#1
|
|||
|
|||
AtatÜrk" Ün Hayati
Atatürk’ün Hayatı [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] 1881 yılında Selânik’te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi’ndeki üç katlı pembe evde doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım’dır. Baba tarafından dedesi Hafız Ahmet Efendi XIV-XV. yüzyıllarda Konya ve Aydın’dan Makedonya’ya yerleştirilmiş Kocacık Yörüklerindendir. Annesi Zübeyde Hanım ise Selânik yakınlarındaki Langaza kasabasına yerleşmiş eski bir [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ailesinin kızıdır. Milis subaylığı, evkaf katipliği ve kereste ticareti yapan Ali Rıza Efendi, 1871 yılında Zübeyde Hanım’la evlendi. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]’ün beş kardeşinden dördü küçük yaşlarda öldü, sadece Makbule (Atadan) 1956 yılına değin yaşadı.Küçük Mustafa öğrenim çağına gelince Hafız Mehmet Efendi’nin mahalle mektebinde öğrenime başladı, sonra babasının isteğiyle Şemsi Efendi Mektebi’ne geçti. Bu sırada babasını kaybetti (1888). Bir süre Rapla Çiftliği’nde dayısının yanında kaldıktan sonra Selânik’e dönüp okulunu bitirdi. Selânik Mülkiye Rüştiyesi’ne kaydoldu. Kısa bir süre sonra 1893 yılında Askeri Rüştiye’ye girdi. Bu okulda Matematik öğretmeni Mustafa Bey adına “Kemal” i ilave etti. 1896-1899 yıllarında Manastır Askeri İdâdi’sini bitirip, İstanbul’da Harp Okulunda öğrenime başladı. 1902 yılında teğmen rütbesiyle mezun oldu., Harp Akademisi’ne devam etti. 11 Ocak 1905′te yüzbaşı rütbesiyle Akademi’yi tamamladı. 1905-1907 yılları arasında Şam’da 5. Ordu emrinde görev yaptı. 1907′de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) oldu. Manastır’a III. Ordu’ya atandı. 19 Nisan 1909′da İstanbul’a giren Hareket Ordusu’nda Kurmay Başkanı olarak görev aldı. 1910 yılında Fransa’ya gönderildi. Picardie Manevraları’na katıldı. 1911 yılında İstanbul’da Genel Kurmay Başkanlığı emrinde çalışmaya başladı. 1911 yılında İtalyanların Trablusgarp’a hücumu ile başlayan savaşta, [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bir grup arkadaşıyla birlikte Tobruk ve Derne bölgesinde görev aldı. 22 Aralık 1911′de İtalyanlara karşı Tobruk Savaşını kazandı. 6 Mart 1912′de Derne Komutanlığına getirildi. Ekim 1912′de Balkan Savaşı başlayınca [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Gelibolu ve Bolayır’daki birliklerle savaşa katıldı. Dimetoka ve Edirne’nin geri alınışında büyük hizmetleri görüldü. 1913 yılında Sofya Ateşemiliterliğine atandı. Bu görevde iken 1914 yılında yarbaylığa yükseldi. Ateşemiliterlik görevi Ocak 1915′te sona erdi. Bu sırada I. Dünya Savaşı başlamış, Osmanlı İmparatorluğu savaşa girmek zorunda kalmıştı. Mustafa Kemal 19. Tümeni kurmak üzere Tekirdağ’da görevlendirildi. 1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı’nda, [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Çanakkale’de bir kahramanlık destanı yazıp İtilaf Devletlerine “Çanakkale geçilmez! ” dedirtti. 18 Mart 1915′te Çanakkale Boğazını geçmeye kalkan İngiliz ve Fransız donanması ağır kayıplar verince Gelibolu Yarımadası’na asker çıkarmaya karar verdiler. 25 Nisan 1915′te Arıburnu’na çıkan düşman kuvvetlerini, [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]’in komuta ettiği 19. Tümen Conkbayırı’nda durdurdu. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL], bu başarı üzerine albaylığa yükseldi. İngilizler 6-7 Ağustos 1915′te Arıburnu’nda tekrar taarruza geçti. Anafartalar Grubu Komutanı [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] 9-10 Ağustos’ta Anafartalar Zaferini kazandı. Bu zaferi 17 Ağustos’ta Kireçtepe, 21 Ağustos’ta II. Anafartalar zaferleri takip etti. Çanakkale Savaşlarında yaklaşık 253.000 şehit veren [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ulusu onurunu İtilaf Devletlerine karşı korumasını bilmiştir. