
		 
		
	 | 
|||
		
		
  | 
|||
| 
		
	
		
		
			
			 Acısı Büyüktür Vuslatımın 
		Rüzgar şimdi daha deli dolu esiyor başımda. Çiğ düşüncelerle boğuşmaktayım geceleri. Çözmek geliyor içimden; Bütün bilmeceleri... Söylemek   dilemek ve sevmek; Korkutur beni   yılgınımdır. Sevgiyi koymak kefeye   ...ve karşısına kalbimi   Sevgin midir ses veren? Kalbim mi ağır basar? Bilemem... Ben aşka tutkun   ben cılız korku. Devler anasını çağırıyorum ....................dalga dalga ses ile   Masallarda unutulmuş aşk   sevgi  sevda  Gerisi boş   gerisi nafile... Dilek taşı kör talihe çok uzak. Sesini dinlemek yeter vicdanımın. Bakmasın kadınlar   kızlar gözlerime; Acısı büyüktür vuslatımın. Sadık Softa  | 
| 
		 
			 
			#3  
			
			
			
			
			
		 
		
	 | 
|||
		
		
  | 
|||
| 
		
	
		
		
			
			 Gönüller Vuslattır Aşka 
		Gecenin örtüsü iner maviliklere Yıldızlarda yankılanır aşk gizli gizemli Melekler şarkılarını fısıldar düşlere Sevda olur nefesler Ateşle dansın titremesi sevişmeler Aşkın teri süzülür gecenin yüzüne Gonca gülün gülücükleri güne tebessüm Uyanmak var aşkın baharına Gün gülsün kalplere Uyanmak var yağmurlu sabahlara Gözlerden okunur teslim olur gönül aşka Karanlıkları deler gökte her yıldız Zühre Sonunda ayrılıkta olsa gönüller vuslattır aşka  | 
| 
		 
			 
			#4  
			
			
			
			
			
		 
		
	 | 
|||
		
		
  | 
|||
| 
		
	
		
		
			
			 Aşk vuslattır 
		Özlemek aşkın çimentosu derler Hasrettir aşkı aşk yapan Ne garip şey sevdam İç içe olmamak  olamamak Ne garip şey Var olan sevdayı yaşayamamak Aşk acı çekmektir Deniliyor diye Yokmuş gibi sevdamız Bir birimizi Aç bir insanın Sıcak ekmeği özler gibi Özlemesi ne garip şey Özlemek değildir bence aşk Acı çekmek değil Vuslattır sevdam Yürek yüreğe El ele olmaktır aşk Sen inanma sevdam Bunları söyleyen Sevmeyi sevendir Sevgiliyi değil Hasreti sevendir Sevmeye aşıktır Var olan sevdayı yaşayamamak Acı çekmek Özlem çekmek Ne garip şey Kavuşulmamış sevdanın Destani anlatımı değil Acınır sevdaları yaşamak değil Vuslatı istiyorum Aşk vuslattır aşkım Seni özlemek değil Nefesin olmak istiyorum Sana yakın olmak Hasret çekmek değil Yüreğinin tam içinde Sen olmak istiyorum O zaman aşk aşktır sevdam Çiğdem Çimen  | 
| 
		 
			 
			#5  
			
			
			
			
			
		 
		
	 | 
|||
		
		
  | 
|||
| 
		
	
		
		
			
			 Vuslat Gülü 
		Sorma bana  deme neyim... Bakma yâr öyle gözüme   Bahar değil hazân adın... Ne çok uzaksın  ne çok yakın. İnan bana güven sözüme... Bırakma da tek  böyle yanayım. Nereye baksam hep senin hayâlin... Nurun  iffetin üstün kemâlin. En güzel  tek güzel cemâlin... Hasretim işte sana   Vurgunum ey cân bülbülü... Özlem adın  adın vuslat gülü | 
| 
		 
			 
			#6  
			
			
			
			
			
		 
		
	 | 
|||
		
		
  | 
|||
| 
		
	
		
		
			
