#1
|
|||
|
|||
Hakkari
Araştırmacı Muvaffak Uyanık, Hakkari bölgesinin batısında yer alan "Guveruk" ve "Tırşin" yaylalarında, kayalar üzerine kazınarak çizilmiş binlerce kaya resmi bulmuştur. Adeta açık hava müzesi niteliğinde olan ve çok geniş bir alana yayılı bulunan bu zengin resimlerin benzerliğine, doğuda Azerbaycan ve Kobistan bölgesinde kayalar üzerine çizilen yaklaşık 4.000 Adet resimde rastladığımız gibi güneyde de Filistin bölgesinde kayalar üzerine çizilen yüzlerce kaya üstü resimde rastlarız. Guveruk ve Tırşin yaylalarındaki kaya üstü resimleri , yaklaşık olarak M.Ö. 6.000-1.000 yıllarına tarihlen dirilmek tedir. Ancak bu resimlerin büyük bir kısmının daha sonraki devirlerde de çizildikleri anlaşılmaktadır. Buradaki tasvirlerin büyük çoğunluğu stilize edilerek yapılmışlardır. Buna karşılık, o devirlerde bölgede yaşayan zengin av hayvanları hakkında yine de küçümsenemiyecek önemli bilgiler vermektedir. Resimlerin büyük bir kısmını, Dağ keçileri, bizon, çeşitli av hayvanları avda kullanılan tuzak sahneleri, sihir ile ilgili motifler, sitilize edilmiş şekiller ve eski yarı-göçebe Türk boylarının kullanmış oldukları amblemler meydana getirmektedir.Özellikle daha genç devre ait stilize adilmiş resim ve amblemler, kuzeyde Erzurum yakınlarındaki "cunni" mağarasındaki resim ve amblemlerle, daha batıda ise Kütahya yakınlarındaki Aizanı tapınağının duvarlarındaki büyük taş blokları üzerine hayvan resimleri ile çok büyük bir benzerlik göstermesi yönünden ilginçtir. gerek cunni mağarasındaki resim ve amblemleri ve gerekse Kütahya yakınlarındaki Aizanı tapınağının taş duvarları üzerine çizilen hayvan sahnelerini eski Türk boylarının yapmış olduğu kesindir. ayrıca, bu bölgedeki tasvirlerin Anadolu dışındaki benzerlerine ise, Azerbaycan, Kobistan ve hatta Sibirya'da son yıllarda keşfedilen binlerce kaya üstü resmi meydana getirir. görüldüğü gibi, çok geniş bir coğrafi bölgeye yayılmış olmasına rağmen, şekil ve muhteva yönünden birbirinin benzeri olan bu resimlerin, eskiden göçebe ve yarı göçebe Türk boyları tarafından yapılmış oldukları bugün artık yerli ve yabancı bilim adamlarınca kesinlikle kabul edilmiştir.dolayısıyla tarih öncesi dönemlerde bile , Anadolu ve özellikle Doğu Anadolu bölgesi ile Azerbaycan ve Asya bozkırları arasındaki kültür ve sanat merkezleri arasında kopmaz bir birliğin olduğu açıktır.Bu durum ayrıca, tarih öncesi devirlerden yeni zamanlara kadar Orta Asya'dan Anadolu'ya devamlı olarak göçlerin yapıldığını da açıklar.