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]’in askerlerine “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!” emri cephenin kaderini değiştirmiştir. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Çanakkale Savaşları’dan sonra 1916′da Edirne ve Diyarbakır’da görev aldı. 1 Nisan 1916′da tümgeneralliğe yükseldi. Rus kuvvetleriyle savaşarak Muş ve Bitlis’in geri alınmasını sağladı. Şam ve Halep’teki kısa süreli görevlerinden sonra 1917′de İstanbul’a geldi. Velihat Vahidettin Efendi’yle Almanya’ya giderek cephede incelemelerde bulundu. Bu seyehatten sonra hastalandı. Viyana ve Karisbad’a giderek tedavi oldu. 15 Ağustos 1918′de Halep’e 7. Ordu Komutanı olarak döndü. Bu cephede İngiliz kuvvetlerine karşı başarılı savunma savaşları yaptı. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından bir gün sonra, 31 Ekim 1918′de Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığına getirildi. Bu ordunun kaldırılması üzerine 13 Kasım 1918′de İstanbul’a gelip Harbiye Nezâreti’nde (Bakanlığında) göreve başladı. Mondros Mütarekesi’nden sonra İtilaf Devletleri’nin Osmanlı ordularını işgale başlamaları üzerine; [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919′da Samsun’a çıktı. 22 Haziran 1919′da Amasya’da yayımladığı genelgeyle “Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararının kurtaracağını ” ilan edip Sivas Kongresi’ni toplantıya çağırdı. 23 Temmuz - 7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum, 4 - 11 Eylül 1919 tarihleri arasında da Sivas Kongresi’ni toplayarak vatanın kurtuluşu için izlenecek yolun belirlenmesini sağladı. 27 Aralık 1919′da Ankara’da heyecanla karşılandı. 23 Nisan 1920′de [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Cumhuriyeti’nin kurulması yolunda önemli bir adım atılmış oldu. Meclis ve Hükümet Başkanlığına [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] seçildi [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşı’nın başarıyla sonuçlanması için gerekli yasaları kabul edip uygulamaya başladı. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Kurtuluş Savaşı 15 Mayıs 1919′da Yunanlıların İzmir’I işgali sırasında düşmana ilk kurşunun atılmasıyla başladı. 10 Ağustos 1920 tarihinde Sevr Antlaşması’nı imzalayarak aralarında Osmanlı İmparatorluğu’nu paylaşan I. Dünya Savaşı’nın galip devletlerine karşı önce Kuvâ-yi Milliye adı verilen milis kuvvetleriyle savaşıldı. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Büyük Millet Meclisi düzenli orduyu kurdu, Kuvâ-yi Milliye - ordu bütünleşmesini sağlayarak savaşı zaferle sonuçlandırdı. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yönetimindeki [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Kurtuluş Savaşının önemli aşamaları şunlardır:
23 Nisan 1920′de Ankara’da TBMM’nin açılmasıyla [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Cumhuriyeti’nin kuruluşu müjdelenmiştir. Meclisin [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Kurtuluş Savaşı’nı başarıyla yönetmesi, yeni [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] devletinin kuruluşunu hızlandırdı. 1 Kasım 1922′de hilâfet ve saltanat birbirinden ayrıldı, saltanat kaldırıldı. Böylece Osmanlı İmparatorluğu’yla yönetim bağları koparıldı. 29 Ekim 1923′te Cumhuriyet idaresi kabul edildi, [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] oybirliğiyle ilk cumhurbaşkanı seçildi. 30 Ekim 1923 günü İsmet İnönü tarafından Cumhuriyet’in ilk hükümeti kuruldu. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Cumhuriyeti, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ve “Yurtta barış cihanda barış” temelleri üzerinde yükselmeye başladı. