#1
|
|||
|
|||
Seyduna ve Şahrud (kavuşamayan iki aşık ırmağın öyküsü)
(Yitik öyküdür)
Tarihten iki ayrı coğrafyaya damlayan İki ayrı yürekte durmadan kanayan Seyduna’yla Şahrud Yüreklerin akarken bıraktığı izi Birbirlerinin gözlerinde aradılar. Yoktu. İki iklim farkıydılar Ne zaman göz göze değseler Yangın çıkmayacak denli uzaktılar. Yalnızca aynaların dökülen sırrına yansırdı Üçüncü bir kente düşmüş suretleri Şahrud gökyüzü geliniydi. Yüzüne bulut inse dolardı masal gözleri. Bir solukluk rüzgarda bile Usul usul kanardı gelincik bedeni. Seyduna yeryüzü cehennemi. Ölüm çağrılı uçurumlarda sınardı sevdasını Yalnız ufuk çizgisinde buluşurlardı Onu da güneş günde iki kez ateşe verirdi. İki iklim ayrıldılar. “Ya Şahrud!” dedi Seyduna “Gözlerime mermi diye sevdanı sürdüm. Ardına bakma gözyaşımla vurulursun. Su gibi git.” Şahrud’un yüzüne keder mayın gibi durdu. Ve zaman gözlerinin su yeşilinde kuruldu. Hüzün bir Buda heykeli gibi çırılçıplak Yüzlerine oturdu. Rivayet odur ki Şahrud vardığı denizlerde hala Seyduna türküleriyle uyanmakta Seyduna Şahrud’un gözlerinden kalan Masalla yaşlanmakta. |