Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 5 September 2009, 02:40
Syst3m - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Syst3m Syst3m isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Root Administrator
 
Kayıt Tarihi: 26 July 2008
Mesajlar: 3,557
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Homeros Kimdir-Felsefesi-Sözleri-Eserleri

Homeros Antik Yunanistan'da yaşamış İyonyalı ozandır.

Batı Edebiyatı'nın ilk büyük eserleri sayılan İlyada ve Odysseia Destanları'nın yaratıcısı veya derleyicisi olduğu kabul edilir. Yaşamı hakkında çok az bilgi vardır. Kendisinden çok sonraları gelen Klasik Çağ yazarlarınca Truva Savaşı sırasında (Milattan Önce 12. yy) yaşadığı rivayet olunmuşsa da destanlarında kullandığı dilden hareketle günümüz araştırmacılarınca Milattan Önce 8. veya 9. yüzyıllarda Batı Anadolu'da büyük ihtimalle Smyrna'da (bu günkü adıyla İzmir) yaşadığı ifade edilir.

Ancak gerçekte Homeros isimli bir şair yaşadıysa bile bu destanları yaratan veya derleyen tek bir ozan olmadığını düşünen araştırmacılar da vardır. Hayatıyla ilgili bir başka rivayet ise kör olduğudur. Fakat destanlarındaki betimlemelerin canlılığından destanlarını yazdığında kör bile olsa bir zamanlar gözlerinin gördüğü anlaşılır.

Yazdığı destanlar Klasik Çağ Yunan Edebiyatı'nı ve Mitoloji'sini derinden etkilemiş ve bunların aracılığıyla da bütün batı edebiyatına etki etmiştir.

İrlandalı yazar James Joyce'un Ulysses'i İngiliz yazar Shakespeare'in Troilus ve Cressida'sı Romalı şair Virgil'in Aeneid'i Homeros'un destanlarından derin izler taşıyan eserlerdendirler.

Ek Bilgiler

Eski Yunan kültürünün en parlak örneklerinden olan ve Yunan mitolojisini temellendiren iki epik destandan sözedeceğiz bugün; "İlyada" ve "Odysseia"dan. Yaklaşık 3000 yıl öncesine İ.Ö 1000'li yıllara kadar uzanır dünyanın en sevilen fantastik hikayelerinin ortaya çıkışı. Bilgi yarışmalarının kolay sorularındandır bu destanların yazarı. Homeros yanıtına hepimiz katılırız ama böyle bir insanın gerçekten yaşayıp yaşamadığı hakkında kesin bir bilgi de yok elimizde. Bazı edebiyat tarihçilerine göre tarihin fantastik yorumları olan "İlyada" ve "Odysseia" yüzlerce yıl içerisinde birçok şairin katılımıyla vücut bulmuş anonim eserlerdir. Ancak kim ve kimler tarafından kaleme alınırsa alınsın insanlık tarihinin yarattığı en önemli metinler oldukları asla tartışılmayacaktır.

İLYADA

Homeros imzalı iki destan birbirini tamamlayıcı niteliktedir ve yirmi yıla yayılan ana hikaye "İlyada" ile başlar. Çanakkale yakınlarındaki Truva (Troya) kenti kuşatması; savaş kahramanlık dostluk aşk ihanet intikam gibi duyguların işlenmesine zemin teşkil etmiştir. Tanrıça Hera Athena ve Afrodit arasındaki güzellik yarışmasının hakemi yapılan Paris -aldığı rüşvet sonucu- Afrodit'i birinci ilan eder. Afrodit'in Paris'e verdiği rüşvet ölümlü kadınların en güzel Helen'dir. Ancak Helen Lecademon kralı Menealos'un karısıdır. Tanrıçanın büyüsü ile Paris'e aşık olan Helen onunla birlikte Troya kaçar. Öfkelenen Menelaus kardeşi Agamemnon yarı ölümlü kahraman Akilleus insanların en kurnazı Odysseus ve bazı Yunan prensleri ile birlikte Troya'ya çıkarma yapar. On yıl süren savaşlardan bir sonuç alınamayacağı sanılırken Odysseus'un bulduğu bir hileyle; o ünlü tahtadan at esprisiyle kentin kapılarını açmayı başarır kuşatmacılar ve İllios (Troya) kenti düşer adalet yerini bulur.

ODYSSEIA

Dostu Agamemnon'un yanında savaşmak için karısı Penelope ve oğlu Telemakhos'u geride bırakarak Troya'ya doğru yola koyulan İtaka kralı Odysseus'un savaşın bitimi ile başlayan olağanüstü serüvenlerini anlatır "Odysseia" destanı. Kurnaz ama biraz sivri dillidir kahramanımız; dönüş yolculuğunda tutulduğu fırtına karşısında deniz tanrısı Poseidon'a meydan okuyunca tanrının gazabına uğrar ve bir türlü evinin yolunu bulamaz. On yıl sürer Ege denizinin bir yakasından bir yakasına savruluşu (bugün bir iç deniz gibi görünen Ege antik çağlar için bir okyanus algılamasındadır ve böylelikle mesafe kavramının yaşanılan bölge ile sınırlı olduğunu bir kez daha anlarız). Tek gözlü insan yiyen devleri gemicileri baştan çıkaran sirenleri ve Yunan mitolojisinden çıkıp gelen daha nice tehlikeyi savuşturan Kral ülkesine döndüğünde karısını -kendisinin vasiyetine uygun olarak- evlilik hazırlıklarında bulur. Yarışmayı kazanan prens olacaktır kraliçenin eşi. Kılık değiştiren Odysseus teker teker yener koca adaylarını ve hem karısına hem de tahtına kavuşur.

Alıntı ile Cevapla