#1
|
|||
|
|||
Zaman..
Akması gerektiği için akıyor zaman yada adı zaman olduğu için akıyor sadece ve biz kâh zamanlı yaşanmışlıklarımızla kâh zamansız yalnızlıkların durağanlığıyla akıyoruz yaşamak zorunluluğundan hayatın içine ve hayat akıyor içimize zaman zaman... Çalan mı çalınan mı... Eksilten mi eksilen mi... Kimim ben ? Sen kimsin ? Zamanın anlamsız bir diliminde kaybolmuş yaşanmışlıklar... Hatıralar... Kırgınlıklar... Kırmalar... Hatalar... Dengeler...Dengesizlikler... Tekerrür eden bir yaşamın ortasında kalabalık yalnızlıklar... Su gibi akmaktan öte zift gibi yapışkan zaman, kara... Akıp gitmesi ve beraberinde her şeyi götürmesi gerektiği halde, üstümüze başımıza bulaşmış tüm hüzün ve mutluluklar zamanla, yalanla, zararla... Kaçıp gitsen neye yarar , bu siyahlık bulaşmış tenimizin en derinine bile. Oysa hayat pamuk şekeri kıvamında ağızda erimeli ve hep pembe olmalıydı... Nerden çıktı bu siyahlık, bu yapışkanlık... Yakamızı bırakmıyor istemesek de zaman... Günler geçiyor ve unutuluyor her şey aslında unutulmuyor da sadece göz yumuluyor... Seni yaşadım... Masal gibiydin... Oysa sürekli bir yalnızlık halinin siyah yakıcılığının bir yapayalnızlık uzantısında... Yağmur yağıyor lakin arınamıyoruz bile bu karanlıkta... Uzun zaman oldu... Neydim ne oldum..Aslında asıl düşündüğüm neydik ne olduk... Ve neler olamadık, neleri kaçırdık, tatsızlaştık... Oysa tek sorunum zamandı... ben çok zamansızdım ve zamansız geldi tüm beklenilenler... Çekiliyorum yavaş yavaş bilmediğim bir yerlere bilinmezler üstüme geldikçe... Zaman... Değiyor bir yerden yaralarıma, açılarım daralıyor, yer yer bunalıyorum ve her bunaltan havanın bir muson yağmuru var tropikal iklimimde... Karmaşık her şey. Hangi dakika ne olacağını bilmeden... Kompleks ritim... Bazen sadece boşluğa boşluk ekleyerek yaşıyoruz yaşama zorunluluğundan, değersizleşiyor her şey , tüm anlamlar kayboluyor, uzaklık... yakınlık... her şey yok oluyor, hisler bile donuyor, birbirimize teğet bile geçemiyoruz... Düşey asimptot... Aynı yine günler... Suskun...Sakin... Yorgun... Ama sanırım mutsuz değil... Yetiyorum kendime zaman zaman ve bazen her şey çok yetersiz anlatmaya kendimi, bilinmezlerimi, içime sinmeyenleri, içime sinip silinmeyenleri, sinmesini istemeyip de zorla içime işleyenleri... Çok zor oyunlarla oynatılmak... Dar geliyor her şey, sıkıyor, geriyor, bunaltıyor, yetmiyor... Standart sapma... Yüzeysel her şey ve çok içerde gizli aslında bütün gerçekler ben iniyorum ama kimsenin peşimden gelmesine izin vermiyorum, saklıyorum, saklanıyorum. Kör bir kuyu gibi benliğim... Derin...Bazen gücüm yetmiyor... Güçsüzlüğüme rağmen yine de hala aynaya bakabilmenin haklı gururu yüzümde... Uzun zaman oldu.. Konuşamıyorum... Eziliyor kelimelerim, haksızlıkların haksız galibiyetiyle... |