|
|
|
|
|
#1
|
|||
|
|||
|
SEVMEKTEN DEĞİL KAYBETMEKTEN...
Sevmekten değil, kaybetmekten korkuyor insan. Sevmekten korkulur mu hiç? Her gün hiç bıkmadan sevdiğimiz şeyler var; çikolata soslu kaymaklı dondurma mesela, deniz kenarında bir çay bahçesinde oturup ufka bakmak mesela ya da sohbet etmek sıcak bir sesle saatlerce telefonda.. Yalnız kalmayı da seviyor insan ama terk edilmeyi değil yırtılıp atılmış bir mektup gibi. Kazanmayı da seviyor insan ama yenilse de yense de vazgeçemeyecekleri var. Sevmek değil, kaybetmek korkutuyor en çok. Sevince her şeyini veriyor insan, her şeyden geçiyor, kendinden geçiyor kimi zaman. Her defa bu son diye seviyor, benim diye seviyor, geçmişin buruk tatları silinsin diye seviyor, onarmak, onarılmak için seviyor, birden bire seviyor, tükenmek yıpranmak, az kalmak için değil, hep kalmak için seviyor. Sevdikçe karşılık göremedikçe kaybediyorsun, umudunu kaybediyorsun, dilindeki tatları kaybediyorsun… Sevmekten değil kaybetmekten korkuyor insan. Güzel başlayan her şeye hükmü geçiyor zamanın. Yeni bir yaş, bir yenisi daha, bir su gibi geçiyor seneler vakitli vakitsiz bir gün sen geçiyorsun yaşamdan, bir gün ben geçiyorum vakti dolmadan.. Kapanmasından korkuyorsun perdelerin, bulunca değil bir ömür, sonsuza dek sürsün istiyorsun. Hiç solmasın çiçekler, hiç bitmesin günler, hiç tükenmesin sevmek sevilmek, elleri ellerinden hiç çekilmesin istiyorsun. İsterse sönsün ışıklar, alıp götürsün deniz dalgalarıyla tazeliğini kıyılarından ama almamasını istiyorsun sevdiğini kollarından.. "Sevmekten değil, kaybetmekten korkuyor, sevince gördüğü rüyadan uyanmaktan korkuyor insan |
|
#2
|
|||
|
|||
|
GİDİŞİN GİBİ SİTEMİM DE SESSİZDİR BİLESİN.. Çok tuhaf oldum sen gittiğinden beri.. Sürekli gülüyorum.. Umursamıyorum hiçbirşeyi.. Ben eski ben değilim artık.. Bazen de hiç olmadık yerde birden aklıma geliyorsu n.. Beynim uğulduyor sanki.. Eski günler geliyor aklıma.. Derken resmine bakmaktan alamıyorum kendimi. Açıyorum şarkımızın sesini sonuna kadar..Ha yatımın en kötü anı o an oluyor sonra.. Sanki karşımdasın.. Yine mi aşık oluyorum sana yoksa.. Hayır,olamaz… İçim acıyor yine.. Ağlıyorum.. bir sana,bir de bana… Resmin karşımda ya hani, sanki şarkıyı da sen söylüyorsun bana..Ne kadar komik değil mi? Gülüyorum kendime birden.. Sonra irkiliyor um aniden.. Etrafıma bakıyorum Yoksun!.. Tuhaf…Hiç olmamıştın ki zaten.. Yokluğunu bile bile bakıyorum işte, sonbir ümitle.. Bakma sen bana, saçmalıyorum arada bir böyle Gidişine sitem midir bilinmez!! Belki de yokluğunun acısıdır bu çektiğim.. Hep ben çektim sen sakın çekmeyesin.. Yine yoksun yanımda..! gidişin gibi..... sitemim de sessizdir bilesin.. .. |
|
#3
|
|||
|
|||
|
seyduna ve şahrud (kavuşamayan iki aşık ırmağın öyküsü) (Yitik öyküdür) Tarihten iki ayrı coğrafyaya damlayan İki ayrı yürekte durmadan kanayan Seyduna’yla Şahrud Yüreklerin akarken bıraktığı izi Birbirlerinin gözlerinde aradılar. Yoktu. İki iklim farkıydılar Ne zaman göz göze değseler Yangın çıkmayacak denli uzaktılar. Yalnızca aynaların dökülen sırrına yansırdı Üçüncü bir kente düşmüş suretleri Şahrud gökyüzü geliniydi. Yüzüne bulut inse dolardı masal gözleri. Bir solukluk rüzgarda bile Usul usul kanardı gelincik bedeni. Seyduna yeryüzü cehennemi. Ölüm, çağrılı uçurumlarda sınardı sevdasını Yalnız ufuk çizgisinde buluşurlardı, Onu da güneş günde iki kez ateşe verirdi. İki iklim ayrıldılar. “Ya Şahrud!” dedi Seyduna “Gözlerime mermi diye sevdanı sürdüm. Ardına bakma, gözyaşımla vurulursun. Su gibi git.” Şahrud’un yüzüne keder mayın gibi durdu. Ve zaman gözlerinin su yeşilinde kuruldu. Hüzün bir Buda heykeli gibi çırılçıplak, Yüzlerine oturdu. Rivayet odur ki, Şahrud vardığı denizlerde hala Seyduna türküleriyle uyanmakta, Seyduna, Şahrud’un gözlerinden kalan Masalla yaşlanmakta.) (biliyorum! sen yine parmak uçlarında üşüyosun,aramızda kıvrılıp yatan uzaklıga inat,ayaklarınla kasıklarımın kasıgasını,ellerinle yüregimde yaktıgın ateşi düşlüyorsun.sularımız sızıp karışıyor ay karanlıkta ve çırıl çıplak bir ırmaga dönüşüyor yatagımızda apansız,parmakların tıkır tıkır işliyor iştahla,biliyorsun yaşamaktır aşk, geceyle gündüzün sessiz geçişimidir bir uyku bogazında,DELİCE BİR YANGIN PARMAKLARININ BUZULUNDA........)
|
![]() |
| Seçenekler | |
| Stil | |
|
|
Benzer Konular
|
||||
| Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
| Elveda Rumeli Dizisi 58.Bölüm Özeti | Syst3m | Elveda Rumeli | 0 | 25 July 2009 23:29 |
| Avrupa Yakası Bölüm 133 / 4. Kısım | ceyLin | Avrupa Yakası | 0 | 17 November 2008 20:51 |