Konu
:
Empedokles Kimdir-Felsefesi-Sözleri-Eserleri
Tekil Mesaj gösterimi
22 August 2009, 01:49
Syst3m
Root Administrator
Kayıt Tarihi: 26 July 2008
Mesajlar:
Empedokles Kimdir-Felsefesi-Sözleri-Eserleri
Empedokles Sicilya Adasının güney kıyılarında bulunan Akragas (ya da Agrigentum) şehrinden. Ailesinin şehrin siyasi hayatında pek sözü geçermiş; kendisi de bir aralık başta bulunmuş
krallık bile önerilmiş kendisine
ama kabul etmemiş
demokrasiyi öğütlemiş. Fizikçi
hekim
hatip
mucizeler gösteren ve arındıran rahip olarak Güney İtalya kentlerinde dolaşmıştır. Ölümü de efsaneleştirilmiştir: Kendisini Etna Yanardağı'na atmış olduğu söylenir – belki de onu Tanrılaştırmak için yapılan çabalardan biri bu -.
Siyasi sürgün olarak Peloponnes’te ölmüş olması ihtimali daha büyük. “Peri physeos” (Doğa üzerine) ve “ Katharmoi” (Arınmalar) adlı iki eseri vardır. Empedokles’in öğretisinin çıkış noktası
bir yandan Parmenides’in savıdır: Meydana gelme ile yok olma diye bir şey yoktur aslında. Ama öbür yandan da Empedokles duyuların bize gösterdiği bir olguyu
meydana gelme ile yok olmanın görünüşünü
bu olayları açıklamaya çalışır.
Ona göre
insanların meydana gelme dedikleri şeyi temel maddelerin bir karışması
yok olma dedikleri de bu karışmanın dağılmasıdır. Çok büyük parçalardan kurulmuş olan temel maddelerin kendileri
(bunlara Empedokles
Rizomata panton= her şeyin kökenleri diyor) meydana gelmemişlerdir
yok olmazlar
değişmezler
bunlar Parmenides’in bengi varlığı gibidir. Doğa bilgisinin gelişmesinde çok önemli bir yeri olan öğe (element) kavramını ilk olarak ortaya koyan Empedokles olmuştur denilebilir.
Öğe
burada
kendi içinde bir cinsten
niteliği bakımından değişmeyen
artık bölünemeyen
yalnız çeşitli hareket durumlarına geçebilen madde demektir. Bu anlayışla da
Parmenides’in “Varlık” kavramı işe yara bir hale getirilmiş oluyordu. Bu öğeler de
Empedokles’e göre
dört tane imişler: Toprak
su
ateş
hava. Empedokles’e göre
bu dört öğe
evren yapısının ancak gereçleridir. Evren bu gereçlerden kurulmuştur. Dört öğenin kendileri
tıpkı Parmenides’in “Varlık”ı gibi değişmez tözler olduklarından
bunların kendisinde bir hareket nedeni bulunamaz; yani bunlar kendiliklerinden birbirleriyle karışamazlar
kendiliklerinden bir karışmayı bozamazlar. Onun için doğa açıklamasında
bu dört öğenin yanı sıra bir de hareketin bir nedeni
hareket ettirici bir güç de gerek. Empedokles’e göre
dört ana – öğeyi birbiriyle karıştıran
bunların karışımlarını yeniden çözen neden de sevgi ile nefrettir. Empedokles’in bu anlayışında
madde ile kuvvet (oluşu sağlayan neden)
ilk olarak
iki ayrı ilke olmuşlardır. Aynı zamanda bir hekim olan Empedokles
canlıların dünyasına da yakın bir ilgi göstermiştir. Ona göre
bitkiler ilk organizmalardır ve hayvanlar gibi canlıdırlar. Empedokles’in insan üzerinde de ilgi çekici gözlemleri var: Kan
insan hayatının ana-taşıyıcısı ve düşünmenin merkezidir. Kanda öğeler
en olgun bir biçimde birbiriyle karışmışlardır. İnsanın bütün yetenekleri
bu karışımın olgunluğuna bağlıdır. Bir doğa bilgini olarak duyuların gösterdikleri üzerinde önemle duran Empedokles’in sensualist bilgi öğretisine göre
biz evreni biliyoruz
çünkü biz de onunla aynı özdeniz
biz kendimiz de dört öğeden kurulmuş olduğumuzdan
aynı öğelerden kurulmuş olan bir varlığı biliriz.
