#1
|
||||
|
||||
İşin Bitince Beni Sever misin anne?
Kapıdan içeri girer girmez neşeyle bağırdı:
"Anne biliyormusun bugün yuvada ne oldu?" "Görmüyor musun? Telefonla konuşuyorum." Hiç kimsenin sevdiği şey birbirine benzemiyordu. Annesi telefonu, babası arabayı seviyordu. Herşey erteleniyordu telefon ve araba söz konusu olduğunda. Bir de eve misafir gelecek oldumu kendisine hiç yer kalmıyordu. Nerelere gitsindi? Annesi kapattı telefonu. Mutfaktan tencere kaşık sesleri geliyordu. Koşarak yanına gitti. "Sana yardım edeyim mi?" dedi en sevimli halini takınarak. Annesi manalı manalı baktı. "Hayırdır. Bir yaramazlık filan. Bak bir de seninle uğraşmayayım. Cok yorgunum zaten." Yorgunluk nasıl bir şeydi. Bazen elinde oyuncağıyla uykuya daldığında anneannesi oyuncağı yavasça elinden alır "Nasıl yorulmuş yavrucak. Uykunun gül kokulu kolları sarsın seni" diyerek alnına bir öpücük konduruverirdi. Yorgunluk gül kokulu bir uykuya dalmaksa eğer, ne diye annesi kendisiyle böyle kızgın kızgın konuşuyordu. "Anneciğim yorulduğun zaman gül kokulu uykulara dalarsın. Anneannem öyle söylüyor." "Uykuya dalayım da gül kokuları kusur kalsın. Yorgunluktan ölüyorum." Bu kelimeden nefret ediyordu. Yorgunum. Yorgun olduğumdan. Böyle yorgun yorgunken... "Anneciğim sen yorulma diye..." "Yemekte konuşuruz cocuğum. Bankada işler yetişmedi.Baban gelene kadar bunları bitirmem lazim. Hadi sen oyna biraz." "Hani siz yoruluyorsunuz ya..." "Eeee...." "Ben de oynamaktan yoruluyorum." "Ne yapayım?" "Bilmem..." Yapılmaması gerekenleri biliyordu da büyükler, yapılmasi gerekenleri hiç bilmiyorlardı. Işıklar söndü birden. Annesi öfkeyle söylenmeye başladi."Mum da yok" diye diye karıştırdı dolapları el yordamı. Çocuk sırtüstü yatıp, anneannesinin köyünü düşündü. Gaz lambasının ışığında deli tavşan masalını anlatışını. Deli tavşanın duvardaki aksini getirdi gözlerinin önüne. Anneannesi gibi iki ellerini birleştirip işaret parmaklarını yukar kaldırarak tavşan kafası yaptı. "bak deli tavşan" diyerek parmaklarinı oynattı. Yoldan gecen arabaların farları duvardaki tavşana yol açtı. Tavşan alabildiğine hür dolaştı sağda solda. Otlarla kuşlarla konuştu. Sonra yorgun düştü. Duvardaki görüntü o minik avuçların açılmasıyla kayboldu. Kolu yavasça kanepeden asağı sarktı. Neden sonra ışıklar geldi. Kadın çocuğun hic konusmadığını akıl etti birden. Kanepeye koştu. Küçücük dizlerini karnına doğru çekerek uykuya dalmıştı. Masanın üstündeki dosyalara baktı iğrenerek. Dindirilmez bir pişmanlık doldurdu icini. Uyandırmaktan korka korka küçük alnına bir öpücük kondurdu. Çocuk sanki bu öpücüğü bekliyormusçasına "İşin bitince beni sever misin anne?" dedi. Kadın, sevilmek için randevu alan çocuğuna bakarak sabaha kadar ağladı |
Benzer Konular |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Peynir Soslu Balık Izgara | Yorgun Yürek | Ispanya Mutfağı | 0 | 27 March 2009 10:44 |
Giriş Slaytı | ceyLin | SMF | 0 | 25 November 2008 11:35 |