PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Evlilik de bekarlık da artık daha zor


ceyLin
25 November 2008, 15:42
ünümüz psiko-sosyal değişimlerinin en büyük göstergesi artık evlilik yapılarıdır. Artık hem evlenmek hem de bir evliliği yürütmek çok zorlaştı. Yaşamın stres oranının artması[Only Registered Users Can See Links] ve zorlamalara bağlı olarak[Only Registered Users Can See Links] insanların tahammül düzeyinin düşmesi[Only Registered Users Can See Links] sorumluluk almayı ve ilişikleri sürdürmeyi zorlaştırmıştır.

Sadece stres mi ? stresin yaşanılan toplumda yüksek olması sadece yeterli neden değil. Bunun yanında toplumsal paranoyalar[Only Registered Users Can See Links] güvensizlikler de hem evlenmeyi hem de evliliği sürdürmeyi olumsuz etkilemektedir. Çocukluğumuzdan beri duyduğumuz “ erkek milletine- kız milletine güvenmemelisin[Only Registered Users Can See Links] havasına-suyuna –kızına güvenmemelisin[Only Registered Users Can See Links];vb. gibi telkinler ile artık maalesef birbirimize güvenmiyoruz.

Karşı cinse yaklaşımların başladığı ergenlik döneminden itibaren “yaklaş-kaç” çelişkisi artık sadece ergenliği değil tüm yaşamımıza hükmetmektedir. Ergenlik döneminde karşı cinse ilgi duyan biri[Only Registered Users Can See Links] aynı zamanda da akranları tarafından “güvenme” telkini ile bir çatışmanın içinde bulur kendini. Bu nedenle sevmek- sevilmek[Only Registered Users Can See Links] bağlanmak-uzak durmak arasında sıkışır kalır. Bu güvensizlik ileri de partnerinin her zaman yedeğini bulundurma şeklinde gösterir. Artık postmodern çağımızda yedek sevgili veya partner olması moda halini almıştır. Neden? Partnerine güvenmeyen birey[Only Registered Users Can See Links] terk edilme korkusu[Only Registered Users Can See Links] tatmin olamama[Only Registered Users Can See Links] farklı beklentiler gibi nedenler ile hep bir kaygı ve güvensizlik yaşamaktadır. Bunun yanında evlilerde ise farklı bir paylaşım adına sadakatsiz davranışlar ve takıntılı düşüncelerden kurtulmak adına reel veya sanal yedek partnerler aramaktadır.Gerek bekarların güvensizliği ve sorumluluk almaktan kaçmak adına evlenme süresini hep ertelemeleri[Only Registered Users Can See Links] gerekse evlilerin psiko-sosyal nedenlerden dolayı eleştirdikleri ama yaptıkları hataların nedenlerini incelemek gerekir.

Evlilik yaşı da toplumsal değişimlere bağlı olarak yükselmektedir. Artık erkekler 35-40 arası bir hedef koyarken kadınlar[Only Registered Users Can See Links] yaş altını pek düşünmemektedirler. Kadının 30 yaşına kadar bu süreci uzatmasının altında aynı zamanda ekonomik ve mesleki sorunları çözüp evlenmek[Only Registered Users Can See Links] kendini evlilik öncesi ve sonrasında da güvene almak düşüncesi de vardır. Tabi sadece güvence ötesinde de yaşın ilerlemesi “ DOĞRU İNSAN” kavramını da tartışmamıza neden olmaktadır

Hep soruyorum danışanlarıma ve eğitim verdiğim gruplara nedir doğru insan? Aslında cevaplar o genel ki? -Ahlaklı olsun- işi olsun[Only Registered Users Can See Links] saygılı güvenilir olsun… olsun….olsun diye devem ediyor…peki evlenmek için yok mu ahlaklı güvenilir…… insan. Yoksa biz mi bulamıyoruz. Bu noktada cinsiyete göre yorum yapmak istiyorum.

Kadınlar[Only Registered Users Can See Links] her ne kadar şeklen etkilense de evlendikleri kişilerin işi ve mesleği artık seçimlerinde daha etkili.çok sevmek aşık olmak bile yetmiyor artık[Only Registered Users Can See Links] para[Only Registered Users Can See Links] kariyer[Only Registered Users Can See Links] güç[Only Registered Users Can See Links] kadınlar artık bu referanslara daha çok önem vermektedirler.