			 Vuslatı Erteledim Mahşere 
		dök gözlerinden telaşını ve kaldır eğilmiş başını ne sen suçlusun ne de ben bu aşk oyununda kader yazgı böyle imiş ayrılık varmış demek ki sonunda bak umutla yarınlara daha ne günler göreceksin kim bilir belki şimdi belki yarın güleceksin ömür denilen harman öğütür nice dertleri kederleri ve acıları söküp at sende yüreğindeki sancıları bir umarsızlık çökmesin gönlüne yıkmasın seni hiçbir keder dedim ya sana bir tanem bunlarda elbet bir gün unutulur bunlarda bir gün geçer bak gök yüzüne pamuk gibi karlar yağıyor sanma bunları yalnızca kar aslında ikimize de melekler ağlıyor. elden gelmiyor bir şey bu hasret bu ayrılık yazılmış alnımıza engel olamayız artık ikimizde bu ince sızı ile karışık bizi kahreden gururumuza   ne sen hazırsın tekrar görmeye beni ne benim yüreğim kaldırır bu karşılaşmamızı sana son kez bir önerim olsun bari istersen eğer sen istersen mahşere erteleyelim biz bu sevdamızı yaşlar yakışmaz gülen gözlerine ve hüzünler tatlı sözlerine ne yüklemler taşıyabilir bu sevdanın yükünü ne zarf tümleçlerine sıkışırdı zamanlar demek ki sevdiğim kavuşmamıza vuslatımıza daha çok vakit var bunu da sineme çekerim elbet nasılsa benim bir adım yalnızlık diğeri sabret bir ceza elbet bana verdiğin senin sanma bu acının izleri bende yok aslında senden de derin ne yaparsan yap dudağımın tadı ne ceza verirsen ver çekerim senden geldiyse eğer bu bana haktır derim kaparım gözlerimi bir an için düşünürüm senli anları verdiğin cezayı şerbet diye bir solukta içerim ah yüreğimin yangını ah umarsız yanlarımın tutarsız sevdası geçer elbet bu günler elbet biter bendeki bu hasret yeter ki sen bana bir gül bir tebessüm et sesini duyur bazen olsan da uzaklarda bırakma beni onulmaz yaralar ile düştüğüm tuzaklarda elini bir uzatsan bana kalmaz kalp sızım anla ne olur halimi bak ne kadar yalnızım bekliyorum senden bir seviyorum deyişini ben batırdım belki ama sen doğdur ufkuma güneşi üzerimde en yakışmış halleriyle bir ayrılık duruyor aynaya her bakışımda sevdiğim beni bu yüz bin kez vuruyor bir fotoğrafın hatıra her aldığımda tutuşuyor ellerim yokluğun koca bir boşluk dolmuyor ki senin yerin bu son satırlarım belki okumayacaksın bile kim bilir okuyacaksın da ağlayacaksın belki de dedim ya bir tanem dedim ya sana ben bu vuslatı şimdiden erteledim mahşere. Galip Sinecikli  | 
| 
		 
			 
			#7  
			
			
			
			
			
		 
		
	 | 
|||
		
		
  | 
|||
| 
		
	
		
		
			
			 Vuslatın Busesi 
		Tüllenir nağmesi gelir rengârenk   Hüzünden güftesi bizim sevdamız. Tılsımlı orkestra aşk hevenk hevenk   Ötenin bestesi bizim sevdamız. İçime akseder aşk perde perde   Bir türkü söylenir hemen her yerde   Kimse ayıramaz bizi mahşerde   Dost eder herkesi bizim sevdamız. İçtim yudum yudum iffet sırmalı   Sanki ceylan gezer gözler sürmeli   Sevdamız çileli çile sarmalı   Vuslatın busesi bizim sevdamız. Uzanır sonsuza akan gözyaşım   Gözlerim kamaştı yine bir hoşum   Sevdaya sevdalı yanmış pişmişim   Leylanın nefesi bizim sevdamız.  | 
| 
		 
			 
			#8  
			
			
			
			
			
		 
		
	 | 
|||
		
		
  | 
|||
| 
		
	
		
		
			
			 Vuslat Vuslat Çay Fersiz - fersiz gözlerle semaya bakıyorum Kurşuni bir hava var Ve kurşuni bulutlar Haybeden bir temaşa bir şey anlamıyorum... Romatizmam ısrarla betonları okşuyor İnceden eskime var Küflü - küflü duvarlar Birkaç sportmen mahkum inadına koşuyor... Çocukluğum aklımda bağdaş kurup oturdum Kağıttan bir dama var Pepsi kapağı taşlar Yine çocuk gibiyim yenildim ve kudurdum! .. Arçelik semaverden kupada çay geliyor İnce - ince köpük var Ve ılık - ılık buhar Ben ve benim gibiler vuslat - vuslat içiyor...  | 
| 
		 
			 
			#9  
			
			
			
			
			
		 
		
	 | 
|||
		
		
  | 
|||
| 
		
	
		
		
			
