#1
|
|||
|
|||
'Benim koruyucu meleğim annem...' düşüncesi çocuğu nasıl etkiler?
Çocuğa aşırı ilgi ve özen gösterme yanlışına kültürümüzde genellikle hanımlar düşer. Evliliğinde kendini yalnız hisseden anneler kendini çocuğuna adamaya, ona fazlasıyla bağlanmaya başlar ve çocuğunu da kendine bağımlı hale getirebilir.
Oysa her güçlükten korunan, aşırı kontrol edilen, sorunları genellikle anne-babası tarafından çözülen çocuklar pasif, beceriksiz ve kendine güveni olmayan kişilik tipi geliştiriyor. Bu yanlış anne-baba tutumuna geç çocuk sahibi olmuş, ilk çocuk anne-babası, tek çocuğu olan, erkek çocuğu evde kral ilan eden ebeveynlerde daha sık rastlanıyor. Çocuk el bebek gül bebek şımartılıyor, kucaktan yere indirilmiyor, “aman üzülmesin, incinmesin, her istediği olsun” denip adeta bir cam fanus içinde büyütülüyor. Her zaman yanında anne ya da babasını bulan çocukta bağımlı kişilik özelliği daha sık gözleniyor. Zamanla çocuk bu bağımlılığı eşine karşı da sergileyebiliyor. Süt kuzusu denilen gençlere dönebiliyor. Dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta ise çocuk henüz bebeklik dönemindeyken “Şımarmasın, bağımlı olmasın” düşüncesiyle yanlış uygulama hatasına düşmemeniz. “Çocuğunuz her ağladığında kucağa alırsanız bağımlı olur” tavsiyelerine çok fazla rağbet göstermeyin. Zira ilk yıllarda bebeğinizi ne kadar çok sevgi ve ilgi ile büyütürseniz kendini o kadar güvende hisseder ve sağlıklı bir gelişme gösterir. *** Anne-babalara notlar Bağımlı yetişen çocuk, anne-babanın beklentisine cevap vermediğinde anne-baba çocuğa duygu sömürüsü ya da yalvarırcasına şefkat yöntemi kullanır. Bu davranış modelinde anne-baba, çocuğuna derin duygularla bağlanır, sebepsiz yere kaygılanıp çocuğa boğucu şefkat gösterebilir. Sevgi ve yakınlıkta ölçünüz öyle olmalı ki çocuk hem her an sizi yanında hissederek destek bulmalı hem de anne-babasını görmediği zamanlarda kendisini özgür hissedebilmeli. |