Erkekler[Only Registered Users Can See Links] temelde güzel kadın olması bir erkek için aslında ilk şart. Eğer erkeğin özgüveni yüksek ise[Only Registered Users Can See Links]üzelliği ön plana alıyor. Ama güvensizlik ile hareket ediyorsa[Only Registered Users Can See Links] standartlarının altında biriyle evlilik yapabiliyor.Veya bazı kriterleri es geçebilmektedir.

İşte Sokrates in yorumu:

Öğrencileri Sokrates’e sormuşlar:

- Evlenmek mi iyidir[Only Registered Users Can See Links] yoksa bekâr kalmak mı?

Sokrates duraksamadan yanıtlamış:

- Hiç fark etmez!

Öğrenciler şaşırmışlar. İçlerinden biri üstelemiş:

- Nasıl fark etmez üstadım? Birinde tek başınasınız[Only Registered Users Can See Links] ötekinde hayat yoluna iki kişi devam ediyorsunuz?

Sokrates söylediğinden şaşmamış:

- Fark etmez. Çünkü ikisinde de pişman olursunuz.

Sokrates’in öğrencileri bu yanıttan tatmin oldular mı olmadılar mı bilinmiyor. Bilinen bir şey varsa[Only Registered Users Can See Links] evliliğin lehinde ve aleyhindeki evrensel külliyatın çok zengin olduğudur. Tayland ahalisine göre [Only Registered Users Can See Links] “Evlilik[Only Registered Users Can See Links] dışarıdakilerin içine girmek için[Only Registered Users Can See Links] içindekilerin de dışına çıkmak için uğraşıp durdukları bir mapusane gibidir.”

Türkler ise “Bekârlık sultanlık[Only Registered Users Can See Links] evlilik krallıktır” deyip avunurlar



Tabi sadece bu kadar değil. Mesela yine Sokrat ;

“Mutlaka evlenin[Only Registered Users Can See Links] eğer eşiniz (erkek yada kadın) iyi çıkarsa mutlu olursunuz. Kötü çıkarsa filozof olursunuz” diyor. Bu durumu yorumlarsak;

eğer ilişkiniz boyunca eşinizi hep değiştirmek (adam etmek) için mücadele ediyorsanız siz iyi bir filozof olursunuz. Hatta bu konuda felsefe kürsüsünde ders verebilirsiniz.

İlişkide karşıdakini ısrarla değiştirmeye çalışmak Türk deyimiyle “adam etmek” tamamen hayal kırıklığı ve gökyüzünü mızraklamaktır bence. Onun yerine adam olmuş birini tercih etmek gerekir.

“bBize başvuran danışanlarımızın bu konuda en çok rahatsızlık duydukları nokta[Only Registered Users Can See Links] eşlerinin(sevgililerinin) değişmemesi[Only Registered Users Can See Links] kendi gözleriyle olaylara bakmamasıdır. Aslında biz onları değiştirmeye çalışırken[Only Registered Users Can See Links] onlar daha fazla direnç göstermektedir. Bu bir uzlaşmadan çok güç gösterisi halini almıştır. Ama bunun farkında olmadığımız için partnerimizin değişmediğini görürüz. Fakat [Only Registered Users Can See Links] samimi arkadaşı onu istediği zaman değiştirebilir.Burada önemli olan kullanılan dil ve amaçtır.

Evliliklerin bu kadar zor yürütülmesinin bir başka nedeni ise[Only Registered Users Can See Links]ıktan yoksun olmaktır.uzman olarak görev aldığım “Boşanmak istemiyorum” programındaki senaryoların tümünde hep ayın tema var: iletişim engelleri ve problem çözme becerileri yetersizlikleri. Burada Eğer eşiniz ile bütünleşememişseniz[Only Registered Users Can See Links] onu bir yabancı gibi görebilirsiniz. Hatta onun sevgisinden ve sadakatinden şüphe edersiniz. Bunu test etmek adına ayrılmayı[Only Registered Users Can See Links] boşanmayı da önerir[Only Registered Users Can See Links]öf yapabilirsiniz. Fakat bu gibi test yöntemleri tamamen yanlış ve ilişkiyi yıpratıcı uygulamalardır.Evliliklerde önerdiğim en büyük yöntem;şeffaf olmaktır. Eşinize veya sevgilinize açık olun. Duygularınızı [Only Registered Users Can See Links]üşüncelerinizi açık ve uygun bir ses tonuyla iletin. Bunu anlayamadığı için eleştirmek yerine üzüntünüzü bildirin.