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]’yi “Çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak” amacıyla bir dizi devrim yaptı. Bu devrimleri beş başlık altında toplayabiliriz: 1. Siyasal Devrimler: · Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922) · Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923) · Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924) 2. Toplumsal Devrimler · Kadınlara erkeklerle eşit haklar verilmesi (1926-1934) · Şapka ve kıyafet devrimi (25 Kasım 1925) · Tekke zâviye ve türbelerin kapatılması (30 Kasım 1925) · Soyadı kanunu ( 21 Haziran 1934) · Lâkap ve unvanların kaldırılması (26 Kasım 1934) · Uluslararası saat, takvim ve uzunluk ölçülerin kabulü (1925-1931) 3. Hukuk Devrimi : · Mecellenin kaldırılması (1924-1937) · [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Medeni Kanunu ve diğer kanunların çıkarılarak laik hukuk düzenine geçilmesi (1924-1937) 4. Eğitim ve Kültür Alanındaki Devrimler: · Öğretimin birleştirilmesi (3 Mart 1924) · Yeni [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] harflerinin kabulü (1 Kasım 1928) · [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Dil ve [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Kurumlarının kurulması (1931-1932) · Üniversite öğreniminin düzenlenmesi (31 Mayıs 1933) · Güzel sanatlarda yenilikler 5. Ekonomi Alanında Devrimler: · Aşârın kaldırılması · Çiftçinin özendirilmesi · Örnek çiftliklerin kurulması · Sanayiyi Teşvik Kanunu’nun çıkarılarak sanayi kuruluşlarının kurulması · I. ve II. Kalkınma Planları’nın (1933-1937) uygulamaya konulması, yurdun yeni yollarla donatılması Soyadı Kanunu gereğince, 24 Kasım 1934′de TBMM’nce [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]’e “[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]” soyadı verildi. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL], 24 Nisan 1920 ve 13 Ağustos 1923 tarihlerinde TBMM Başkanlığına seçildi. Bu başkanlık görevi, Devlet-Hükümet Başkanlığı düzeyindeydi. 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyet ilan edildi ve [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ilk cumhurbaşkanı seçildi. Anayasa gereğince dört yılda bir cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilendi. 1927,1931, 1935 yıllarında TBMM [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]’ü yeniden cumhurbaşkanlığına seçti. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sık sık yurt gezilerine çıkarak devlet çalışmalarını yerinde denetledi. İlgililere aksayan yönlerle ilgili emirler verdi. Cumhurbaşkanı sıfatıyla [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]’yi ziyaret eden yabancı ülke devlet başkanlarını, başbakanlarını, bakanlarını komutanlarını ağırladı. 15-20 Ekim 1927 tarihinde Kurtuluş Savaşı’nı ve Cumhuriyet’in kuruluşunu anlatan büyük nutkunu, 29 Ekim 1933 tarihinde de 10. Yıl Nutku’nu okudu. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] özel yaşamında sadelik içinde yaşadı. 29 Ocak 1923′de Latife Hanımla evlendi. Birçok yurt gezisine birlikte çıktılar. Bu evlilik 5 Ağustos 1925 tarihine dek sürdü. Çocukları çok seven [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Afet (İnan), Sabiha (Gökçen), Fikriye, Ülkü, Nebile, Rukiye, Zehra adlı kızları ve Mustafa adlı çobanı manevi evlat edindi. Abdurrahim ve İhsan adlı çocukları himayesine aldı. Yaşayanlarına iyi bir gelecek hazırladı. 1937 yılında çiftliklerini hazineye, bir kısım taşınmazlarını da Ankara ve Bursa Belediyelerine bağışladı. Mirasından kızkardeşine, manevi evlatlarına, [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Dil ve [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Kurumlarına pay ayırdı. Kitap okumayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi ve yüzmeyi çok severdi. Zeybek oyunlarına, güreşe, Rumeli türkülerine aşırı ilgisi vardı. Tavla ve bilardo oynamaktan büyük keyif alırdı. Sakarya adlı atıyla, köpeği Fox’a çok değer verirdi. Zengin bir kitaplık oluşturmuştu. Akşam yemeklerine devlet ve bilim adamlarını, sanatçıları davet eder, ülkenin sorunlarını tartışırdı. Temiz ve düzenli giyinmeye özen gösterirdi. Doğayı çok severdi. Sık sık [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Orman Çiftliği’ne gider, çalışmalara bizzat katılırdı. Fransızca ve Almanca biliyordu. