#1
|
|||
|
|||
Kalbe Düşen Damlalar
"Hakiki hayat, ruhani ve cismani hayatın omuz omuza ve atbaşı olduğu hayattır.
Böyle bir hayat, aynı zamanda, burada hakiki insan hayatını sümbül verecek bir tohum; ötedede salkım salkım boy atıp gelişecek cennetlikler hayatıdır" MUTLULUĞUN GİZİ Bir tüccar "mutluluğun gizi"ni öğrenmesi için oğlunu insanların en bilgesinin yanına yollamış. Delikanlı bir çölde kırk gün yürüdükten sonra, sonunda bir tepenin üzerinde bulunan güzel bir konaga varmış. Söz konusu bilge, burada yaşıyormuş. Bir ermişle karşılaşmayı bekleyen bizim kahraman, girdiği salonda hummağalı bir manzarayla karşılaşmış. Tüccarlar girip çıkıyor, insanlar bir köşede sohbet ediyor, bir orkestra tatlı ezgiler çalıyormuş. Dünyanın dört bir yanından gelmiş lezzetli yiyeceklerle dolu bir masa da varmış. Bilge sırayla bu insanlarla konuşuyormuş ve bizim delikanlı kendi sırası gelmesi için iki saat beklemek zorunda kalmış. Delikanlının ziyaret nedenini açıklamasını dikkatle dinlemiş bilge; ama "mutlulugun gizi"ni açıklayacak zamanı olmadığını söylemiş ona. Gidip sarayda dolaşmasını, kendisini iki saat sonra gelmesini söylemiş. "Ama sizden ricada bulunacağım" diye eklemiş bilge. Delikanlınıneline bir kaşık verip sonra bu kaşığa iki damla sıvı yağ koymuş. "Sarayı dolaşırken bu kaşığı elinde tutucak ve yağı dökmeyeceksiniz." Delikanlı sarayın merdivenlerini inipo cokmaya başlamış. Gözünüde kaşıktan hiç ayırmıyormuş. İkisaat sonra bilgenin huzuruna çıkmış. "Güzel, demiş bilge. peki yemek salonumdaki Acem halılarını gördünüzmü? Bahçıvanbaşının oluşturmak için on yıl uğraştığı bahçeyi gördünüzmü? Kütüphanedeki güzel perşomenleri fark ettiniz mi? Utanan delikanlı hiçbirşey görmediğini itiraf etmek zorunda kalmış. Çünki bilgenin verdiği ikidamla yağı dökmemeye çalışmış, başka bişeye dikkat etmemiş. "Öyleyse git, evimin harikalarını tanı" demiş ona bilge. "Oturduğu evi tanuımadan bi insana güveemezsin." İçi rahatlayan delikanlı kaşığı alıp sarayı gezmeye başlamış.Bu kez, suvara asılmış, tavanları süsleyen sanat yapıtlarına dikkat ediyormuş. Bahçeleri, çevredeki dalları, çiçeklerin güzelliğini, bulundukları yerlere yakışan sanat yapıtlarının zarafetini görmüş. Bilgenin yanına dönünce, gördüklerini bütün ayrıntılarıyla anlatmaya başlamış. "Peki sana emanet ettiğim iki damla yağ nerede?" diye sormuş bilge. Kaşığa bakan delikanlı, iki damla yağın dökülmüş olduğunu görmüş. "Peki" demiş bilgeler bilgesi. Sana verebileceğim tek bir öğüt var: "Mutluluğun gizi, dünyanın bütün harikalarını görmektir; ama kaşıktaki iki damla yağı unutmadan..." |