Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi

Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi (https://seversintabi.com/)
-   Atatürk Köşesi (https://seversintabi.com/ataturk-kosesi/)
-   -   atatürkten hatıralar.. alıntı... (https://seversintabi.com/ataturk-kosesi/16605-ataturkten-hatiralar-alinti.html)

ceyLin 11 December 2008 20:21

atatürkten hatıralar.. alıntı...
 
Kurtdereli ..................................
>
>Atatürk, ünlü güreşçi Kurtdereli'ye ödül olarak 1000 liralık bir İş
>Bankası çeki veriyor. Altını Kemal Atatürk diye imzalıyor, zaten
>çeklerde resmi de var. Pehlivan çeki İş Bankası' na götürüyor;
>kendisine 1000 lirayı ödüyorlar. Muazzam bir para.
>
>Ama Kurtdereli hala bekliyor. "Ne bekliyorsun pehlivan?" diye
>sorduklarında çeki beklediğini söylüyor.
>"Parayı aldın, çek bizde kalacak" diyorlar.
>"O zaman alin 1000 liranızı, verin çekimi" diyor. "Onda Atatürk'ümün
>imzası var." Ve parayı iade edip Atatürk imzalı çeki sevgiyle cebine
>yerleştirerek gidiyor
>
>
>
>
>
>
>........................ Bu milletvekilliği ayrıcalığını hiç
>beğenmedim ....................
>
>
>Atatürk bir sabah florya'dan dolmabahçe sarayina dönüyor. Yesilköy
>istasyonunun önünden geçerken birdenbire otomobili durduruyor ve
>basyaver'e:
>- sorunuz, tren var mi? Diye emir veriyor.
>O sirada tren hemen hareket etmek üzeredir, hep birlikte otomobilden
>inip yanindakilerle trene biniyor. Karar ani verildigi ve tatbik
>edildigi için bu trene binis hemen kimsenin nazari dikkatini çekmiyor.
>Bir müddet sonra, her seyden habersiz olan kondüktör ata'nin bulundugu
>kompartimana geliyor. Kafileyi görünce çekilmek istiyor. Ata hemen
>sesleniyor;
>- vazifeni yap! (yanindakileri göstererek) bu efendilere niçin bilet
>sormuyorsun?
>Yanindakiler cevap verirler.
>- pasam biz mebusuz. Tren bileti almayiz. Parasiz seyehat ederiz.
>Ata hayretle:
>- bu imtiyazi hiç begenmedim, der. Çok ayip ve acayip bir kaide. Çok
>güzel halkçilik!
>
>Ali Kılıç
>
>
>
>
>
>
>
>......................... Devlet imkanlarını amacına uygun kullanma
>.....................
>
>
>Sivas kongresi sonrasi, heyeti temsiliye'nin Ankara'ya gelmesi
>kararlastirildiktan sonra Mustafa Kemal ve Hüseyin Rauf
>beraberlerindekilerle ankara'ya geldiklerinde keçiören yolu üzerindeki
>ziraat mektebi'ne misafir edilmislerdi. Daha sonra Mustafa Kemal
>Ankara istasyonundaki gar müdürlügü binasina yerlesti. Burasi hem evi,
>hem çalisma yeriydi.
>
>O tarihlerde ankara vilayetinin sehir merkezi kale ve onun hemen
>çevresi idi. Keçiören, Etlik, Dikmen, Ayranci'da bag evleri vardi.
>Bunlar arasinda Çankayada papazin bagi olarak adlandirilan iki katli
>ev Mustafa Kemal'e armagan edildi ve o da evi ordu'ya devrederek evin
>adi ordu köskü oldu. Iki katli binaya 1924'de ilaveler yapildi fakat
>bina isitilamiyor idi. Zafer, inkilaplar, cumhuriyet, dünyanin
>üzerimizde toplanan gözleri, Mustafa Kemal'in müstesna sahsiyeti,
>mütevazi de olsa yeni bir devlet baskanligi konutunu zorunlu
>kiliyordu.
>
>Mustafa Kemal yeri kendi seçti, kayalar düzenlendi, dis cephe pembe
>rengin hakimiyetinde, içerde yesilin her tonu ile ve planin esasi
>Mustafa Kemal'in olan yapi 1932'de tamamlandi ve ayni yilin haziran
>ayinda da tasinildi.
>Pembe köskün dösenmesi için bütçede pek mütevazi para vardi. Gazi,
>gerekli olani sahsi imkanlari ile karsilama karari aldi ve kendisine
