#1
|
|||
|
|||
Çırpınışlarım...
Çamurlara bulanmış gece
Göz kapaklarıma bağdaş kurup, Kirpiklerime dokundukça dökülüyor –Sen diye büyüyen özlemlerim- Günahla mayalanıp acıyla pişmiş yüreğimde Sızılarım sarmaşık gibi boy atarken, Tırmalıyor yanağımı, parçalanmaya hazır onca gözyaşı. Küstah yalnızlığın kollarında gençliğim şimdi Ruhumu dövüp bakışlarımı tavana asarken, Göğüs uçlarında kuruyorum.–sana susayarak- Görmüyor musun? Ve. Öpüşlerinden arta kalan kırıntılar tenimi yakarken, Adını her zikrettiğimde –Ah tanrı’m- Kelimeler ağzımda kül olup, Yakama yapışmış acizlikle beraber Sağırlaşan karanlığa bedenimi atıyor. Gölgemin önüne başımı kaç kez düşürüyorum, Gövdeme ekili sensizlik tohumlarıyla birlikte. Tozların içinde beni intihara sürükleyen kokuna sokulup, Kör keşişten çaldığım dualarla ağıt yakıyorum. –yokluğuna- Çektiğim nefeslerin kirli tırnakları Adını dilimin üstünden kazımak istese de, Senli başlayan harfleri yutkunarak, içimde saklıyorum. -Yaratılmış en büyük mucizemsin- Rüyalarda bile cennet kapısını aralayıp Bastığın her kum tanelisine Titreyen dudaklarım secde ediyor Hissetmiyor musun? sevgilim Dört yanı dağlarla kuşatılmış Kırlangıcın ayaklarında yarayım, Kabuklaşıp döküldükçe toprağın içine Acılarımla yeşeriyorum yeniden -Doğan her sancılı sabahın beşiğinde.- Ayrılıklar gelip geçiyor, Kurtlanmış bedenimin üzerinden -Böcekleşip eziliyorum- Akbabaların pusu kurduğu sahipsiz yollarda. Hangi rüzgârın kanadına tutunsa parmaklarım, Fırtınanın kolları arasında buluyor kendini Nasıl ağlıyorum ah bilsen İlk emekleyişinde yere düşüp Cesaretini kıran bebek gibi. Şairin kaleminden kaçan şiir gibiyim İmgelerim sessizce göklerde Oynaşan kuşların kalplerine akarken, Semalarda gri bulutlar ciğerime vuruyor tokadını. Nice ülkelerin peri kızları yakamda Kudurmuş köpek gibi boğuşup, Yırtılan umutlarımı avuçlarıma alarak Sana haykırıyorum Sana, Gel. Varlıkları inkâr edilip Cehennemin dikenli otları içinde aşk diye İnletilen kızıl renkli çocukların döktüğü sevapları gör de Gel. Duymuyor musun? Diz kapakları paslı iğnelerin ağzında kırılmış Fakir karıncaların dualarını sırtıma alıp geldim, Yokluğunun huzuruna. El açıp yalvarıyorum –s o n d e f a- İtme beni ne olur kuyuma. Sevgilim. Sensizken güneş düşse koynuma, Buz olup dağılıyorum toprağa B i l m i y o r s u n. |