![]() |
![]() |
|
#1
|
|||
|
|||
![]() ![]() ‘’Yalnızlığını anlat bana… ‘’ Aldım elime kalemi, boş bir sayfa buldum sen’li yazılarımın arasında… Yalnızlığı beklemeye koyuldum, beyaz düşlerime esir olan karanlık odamda… Geldi, sensizliğin çarpıcı boşluğunda.. Nefesim daraldı, yuttum içimde her ne varsa… Dört duvar dillendi sessizliğimden ! Sustu yakarışlar… Taştı sessizlik içimden… Kelimeleri karanlığa bıraktım hissedilebildiğince ! Ben konuştum, ‘o’ dinledi… Ansızın, sustum… Sessizliğini dinledim.. Dinledikçe, Sevdim sonu çığlık olan yalnızlığı.. Sarıldım kuytu gecelerde birtek o’na…! Ne bir şikayet ne bir bıkkınlık.. Sevdim gecelerimde, adı yalnızlık olan, sessiz çağrını… O’na rehin bıraktım ruhumun derinliklerini.. Yine yalnızlığa alabildiğine konuştuğum bir gecede, Hayallerim düştü gözlerimden birer birer.. Yüreğimi gördüm karanlığın en ücra köşesinde.. Lime lime oldu gözlerimin önünde.. Tutamadım.. Yetişemedim yüreğime ! İşte o gece, yalnızlığa yakardım sayfalarca.. Ben konuştum.. Yine ‘O’ dinledi.. Öyle sessizdi ki.. İsyana meyilli sorularıma, cevap olamadı yalnızlığım.. O sustukça, ben haykırdım çaresizce.. Olmadı.. Sensizliğe çare olamadı… Duvarlarım yıkıldı benliğimin üzerine.. Nefesim daraldı, bu kez acıyla… Yutkundum, her kelimeyi yüreğime batırırcasına ! Sebebim oldu, her hecesi yüreğimi yakan kelime… Yalnızlığı, yalnızlığa anlattım gecelerimde... Pabucu dama atılmış hayallerime ağladım karanlığın yaralayıcı boşluğunda … |
#2
|
|||
|
|||
![]() ![]() Gittiğin gün, Mevsim tersine döndü.. Öksüz kaldı çiceklerim, hissedince gittiğini.. Soldu yalnızlığım, sensizliğimin kıyısında... Olmaz ya… Belki duyarsın diye ‘gitme’ dedim, yüreğine… İçimde; bir sağa, bir sola savruldu çığlıklarım.. Duymadın… Gittin... Bir adım.. Bir adım daha.. Belki dönersin yüreğime diye, Bakamadım ardından, sen giderken… Dönmedin… Gittin… Geride bir ‘’ben ‘’ kaldı, Seni, Sensizliği, gittiğin günde bırakan … Bir ‘’ben’’ kaldı, Dönmeni gittiğin gün ki hasretiyle bekleyen… İkiside yorgun.. Şimdi, Yüreğine sualim… Hangisini hak ediyorum… Ve en önemlisi ‘’sen ‘’ hangisine değiyorsun…? |
#3
|
|||
|
|||
![]()
Sensizlikmiş Yalnızlık..!
Bu sevdaya düşmeden önce, bilmezdim nasıl da bir başına kalınır o koskoca kalabalıklarda. Onca insanın ortasında olup da, onca yürekte yer bulup da, nasıl kimsesiz kalınır bilmezdim, gülerdim kahkahayla. Kulak arkası ettiğim sevgiler, ilgiler ve çiçeklerinden önce yapraklarını, dallarını göremediğim ağaçlar, ya da güneş, hep gün batımı denk geldiğim, bu derttendir belki de..... Yalnızlıkmış sensizlik, bilemedim... Bilmezdim nasıl da kördüğüm olursun kimsesizliğinle, bu sevdaya düşmeden önce. Koşup koşup da koparmış gibi ipini, bilmezdim nasıl da varamazsın kendine, düşe kalka, yara bere dizlerin dirseklerin. Kan çanağı gözlerin, ağlayamazsın. Her yeni günle beraber sızmak için pencerenden odana, bekliyorum geceyle gündüzün sessiz buluşmasını, gözkapaklarım hasret birbirine, bu derttendir belki de..... Yalnızlıkmış sensizlik, anlıyorum... Bu sevdaya düşmeden önce, nasıl da yetmezmiş güç kırmaya zincirlerini bilmezdim, bundanmış kaçamayışım kendime. Ellerime, kollarıma yapışan bir şeyler var, ayak bileklerime kenetlenen eller, bir silkinişle geride bıraktığım kimseler var, bir de yüreğimde yer edenler. Bilmezdim sorumlu dünlerin sorunsuz bir yarın