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]’ÜN SON YILLARI VE ÖLÜMÜ [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]‘ün ilk hastalık belirtisi 1937 yılında ortaya çıktı. 1938 yılı başlarında Yalova’da bulunduğu sırada, ciddî olarak hastalandı. Buradaki tedavi olumlu sonuç verdi. Fakat tamamen iyileşmeden Ankara’ya yaptığı yorucu yolculuk, hastalığının artmasına sebep oldu. Bu tarihlerde Hatay sorununun gündemde olması da onu yormaktaydı. Hasta olmasına rağmen, Mersin ve Adana’ya geziye çıktı. Kızgın güneş altında askerî birliklerimizi teftiş edip tatbikat yaptıran [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL], çok yorgun düştü. Ülkü edindiğimillî dava uğruna kendi sağlığını hiçe saydı. Güney seyahati hastalığının artmasına sebep oldu. 26 Mayıs’ta Ankara’ya döndükten sonra tedavi ve istirahat için İstanbul’a gitti. Doktorlar tarafından, siroz hastalığı teşhisi kondu. Deniz havası iyi geldiği için, Savarona Yatı’nda bir süre dinlendi. Bu durumda bile ülke sorunlarıyla ilgilenmeye devam etti. İstanbul’a gelen Romanya kralı ile görüştü. Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. 4 Temmuz 1938′de Hatay Antlaşması’nın yürürlüğe girmesi [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]’ü çok sevindirip moralini düzeltti. Temmuz sonlarına kadar Savarona’da kalan [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]’ün hastalığı ağırlaşınca Dolmabahçe Sarayı’na nakledildi. Fakat hastalığı durmadan ilerliyordu. O’nun hastalığını duyan [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] halkı, sağlığıyla ilgili haberleri heyecanla takip ediyor, bütün kalbiyle iyileşmesini diliyordu. Hastalığının ciddiyetini kavrayarak 5 Eylül 1938′de vasiyetini yazıp servetinin büyük bir kısmını [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL][Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ve [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Dil kurumlarına bağışladı. Ekim ayı ortalarında durumu düzelir gibi oldu. Fakat, çok arzuladığı hâlde, Ankara’ya gelip cumhuriyetin on beşinci yıl dönümü törenlerine katılamadı. 29 Ekim 1938′de kahraman [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Ordusu’na yolladığı mesaj, Başbakan Celâl Bayar tarafından okundu. “Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan, her zaman zaferlerle beraber medeniyet nurlarını taşıyan kahraman [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ordusu!” [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]ü ile [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Ordusu’nun önemini belirtmiştir. Yine aynı mesajda “[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] vatanının ve [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]’lük camiasının şan ve şerefini, dahilî ve harici her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni, her an ifaya hazır ve amade olduğuna benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve itimadımız vardır” diyerek [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Ordusu’na olan güvenini belirtmiştir. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] 1 Kasım 1938′de [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Büyük Millet Meclisi’nin açılış töreninde de bulunamadı. Hazırladığı açılış nutkunu Başbakan Celâl Bayar okudu. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bu nutkunda ülkenin imarı, sağlık hizmetleri ve ekonomi konularındaki faaliyetleri açıkladı. Bundan başka [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ve [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] konularına da temas edip gençliğin millî şuurlu ve modern kültürlü olarak yetişmesi için İstanbul Üniversitesi’nin geliştirilmesi, Ankara Üniversitesi’nin tamamlanması ve Van Gölü civarında bir üniversitenin kurulması için çalışmaların yapıldığını belirtti. