Çocuğun yuvaya başlama yaşı hep bir tartışma konusu olmuştur. Daha çok erken, durmadan hasta olacak, zaten güzel yemekte yemiyor şimdi orada hiç yemez gibi söylemlerle aileler kendi bahanelerini ortaya koyarlar.

Artık ülkemizde de okul öncesi eğitim gidgide önem kazanıyor. Aileler bu konu ile ilgili bilinçlendirilmeye çalışılıyor.

Kızım Selin şu anda 5.5 yaşında ve iyi bir ana sınıfı öğrencisi. Yıldızlarla dolu yarıyıl karnesini bizlere gösterirken yüzündeki kendinden emin ve gururlu gülümsemeyi hiç unutmayacağım.

5.5 yaşında olmasına rağmen onun okul öncesi eğitimi 28 aylıkken başladı. Çalışan bir anne olarak kızımın bütün gününü evde tek başına birisiyle (büyükanne, bakıcı, dadı, ev öğretmeni vb.) geçirmesi fikri bana doğru gelmemeye başlayınca arayışlarımızda başladı. İlk başlarda yakın çevremizde 2-3 aile oyun grupları organizasyonları yapmaya çalıştık ancak bunda pek başarılı olamadık. Sonunda Selin 28 aylıkken bir yuvanın oyun grubuna başladı. Haftada 3 kez iki saat devam ettiği oyun grubuna gösterdiği çok iyi uyum ve sürekli yuvaya gitme isteği sonucunda çok kısa bir sürede yarım günlü bir öğrenciye dönüştü.




Yuvanın ona ilk pozitif etkisi konuşmaya başlamasını hızlandırmış olmasıdır. 28 aylık bir kız çocuğu olmasına rağmen belli başlı kelimelerin dışında (tabi hiç durmadan kendince konuşmasının dışında) konuşamıyordu. Ben bir an önce konuşmasını isterken o zamanlar duyduğum bir söz belkide genel anne-baba eğilimini çok iyi yansıtıyor; “Anne-babalar ilk yıllarda çocukları konuşsun diye uğraşılar. Sonrada ömürlerinin sonuna kadar onları susturabilmek için.”

Çocukların değişik bir ortamda kendi yaşıtları ile bir arada olması sosyalleşmenin basamaklarından biri. Biz çoğu kişiye göre erken bulunan yuvaya başlama yaşımızla ilgili şimdiye kadar hiç sorun yaşamadık bilakis Selin’in gelişim sürecinde hep artıları oldu.

Ana sınıfına başlarken ağlayan çocukları görünce okul öncesi eğitimin çocukları okula hazırlamakta ne kadar etkili olduğunu bir kez daha gördüm ve geçmişti eşimle birlikte verdiğimiz bu kararın ne kadar doğru olduğunu tekrar teyid etmiş olduk.

Türkiye’nin her bölgesinde eşit imkanlar bulunamasa da en azından elinizde ve çevrenizde böyle bir imkan varken çocuklarınızı bundan mahrum bırakmayın. Emin olun artılarını çok kısa sürede göreceksiniz.

Çocuğun Hayatında Oyunun Önemi

Oyun çocuğun hayatında çok geniş bir yer kaplar. Yeteneklerini farkettiği, yaratıcılığını kullanabildiği, kendini ifade ettiği, zihinsel, fiziksel, duygusal ve sosyal becerilerini geliştirebildiği önemli bir araçtır.

Oyun yoluyla çocuk, bir toplum içinde yaşamanın kurallarını, paylaşmayı, yardımlaşmayı, saygı göstermeyi öğrenir.

Anne-babaların çocuklarına en güzel yaklaşabilecekleri ve onları keşfedebilecekleri zaman oyun zamanıdır.




Çocuğun büyümesi ve ihtiyaçlarının farklılaşmasıyla birlikte annelerin bir araya gelerek oyun grupları oluşturma talepleri artmıştır.

Amerika’da ve Avrupa’da oldukça yaygın olmasına rağmen halen ülkemizde oyun grupları aktif olarak yapılamamaktadır.

Genelde birbirine yakın annelerin bir araya gelerek organize ettikleri oyun grupları evlerde buluşmak zorlaştıkça farklı mekan arayışlarını beraberinde getirmiş ve bu aktivitede zaman için yuvalara kaymıştır. Bunun bir faydası da uzman eğitim kadroları ile yapılandırılmış bir eğitim programı çerçevesinde düzenli olarak yapılması ve çocuğun gelişim evrelerinin gözlenmesidir.

Oyun gruplarının genel amacı, çocukların sosyal özelliklerini arttırırken, kendilerini güvende hissettikleri bir ortamda fiziksel ve zihinsel becerilerini geliştirmektir.

Oyun grupları çocukların eğlenmesi, yeni arkadaşlar edinmesi ve yeni beceriler kazanmasını sağlarken, ayrıca ailelerin birbiri ile tanışması ve tecrübelerini/fikirlerini paylaşması ve uzmanlar ile bilgi alışverişinde bulunmalarına zemin hazırlar.




Oyun grubu için hiçbir çocuk çok küçük değildir. 0-3 yaş arası tüm çocuklar (bebekler dahil) yeni deneyimleri severler. Ancak gruptaki yaş farkının 10-12 ayın üstüne çıkmaması, maksimum 8 çocuğun ve annenin eğitmenle beraber oyun grubunu yapması, mekanın küçükler için güvenli bir hale getirilmesi ve aktivitelerin yaş gruplarına özel hazırlanması gerekmektedir.