Prof Dr.Veli Sevin'in Hakkari dikilitaşlarıyla ilgili yazısı ve resimler 1997 yılında yapılan kazı TAŞ KÖPRÜ Şemdinli ilçe merkezine 12 km, Nehri köyüne 4 km mesafede Şemdinli deresi üzerinde kurulmuştur. Yüksek dağların arasında derin bir vadide yer alan köprü kuzey güney istikametinde tek açıklık halinde her iki ayağı kayalıklara oturmaktadır. Köprü yüksekliği 10.80 m, uzunluğu 21.20 m, genişliği ise 2.90 m ölçülerini ihtiva etmekte olup tek gözlü, yolu eğimli köprüler gurubuna girmektedir. Köprünün düzgün kesme taşla yapılmış sivri kemerli açıklığı oldukça yüksek tutulmuştur. İki tarafa eğimli yolu da, kenarlardan birer sıra halinde dizilmiş kesme taşlarla oluşturulmuştur. Korkuluklarla sınırlandırılmış üzeri sonradan betonla kaplanmıştır. Dolgu ve tampon duvarlar moloz taşlarla örülmüş, doğu yüzü, kemerli açıklığın köşesine açılmış birer nişle hareketlendirilmiştir. Bugün köprünün iki yanındaki zeminle irtibatını sağlayan dolgu duvarlar kısmen yıkılmış dallarla eğreti yapılmış, kaplamayla geçiş sağlanmaktadır. Köprünün kemer ve gözlerinin iç kısımlarında kesme taş, dolgu ve tampon duvarlarda moloz taş malzeme kullanılmıştır. Kitabesi bulunmayan köprü mahalli kaynaklara göre Nehri’deki Kelat Sarayı’nı da yaptıran Seyyit Mehmet Sıddık tarafından yaptırılmıştır. Buna göre köprü 19. yüzyıl sonlarında yapılmış olmaktadır. ÇAY KALESI Sehrin güney tarafin da 7-8 km. uzaklikta bulunmaktadir. Kale denizde 2025 m yükseklikte sarp ve kayalik bir tepe üzereinde yer almaktadir. Kaleye hem kuzeyde hemde güney tarafindan tirmanmak mümkündür. Günümüzde kuzey kenarinda yariya kadar araba için yol açilmis olupgeri kalan kismi tirmanma yoludur. Kayalik kismi merdiven gibi yapilmis olup buda çikisi kolaylastirmaktadir. Kalede mimari doku büyük ölçüde tahrip oldugundan bunu tam olarak ortaya koymak mümkün olmamaktadir. Ancak en üst kesiminde moloz taslar ve hurasan harci ile tutturulmus duvar izlerine rastlanmistir. Etrafa dagilmis seramik parçalarindan demir çagindan ortaçag sonlarina kadar burda yerlesimin olduguna isarettir. Tugla ve seramikler disinda üzerinde harç ve süslemeler olan bir t5as parçasi ile üzerinde kazinmis ters lale motifler kalenin kalenin diger kalintilarini teskil eder. Tarihi kaynaklarda Hakkari Beylerinden Malik Beyin Bay Kalesinden hüküm sürdügü belirtilmesi Hakkari tarihinde buranın önemini belirtir. ÇÖLEMERIK KALESI Hakkari merkezinde kuzey güney uzanan, yüksekligi100-200 m. bir tepe üzerinde kurulmustur. Kaleden günümüze hiçbir kalintiya rastlanmamistir. Bu nedenle mimarisi hakinda hiçbir fikir ileri sürmek mümkün olmamistir. Ancak gerek Evliya Çelebi ve gerekse diger tarihi kaynaklarda Hakkari kalesinin mevcudiyeti vardır. ZEYNEL BEY MEDRESESI Mederese Hakkarinin Güleres mahallesinde bahçeler içinde bir dere kenarinda yeralmaktadir. Bu gün büyük ölçüde yikilmis olan medrese Hakkari Beylerinden ayni zamanda Kanuni sultan süleyman ve II.Selimin mahzeretiine nail olmus Zeynel bey tarafin dan yaptirilmistir. Zeyne Bey 1560-1578 yillari arsinda Hakkari Beyliginde