#1
|
|||
|
|||
Dudaktan kalbe sıcacık bir yol
Aşkın en gerçek, en anlamlı ve de en ateşli ifadesidir öpüşmek. Ayrıca da insanın vücudunda inanılmaz değişimlere neden olur.
Reşat Nuri Güntekin’in filmlere, dizilere konu olmuş unutulmaz eseri “Dudaktan Kalbe” bir beslemenin yaşadığı acıklı aşk öyküsünü anlatır. Ama gerçek hayatta, dudaktan kalbe giden yol, mutluluğun gerçek anahtarıdır. Psikanalizin babası Sigmund Freud ‘e göre, bebekler öpüşmeyi içgüdüsel olarak yapıyor. Buna örnek olarak da, bebeklerin annelerinden tutkuyla süt emmesini gösteriyor. Tiryakilik yapıyor Öpüşmenin dünyanın en güzel uyuşturucusu olduğunu söyleyenler de var. İçten bir şekilde yapılırsa seksten çok daha etkili ve tadı damakta kalıyor. Evet, öpüşme bir çeşit tiryakilik yaratıyor insanda. Nasıl yaratmasın ki? İnsanın bütün ruh halini, fizyolojik durumunu tamamen değiştiriyor. Uyuşturucu gibi Öpüşme sırasında harekete geçen ve endorfin adı verilen rahatlama hormonu insana herşeyi unutturuyor. Adeta bambaşka bir dünya içinde buluyorsunuz kendinizi. Dış dünyadan kopup, mutluluk içinde yüzüyor, sevgiden görmüyor, işitmiyorsunuz. Cildiniz daha sağlıklı, kaslarınız daha güçlü hale geliyor. Öpüşme sırasında yüzde bulunan 34 kas harekete geçiyor. Kilo verdiriyor Bu kadar kas harekete geçince tabii vücuttaki fazla kalorinin yakılması için doğal bir ortam meydana geliyor. Bir saat öpüşen biri tam 500 kalori yakıyor. “Bir saat de öpüşülür mü?” demeyin ve sizde deneyin… Öpüşme sırasında organizma da canlanıyor. Dünyada öpüşme Öpüşme her kültürde farklılık gösteriyor. Örneğin Japon dilinde öpüşmenin karşılığı olan kelime yıllarca yoktu. Şimdi bile Japonlar, sadece seks sırasında dudaktan öpüşüyor. Soğuk bölgelerde yaşayan Eskimolar, Laponlar ve sıcak bölge ülkesi Polinezyalılar dudaktan hiç öpüşmüyor. Öpüşme, insanı bambaşka bir dünyaya sürükler…
__________________
Sevmedim Burayı Elveda.
|