#1
|
|||
|
|||
Gözlerimin Işıklı Kahvesinde Sabahla...
Gözlerimin Işıklı Kahvesinde Sabahla...
Her solukta ciğerimi yakıyor sensizlik. Issız, tanıdık bir karanlıkta sıkışıp kaldım, kurtar beni. Acımasız günler dolanırken boğazıma, bana kaldı suskun hüzünler. Gecenin gölgesinde kamaşırken içim soğuk güz nefeslerini attım dudaklarımdan. Rüzgarına sokulurken usulca, daha da derine saplandın yar. Çift kapılı bir yalnızlıkken yaşanan, kapalı pencerelerden sızdı aydınlığın. Ateş bastı her yanımı. Gözlerimi diktim yıldızlara, söktüm korkularını yüreğinden. Yoklukta yankılanırken sesim, hüzün gözlerim sana emanet. Hayatın özünü usulca bıraktım kirpiklerinin arasına, aydınlığın olsun yar. Aşkın zehirinde Dalga dalga güz’düm Lakin, Hüzünler, Beni bıraktılar… Umutlar, Kal dediler öz’üme. Tabii kalırım dedim Toprağa verdim gitmeleri Gözüm değdiğinde gözüne… Yüreğim yeniden çarpmaya başladı. Karartılar dolaşırken içimde, sevdalı bir yağmur büyüdü gözlerimde. Rüzgarda savrulan, kurumuş yaprakların sesi geldi bahçeden. Damlalar okşuyordu güzelliklerini. Eteğimdeki çiçekler, açtı avuçlarında. Hüzünleri yatırdım sonbahara, seni beklemeyi öğrendim yar. Hadi kalk dedi yapraklar. Elimi uzattım beyaz gecelere Kanadı düş kırıntıları Cümleler sabırla kuruldu Yağmur birikti soru işaretlerinde Kımıltısız durdu sular dipsiz kuyularda Hayatın tam ortasında Sevda fısıldadı kulağıma Hükümsüz gelişleri giyindim Hep o şarkıdan ötürü sevdim bahçendeki sardunyaları. O bahar, o son sardunyalar ah yar… Ah… Az çekmedim kahrını sevdanın. Damla damla biriktiğim düşlerim kırıldı, örselendim acıların alazında. Dönüp dolaştı gece gurbet vapuruyla, Eskimiş bir iskele gibi yanaştı yıldızlara O güzel ellerinde ölümüm duruyordu Uyuyordu nehirlerin yatakları Öksürdü gece kesik cümlelerde Yıldızlar şahitti Gün uyandı yüreğimin kudretiyle. Işıklar çağırdı söylenmemiş sözlerimi. Çizgilerle güzelleşti yüzüm yıllar geçtikçe. Gölgelere değmeden gezindik. Kesik bir türkünün kanamalarında dinlendik. Bir elimde heyecanlar, diğeriyle eyvallah’ımı koyuyorum sol yanıma. Heyecanımın elinden tutarken sen, bahçedeki sararmış yapraklar sevda dansına durdu. Bu hazan sarısı ne güzelmiş meğer, istemem bundan gayrı mavileri, gecenin kör karanlıklarını istemem yar. Denizlerin ardında bizi bekler ıssız adalar. Yokluğun içinde üşüyerek yürüsen de ısınma başka ellerde. Kaldır yakalarını, bırak bembeyaz nefesini, hafiften gözlerini kapat ve kanayan ellerini satırlarıma uzat. Her liman birbirine benzese de yarenlik et martılara. Rüzgarla söyleş özlemin en koyu deminde. Sevdanın gece nöbetine yazıl gönüllü. Gözlerimin ışıklı kahvesinde sabahla. Gözlerim yüzünden umutlara sarıl. Sol cebindeki resmime soluk ol, yolunu kesse de karanlık pusular bir şarkı tut alevler içinde. Adı yitik sensizlikler içinde kalsam da öksüz bırakma öykülerimi. Bana kendini göster felaketim başlamadan. Ay büyüse de kanayan dudaklarımın alevine dokun, bu ürkütücü sessizliği topla gecelerimden. Yüreğime süzülen alacakaranlıklardan kurtar beni yar. Yıldızlar gibi uzan hüzün karası geceme, Güneş gibi ak içime sevda gözlüm Yırt karanlıklarımı, kanat eremediklerimi Kader ol dolan saçlarıma Kent uyurken yüklen tüm suçları Dökül gül yapraklarıma çiğ çiğ Gözlerimin ışıklı kahvesinde sabahla… |