kalmistir. Muhtemelen medreseyi bu tarihler arasinda yapmistir. Iranlilarla yapilan bir savas sirasinda 1585 yilinda marendde sehit düsen Zeynel Bey’in naasi 1587 de Çölemerike nakil edilerek kendi yaptigi mederesenin avlusuna gömülmüstür. Medrese kuzey güney dogrultusunda 22.20x117.20 m. ölçülerinde dikdörtgen bir alana oturmaktadir. Bu gün temiz olarak kalmadiginda planini yapmak mümkün degildir. Ancak ortada bir avlu ve bunun dört tarafina siralanan medrese odalari yer anlasilabilmektedir. Kuzey kösesinin ortasi avluya gitmekte, giris bölümünün iki yerinde köselerde birer öda yer almaktadir. Bunlardan kuzey batidaki Zeynel Beye ait mezarin bulundugu oda olabilir. Avlunun dugu ve bati kenarlarinda ikiser, güney tarafin da üç oda yer alir. Odalar kare ve dikdörtken planli olup üzerlerinde besik tonuz ile örtülüdür. Medresenin tamaminda moloz tas ve yontma taslar kullanilmistir. Ayrica medresenin etraflarinda bazi süslemeli mimari parçalar ile çogu kirilmis mezar taslarina rastlanmistir. Medresenin kazi ve resturasyunu yapildiginda Hakkari önemli bir yapisina kavusmus olur. MEYDAN MEDRESESI Hakkari merkez biçer mahallesinde bulunmaktadir. Vakiflar genel müdürlügü tarafindan 1984 yilinda yapilan onarimdan sonra ayaktadir. Medresenin giris kapisindaki kitabenin üzerindeH.1112.M.1700-1701 tarihinde yaptirildigi anlasilmaktadir. Kitabede kim tarafindan yapildigi belirtilmemekle beraber, Hakkari hükümetinin yöneticisi olan Izzetin oglu Ibrahim Bey tarafindan yapilmis olabilir. Medrese 23.40mx18.25m dis ölçülere sahip kareye yakin dikdörtgendir. Avlulu, iki katli ve iki kanatli medreseler grubuna girmemektedir. Yapiya güney cephesinin güneyinde girilmektedir. Avlunun dört yanini iki kat halinde revaklar dolanmaktadir. Alt kat revaklari degesik baslik ve sekilleri olan sutunlara ikinci kattakiler ise payelere oturmaktadirlar. Revak gözleri sivri kemerli, bölümleri ise tonoz örtülüdür. Avlunun dugu bati tarafinda asimetrik olarak sivalanan medrese duvarlari yer almaktadir. Bati tarafinda hem alt hemde üst katta birbirine yakin ölçülerde üzerleri besik tonoz örtülü dörder oda yer alir. Oda kapilari dikdörtgen biçiminde küçük revaklar açilmaktadir. Bu odalarin bati kenarlari mangal pencere diger duvarlarinada dolap nisleri ve ocak yerlestirilmistir. Dogu kannata ise alta üç üstte iki oda yeralmaktadir. Bu odalar ötekilerden daha genis tutulmus, kuzey kenarlarinda dersane ve mescit olarak kullanilmistir. Her iki katinda bu kenarlarinda kuzeye açilmisbirer mihrap nisi bulunmaktadir. Alt kat mescit mihrabi yarim daire planli nis seklinde üst kattin ki ise üstten üç dilikli kemerle taslandirilmis seklindedir diger üst kat mescidi büyük tutuldugundan geriye kalan kismi bir oda, alt katta ise iki oda yerlestirilmistir. Bu odalardada dolap nisleri, ocak ve mazgal pencereler açilmistir küçük tutulmus kapilari düz lentulu ve avluya açilmaktadir. Düzgün kesme taslarla yapilmis yapinin güney cepheyi hareketlendiren tas yaprak, sivri kemerli bir görüntü seklindedir. Kapi köseden helezonik yivli bir kaval silme