|
|
#1
6 March 2009, 18:30
|
|||
|
|||
Türkiye Nereye Gidiyor?
11 Eylül saldırılarından sonraki dönemde sorulan ilk soru, “Amerika nereye gidiyor”du. İran’ın enerji, siyasi ve askeri alanlarda uluslararası arenada boy göstermesinden sonra da yine aynı soruyu sormaya devam ettik. Şimdi gelinen noktada, artık herkes az çok Amerika’nın nereye gittiği konusunda endişeli de olsa bir fikre sahip. Geriye kalan soruların buluştuğu ortak nokta ise Amerika’nın dış politik alanını daha ne kadar yayacağı ve daha sonra nasıl toparlanacağı?
Uzun süre ve halen ABD ve diğer ülkeler için kendimize sorduğumuz bu soruları, Türkiye için bir türlü soramıyoruz. Oysa Türkiye’nin görünen resmi de yine uzun süredir tek bir resim değil, üstelik de bu resimde renkler net değil. Bu nedenle, hem Ankara’da hem de Türkiye’nin dört bir yanında insanlar fısıltı şeklinde birbirine ve herkese şu soruları biraz da çekinerek soruyor: Türkiye’de neler oluyor? Neler olabilir? Yabancının tedirginliği Soruyu soranlar yanıtları bir türlü sesli bir şekilde dillendiremese de Amerikalı, Avrupalı ve hatta İsrailli yetkililer, ülkemizi ziyaret eden yabancı konuklar, özel yemeklerinde ve toplantılarında ilk olarak, “Türkiye nereye gidiyor” diye soruyor. Elbette onlar da sorularına tam yanıt alamıyorlar. Yanıtı bulabilmek için önce Türkiye’nin temel problemlerinin ne olduğu konusunda tam mutabakat sağlamak gerekir diye düşünüyorum. Karşımda oturan, Türkiye ve dünya ile yakın ilişkili olduğunu düşündüğüm arkadaşıma sordum: - Sence Türkiye’nin en önemli meselesi nedir? Önce şaşırdı, bir sessizlik oldu ve ekledim: - Terör birinci meselesi olabilir mi? Cevap netti: - Hayır. Şaşırmamak elde değildi ve ekledi: “Türkiye terörle mücadele etmek isteyen ülkeler arasında yerini aldı. Ama bu mücadelenin sınırı, kapsamı ve ortakları konusunda hâlâ yalnız. Terörle mücadele stratejisi konusunda ise hep söylenen, hükümet ve ordu arasındaki görüş farklılığının yanında, aynı zamanda diğer kurumlar ve halk arasında da bir ayrılık söz konusu. Bu sebepten olsa gerek ki TSK toplum refleksini stratejinin ön adımı olarak ilan etti bir anlamda. Daha önemlisi terörle mücadele, dış politikanın ittifak ve rekabet edilen ülkeler arasındaki ilişkinin bir parçası olmalıdır. İşte asıl mesele ve eksiklik de burada yatıyor.” Hangi Ortadoğu Aslında bu cümlelerin devamını da yazmayı çok isterdim. Ama öyle bir dönemden geçiyoruz ki, belirsizlik ve bilgisizlik kimilerini vezir ederken kimilerinin rezil olmasına sebep olabiliyor. Belki de olayları akışına bırakıp “zamanı geldiğinde” bu sohbetin devamını sizlerle paylaşmak, tavandan tabana herkes için daha faydalı olacak. Görünen o ki, başlıktaki soruya cevap bulmak bu dönemde zor, cevapları paylaşmak ise tahminin ötesinde daha da zor. Ama yine de yanıtları ararken faydalandığımız zihin egzersizlerinin bazılarını yazabilmek mümkün. Ki bunlardan bir tanesi hazır dış politika demişken, yine hep merak edilen AK Parti’nin yüzünü Ortadoğu’ya dönme projesi. “Hangi Ortadoğu” sorusunu AK Parti’nin dış politika uzmanlarına sormayı çok isterdim. Çünkü ortada belirli düzeylerde savaş halinde olan üç hatta dört ülke var ve bu savaşa doğrudan ve dolaylı olarak katkı sağlayan diğer bölge ülkeleri var. AK Parti, kendi aralarındaki problem ve savaşlara fayda bulmaktan ziyade, daha çok bunu tetikleyen ülkelere yüzünü döndüğünde, yüzündeki ifadenin nasıl olacağını merak ediyorum. Diğer yandan Türkiye konusunda bir türlü yeterli çabayı sarf etmeyen ABD, ya da bazı Türk yetkililerimizin seyahatlerinde Amerikalıların kafasını karıştırdıkları için bu yeterli çabanın sarf ettirilmediği bir ABD’nin, Türkiye açmazını çözmesi de ancak düzenli kurumların düzenli tutumlarına kalıyor. Ama nedense son zamanlarda bu düzenli kurumlar da “hukuk çerçevesi”ne takıldıkları ve bazen hukukun boşluklarından faydalanırken yanlışa düşme gafletinde bulunduklarından olsa gerek, ABD’nin Türkiye açmazını çözmede yeterli başarıyı sağlayamıyorlar. Şimdi herkes 22 Temmuz’u bekliyor? 22 Temmuz mu bizi bir yere götürecek, yoksa ülke mi bir 22 Temmuz’a gidecek bilinmez. Ama Türkiye’nin yersiz-yönsüz göründüğü bu dönemde doğru cevabı bulmak için biraz derine, biraz daha derine bakmak gerekiyor. Bazılarının dediği gibi “derin Türkiye” değil sorun olan, sorun açık: 
|
Normal