Evliliklerin zorluğunun bir başka nedeni ise bekarlık alışkanlıklarıdır. Özellikle güvensizlik[Only Registered Users Can See Links] bağlı kalamamak[Only Registered Users Can See Links];hiç kimse vazgeçilmez” felsefesidir. Oysa evlilik[Only Registered Users Can See Links] emek ve fedakarlık edilmesi gereken kutsal bir yuvadır. Ailenin temeli olan evliliklerde kutsallığına inanmayan bireylerin eşleri için fedakarlık etmeleri beklenemez.

Evlenmek isteyen bireylerin aile kavramına inanmaları gerekir.

Evlilik sadece aşk üzerine olmamalıdır. Evlilik tek bire neden üzerine de olmamalıdır. Evlilik bir bütündür. Sadece birkaç uyum yeterli değildir.

Bu noktada evlilik teorileri şöyledir.:

*tamamlayıcı evlilik

*zıt çekicilik

*benzerlik ilkesi.

Benim önerdiğim yöntem[Only Registered Users Can See Links] ilkesidir. Evlenecek insanla benzerlikleriz evliliğin sağlamlığını arttırır. Aynı kültür[Only Registered Users Can See Links] aynı değerler[Only Registered Users Can See Links] inançlar[Only Registered Users Can See Links]ğerler[Only Registered Users Can See Links] hayat felsefesi gibi konularda benzer biriyle evlenmek daha sağlıklı ve mantıklıdır.

Bu nedenle hayatta en önemli iki seçim olduğunu düşünüyorum.EŞ_İŞ

Doğru bir evlilik yaşamınızın tüm alanlarına etki edecektir.

Evliliklerin zamanla değişimi de toplumun ruhsal ve sosyal yapısını göstermektedir.İnsanlar artık daha güvensiz[Only Registered Users Can See Links] daha az sorumluluk almak istemekte[Only Registered Users Can See Links] daha fazla bağımsızlık istemektedirler. Özellikle sosyal hayatın hızlı yaşanıldığı yerlerde hem evlilik yaşı hem de bireylerin birbirine olan güvensizlikleri daha fazladır.

Bunun yanında ergenlikten gelen çatışmalar otuzlu yaşlarda da devam etmektedir.Özellikle “evlenilecek insan-eğlenilecek insan” ayrımı da son zamanlarda trendi yüksek olan bir söz. Yıllarca ilişki sürdürdüğü kişiyle evlenmemek bu sözün göstergesidir.

Üniversite okuduğum yıllarda profesörümüz şöyle söylemişti: herkesle çıkarsınız [Only Registered Users Can See Links] sonra el değmemiş[Only Registered Users Can See Links] göz görmemiş birini bulup evlenmek istersiniz.” İşte bu cümlede de ruhsal çatışmalarımız mevcut. Yani hem yaklaş hem kaç. Aslında çıkmak istediğimiz kişi ile evlenmek istediğim kişi çoğunlukla aynı olmayabilir. Özellikle tecrübesiz kişiler merak ve bilgisizliğini gidermek için ilişki yaşamak isterler. Fakat tam olarak ne aradıklarını bilmedikleri için karşıdaki insanı da mutsuz edebilirler.Bu nedenle ilişkilerde beklentilerin net ve açık olması ilişkinin başlangıcı ve devamı için gereklidir.



Yani genel olarak artık evlenmek ile bekar kalmak arasında insanlar düşündükçe zamanın ve yaşın ilerlemesini yarattığı farklı bir kaygı içinde kendilerini bulmaktadırlar.

Yani kaygılarımız[Only Registered Users Can See Links] çelişkilerimiz[Only Registered Users Can See Links]ımız[Only Registered Users Can See Links] yüksek boşanma oranları[Only Registered Users Can See Links]üksek stres faktörleri[Only Registered Users Can See Links] tahammülsüzlük[Only Registered Users Can See Links] sabırsız yaşam gibi nedenler hem evliliklerin yürümesini zorlaştırmakta hem de bekarların evliliğe karşı durmalarına neden olmaktadır.