ve bunu takip eden mukarenasli bir berdürle kusatilmistir. Bunu ortasinda oldukça küçük tutulmus, üstte ve yanlarda yekpare blok taslarla olusturulan kapi, distan kabartma vazu ve çiçeklerle süslenmis üç yandan dolanan bir berdürle sinirlandirilmistir. Gerek mukarnasli ve gerekse içteki bu berdür kahverengi taslarla olusturuldugunda ayrica cepheyi hareketlendirmektedir. Kapinin üst kesimine dikdörtken kitabe yerlestirilmistir kitabe mermer üzerine yerlstirilmistir. Diger cepheler alt ve üst katlara açilmis pencereler disinda oldukça hareketsizdir. Yrd. Doç Dr. Mehmet Top'un Meydan Medresesiyle ilgili yazısı İhsan Çölemerik'in Meydan Medresesiyle ilgili yazısı KIRMIZI KÜMBET ZAVIYESI Güleres baba mahallesinde mezarligin bulundugu sirtin güney tarafinda yeralmaktadir. Günümüzde yapi oldukça harap ve yikilmis vaziyettedir. Kalan duvar kalintilarindan planini belirtmek mümkün olmustur. Yapi, dogu bati dogrultusunda dikdörtken planli olup, 16.50mx11.80m dis ölçülere sahiptir. Yapiya bati cephesinin kuzey kösesinde bir kapi ile girilmektedir. Burada doguya dogru genisleyen bir hole geçilmektedir. Bundan baska kapilar hol’e açilan dogu ve güney taraftan dört oda yer almaktadir. Bu odalar kare ve dikdörtken planli bir özellik tasimaktadir. Yapilan yüzey arastirmasinda, yapida firuze renkli çini parçalarina rastlanmistir. Bununda kazisinin yapilmasi halinde yapi tam olarak ortaya çikabilecektir. HALIL KILISESI Hakkariye 10 Km mesafede ana yol kenarindaki Halil mevkiyinde bulunmaktadir. Nasturiler ait olan yapinin üzerinde kitabe ve sgüsleme mevcut olmadigindan, hangi tarihte kim tarafindan yapildigi bilinmemektedir. Kilise6.70mx13.70m dis ölçülerine sahip, dogu bati dogrultusunda uzanan dikdörtgen planlive iki bölümden olusmaktadir. Batidaki birinci bölüm daha büyük tutulmus. Buraya bati cephesinden bir kapi vasitasiyla girilmektedir. Bu bölümün üüzeri dogu bati dogrultusunda uzanan besik tonozla örtülmüstür. Duvarlara dolap nisleri açilmistir. Dogudaki ikinci bölüme birinci daha büyük olan birinci bölümden iki kapi vasitasiyla geçilmektedir. Kapilardan biri ortaya yakin yerde sivri kemerli bir girinti içerisinde, sivri kemerli bir açikliik seklinde, digeri ise güney kösesinde sivri kemerli açiklik biçimindedir. Oda kuzey güney istikametinde dikdörtgen biçimli ve tonoz örtülüdür. Bu bölümün dogu duvarina kapi eksenine gelecek sekilde sivri kemerli bir nis yerlestirilmistir. Yan duvarlarda dolap nisleri bulunmaktadir. Yapinin tamaminda tas malzeme kullanilmis olup, dis cephelerde düzgün sirali kaba yonu taslar görülmektedir. Yapi oldukça saglam distan düz toprak dam örtülüdür. DERAV KILISESI Zap vadisinde üzümcü köyünü ilerisin de derav mevkiinde bulunmaktadir. Zap suyunun karsi taraftaki sirtta egimli bir arazide kurulmustur. Nasturilere ait oldugu kabul edilen yapinin üzerinde kitabe veya süsleme olmadigindan yapinin tarihi ve dönemi bilinmemektedir. oldukça küçük olan yapi 6.85mx10.00m dis ölçülere sahip oldugu bati dogrultusunda uzanan dikdörtgen bir plandir. Dogu bati dogrultusundan