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ve [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Dil kurumlarının çalışmalarından duyduğu memnuniyeti açıkladı. Ayrıca [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] gençliğinin kültürde olduğu gibi spor sahasında da idealine ulaştırılması için Beden Terbiyesi Kanunu’nun uygulamaya konulmasından duyduğu memnuniyeti belirtti. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL], ölümüne kadar memleket meselelerinden bir an olsun uzak kalmamıştı. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]’ün hastalığı tekrar şiddetlendi. 8 Kasımda sağlığıyla ilgili raporlar yayımlanmaya başlandı. Bütün memleketi tekrar derin bir üzüntü kapladı. Her [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]’ün kalbi onun kurtulması dileğiyle çarpıyordu. Ancak, kurtarılması için gösterilen çabalar sonuç vermedi ve korkulan oldu. Dolmabahçe Sarayı’nda 10 Kasım 1938 sabahı saat dokuzu beş geçe, insan için değişmez kanun, hükmünü uyguladı. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL][Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] aramızdan ayrıldı. Bu kara haberle, yalnız [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] milleti değil, bütün dünya yasa büründü. Büyük, küçük bütün devletler onun cenaze töreninde bulunmak üzere temsilciler göndererek, [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Cumhuriyeti’nin kurucusuna karşı duydukları derin saygıyı belirten mesajlar gönderdiler. 16 Kasım günü [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]’ün tabutu, Dolmabahçe Sarayı’nın büyük tören salonunda katafalka konuldu. Üç gün üç gece, gözü yaşlı bir insan seli ulu önderine karşı duyduğu saygı, minnet ve bağlılığını ifade etti. Cenaze namazı 19 Kasım günü Prof. Şerafettin Yaltkaya tarafından kıldırıldı. On iki generalin omzunda sarayın dış kapısına çıkarılan tabut, top arabasına konularak, İstanbul halkının gözyaşları arasında Gülhane Parkı’na götürüldü. Buradan bir torpido ile Yavuz zırhlısına nakledildi. Büyük Ada açıklarına kadar, donanmamız ve törene katılmak için gelmiş olan yabancı gemilerin eşlik ettiği Yavuz zırhlısı cenazeyiİzmit’e getirdi. Burada Yavuz zırhlısından alınan cenaze, özel bir trene kondu. Atalarına son saygı görevlerini yapmak üzere toplanan halkın kalbinde derin bir üzüntü bırakarak Ankara’ya getirilmek üzere hareket edildi. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]‘ün vefatı üzerine cumhurbaşkanı seçilen İsmet İnönü, [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Büyük Millet Meclisi Başkanı, bakanlar, [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Başkanı, milletvekilleri ile ordu ve devlet ileri gelenleri tarafından karşılanan cenaze, [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Büyük Mîllet Meclisi önünde hazırlanan katafalka kondu. Ankara halkı da onun cenazesi önünden saygıyla geçerek son görevini yaptı. 21 Kasım 1938 Pazartesi günü, sivil ve askerî yöneticiler ile yabancı devlet temsilcilerinin hazır bulunduğu ve on binlerce insanın katıldığı büyük bir tören yapıldı. Daha sonra [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]’ün tabutu katafalkta alınarak. Etnografya Müzesinde hazırlanan geçici kabre kondu. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] milleti daha sonra, bu büyük insana lâyık, Ankara Rasattepe’de bir Anıtkabir yaptırdı. 10 Kasım 1953′te Etnografya Müzesinden alınan [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]’ün naaşı Anıtkabir’e getirildi. Burada yurdun her ilinden getirilmiş olan vatan topraklan ile hazırlanan ebedî istirahatgâhına yerleştirildi. |