#1
|
|||
|
|||
Mutlu EvlİlİĞİn Sirri AŞk DeĞİl
MUTLU EVLİLİĞİN SIRRI AŞK DEĞİL 'Evlilik öncesi yaşanan aşkın seviyesi evlilik sırasında belirleyici değildir' diyen ünlü psikiyatrist Prof. Dr. Mehmet Sungur'a göre, aşk bir görme kusuru, evlilik de bu kusurun tedavisi.... Günümüzde aşklar da bir başka yaşanıyor, aşıklar da bir değişik! Kimisi günübirlik ilişkilerle mutlu olmaya çalışırken, kimileri aradığı kadınerkeği bulamamaktan yakınıyor. Hatta, "Evlenecek kız-erkek mi var?" diyecek kadar da vahim durum... Herkes karşısına 'doğru insan'ın çıkmasını bekliyor. Peki, gerçekten 'doğru insan' diye bir şey var mı? İşte bu soruyu ve evlilikaşk üzerine daha birçok soruyu sordum Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Sungur'a. Aşk ve evlilik hakkında kitapları bulunan Prof. Dr. Sungur, gerçekte mutlu evliliğin sırrının aşk olmadığını belirtiyor. İşte Prof. Dr. Sungur'un herkesin kendine pay çıkaracağı açıklamaları... HAYALİ BİR İLİŞKİ... Aşk yüzde 100 çok doğal, saf bir duygu. Ama aynı zamanda bana göre bir görme kusurudur. Evlilik ise bu kusurun tedavisidir. Çünkü aşıkken nasıl görmek istiyorsak öyle görüyoruz partnerimizi. Olmasını arzuladığınız her şeyi onda görüyorsunuz. Ve herkes, 'bu çift birbiri için yaratılmış' diyor. Rüya gibi... Aşık olanlar da evliliğin ödüllerle dolu bir müessese olduğunu düşünüyor. Hayali ve düşsel bir ilişki oluşturmuşlar. Başka kimseye ihtiyaçları olduğunu düşünüp göremiyorlar, çünkü görme kusurları var. Bir nevi bağımlılık oluyor ve birbirlerine güçlü duygular besliyorlar. Evlilik söz konusu olduğunda ise aşık olduğunuz kişiden farklı bir kişi görüyorsunuz. Onun özelliklerini tanımaya başlıyorsunuz ve hayal ettiğiniz özelliklerin olmadığını anlıyorsunuz. Ve yavaş yavaş bu hayali birliktelik gerçeklerle kirlenmeye başlıyor. Taraflar arasında farklar açığa çıkmaya başlıyor. Aşk ne kadar büyükse bu fark da o kadar çok açığa çıkıyor. Ve hayal kırıklığa uğrama şansınız artıyor. Hayata anlam veren o kişi bir süre sonra dışarda yağan yağmurun nedeni olmaya başlıyor. Eşler birbirlerine olumsuz algılamaya başlıyor. Karşılıklı suçlamalarla eleştiriler yaşanıyor. OLGUNLAŞMIŞ SEVGİ... 'Mutlu evliliği ya da mutsuz evliliği belirleyen şey partner midir?' sorusuna geliyoruz. 'Doğru insan' diye bir kavram yoktur. 'Doğru insan potansiyeli taşımak' diye bir kavram vardır. Bir insana ne kadar değer veririseniz o kadar doğru insan olur. Değeri sizin verdiğiniz ölçüde artar. 'Gerçek aşk' diye bir şey yoktur ayrıca, romantik aşk ve olgunlaşmış aşk vardır. Romantik aşk engellerle beslenir. Evlilikte aşkın bitmesi kesinlikle kötü bir şey değildir. Çünkü onun yerini daha güçlü bir sevgi alıyor, bu da olgunlaşmış sevgidir. Olgunlaşmış sevgi de karşının tüm özelliklerini benimseyip kabul etmektir. Tolere etmiyoruz, kabul ediyoruz. Önce sizi tolere edeceğim ama sonra bunu kabul etme aşaması olacak ve en son bunu kabul edip sindireceğim ve karşımdakini hala seveceğim. Bütün bunlar bize şunu gösteriyor; herkesin becerebileceği bir şey değil evlilik. |