dikdörtgen planli odanin üzeri besik tonozla örtülüdür. Bati tarafi açilmis mazgal pencerelerden yapi aydinlatilmistir. Ikinci odaya buradan sivri kemer açimlikli iki demir bir kapidan girilmetedir. Burasi kuzey güney dogrultusunda dikdörtken planli ve besik tonoz ile örtülüdür. Dogu tarafindan besik tonoz kayliklara oturmaktadir. Iki yan duvarina dolap nisleri açilmistir. Yapinin yapinin tamami moloz taslar ve kayalardan yapilmistir. Distan üzeri toptrakla örtülüdür, yer yer duvarlari yikilmistir. Buna ragmen saglam bir yapidir. KELAT SARAYI Şemdinliye 17 km uzaklıktaki eski ilçe merkezi Nehri'nin güney batısında dere kenarında kurulmuştur. saray(konak) büyük ölçüde yıkılmış olup halen ayakta kalan iki kemer ve bir duvar bulunmaktadır. Üç katlı ve muntazam bir yapı olduğu günümüzde güney duvarı kısmen ayakta kalmış diğer kısımları tamamen yıkılmıştır. Sarayın doğu cephesinde her kata dokuzar pencere açıldığı, kuzey cephesinde ise ortada üç kata tekabül eden sivri kemerli iki açıklık, bunun yanındaki katlarda da üçer pencere açıldığı görülmüştür. Yapı kuzey güney doğrultusunda dikdörtgen planlı olduğu ve üç katlı olduğu anlaşılmıştır. Sarayın günümüze kadar ayakta kalan güney duvarındaki kalıntılardan, cephenin ortada kapı ile bunun yanındaki pencereler ile hareketlendirdiği görülmektedir. cephenin ortasındaki kapı anıtsal bir portakal şeklinde düzenlenmiştir.İç içe kademelendirme yapan sivri kemerli açıklığa sahip kapı dıştan taşıntılı kuşatma kemeri ile sınırlandırılmıştır. Sivri kemer özengi seviyelerine ise kademeli yerleştirilmiş iki kademeli konsolsu çıkmalarla vurgulanmıştır. kapının iki yanındaki yüzeylerde biraz üst kısımda yer alan pencereler,dik dörtgen çerçeveli olup, sivri kemerde son bulmaktadır. Konağın ayakta kalan kalıntılarında duvarların düzgün kesme taşlar kalkandan ( kireç taşı ) yapılmıştır. Yapının kesin tarihini veren kitabe ve herhangi bir yazılı belge mevcut değildir. ancak mahalli kaynaklara göre Seyit Ahmet Sıddık tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Seyit Taha-i Hakkari'nin torunlarından olan Seyit M.Sıddık,Seyit Übeydullah'ın oğlu olup 1878-1903 yılları arasında yönetimde etkili olmuştur. KAYME SARAYI Saray Nehrin'deki eski yerleşmelerin kuzey tarafında, bugünkü köy evlerin batısında yer almaktadır. iki katlı yapılmış olan saray,18.80+24m.ölçülerinde kuzey güney doğrultusunda dikdörtgen bir alana oturmaktadır.Günümüzde sarayın kuzey ve batı duvarları ekseriyetle,doğu ve güney duvarları kısmen ayakta kalabilmiş,örtüsü tamamen yıkılmıştır. Yapının zemin ve birinci katları birbirinin aynı, ortada dikdörtgen iki salon ile bulunduğu batı taraflarında sıralanmış dörder odadan meydana gelmiştir. Sarayın kuzey ve güney cephelerinde ortalarına açılmış kapılardan girilmekte,odalara hem salondan hem de birbirlerinden geçmektedir. Yapının yıkılmış doğu cephesi dışındaki kuzey güney ve batı cephelerinin kapı ve pencerelerle hareketlendirildiği görülmektedir.kuzey cepheye sivri kemerli bir girinti içerisindeki, sivri kemer açıklıklı kapı ile bunun