Demokrat Parti içindeki adaylık yarışında Clinton'ın aldığı oyların yüksekliğinin farkında olan Obama'nın seçim kampanyası sırasında oluşan hizipleşmenin önüne geçmek ve uzlaşmacı bir yaklaşım göstermek için Dışişleri Bakanlığı görevine Senatör Clinton'ı tercih ettiği söyleniyor. Ayrıca Clinton'ın dışişleri bakanı olması halinde kendisinin de içinde yer aldığı hükümetin başında olan Obama'ya karşı dört yıl sonra yapılacak seçimde Demokrat Parti'nin başkan adayı olarak yarışması muhtemel görünmüyor. Basına yansıyan bazı yorumlarda Obama'nın Clinton'ı seçerek uluslararası arenada "iyi polis-kötü polisi" oynayacağı söyleniyor. Hillary daha sert bir üslup izlerken bu tona Beyaz Saray'dan ayar verilecek. Obama'nın yardımcısı seçilen Joe Biden ile Clinton'ın iyi ilişkileri bulunmakla birlikte dış politika konusunda nasıl bir görünüm sergileyecekleri de bilinmiyor. Biden'ın Irak'ın üçe bölünmesi yönünde destek bulmadığı için rafa kaldırılan bir planı bulunuyor. İsrail-Filistin sorununun çözümünde Amerikan diplomasisinin kritik önem taşıdığına inanan Clinton buna karşın Kongre'de İsrail'in en büyük savunucuları arasında sayılıyor. Irak Savaşı için yapılan oylamada 'evet' oyu veren ve İran Muhafız Ordusu'nun "terörist örgüt'' olarak nitelendirilmesini destekleyen Clinton'ın Obama'ya kıyasla daha 'şahin' olduğu kaydediliyor. Ancak ABD'nin tek bir dış politikası olacağı için İran veya başka önemli konularda izlenecek yaklaşımda son sözü Obama'nın söyleyeceğine dikkat çekiliyor. Clinton'ın Irak Savaşı'yla ilgili daha sonra tavrını değiştirdiği ve George Bush yönetiminin Kongre'ye çarpıtılmış istihbarat bilgisi sağladığını söyleyerek yeni bir oylama yapılması durumunda 'hayır' cephesinde yer alacağını dile getirdiğine de işaret ediliyor. Hillary Clinton seçim kampanyası sırasında Obama'nın İran Suriye ve Kuzey Kore gibi ülkelerin liderleriyle görüşme istekliliğini "dış politikadaki saflığına" yorarak eleştirse de Irak'ın geleceği konusunda Tahran ve Şam ile temasa geçilmesini desteklemişti. Clinton Afganistan'da ise güvenlik koşullarının iyileştirilmesi ve daha fazla Amerikan askeri yerleştirilmesi gerektiğine inanıyor.
ABD'de yeni yönetimin dış politikası şekillenirken Türkiye için potansiyel problemli konuların başında Ermeni meselesi geliyor. Obama ve Clinton Ermeni tasarılarına geçmişte vermiş oldukları destekle biliniyor. Türk tarafında Ankara ile Erivan arasındaki açılıma zarar vermemek için yeni yönetimin bu konuya gereken hassasiyeti göstererek yaklaşması beklentisi bulunuyor. Washington aa