>tavsiye edilen o günlerde beyoglu istiklal caddesinde bir türk'ün
>açtigi dekorasyon magazasi sahibi Selahattin Refik beyi ankara'ya
>davet etti. Binayi gezdirdi, arzularini açikladi ve kendisinden teklif
>istedi.
>
>Kisa süre sonra kendisine sunulan tasariyi inceledi, muhatabi konuyu
>gerçekten biliyordu ve anladi ki, kendisini taniyanlarca da
>uyarilmisti. Buna ragmen teklifleri hazirlayanlari kirmadan ülkenin
>mütevazi imkanlarini izah edebilmis olmanin rahatligi içinde
>feragatlar istedi. O sirada ata'nin yaninda olan Ankara belediye
>baskani asaf İlbay bey Ata'nin su açiklamasini kaydeder.
>"biliyorsunuz burasi cumhurbaskanligi köskü... Mülkiyeti devletin...
>Benden sonra buraya meclisin veya belki milletin dogrudan seçecegi
>zatlar gelecek. Bu esyalarin parasini benim sahsen verdigimi sizler
>biliyorsunuz ama, yarin bunu bilmeyenler içinde yanlis hükümler veren
>olmaz mi? Memlekete en zaruri hizmetlerin yapilamadigi bütçe darligi
>içinde israf yapildigini düsünenler bulunmaz mi? Bir endisem de karar
>mevkinde olanlarin sahsi arzularini devlete yükleme mevzuunda beni
>emsal göstermelidir. Bunu hiç istemem."
>Sonra Selahattin Refik bey'e döner:
>"sahsi imkanlarin olsa bile, böyle mekânlara asgari masraflarla rahat
>ve zevkli tefrisi tercih etme tercihindeyim. Beni anliyorsunuz
>zannederim." Der.
>
>Cemal Kutay, Atatürk olmasaydi
>
>
>
>
>..................................... Bayrağa saygı
>............................................
>
>
>Atatürk bu engin insanlik duygusu ile milletlerin istiklali prensibine
>olan gönülden saygi ve bagliligini izmir'e girdigi sirada da
>göstermisti... O'na İzmir'de Karsiyaka'da bir ev hazirlanmisti ki, bu
>evde isgal esnasinda Yunan krali Konstantin'de kalmisti... Evin
>sahibinin oglu ile hazirlikta çalisanlarin bazi yakin akrabasi
>Yunanistan'da esir bulunuyorlardi; isgal esnasinda, bütün Türkler gibi
>çok izdirap çekmislerdi; içlerinden yaraliydilar ve yunanlilardan öç
>almak atesiyle yanip tutusuyorlardi. Bu duygularin etkisi altinda evin
>dis merdiveninin üzerine, muzaffer baskomuta'ninin basip geçmesi için,
>ipek bir düsman bayragi sermislerdi...
>Atatürk yere serili bayragin önünde durmustu; etrafinda bulunan
>kadin-erkek izmirliler, kendisini içeriye girmeye davet ediyor,
>gözleri yaslarla dolu:
>"buyurunuz, geçiniz, bizim öcümüzü yerine getiriniz. Yabanci kral bu
>evden içeri, bizim bayragimiza basarak girmisti; siz lütfedin, bu
>karsilikla o lekeyi silin. Burasi bizim sehrimizdir, bu ev sizin
>evinizdir, bu hak sizindir" diye yalvariyorlardi.
>Hiçbir durumda benligini ve sagduyusunu kaybetmeyen civanmert insan;
>kendilerine en tatli bakis ve sesi ile:
>"o, geçmiste hata etmis; bir milletin iskitlalinin timsali olan bayrak
>çignenmez, ben onun hatasini tekrar edemem," cevabini vermisti ve
>ancak bayragi yerden kaldirttiktan sonra beyaz mermerlere basarak
>içeri girmisti...
>
>Soyak, Hasan Rıza; Atatürk'ten hatiralar, s. 136
>
>
>
>
>
>
>
>............................................. Cumhuriyet
>.........................................
>
>
>Atatürk, Mudanya yolu ile Bursa'ya gidiyordu. Kalabalik bir halk
>kitlesi iskelede etrafini çevirmis bulunmakta idi. Bir kadinin, elinde
>bir kagitla Atatürk'e yaklastigi görüldü. Ihtiyar, zayif bir kadindi.
>Ata'nin yolunu keserek titrek bir sesle:
>- beni tanidin mi ogul? Dedi. Ben sizin Selanik'te komsunuzdum. Bir
