#1
|
|||
|
|||
Siyahsın Sen...
Bir gün siyah yanına geldiği zaman beyazın
Beyaz korkup kaçmış siyahtan Siyah haykırmış beyaza dur gitme diye Beyazın kararı kesinmiş oysa Demiş ki sen siyahsın bense beyaz Umudun yanında karamsarlık Aydınlığın yanında karanlık duramaz Olsun diye diretmiş siyah gözlerini dikerek beyaza Karamsarlık olmasaydı umut Karanlık olmasaydı aydınlık olmazdı demiş Birinin yok olması diğerini anlamsız kılar İtiraz sesi çabuk yankılanmış karanlığın odasında Hem demiş sen bana dayanamazsın Beyaz bir mum olup yansam yanında Senden geriye hiçbir şey kalmaz Yanılıyorsun demiş siyah, yanılıyorsun Mum dibine ışık vermez ne olur izin ver de Kuytu köşede bile olsa sana yakın olayım Ama gel gör ki dinletememiş lafını aydınlığa İşte o günden beri aydınlık kaçar Karanlık ardından kovalarmış Beyaz geçerken gündüz olur Siyahın gelmesiyle gece başlarmış O günden sonra hiç kimse bir daha Ne en uzun gecelerin bile aydınlanmadığını Ne de aydınlığın üstünü gecenin kaplamadığını görmüş sonuçta Çünkü acı olmayınca tatlı da olmazmış hayatta… Siyahsın sen… Siyahtan başka rengi yok çünkü zulmün… Beyazın yok senin… Siyah ne kadar içse beyazı, yine de gri kalır ya hani, işte sen de öylesin… Masal sandığım siyah beyaz resimlerden taştı isyankar sevdamın mavisi, ya da öykü olduğum siyahların arasında bir geceden fışkırdı… Gecesin sen, siyah sayfalarına masmavi mektuplar yazdığım, yaşadıkça an be an sarhoş olduğum, satır aralarına yıkılıp, satır başlarında sabahladığım gecesin… Gece ne kadar açarsa açsın gözlerini, gündüzün aydınlığına eremez ya hani, sen de öylesin… İşte ben, bu katran karası gecelerde gidecek yeri olmayan küçük bir çocuk olurum, ellerimde hüzünler, gözlerimde saklayamadığım siyah gözyaşlarımla gezinirim puslu siyahların arasında… Yine de bu siyaha yazdığım son mavi mektup… Ama sen görmeyeceksin… Çünkü siyah bakıyor hala ela gözlerin… Ancak siyahi ela gözlerine maviyi giydiğinde okuyabileceksin… |