#1
|
|||
|
|||
Leyla Dilinden Gazel
Leyla Dilinden Gazel
. Felek, bağrımı kan etmeden, gönlüm açılıp serpilmedi; Beni böyle ağlatıp inletmeden sevindirmedi. . Kılmadan zulm ile yüz parça su yaralı göğsümü, Bu bahçede, gül gibi, bir anlık bile güldürmedi. . Şükür ki, felek muradımı verdi de; ümitsiz kılıp, Bu aşk ve sevgi isinde beni pişman eylemedi. . Dert yokmuş kimsede; yoksa, ask feyzi tabibi Kimde dert gördü de, o derde derman eylemedi?.. . İnsanoğlu sabırsızdır; yoksa zaman Hangi isi yavaş yavaş kolaya döndürmedi?.. . Gözyaslarımın seli yeryüzünü kapladı, ama mutluyum; Çünkü o sel, sabrımın binasını viran eylemedi... . Aşk alış verisinde, dosta kavuşma kazancını elde ettim; Ey Fuzuli! Canana canini veren, asla ziyan eylemedi... (s.473) . Mecnun Dilinden Gazel . Öyle sarhoşum ki, idrak edemem, dünya nedir; Ben kimim, saki olan kim, acaba bu şarap nedir?.. . Gerçi, canandan çılgın gönlümün arzusunu istiyorum; ama, Bilemem çılgın gönül arzusunu ki, canan sorsa, nedir? . Madem bir kez kavuşmak, aşığı vuslata kandırır; Peki maşuktan aşığa her dem bu istiğna nedir? . Dünya ve alem felsefesinden anlayan, bilge sayılmaz; Bilge ona derler ki bilmesin hiç, dünyadakiler ve dünya nedir! . Ey Fuzuli! Ah ve feryatların incitmekte alemi; Eğer aşk belası ile başın hoşsa, o zaman bu dava nedir? (s.475) . Leyla Dilinden Gazel . Ey beni çılgın eden: benden bu kaçış hali nedir? Niye sormazsınki, bu çılgın gönlümün ahvali nedir? . Eğer bana halk içinde ilgi göstermezsen mazursun: Ama tenhada da yüz vermezsin, bu korku nedir? . Halimi bilmediğin için bana açmıyorsan, anlarım; Ya halimi bilip de kasten bilmezden gelmek nedir? . Bülbülün gayreti gül arzusu yolundadır derler; Ama gulu gördüğünde meyletmez, peki bu dava nedir? . O peri yüzlü, ben rüsvaya hiç etmez iltifat... Ey Fuzuli! Bilmem ki, ben rüsvanın sucu nedir? (s.481) . Mecnun Dilinden Gazel . Gönül hayalle avunup, vuslata meyletmez; Gönül dışında bir yar olduğunu aşık hayal etmez. . Hakikat ehli, kendini güzellik ve cemale kaptırmamalı; Gerçek aşk asla bir kusur kabul etmez... . Kamil aşk isteyen, sekil güzelliğinden sakınır; Çünkü sekle bağlanmak, aşığı olgunluk sahibi etmez. . Şekilcilik, aşk ehlinin cehaletine delildir; Halbuki, akilli olan, bir gün ayrılınacak olanla birleşmez. . Dost, gönülde yerleşse, gözde niçin dolaşsın? Muhabbet, sabit olsa, öz mekanından göçüp gitmez... . Gönül levhası masiva lekesinden daima beri olmalı; Tevhit ehli olan, idrak sayfasına zülüften ve benden nakış çekmez... . Mana ehli, sekil için iradesini kaybetmez asla; Hakikat cevherini mecaz cahilliğine çiğnetmez... . Gönül ehli olan, suret ehlinin hilesine bağlanmaz; Fuzuli ise bağlanmıştır; demek ki hali idrak etmez... (s.489) . Leyla Dilinden Gazel . O dilber ki, devamlı aşığa yüzünü göstermez; Noksan kalır; bakış feyzi bulup, olgunluk kesbetmez... . Aşıkları kendine çekmeyen, gerçek maşuk sayılmaz; Ne çıkar o suret güzelliğinden ki, hal ehlini cezp etmez?... . Maşukun yüzü, bilge olmayandan gizli kalmalı; Çünkü bilge olmayan, Allah’ın sanatını idrak etmez... . Güzellerin vuslatına talip olan, nefsin arzusudur; Yoksa gerçek aşk için: ayrılık: ya da vuslat: fark etmez... . Maşuk, aşığın var olan hayat nakdini harcıyor; Korkulur ki, bu zulmü maşukuna aşık helal etmez! . Güzeller naz cilvelerini mecaz ehline göstersinler; Hakikat ehli, kendini zülüf ve bene müptela etmez! . Fuzuli, suret aleminde şaşkın ve gafil gezer durur... Nasıl gafil? Bu sevdanın sonunu hiç hayal etmez... (s.495) . Mecnun Dilinden Gazel . Biz cihan sarayını gerçekte viran bilmişiz; Esenlik hazinesini bu virane içinde gizli bilmişiz. . Gerçi suretperest, taklit ile kendini alim bilir; Gerçekler aleminde biz onu cahil bilmişiz. . Habersizler, şarabi, rahatlık içkisi sanırlar; Biz zamanın bilgesiyiz; onu dökmüş; kan bilmişiz. . Anladık ki, alem mülkü kimseye vefa eylemez; O zamandan beridir; onu Süleyman mülkü bilmişiz. . Ey Fuzuli! Ayrı sanmışın mescidi meyhaneden; Meğer ne hata imiş ki, biz seni hep irfan ehli bilmişiz!
__________________
SALAĞIN TEKİ |