>oglum var; devlet demiryollarina girmek istiyor. Siz onu alsinlar
>dediniz. Fakat müdür dinlemedi. Oglumu yine ise almamis..ne olur bir
>kere de siz söyleseniz.
>Atatürk'ün çelik bakisli gözleri samimiyetle parladi... Elleriyle
>genis jestler yaparak ve yüksek sesle :
>- oglunu almadilar mi? Dedi. Ben tavsiye ettigim halde mi almalidar?
>Ne kadar iyi olmus... Çok iyi yapmislar... Iste Cumhuriyet böyle
>anlasilacak...
>Kadin kalabaligin içinde kaybolmustu. Ve Atatürk adeta vecd (çosku)
>dolu bir sesle:
>- iste Cumhuriyetten bekledigimiz netice... Diyordu.
>
>Köymen, Hulusi; Atatürk'ü anmak kitabindan, s. 260
>
>
>.................... Atatürk'e bir köylünün cevabı
>.........................................
>
>
>Tarihimiz sayisiz savaslarla doludur. Biz bu savaslardan baskaldirip
>ne memleketi imar edebilmisiz, ne de kendimiz refaha kavusmusuzdur.
>Bunun sebebi, bizim suçumuzda oldugu kadar düsmanlarimizdadir da.
>Çünkü basta moskoflar olmak üzere düsmanlarimiz hep söyle düsünürlerdi
>:
>
>- Türklere rahat vermemeli ki, baska sahalarda ilerleyemesinler...
>
>Bunun için de *** *** basimiza belalar çikarirlar, savaslar açarlar,
>Balkan milletlerini istiklal diye kiskirtirlardi.
>
>Biz böyle durmadan savasirken de o zamanlar askere alinmayan gayri
>müslimler durmadan zenginlesirlerdi.
>
>Onlarin neden zengin, bizim neden fakir kaldigimizi bir köylü,
>Atatürk'e verdigi kisa bir cevap ile gayet veciz olarak izah etmistir.
>
>Atatürk, mMersin'e yaptigi seyahatlerden birinde, sehirde gördügü
>büyük binalari isaret ederek sormus :
>
>- bu kösk kimin ?
>- kirkor'un...
>- ya su koca bina ?
>- yargo'nun
>- ya su ?
>- salomon'un...
>Atatürk biraz sinirlenerek sormus :
>
>- onlar bu binalari yaparken ya siz nerede idiniz ? Toplananlarin
>arkalarindan bir köylünün sesi duyulur :
>
>- biz mi nerede idik ? Biz Yemen'de, Tuna boylarinda, Balkanlarda
>Arnavutluk daglarinda, Kafkaslar'da, Çanakkale'de, Sakarya'da
>savasiyorduk pasam...
>
>Atatürk bu hatirasini naklederken :
>
>- hayatimda cevap veremedigim yegane insan bu ak sakalli ihtiyar
>olmustur, der dururdu.
>
>Atatürk'ün nükteleri-fikralari-hatiralari, sh 18
>
>
>
>
>
>
>..................................... Olur sey degil
>...............................................
>
>
>Muallimler ankara'da bir içtima yapmislar, içtimaa iki üç muallim
>hanim da istirak ederek salonda ayri bir yere oturmuslardi.
>
>Muallim hanimlarin içtimaa gitmelerini hos görmeyen meclis'in
>sariklilari gaziye ***ayete gidiyorlar.
>
>Gazi kizarak :
>- "kimmis muallimler cemiyeti reisi ? Çagirin onu !"
>
>Ve Mazhar Müfit birkaç dakika sonra içeri girinci gürleyen bir sesle çikisiyor :
>-"siz muallimler içtimamda ne yapmissiniz ? Ne ayip sey bu ?"
>
>Mazhar Müfit sasakalir. Gaziden bu hareket mi beklenirdi ? Sariklilar
>muzaffer bir besaretle gülüyor. Sariklilar nes'e içinde gazinin sesi
>hep ayni tonda devam ediyor.
>
>- "olur sey degil olur sey degil !"
>
>Mazhar Müfit hala ayakta ve hala ne diyecegini sasirmis bir halde
>cevap vermeye çalisiyor :
>-"efendim vallahi... "
>
>- "birak birak ben hepsini biliyorum; içtimaa muallime hanimlarida
>çagirdiniz. Fakat onlari niye ayri siralara oturttunuz ? Sizin
>kendinize mi itimadiniz yok, türk haniminin faziletine mi ? Bir daha
>öyle ayrilik gayrilik görmeyeyim, anladiniz mi ?


Saat: 04:42

Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2