iki yanında altlı ve üstlü olmak üzere dört pencere açılmıştır. pencereler bir girinti içerisinde yer almaktadır. ayrıca kapının üzerinde üst kaşa açılan ahşap konstrüksiyonlu bir balkon olduğu anlaşılan açıklık bulunmaktadır. yine bu cephede tek süsleyici unsur olarak karşımıza çıkan kapı kuşatma kemerinin sağ ve sol üst köşelerine birer kitabe yerleştirilmiştir. Kitabeler mermer üzerine ikişer satır halinde sülüs hatla yazılmıştır. Sağdaki kitabede; (1332-1910) tarihi yazılı olup şu ibare yazılmıştır. "deki kapılarında hamd vardır. Oraya emniyet ve selametle giriniz " Sonraki kitabede; "Bu ev (girenlere) esenlik verir. Bakanlara hicri"1330 tarihini (1909) müjdele"ibresi yazılıdır. Yapının batı cephesinde altlı üstlü sekizer pencere ile hareketlendirilmiştir.Pencereler birbirinin aynı, sivri kemerli bir girinti içerisinde yuvarlak kemerli açıklık şeklindedir.Güney cephesinde ise sadece kapı ve pencerelerin yerleri belirlenebilmektedir. Bunun dışında büyük ölçüde yıkılmış vaziyettedir. Sarayın cephelerinde düzgün kesme taş, içteki odaların bölme duvarlarında moloz taş malzeme kullanılmıştır. Cephelerindeki düzgün kesme taş işçilik dikkat etmektedir. Yapının kuzey cephesinde giriş kapısı sağ ve sol köşelerine birer tane kitabe yerleştirilmiştir.sağdaki kitabede H.1332 (1911) soldaki kitabede H.1330 (1909) tarihi yer almaktadır.Buna göre Nehri'deki Kayme sarayı 1909-1911 tarihleri arasında inşa edilmiştir. Kitabelerde, yaptırana ilişkin herhangi bir isim yer almamakla beraber Seyit Übeydullah'ın oğlu Seyit Abdullah tarafından yaptırıldığı kabul edilmektedir. Turizm Hakkari yolu üzerinde, Vana 35 km Çavuştepe önemli bir Uranyan kalesidir. 1970 de kazı yapılmış olan bu yerde bugün, tapınakları, bir sarayı, kutsal bir sunağı ve yazıtları görebilirsiniz. Hakkari'ye giden dönemeçli yol üzerinde Zernek Baraj Gölü dinlenmek için hoş bir durak yeridir. Vana 60 km de Hoşap'ta, 17. yüzyıldan kalma ve peri masallarını andıran bir kale küçük bir tepenin üzerinde yükselir. İç kısmı kötü şekilde hasar görmüş olmakla beraber, dış duvarlar, mazgallı siperler ve küçük kuleler iyi korunmuştur. Van Gölü civarındaki ilginç yerler arasında huzur veren çay bahçesi ve restoranları ile Muradiye Çağlayanı (Van'ın 88 km kuzeyinde) ile Gahnispi-Beyaz Çeşme Çağlayanını (Van'ın 60 km güneyinde)saymak gerekmektedir. Van'ın 203 km güney doğusundaki Hakkari'ye uzanan yol sizi Türkiye'nin en görkemli manzaralarına götürür: Cilo-Sat dağları, ve Zap Vadisi. 1748 metre rakımla bir ortaçağ kalesi kente hakim yerdedir Kültür Turizmi : Antik kentler: Yüksekova Hırvata Köyü Kalıntıları (Yüksekova) Kış Turizmi : Sat Yaylaları, Yüksekova, Cilo Yaylaları, Golan Yaylası, Berçelan Yaylası. Eko Turizm : Yayla turizmi: Sat, Yüksekova, Cılo, Golan ve Bervelan Yaylaları Ornitoloji (kuş gözetleme) turizmi: Yüksekova Foto safari: Cilo ve Sat Dağları, Yaylalar Botanik (bitki inceleme) turizmi: Cilo ve Sat Dağları ile yaylalar Turizm Amaçlı Sportif Faaliyetler : Olta balıkçılığı: Zap Suyu Dağ ve doğa yürüyüşü: Cilo ve Sat Dağları |