KAYNAK
Felsefe Tarihi; Prof. Macit Gökberk; Remzi Kitabevi
Ek Bilgiler
Empedokles (M.Ö. 494 - M.Ö. 434)
Sicilya adasının güney kıyılarında Akragas (ya da Agrigentum) şehrinin sözü geçen ailelerinden birine mensup bir filozof ve bilim adamı.
Doğa filozoflarından biri olan Empedokles
kendinden önceki doğa filozoflarının temel töz (arkhe) olarak belirlediği
su
ateş ve havaya
toprağı da ekleyerek
hepsini bir arada kullanan ilk düşünür olmuştur. Empedokles'e göre bu dört temel eleman
sevgi ve uyuşmazlık (iticilik) gücü ile birleşip ayrılırlar. Bir başka deyişle sevgi ve uyuşmazlık da
maddeyi meydana getiren asal tözlerdendir ve değişimleri açıklamak için kullanılmışlardır.
Havanın ayrı bir töz olduğunu deneysel olarak kanıtlamış
merkez kaç kuvvetini kısmî olarak izah etmiştir. Nefes almanın mekaniği ile güneş tutulmasının mekaniği hakkındaki savları
ayın yansıyan ışıkla parıldadığını
bitkilerde cinsiyetin olduğunu ve Dünya'nın küre biçiminde olduğunu ileri sürmesi ile ışığın bir yerden bir yere gitmesi için zaman geçmesi gerektiği konusundaki sözleri bilim adamı yönünü gösterir. Kanın
insan hayatının ana taşıyıcısı ve düşünmenin merkezi olduğunu söyler. Empedokles'e göre; temel öğeler kanda
en olgun biçimde bir araya gelmişlerdir. İnsanın tüm yetenekleri ise bu karışımın olgunluğuna bağlıdır.
Dini açıdan Pisagor'cudur. "Orpheic" öğretiden de etkilenmiş ve Tanrı olduğunu iddia edip
bunu kanıtlamak amacıyla Etna dağı kraterine atlayarak ölmüştür.
Ek Bilgiler 2
Parmenides Varlığın var olduğunu ve özdeksel olduğunu savunmuştu. Empedokles yalnızca bu konumu değil
ama ayrıca Parmenides’in temel düşüncesini
varlığın doğmayacağını ya da yitip gidemeyeceğini
çünkü yokluktan doğmayacağını ve yokluğa geçemeyeceğini de benimsiyordu.
Özdek
o zaman
başlangıçsız ve sonsuzdur; yok edilemezdir. Öte yandan
değişim yadsınamayacak bir olgudur ve değişimin yanılsama olarak bir yana atılması artık savunulamazdır. O zaman yapılacak tek şey değişim ve devinim varoluşu olgusunu Parmenides’in Varlık -ki ona göre özdeksel olduğunu anımsayalım- ne varlığa gelir ne de yok olur biçimindeki ilkesi ile uzlaştırmanın bir yolunu bulmaktır.
Empedokles bu uzlaşmayı nesnelerin bütünler olarak varolmaya başladıkları ve varolmaya son verdikleri görgülenimin gösterdiği gibi- ama kendileri yoke dilemez özdeksel parçacıklardan oluştukları biçimindeki ilke aracılığıyla yerine getirmeye çalışıyordu. ‘Ancak karıştırılmış olanın bir karışım ve karşılıklı değişimi vardır. Töz bu şeylere insanlar tarafından verilen addan başka bir şey değildir.
Parmenides’in varlığın değiştirilemezliği ilkesini kendi yolunda yorumlayarak
bir tür özdeğin bir başka tür özdek olamayacağını
ama temel ve bengi özdek ya da öğe türlerinin -toprak
hava
ateş ve su- bulunduğunu savunuyordu. Dört öğenin tanıdık sınıflaması öyleyse Empedokles tarafından bulunmuştu
gerçi bunlardan öğeler olarak değil ama ‘herşeyin kökleri’ olarak söz ediyor olsa da. Toprak su olamaz
ne de su toprak olabilir: dört özdek türü değiştirilemez ve en son parçacıklardır ki
birbirleriyle karışarak dünyanın somut nesnelerini oluştururlar Empedokles etkin kuvvetler konutlamayı zorunlu görüyordu.
Syst3m
Açık Profil bilgileri
Syst3m nickli üyeye özel mesaj gönderin
Syst3m´nin Web Sitesini ziyaret edin
Syst3m nickli üyeye ait bütün mesajları arattır