hediye edeceğini bana. Benim yarınlarım onların dünlerine benzemesin diye bekliyorum henüz, ışıyacağım elbet, alacakaranlık vaktidir şimdilik, bu derttendir belki de..... Sensizlik yalnızlıkmış, biliyorum... Nasıl da sabahlar gözbebeklerimde biri bilmezdim, bu sevdaya düşmeden önce. Bilmezdim bir adımlık bakış kadar yakınken bana, nasıl da uzak kalırsın. Ah bu mesafe geçer sevdamı da. Ufacık kareler var hayatımdan alınma; kiminde bir kaçamak bakışın, gülümseyen yüzün ya da, şöyle uzaktan yürüyüp gidişin kimindeyse. Öyle büyütürüm ki gözümde, hep gözümde, bu derttendir belki de..... Sensizlikmiş yalnızlık, bilmezdim... Gözlerimi bir kırpışımla yanaklarımı ıslatan sanma ki yağmurdur. Onda da bir parça sen var, bir parça düş ve gelecek bir parça. Anlayacağın, üç nokta (...). saçlarımdan tel tel süzülendir yağmur. Nasıl da ıslakmış yaşamak bilmezdim, bu sevdaya düşmeden önce..... Bu sevdaya düşmeden önce, bilmezdim... Sensizlikmiş yalnızlık... |
#4
|
|||
|
|||
![]() ![]() yar yaralarıma sebebsin yaralarıma merhem yokluğunda yok oluşlarımı mı anlatayım sana hasretinle geçen her an yok olan umutlarımı mı? karabasan gecelerde gözlerimden yağarken kanlı yağmurlar hep aynı sahne beynimde gidişin tek kelime etmeden her gidiş bir bitişmiş her bitiş bir yok oluş anladım yar yüreğimde kangrene dönüşmüş yaralarıma sebebsin |
#5
|
|||
|
|||
![]() ![]() Kendimi kaybettim...kaybettikLerimin hesabını kaLbimden çekin biLdiğim kadarıyla Limitsizim ,enkaz doLusu depRemsiyonLaRdayım.... |
#6
|
|||
|
|||
![]()
Seni düşünürken kor ateşlere salıyorum yüreğimi…
Yanıyor, yanıyorum… Gözlerini çiziyorum, arkasına saklandığım cümlelerime… Söndürüyorum ışıklarını yalnızlığın, rüzgarına kapılınca hayalinin… Seni görebilmek adına gözlerimi yumuyorum geceye… Dalıyorum bitmesini istemediğim derin uykulara.. Sen değil, Sana yakıştırdığım sevgi(m), huzuru getiriyor dünyama… Sevginin tonlarını iliştiriyor, ruhuma… Açıyorum gözlerimi, gideceğini bilerek.. İzin veriyorum, bensizliğe hazır duygularına… Beni hissetmiyorsa yüreğin, Ne gerek var, içi boş varlığına…? İşte şimdi uyandım… Sen’li hayatın ortasını bulamadım ki.. Bir o yana, bir bu yana çekiştirirken sevgim(n)i, Kırık dökük aynalara takıldı gözlerim.. Gizli kapılar arkasına tutundu umutlarım… Sen bilmiyorsun.. Kendimden bile gizlediğim kuytuları var, gülen gözlerimin... Hüzüne çalan renkleri var yüreğimin… Senin göremediğin, yıkıntılarım, Sende tutuklu korkularım var benim… Birde, Sebebine dahil olamadığın, mutlulukları var yüreğimin… Görmesen de ‘sana’ kapalı kapılarım var benim… |
#7
|
|||
|
|||
![]() ![]() Ben her zaman ağlamam ama sen giderken iş değişiyor . Bitiyordu. ... Bitiyordum. Bana ait ne varsa ya eksiliyor, Eskiyor. Yaşlanıyorum. Hiç kurumadan, Güneş yüzü görmeden... Yaşlanıyorum. Bir hüznün gölgesindeyim. Adın duyulmuyor ve adımı haykırmıyorsun. Bitmiyor karabasanlarda adını haykırışlar, aynı sancıyla geceyi sabaha katışlar, yalnızlık! Bu eksiklikte gel de yaşlanma! Sonra uzak bir ülkeden haberler salıp, bilmem hangi gelecek zamanda, güzel olacağından bahsediyorsun anların. Lakin... Geçiyor ömründen anlar, Anlarda dünler, Bugünler dündeler, Yarınların geleceği de farksız... Buna rağmen! Koca koca adımlarla sana göndürüyorum damlaları... dediğim gibi işte;Ben her zaman ağlamam ama sen giderken iş değişiyor . |
![]() |
|
|