#1
|
|||
|
|||
çekiyorum Sevgimin Tetiğini!!!
Çekiyorum sevgimin tetiğini
Kalbimi namlunun ucuna hedef gösterip O korktuğun sevgimle vuruyorum kendimi Sen önce vurdun sonra acıdın bu can'a Matem rengi kelimelerle oynar oldu ellerim Her yeri sis kaplamış Uzaklığın gözlerimin önünde erirken çarelerim git gide tükeniyor Vuslatının eşiğinde sefalete sürükleniyorum sanki Ruhuma düşen cemrelerin tükendiğinden olsa gerek soğudu içim Bir bahar esintisi, ufkuma doğacak güneş, seyrime düşen meltem zannetmiştim Oysa şimdi buz kapladı yüreğimi Zamana sığındım titreyen yetim bir çocuk masumluğunda Aslını görmeyen gölge cahilliğinde kaldım karanlıklarda Yaralarıma parmaklarımı bastırdım görünmesin diye Ama ellerimden taştı kandamlaları Bakışların tuz gibiydi yar kanadı yaralarım Saklanmadım Boğazımı dikenli tellerin yırttığını umursamadan yuttum bakışlarını Yelkenleri suya indi gönlümün Dimağımda kuru gürültülerden bozma suskunluğum Sen “benden ne istiyorsun” dedikçe lal kesildi dilim Hiçbir şey istemedim senden Beklemedim beni sev diye Çekilenin nereden geldiğini iyi biliyordum Kıymet biçilen ruhuma bu kadar acı reva görülmüştü Aşka düşkünlük varmış serde ki kalbim gölgene düşmüştü Kabullendim İtiraza yeltenmedim hiçbir zaman. Günahmış,yasakmış seni sevmek bana Haram oldu adını anmak Cesaret istermiş seni sevmek bilmezdim Ama en cesur halimle ben seni sevdim Kıymetsizmişim gözlerinde Bendeki kadar bakışın olamamışım Ve sen en çok da bunu vurdun suratıma Ağır geldi seni sevmelerim. Artık korkmayacaksın sevgimden Saklı tutacağım Çatı aralarına gizlenmiş sandıklarda çürüteceğim duygularımı Küf kokacak bütün düşüncelerim Ellerimde buharlaşacak gözyaşlarım Seher vaktine emanet edip gözlerimi sensizlikle dolu uykulara dalacağım Rüyalarımda yaşlanacak sana olan sevdam Saçıma aklar düşürse de yalvarışlarım, bu zindanda müebbet yese de hayatım dayanacağım Nefesime sinen “seni seviyorum” deyişlerime inat dayanacağım. Sensizliğe dayanabildiğim kadar dayandım Darmadağın olduk bazen Sen kızdın ben sustum Kaskatı yumruklar savurdun bedenime Görünür izlerini hep kapattım ellerimle Ne yana dönsem vurdu sözlerin Sol yanımı esir aldığında sağ yanım tutsağın olmuştu Geceler iliklerimize kadar boğulmuştu zehir zıkkım olan zamanın koynunda Yağmura susadım sana kandım Toprağa düştüm aşkınla yandım Geceye tutundum sesinle derinliğine daldım Çağlayan oldun aktın içimdeki boşluğa Oysa taşkınlığın ne beni, ne de seni bırakmadı etrafımda Kalamadık ki sözümüzde Savaşa yenik düştü gönül erlerimiz Hiçbir hekim saplanan hançer yaralarını kapatamadı Semada inleyen feryadu figana ağızlar açık kaldı Aşkımın sinesine hüzün değdi bu gece Eylül'dü nede olsa Gök sıkıntılarını suretime kusarken ben kendimde boğuluyordum Dizlerimin üzerine çöküp deprem gibi sarsıyordum kendimi; seni sevmelerim yaprak gibi dökülsün diye Akreple yelkovan arasına sıkıştırılmış küçücük bir kelebeğin hayatıydı ömrüm Rüzgârına kapılmıştım, nereye savursan gıkım çıkmadan gidecektim Denizleri aşmak, dağları delmek, çölleri yurt edinmek değildi bendeki Aştığım yollardan da derdinle çoğalarak ve katlanarak geçiyordum Hiçbir yer mesken olamadı bana ve ben sığamadım zamanın koynuna Yokluğunu taşımaktan omzumdaki izler derinleşiyor git gide Ağırlık çoğaldıkça dizlerimdeki derman düşüyor. Halime inat kalbimden dilime bir çift söz ilişiyor; Seni seviyorum |