			 Vuslatımı Beklerim.... 
		Sevgi gerçek-ilahi aşka uzanan ince yoldur Sevmek dediğimiz her şey hep semboldür Mecnu'nun çölünde Leyla olmuştur Sezar'ın gönlünde Kleopatra doğmuştur... Acıdır   özlemdir  haykırıştır her solukta yeniden yoğrulmadır Balçığın çömleğe-testiye dönüştüğü yumuşaklıktır yürekte! Sabır ister bir temmuz güneşinde yakarken... Titretir bir zemheri ayı ocak hava kararırken Sararır başaklar ikindi güneşiyle kurşini renk alırken Kan damarları dağlanır aşığın ozanın sevdalının bam telinde... Ölüm kavuşmadır Bir mevsim biter başkasına zaman gebedir Yılanlar gibi sevgi gömlek değiştirir Son aşka varana kadar! Bende sevdalıyım   Allah yarim Her gördüğümde o var... Bu yüzden ne görsem sarılırım Rahim Rahman dedikçe hazzın içinde zevkten bayılırım Toprağa sarılırım Vuslatımı beklerim...  | 
| 
		 
			 
			#10  
			
			
			
			
			
		 
		
	 | 
|||
		
		
  | 
|||
| 
		
	
		
		
			
			 
			
			VUSLAT’TA YOLCULUK  
		
		
		
		
		
		
		
		
	
	Hangi zaman bitecek bu ayrılık   Hangi zaman bitecek  özlem kokan bu satırları yazmak  Hangi zaman gelecek te ya kalemimin mürekkebi tükenecek   Ya sen geleceksin uzaklardan   Yada yazacak kağıt kalmayacak   Ahh… Yüreğim yanıyor   İçim kan ağlıyor   Vuslat türküleri yakıyorum akşamları   Gözlerime uyku girmiyor bir türlü   Beklemekten seni ve sabahları… Yüreğim acıyor   Seninle aynı havayı teneffüs ediyorum   Ama soluğunun sesini duyamıyorum   Aynı dünyada yaşıyorum  aynı mekanda olamıyorum  Bu beni kahrediyor  içimi dağlıyor diyemiyorum. Seni çok seviyor  fakat söyleyemiyorum. Vuslata zaman sayıyorum   Bir türlü zamanın sonunu bulamıyorum   Dakikalar yıl mı oldu   Günler asır mı anlayamıyorum   Güneş doğuyor  batıyor doğuyor batıyor  Bu böyle hep tekrar ediyor   Ne güneşle yarışabiliyorum  ne sana kavuşabiliyorum  Oturup sadece haktan VUSLAT dileniyorum…. Hakikatte vuslatı bulamıyorum   Hayallere dalıyorum gece yarıları   Saçlarına papatyadan taçlar yapıyorum   Ellerin avuçlarımın içinde  yüreğimi ısıtıyor  Nefesin tropikal müzik sesleri oluşturuyor kulaklarımda   Kelebekler uçuşuyor   Uğur böcekleri dolaşıyor Yanı başımızda   Sen bana sevda türküleri söylüyorsun   Ben sana dünyaları veriyor   Yuva kuruyorum en güzel pınarların başında   Bülbül sesleri renk katıyor aşkımıza   Besteler yapıyorum  o eski yarım kalmış şarkımıza  Zaman akmasın istiyorum   Rüzgar değmesin  aşkımıza. Ellerimi açıp Dualar ediyorum yaradana   Bolluk bereket   Hayırlı evlatlar versin diye yuvamıza. Altından saraylar kuramıyorum beklide sana   Yüreğimin sarayını sunuyorum aşkımıza. Sen beyaz gelinliğini giyiyorsun   Semalar kadar saf ve temiz  çıkıyorsun karşıma. Ben biçare aşık yüreğimi veriyorum   Senin saf ve temiz aşkına   El ele tutuşuyor gidiyoruz dünyanın en nadide köşküne. Ve gözlerim açılıyor gün ışıklarıyla   Ellerim boş  yüreğim boş  Vuslata erdim derken serap’a kandığımı anlıyorum   Ve haykırıyorum   Ve Haykırıyorum   Seni çok sevdiğimi  kainata anlatıyorum  Gözlerine akıyorum   Gözlerinde kayboluyor   vuslat’ı yakalıyorum  Bir deniz misali gözlerinde   rotamı arıyorum  Gözlerinden gönlüne giden o yolu bulamıyorum   Ve sadece umudumu yitirmeden zamana dur diyorum   Vuslat’a ermek için ALLAHA yalvarıyorum……… SELAHATTİN ÖLMEZ  | 
![]()  | 
	
	
		
  | 
	
		
  |